Nihat Ali Özcan
Suudi Arabistan vatandaşı Cemal Kaşıkçı ülkesinin İstanbul Başkonsoloslu-ğu’ndan içeri girdikten sonra “kayboldu”. Yabancı ve yerli medyaya yansıyan bilgiler Kaşıkçı’nın işkenceyle öldürüldüğü yönünde. Hadisenin oluş biçimi ve sonuçları içeride ve dışarıda farklı yönleriyle tartışılıyor.
Kaşıkçı’nın tanınan bir gazeteci olması, ülkesinin siyasi imajı ve Suudi devlet gücünü kullananlarla olan ilişkileri tartışmanın boyutlarını büyütmeye yetti. Özellikle Batı medyasının konuya sahip çıkması ve kamuoyu oluşturması da önemli rol oynadı.
Gelinen aşamada faillerin kimlikleri, harekete geçme nedenleri, hadisenin oluş biçimi ve olay mahalli bunun sıradan bir cinayet olmadığını gösterdi. Hadise genel hatlarıyla, otoriter bir devlete mensup memurların planlı biçimde, kendi vatandaşını yabancı bir ülkede, kendi konsolosluk binasında öldürmüş olmalarıdır.
Hukuki tanımlamalar bir yana (ahlakiliği de tartışılır), bazı devletler siyasi muhalifleri ortadan kaldırmak amacıyla yabancı ülkelerde gizlice benzer eylemler yaparlar. Çünkü karar alıcılar sorunları müzakere, diplomasiyle çözemiyor ve açıktan da güç kullanamıyor iseler söz konusu üçüncü yolu denerler. Bu yollar iyi yönetilemediğinde, geri tepme ihtimali yüksek, riskli bir metottur. Örnekleri arasında, propaganda, suikast, itibar erozyonu, insan kaçırma, teröristleri veya gerilla hareketlerini desteklemek gibi yollar bulunur. Dikkat edilirse, hareketler çoğunlukla hukuka aykırı ve gayri ahlakidir. Bu nedenle eylem planı, tipi, mahalli, icracıların sadakati ve “inkâr edebilirliği” hayati öneme haizdir.
Örneğin Rus istihbaratının, Putin’in ifadesiyle, hain eski KGB ajanı Skripal ve kızını zehirleme teşebbüsünde olduğu gibi. Bu eylem istihbarat dünyasında “örtülü operasyon” olarak sınıflandırılabilir. Ancak esas olan fiilin “inkâr edilebilir” olmasıdır. Putin’in yaptığı gibi çıkıp inkâr edersiniz. Eğer hareket tamamıyla ayyuka çıkar, failler belirlenir, geride hatırı sayılır iz bırakırsa ve hiçbir koşulda inkâr da mümkün değilse, artık tipik bir “devlet terörü” failisiniz demektir. Kendinize ders kitaplarında kolayca yer bulursunuz.
Anlaşılan Suudi Arabistan veliaht prensi, politik tutumunu beğenmediği Kaşıkçı’yı “örtülü operasyonla” ortadan kaldırmaya karar vermiş. Ancak adamları geride o kadar çok iz bırakmış ki bir numaralı kural “inkâr edilebilirliği” ihlal etmiş. Bu ihlal veliaht prensi “örtülü operasyon” kahramanı olmaktan çıkartıp “devlet terör” uygulayan siyasi figüre dönüştürmüş bulunuyor.
Kitaba göre, terör örgütleri gibi devletler/siyasi otoriteler de terör fiili işlerler. Ya iç politikayı düzenlemek, siyasi otoritenin gücünü tahkim etmek için ya da dış politikanın bir aracı olarak terörü/teröristleri kullanırlar. Suudi siyasi otoritesi, devlet terörü tanımındaki tüm özellikleri bir araya getirmiş görünüyor. Siyasi nedenlerle, emirle ve memurları eliyle Kaşıkçı’yı işkence ve kötü muameleyle ortadan kaldırarak.
Elbette tartışma bitmedi. Kim bilir, Kaşıkçı cinayeti “örtülü operasyondan devlet terörüne” dönüşecekken hızla dolarların gölgesinde sıradan bir “aşk cinayetine (!)” bile dönüşebilir.
Yazarlar
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları




























Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
19.06.2019
11.06.2019
28.05.2019
21.05.2019
8.05.2019
23.04.2019
19.04.2019
16.04.2019
10.04.2019