Murat BELGE
Bütün bu “kaset”ler, “tape”ler, “Alo Fatih”ler vb. ortalığı kaplamazdan öncesinde de, Türkiye ilginç ve gerilimli bir sürece girmek üzereydi; çünkü, hep yazıldığı, söylendiği gibi, ardarda seçimlere girilecekti.
İktidarda on yıldan fazla kalmış bir partinin yıpranma, aşınma derecesi ne olur? Bunu merak ediyorduk. Bu partinin amortismanını kendisi değil, muhalefet karşılıyor; hâlâ öyle. Oy verecek parti bulunamadığı için oylar AKP’ye gidiyor --çok sayıda insan açısından durum böyle.
Zaten kasetler falan da bu seçim koridoruna uygun bir “zamanlama” ile açılıp saçıldı.
Örneğin ilkin MGK’da iktidar partisinin cihet-i askeriye ile birlikte “Gülen cemaatini bitirme” planları --ve anlaşması-- yaptığını açığa çıkaran bilgiler ortama düştü. Bu yeni bilgiler ışığında “dershaneler” konusunda karşılıklı elenseler çekildi; taraflar birbirlerini şöyle bir tarttılar. Özellikle Erdoğan’da bir yumuşama, uzlaşma belirtisi görünmeyince ilk “silâhlı çatışma” patlak verdi: ayakkabı kutusu, kasa, para sayma makinesi vb. Savaş başladı.
Şimdi “düşman”a taş mı, ok mu, mermi mi, bir şey attın; önce bakarsın, ne yapıyor, siper mi alıyor, karşı saldırıya mı geçiyor? Bu davranışlarından, onun kaynaklarını ve muhtemel stratejilerini anlamaya çalışırsın.
Bu kutular, kasalar ortaya çıktığında, öyle sanıyorum ki, hazırlanmış cephanelikte seçim koridorunun daha ileri evrelerinde patlatılacak başka bombalar da vardı. Böyle tahmin ettiğimi daha önce de yazmıştım zaten. Benzer bir stratejiyi Ergenekon sürecinde de görmüştük. Bir şeyi ucundan gösteriyorsun; karşında bir cephe “Yalan! Dolan!” diye bağırıyor. Bırakıyorsun bağırsınlar. Sonra gerisini çıkarıyorsun. O zaman, “Yalan!” diye bağıranların doğru konuşmadığı anlaşılıyor.
Kutular, kasalar ortaya saçılırken, Başbakan’ın da telefona sarıldığı anlaşılıyor --“kripto”su etkili olamayan bir telefona!
Bu, önceki cephanelik hazırlığında elde olmayan, yeni bir malzeme veriyor. “Alo Fatih” de öyleydi, doğru hatırlıyorsam. Başbakan ekranda çok öfkeli, ama kendine hâkim görünüyor. Ama, bakıyorsunuz, birçok telâşlı hareket de yapıyor. Bu telefon konuşmaları da bu kategoriye giriyor.
Böylece, ortaya pek çok şey saçıldı, yayıldı. Hoca Efendi, Amerika’dan, “Bunları biz yaymıyoruz,” diye haykırıyor. İşin oradan başladığı bence çok şüphe götürür bir şey değil ama şu aşamada dökülen, saçılanların arkasında başka aktörler bulunuyor olabilir.
Bir yandan da, seçim koridoru ya da seçim parkuru hazırlandı; “400 metre engelli”nin engelleri yerli yerine kondu. Koşunun başlamasına pek bir şey kalmadı. Ama Aralık’tan bu yana gördüğümüz gelişmeler, olayın “mana ve ehemmiyeti”ni ciddi bir şekilde değiştirdi.
Aralık öncesinde, malûm partiler arasında bir seçim yarışı bekliyorduk. “Seçim” demek, doğal olarak, “sınav” demektir. AKP, yarıştan birinci çıkmaya en yakın parti görünümü veriyordu. Müktesebatına “Gezi” karşısında gösterdiği “şiddet” ve “celâl” gibi sevimsizlikler eklenmişti, ama şu şimdiki manzara görünmüyordu. Yolsuzluk iddialarının ortaya koyduğu şeyler şüphesiz çok önemli. Ama, hükümetin, daha doğrusu Başbakan’ın bunlara karşı takındığı tavır, bütün bu örtme çabaları, bu otokratik gidiş, bence çok daha önemli. Başbakan’ın sıkıştığı anda nelere muktedir olduğunu açık seçik gösteriyor.
İşte bu durumda, “Seçmen” de bu yarışın en belli başlı aktörü haline geldi. Şu manzaraya bakacak ve seçecek!
“Seçim” ister istemez “Sınav”dır, dedim. Şu koşullarda ve şu manzara karşısında, partilerden çok, Seçmen bir sınava giriyor.
Bu sınavın (sınavların) sorularının doğru cevapları bende yok. Öyle bir “anahtar” yok, kimsede.
Umarım Seçmen, bu sınavdan başarıyla çıkar.
Yazarlar
-
Mehmet Ocaktanİktidar, Bahçeli’nin hukuk uyarılarını dikkate almalı 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciDemokrasi işgal edilirse… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur Akgün8 Ağustos mutabakatı… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Azerbaycan Turan yolu’ 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURRojbaş İmamoğlu, geçmiş olsun Evre ve yeni YAE’cilere dostane uyarılar… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKomisyon'un çimentosu Bahçeli 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.08.2025
28.07.2025
22.07.2025
30.06.2025
16.06.2025
9.06.2025
23.05.2025
21.05.2025
12.05.2025
5.05.2025