Ümit Akçay
2025 yılına bir 2024 değerlendirmesi ile başlamak, yaşananları temize çekip bir sonraki yıla kalan tartışmalara ve temel dinamiklere işaret etmek faydalı olabilir. Bu yazıda dünyada ve Türkiye’de 2024’te yaşanan önemli ekonomik gelişmelerin bir özetini sunacağım.
DÜNYA EKONOMİSİ
2024 yılı, dünya ekonomisi için önemli bir dönüm noktası oldu. Pandemi sonrası uygulanan parasal sıkılaştırmanın sonuna gelindiği, Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ve Avrupa Birliği (AB) merkez bankalarının eşzamanlı faiz indirimleriyle netleşti. Ancak pandemi sonrası dönemde küresel tedarik ve değer zincirlerinin nasıl şekilleneceği konusu halen netleşmiş değil.
Özellikle Ortadoğu’da ve Ukrayna’da süregiden savaşların nasıl sonlanacağı ve ABD ile Çin arasındaki ekonomik ve siyasi ilişkilerin nasıl şekilleneceği konuları, sermayenin uluslararasılaşma dinamiklerini şekillendirecek. Bu konuda 2024’teki gelişme AB’nin Çin’den uzaklaşma stratejisi çerçevesinde değer zincirlerinin kısalması doğrultusunda somut adımlar atması oldu. ABD’de ise Biden yönetimi altında stratejik ürünlerde Çin’e karşı ek gümrük vergilerinin getirildiğini gördük.
Bu adımlar, ‘serbest ticaret’ ideolojisinin ve uygulamasının ivme kaybetmesinin ve küresel ekonomik ilişkilerdeki güç dengesinin yeniden şekillenmesinin habercisi olarak görülebilir. Bir başka ifadeyle, bu durum, dünya ekonomisinde korumacılığın ve izolasyonizmin güçleneceği, küreselleşme ve serbest ticaretin geriye doğru işlemeye başladığı bir dönemi işaret ediyor. 2024 bu anlamda önemli bir yıldı.
Avrupa'da 2024’e damgasını vuran gelişme, Almanya ve Fransa'da ekonomik durgunluğun hükümet değişikliklerine yol açması oldu. Özellikle Almanya’daki borç freni uygulamasının kronik yatırım eksikliğine yol açması ve Rusya’dan gelen ucuz doğal gazın kesilmesi sonucunda Almanya sanayiinin rekabetçiliğinin aşınması, Almanya için 2024’te derinleşen sorunların sadece bir yıllık geçici meseleler olmadığını, uzun dönemli etkileri olabilecek gelişmeler olduğunu gösteriyor. Almanya’ya benzer şekilde, ekonomik zorlukların merkez siyasette yarattığı sarsıntılar Fransa’da da görüldü. 2024 yaz aylarında Cumhurbaşkanı Macron’un riskli bir kararla seçimlere gitmesi, merkez sağ ve solun giderek daha da eridiği bir tablonun oluşmasıyla sonuçlandı. Kısacası, Avrupa için 2024 yılı, takip ettiği ekonomik modelde ciddi tıkanıklıkların baş gösterdiği bir yıl oldu.
ABD'de ise başkanlık seçimleri Trump'ın yeniden seçilmesiyle sonuçlandı. İkinci Trump dönemi henüz başlamadı ancak, dış ticaret politikasında gümrüklerin artırılması ve yerli sanayinin korunması gibi iddialı vaatlerin ne kadarının hayata geçeceği, önümüzdeki yıl için takip edilecek kritik gelişmelerden biri olacak. Ancak kesin olan, ilk Trump döneminde başlayan, sonrasındaki Biden yönetimi ile devam eden Çin ile ticaret savaşları konusunun ve sanayisizleşme sürecinin tersine çevrilmesi yönündeki adımların önümüzdeki ikinci Trump döneminde de süreceği. ‘Devletin geri dönüşü’ ya da ‘post-neoliberalizm’ bağlamında yapılan tartışmalar açısından kritik olan askeri-sanayi kompleksin her iki alanda (ticaret savaşları ve yeniden sanayileşme girişimleri) da doğrultuyu şekillendiriyor olması.
TÜRKİYE EKONOMİSİ
Türkiye'ye bakıldığında, 2024 yılını üç temel gelişmeyle özetleyebiliriz. İlki, 2024’te yerel seçimlerin CHP’nin zaferiyle sonuçlanmasıdır. Muhalefetin seçimleri kazanmasındaki en önemli faktörlerinden biri, iktidarın seçimlere Şimşek programı ile gitmesidir. Bu program, 2023 yılında özellikle büyük şehirlerde görülen hayat pahalılığı krizinin daha da derinleşmesine ve Anadolu’da yaygınlaşmasına neden olarak, iktidarın oy kaybetmesindeki en önemli nedenlerden biri oldu.
2024’e damgasını vuran ikinci gelişme, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın (TCMB) enflasyonla mücadeledeki başarısızlığıdır. Ekonomi yönetimi bir yandan reel ücretlerin baskılanması diğer yandan da TL’nin değerlenmesine dayanan enflasyonu düşürme programını uyguladı. Ancak, reel ücretlerin baskılanmasına, uluslararası emtia ve petrol fiyatlarının düşmesine ve TL’nin reel olarak değerlenmesine rağmen enflasyon yüzde 40’ların üzerinde seyretmeyi sürdürdü. Bu tartışmasız bir şekilde başarısızlık olarak değerlendirilmelidir.
Bu başarısızlığın kökeninde enflasyonun kaynağının (talep kaynaklı olarak) yanlış tespit edilmesi yatmaktadır. Tüketim malları ithalatındaki artışın hız kesmeden sürmesi, yüksek faizden yararlanan üst gelir gruplarının tüketiminde herhangi bir azalma olmadığını gösterirken, bu gelişme gelir dağılımı adaletsizliğinin daha da arttığına işaret ediyor. Kısacası, 2024’te ekonomi yönetiminin gücü asgari ücretliye yeterken, fiyat belirleme gücü olan büyük firmaların fiyatlama davranışlarını disipline etmeye yetmedi. Bu da, enflasyondaki başarısızlığın kökeninde kârların ittirdiği enflasyon gerçeğinin yattığını gösteriyor.
2024’ün üçüncü önemli gelişmesi, ikinci ve üçüncü çeyrekte ekonominin daralmasıdır. Yani önceki yılların aksine 2024 bir ekonomik kriz yılı olarak görülmelidir. 2024’te gerek enflasyonla mücadele programının maliyeti, gerekse ekonomik krizin maliyeti emekçilerin sırtına yüklenmiştir. Aralık’taki asgari ücret artışında gördüğümüz gibi, geniş toplum kesimleri 2024’ü reel ücret kayıplarıyla tamamlamıştır.
2025’E KALAN
2025’e bakıldığında, dünya ekonomisinde büyük bir belirsizlik var. Trump’ın ekonomi politikalarının yansıması, ABD'nin yeni bir korumacı politika izlemesi ihtimalini artırıyor. Avrupa, büyümeyi yeniden canlandırmak için yatırım seferberliği çağrılarını gündeme getiriyor. Özellikle Almanya’daki seçimlerin ardından hükümetin borç frenini aşma stratejileri kritik öneme sahip. Çin ise, yüksek büyüme temposunun yavaşladığı bir döneme girse de, belirli sektörlerdeki yatırımlarını sürdürerek büyüme modelini yeniden dengeleme yolunda.
Türkiye'de ise 2025 yılı, ekonomik durgunluk ve krizle yüzleşme yılı olacak gibi görünüyor. 2021-2023 yıllarında yüksek kârlılıkla hayatta kalmayı başaran firmalar, 2025’teki durgunluğu aşmakta zorlanacak. Çalışanlar için, işsizlik ve hayat pahalılığı arasındaki çifte sıkışma, 2025’in en önemli sorunlarından biri haline gelecek. İktidar, Suriye’deki siyasi kazanımlarını ekonomik yatırımlara dönüştürme çabasında olacak. 2025 ve sonrasında Suriye’ye yönelik altyapı yatırımlarının yanı sıra, yeni sanayi yatırımları da gündeme gelebilir. Ancak bu tür yatırımların başarısı için öncelikle Suriye’deki yeni iktidar yapısının netleşmesi ve siyasi istikrarın sağlanması gerekiyor.
Sonuç olarak, 2024’te yaşanan ekonomik gelişmeler, 2025’teki küresel ve yerel ekonomik stratejileri şekillendirecek. Dünya genelinde korumacılık ve izolasyonizm yükselirken, Türkiye’de 2025 yılı bir ekonomik durgunluk yılı olacak.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
























































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
15.12.2025
8.12.2025
3.12.2025
26.11.2025
17.11.2025
2.11.2025
26.10.2025
25.10.2025
12.10.2025
5.10.2025