Salih Tuna
Eleman bizim aklı evvellere norm koymaya çalışıyor ama daha kimEnverist kim Neo-İttihatçı hattında farkında değil.
Yahut fakında da, gündüz gözüyle cambazlık yapıyor ki, olursa o kadar olur.
Hadi kime danışmanlık yaptığından geçtim, insan halihazırda aynı gazetede yazdığı yazarlara bakar da utanır.
Utanmak çok önemlidir.
Daha evvel bu köşecikte dedim ya; insanı utanma duygusu terk etti mi geriye sadece “beşer” kalır.
Utanmak elbette asalete mündemiçtir.
Galiba Platon demişti, “asalet doğuştan değil, davranıştan gelir.”
Öyledir.
İnsan yapıp ettiklerinin “toplamı” değil midir? Madem insan masum, günahsız doğar, ve madem yapıp ettiklerimizden hesaba çekileceğiz, bu böyledir.
“Hazreti insan” katına yükselebilecek miyiz yoksa “beşer” olmaya mahkum mu olacağız?
Ademoğlunun yeryüzündeki serüveninin hülasası bundan ibarettir.
«««
Yeryüzünde hiç kimse anasından cibilliyetsiz doğmaz. Allah adildir, mutlak adalet sahibidir.
Ne güzeldir o söz: “Hâşâ zulmetmez kuluna Hûdâsı/ Herkesin çektiği kendi cezası!”
İnsan nihayetinde kendine zulmeder. En büyük zulüm de kazanım zannederek kendi kendine yaptığıdır.
Üç günlük dünya için bin bir türlü fırıldak çevirerek ömrünü tüketir. O kadar ki, bizzat fırıldağa dönüşür de haberi olmaz.
Çünkü her çürüyüş kademesinde bir başkasına dönüştüğü için kendisini göremez.
Vahlar olsun ki asıl körlük budur!
Gözü olup görmeyenden, kulağı olup duymayandan daha kötü kim olabilir?!
«««
“Yatay değişiminin” herkes farkına varır. İnsan bu; zamanla alnı kırışır, gözleri altında mor halkalar belirir, saçları beyazlar.
Mukadderattır.
Ne ki, dikey serüven böyle değildir. “Eşrefi Mahlukat” olmak da var “Belhum Adal” olmak da!
Bozulan bozulduğunu fark etmez. “O mâhîler ki deryâ icredür deryayı bilmezler” misali.
Maazallah öyle bir bozulmaya duçar olur ki insan, içgüdüleri bile değişir, laçkalaşır.
Artık çıkış yoktur.
Nietzsche'ye sorsanız, dekadans yozlaşmış içgüdüdür, diyecektir.
Haksız mıdır?
***
Gitmiş dolaşmışsın, yıllar yılı her menfaate diz kırmışsın, sana atılan her ekmeği havada kapmışsın.
Yüzünden, “Zaten hep yeşildi fındık dalları” türküsü akıyor nerdeyse. Elin ayağın ayrı oynuyor, omurgasızın önde gidenisin.
Velhasıl, müptezelsin.
Nasıl yapmışsan artık kapağı buralara atmışsın.
Gelgelelim, ne halde olduğun veya ne hale geldiğinin ayırdında değilsin.
Sadra şifa tek cümlen yok.
Mizahtan, ironiden anlamazsın. Asaletten zerre miskal nasibin yok, bir de utanmadan millete ayar vermeye kalkışıyorsun.
Dün bir bugün iki, hele bir soluklan yiğidim, sen kim millete ayar vermek kim! Sana şırınga ile seviye zerk edilse bünyende durmaz.
“İslamcılığın” da yalan, her şeyin gibi.
Yalancısın.
Yalan söylemek öyle ontolojik bir suçtur ki, içgüdüyü de bozar. İçgüdüsü bozulan insanda asaletin kırıntısını bile beklemek beyhudedir.
***
Dedem (Hasan Baba derlerdi) rahmetli çok saygıdeğer alimdi; hâlâ kimi fetvalarına göre amel edenler var bizim oralarda.
Muhacirlik döneminde insanlar ekmeği zor bulup yerlerdi, kaldı ki köpekler bulacak.
Bulsa havada yer öyle yere inerlerdi.
Remzi Ağa adında çok geniş bir sülaleyi temsil eden çok tanınmış bir ağa vardı.
Muhacirlik döneminde bir gün dedemin köpeğinin önüne ekmek atmış, lakin, köpek atılan ekmeğe dönüp bakmamış, dedemin yanında yoluna devam etmiş.
O gün bu gündür bizim oralarda şu söz söylenir: “Remzi Ağa'nın ekmeğini Hasan Baba'nın köpeği yemedi.”
Asalet önemlidir.
Yazarlar
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplumun İnşası İçin Meclis Adım Atmalı: Yasa Çıkarmalı, Komisyon Öcalan’ı Dinle 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.02.2019
5.02.2019
21.02.2019
20.02.2019
19.02.2019
12.02.2019
6.02.2019
5.02.2019
31.01.2019
29.01.2019