Sezin ÖNEY
Hayatımda kalabalık önünde çeşitli kereler konuşma yaptım; hatta bir keresinde politik bir nutuk atmışlığım dahi oldu. Son derece utangaç, sürekli kızarıp bozaran yapıma rağmen, topluluk önünde konuşmaya bir kez başlayınca, genelde şakıyıveririm. Ne var ki, geçtiğimiz günlerde, hayatımın en zor konuşmasını yaptım; seçkin bir izleyici topluluğu önünde...
İlkokul 2. sınıf öğrencilerine, meslekler tanıtımı etkinlikleri çerçevesinde, gazeteciliği anlattım. İzleyicilerden biri de, bu konuşmanın gerçekleşmesini sağlayan kişi, yani, önünde konuşurken dizlerimin bağının çözüldüğü bir beyefendiydi.
Oğlum Hazar, beni sınıfına, “mesleğimi” tanıtmam için çağırdı. Onu utandırmamak için, oturdum çalıştım; “gazetecilik nedir” diye bir sunum hazırladım. Sonra, sınıf kapısından geçip de, 20 çift meraklı, yakamozlar gibi kıpır kıpır zekâ pırıltılarıyla dolu ve müthiş enerjik gözün önüne çıkıp da konuşmaya başlayınca, sözlerin biri diğerine kapı açtı ve tabii, ben hiç susmak istemedim.
Benim “meslekle” ilgili onlara anlattıklarımdan daha ilginci, çocukların bana sorduklarıydı; haber atlatmaktan, manşet çıkarmaya, “yakındaki” haber mi enteresandır, “uzaktaki” mi, gazeteciliğin saati var mıdır, “haber bekler mi” gibi tam da gazeteciliğin kalbine hitap eden konuları merak ettiler.
Sınıfta, gazetecilik olmasa, “dünyanın karanlıkta kalacağını” anlatmaya çalıştım.
Gazetecilerin işini yapıp da, vermeleri gereken haberleri vermediği zaman neler olabileceğine örnek olarak anlatmadığım bir olay vardı ki; bunun üzerine konuşmanın tam da zamanı.
Bir milyonu aşkın kişi, gazetecilerin susması nedeniyle ölmüş olabilir mi?
Yanıt, ne yazık ki, “evet”.
Benim bu yazıyı yazdığım günden tam 10 yıl önce, 20 martta, bir savaş, bazı gazetecilerin görevlerini yeterince yapmaması nedeniyle başladı.
Irak Savaşı’ndan bahsediyorum.
Irak Savaşı, sadece ABD ve Britanya’nın günahı değil. Türkiye olarak, biz de, savaşın gerekliliğine “inanmaya” çok yaklaştık. Hatta bugün dahi, Başbakan Erdoğan, Türkiye’nin savaşa taraf olması gerektiğini savunuyor. 1 Mart 2003 tezkeresinin görüşüldüğü kapalı Meclis oturumunun tutanakları açıklanmıyor.
O nedenle, 2003’te ABD’nin Irak’ı işgalinde medyanın rolünün ne olduğu tartışmalarına, “gözden, gönülden ve vicdandan ırak” nazarıyla bakamayız. Hele ki, Türkiye’de, Hasan Cemal gibi kıymetli bir yazar, en verimli, en olgun çağında, gazete sütunlarından sürgün edilmişken...
Savaşa giden yolu medya açtı
20 Mart 2003 arifesinde, Irak işgal edilmeden, Bush yönetimi, Saddam Hüseyin’in sahip olduğu kimyasal silahlar ve El Kaide ile olan bağlantıları konusunda, abartılı, aradan cımbızla seçilmiş veya tamamen yanlış bilgilerin medyada yer bulması için son derece stratejik biçimde çalışıyordu.
Sadece 10 yıl içinde, o zaman fırtına gibi esen medya rüzgârı tersine döndü. Bugün, CNN’deChristiane Amanpour gibi gazeteciler, o dönem sadece doğruları yazan, mesleklerinin gereğini yerine getirip neyin ne olduğunu merak ve takip etmenin peşini asla bırakmayan çok az sayıdaki meslektaşının o dönemdeki duruşlarını, onları yeniden gündeme getirerek onurlandırıyor.
Amanpour’un geçtiğimiz günlerde röportaj yaptığı Jonathan Landay ve Warren Strobel, 2003’te çok yalnız bırakılmalarına rağmen, “gerçeğin” peşinde koşmaktan vazgeçmeyen bir avuç gazeteciden. O dönemde, Landay ve Strobel, medya şirketi Knight Ridder bünyesinde haber takip ediyorlardı. İkisi de, siyasi muhaliflik yapmadı veya “kahramanlık” peşinde koşmadı. Sadece, doğru dürüst gazetecilik yaptı.
Bush yönetiminin sızdırdığı “istihbarat raporları”nı, basının her köşesinde yer alan bilgileri sorguladılar. Tek bir haberleri bile yalanlanmadı; gerçi Landay ve Strobel, bunun sebebinin, Bush yönetiminin, herhangi bir yalanlamanın, “haberlerin reklamı” olacağını kanaatine varması olduğunu söylüyor.
Gerçekten de, Irak’ın işgaline yönelik propaganda öyle bir tutmuştu ki, Landay ve Strobel gibi gazetecilerin haberleri, çok büyük zorluklarla medyada yer bulabiliyordu.
Doğru söyleyeni dokuz köyden...
Her iki gazeteci de, o dönem, hiçbir tartışma programına çağrılmadı, savaşın gerekliliğiyle ilgili çok farklı bir tavır almalarına rağmen, “neden böyle diyorsunuz” diyen bile olmadı.
New York Times’tan David Barstow, medyada sürekli boy göstererek Irak Savaşı’nı savunan emekli generallerden bazılarının Pentagon’un “kaşeli elemanı” olarak çalıştığını ortaya koyan haberleriyle, 2009’da “Araştırmacı Gazetecilik” dalında Pulitzer Ödülü aldı.
O dönemde, ABD’de medya, Irak Savaşı’nı destekleyen seslere neden bu kadar sorgusuz sualsiz yer verdi?
Eğer medya, sadece görevini yapsa ve kamuoyunda yaklaşım, algıların ayarlarıyla oynanmadan biçimlenseydi, Bush yönetimi, Irak’ın işgalini yine de gerçekleştirebilir miydi?
Arap Baharı’na yol açan halk dinamikleri, bu 10 yılda, Saddam’ın devrilişinin önünü farklı biçimde açabilir miydi?
Bu soruların yanıtlarını bilemeyeceğiz; ancak, kimin kaybettiği ortada.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.02.2025
29.01.2025
17.01.2025
7.11.2024
6.11.2024
24.10.2024
27.06.2024
7.06.2024
26.05.2024
20.05.2024