Yaşar YAKIŞ
Uçak düşürme olayı nedeniyle Rusya'nın Türkiye'ye misilleme yapıp yapmayacağı sorusu artık olayların gerisinde kalmış, şimdi, yapacağı misillemenin Türk ekonomisine kaça mal olacağının hesabı yapılmaya başlanmıştır.
Bu maliyet düzinelerce makaleye konu teşkil edecek kadar geniştir. Ben bu makalemde bu maliyetlerden sadece birkaçı üzerinde duracağım:
Rusya, misillemenin ilk paketini 28 Kasım'da yürürlüğe koymuştur. Buna göre:
- Güvenlik alanında faaliyet gösteren Türk kuruluşlarının Rusya'da faaliyet göstermesi yasaklanıyor;
- Rusya'da Türk vatandaşlarının işe alınması yasaklanıyor;
- Türk mamulü birçok ürünün Rusya'ya sokulması yasaklanıyor;
- Türk araçlarının Rusya'ya girmesi kısıtlanıyor;
- Rus turistik tur operatörlerinin Türkiye'ye tur satmaları önleniyor,
- Charter seferleri durduruluyor;
- Vize muafiyeti kaldırılıyor.
Bu önlemlerin maliyeti makamlarımızca değerlendirilmeye başlanmıştır. Önlemlerin her iki tarafa da zarar vereceği kuşkusuzdur. Ancak Rus ekonomisi, Türk ekonomisinin iki katından daha büyüktür. Dolayısıyla uğranılacak kaybın Türk ekonomisine vereceği zarar, oransal olarak, Rus ekonomisine vereceği zararın iki katından daha fazla olacaktır. Kaldı ki Rusya, misilleme yapacağı alanları kendisi belirlediğine göre ekonomisine zarar verecek alanları muhtemelen önlemlerin kapsamı dışında bırakacaktır.
Türk-Rus ilişkileri gergin kalmaya devam ederse Türkiye'nin karşılaşabileceği daha büyük zorluk Suriye politikasının uygulanmasında olacaktır. Türkiye, başta Türkmenler olmak üzere Suriye'de çeşitli muhalif kesimlere önemli destek sağlıyordu. Bugüne kadar o kesimler Esad rejimine karşı dayanabildilerse bunu büyük ölçüde Türkiye'nin sağladığı destek sayesinde başardılar. Uçak düşürme olayından sonra Rusya, Türkiye'nin bu yardımını önlemek için elinden geleni yapacak, bu da Türkiye'nin Suriye'deki hareket serbestisini önemli ölçüde daraltacaktır.
Türkiye, ısrarla Türkmenlerle meskûn alanlarda IŞİD kuvvetlerinin bulunmadığını, bu nedenle Rusya'nın bu bölgeyi bombalamasının bir gerekçesi olmadığını ileri sürmektedir. Burada göz ardı edilen önemli bir husus var: Rusya hiçbir zaman Suriye'ye sadece IŞİD'le savaşmak için geldiğini söylemedi. Aksine, Suriye rejiminin düşman olarak gördüğü her muhalefeti kendisinin de hedef olarak gördüğünü söyledi. Aslında IŞİD dışındaki muhalefet örgütleri içinde yer alan Kuzey Kafkasyalı savaşçıları imha etmek muhtemelen Rusya için daha da önemlidir. Bu nedenle Lazkiye dolaylarında IŞİD unsurları bulunmadığı yolundaki gerçeği dile getirmemizin arazide bir karşılığı yoktur.
Burada kendimize sormamız gereken bir başka önemli soru da şudur: Türkmen politikamız acaba ileride Türkmenleri bir bedel ödemek zorunda bırakır mı?
Türkiye, Suriye'deki Türkmenlerin karşılaştıkları zorluklara göz yumamazdı. Nitekim göz yummadı ve rejime karşı kendilerini savunabilmeleri için gerekli her türlü desteği sağladı. Doğrusu da buydu. Ancak burada önemli bir hususu göz ardı etmemek lazım: Bu soydaşlarımız sonuçta Suriye vatandaşıdırlar. Suriye parçalanmazsa, kriz bittikten sonra da Suriye vatandaşı olmaya devam edeceklerdir. Krizden sonra Suriye'de nasıl bir rejim kurulacağını henüz bilmiyoruz. Beşar Esad yerinde kalır mı henüz belli değil. Beşar gitse dahi yerine nasıl bir rejim geleceğini de bilmiyoruz. Böyle bir ortamda oradaki soydaşlarımızı, iç savaş sırasında yabancı bir ülke ile işbirliği yapmış kimseler haline düşürürsek, rejim bunun bedelini soydaşlarımıza çok ağır şekilde ödetir. Bir Sünni yahut Alevi Arab'ın kendi devletine karşı ayaklanması ile Türkmen'in ayaklanması aynı şey değildir. Arap şu veya bu şekilde kendini kurtarabilir. Türkmen'in kendisini kurtarması çok daha zordur. Bu nedenle Türkmenlere kendilerini savunmak için sağlanan silahlar, rejime saldırma amacıyla kullanıldığı zaman, kriz sonrasındaki Suriye rejimi bunun acısını Türkmen soydaşlarımızdan çıkarır. Türkiye, meşru müdafaa ile rejime saldırma arasındaki bu hassas dengeyi gözetmezse, bunun acısını Türkmen soydaşlarımız çekecektir.
Yazarlar
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları




















































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.04.2020
3.04.2020
29.03.2020
6.03.2020
28.02.2020
23.02.2020
16.02.2020
9.02.2020
26.01.2020
13.01.2020