Fehmi KORU
‘Başkanlık sistemi’ni savunanların ağızlarından düşürmedikleri bir cümle var: “Başkanlık sistemini daha önce Turgut Özal da istemişti, Süleyman Demirel de istemişti” cümlesi…
Doğrudur.
Hatta Turgut Özal için Süleyman Demirel’den daha doğrudur.
Bana anlatmıştı Özal
Özal siyasi hayatta yer almaya karar verdiği ilk günden itibaren savunmaya başlamıştı ‘başkanlık sistemi’ni; Demirel ise Özal’ın erken vefatı üzerine onun yerine seçilip Çankaya Köşkü’ne taşındıktan bir müddet sonra…
Turgut Özal 12 Mart askeri müdahalesi sonrası işsiz kaldığında, gelen davet üzerine, Dünya Bankası’nda (WB) çalışmak üzere ABD’ye gittiğinde, çok yönlü bir kapının önünde açıldığını fark etmişti: Dünyanın en ileri bilinen ülkesi (ABD) ile WB tarafından görevle gönderildiği Uzak Doğu ve Afrika ülkelerinde mevcut sistemleri yakından gözleme kapısının…
Yıllar önceye dair bir gözlemini kendisinden aktarayım:
Afrika ülkelerine gittiğinde iki farklı yapı bulmuş Özal; ülkeye girerken gümrükte ve para bozdurmaya gittiğinde bankada gözlemlediği: Birinde bayağı bir vakit alan evrak doldurma zorunluluğu.. diğer ülkede ise işlerin hemen dakikasında hallolması..
“Neden?” sorusunun cevabı ülkenin daha önce kim tarafından yönetildiğiyle ilgiliydi Özal’ın tespitine göre: Bürokrasiye gömülmüş ülkeler büyük ihtimalle Fransa’nın eski sömürgesi; diğerleri ise İngiltere’nin…
Rahmetli, “Anglo-Sakson sistemi kolay” sonucuna varmıştı doğal olarak…
Kendisinin etkili olduğu 1980 sonrası dönemde uygulamaya koyduklarının büyük bölümü Özal’ın bu gözlemine dayanır.
“Başkanlık sistemi olsa daha iyi olur” inancı da…
ABD’de kaldığı kısa sayılabilecek süre (1971-1973) sonunda Türkiye’ye dönerken, Turgut Özal’ın kafasında siyasete girmek ve yılların birikimi gözlemlerini uygulamaya koymak niyeti de vardır.
Dönmeden önce, bayağı ayrıntılı ‘dünya nereye gidiyor, Türkiye ne yapmalı, sistemini nasıl elden geçirmeli?’ sorularına cevap teşkil eden bir rapor hazırlayıp, dönemin başbakanı ve eski yol arkadaşı Demirel’e gönderdiği bilinir.
Raporda önerdikleri arasında ‘başkanlık sistemi’ de vardır.
Özal rahmetli çok istemişti sistemi ‘başkanlık sistemi’ ile değiştirmeyi. Kafasındaki örnek de ABD’ydi.
Demirel’in başkanlık sistemi
Süleyman Demirel’in hikâyesi ise farklıdır.
Kendi gözlemlerimi aktarmama gerek yok. Cumhurbaşkanlığı döneminde en yakınında gencecik bir diplomat olarak bulunmuş Mehmet Ali Bayar, sorduğunda Abdülkadir Selvi’ye anlatmış zaten; o da bugün yazısında aktarıyor.
Okuyalım:
“Sayın Demirel, ‘Türkiye tıkandığında bunu demokrasi içinde açalım. Sistemdeki tıkanma bunalıma dönüşmeden millete götürelim’ diye bir çaba içindeydi. Bizden de bu tıkanmanın yollarını açacak çalışmaları yapmamızı istedi. Amerikan tipi başkanlık sistemini esas almadık. Çünkü ABD’nin geçtiği tarihi süreçler ile siyaset kültürü farklıydı. İngiliz sistemini de etüt ettik. Bizimki kıta Avrupa’sının sistemi olduğu için en uygun sistem Fransız tipi yarı başkanlık sistemiydi.”
Aynen öyledir.
Başından o zamana kadar iki askeri darbe (12 Mart 1971 ve 12 Eylül 1980) geçmiş, bir diğerini (28 Şubat 1997) kendisini yerinde bırakacak biçimde yoluna koymuş bir politikacının arayışı olarak ortaya çıkmıştı sistem değişikliği önerisi…
Evet, ‘başkanlık sistemi’ni siyasi hayatının noktalanmasından hemen önce Demirel de istemişti.
Siyasi tarihimizde derin izler bırakmış iki devlet adamının ikisinin de ‘başkanlık sistemi’istediğini hatırlayıp hatırlatanlar doğru söylüyor…
İkisi de istemişti ‘başkanlık sistemi’ni…
Asıl sorulması gereken soru başka: “Neden istedikleri halde gerçekleştiremediler?”
Süleyman Demirel’in yapabileceği fazla bir şey yoktu…
Fakat Özal, 1980 sonrası, gücünün zirvesindeyken ve ara ara konuyu tartışma gündemine de sokmuşken, değişikliği gerçekleştirmek üzere zorlayıcı bir havaya hiç girmedi.
Askerleri ikna edemediği önemli bir gerekçedir elbette; askerlerin konuya ters bakması da nostaljiktir.
Daha önemlisi şu: Birdenbire patlayan etnik terör buna izin vermedi.
“Terörün o dönemde patlamasında sistem değişikliği tartışmalarının ne kadar etkisi vardır, bugün de terörün azması ne kadar sistem değişikliğinin yeniden gündeme gelmesiyle ilişkilidir?” üzerinde durulması gereken sorulardır.
Palas pandıras sistem değişikliğine gidiyoruz bugün, artılarını ve eksilerini tartışmadan hem de…
Sistemler ithal edilmez önemli devletlerde
Her ülkenin siyasi sistemi o ülkenin tarihi mirasıyla yakından ilişkilidir.
Başkaları tarafından örnek alınan hiçbir ülkeye, sistemi, başka ülkelerdeki işleyişe bakılarak ithal edilmemiştir.
Amerika Birleşik Devletleri, birleşik hale gelmek için bir iç-savaş verildikten, birbirine ters bakan eyaletler, teker teker, bir anayasa ve bayrak etrafında George Washington tarafından birleştirildikten sonra oluşmuştur. Güçlerin dağılmasını sağlayıcı ana eksendir ABD’de ‘başkan’…
Fransa ise, başından yalnızca ihtilâl (1789) geçmiş bir ülke değildir; ihtilâl sonrasında da askeri yönetimler, konsüller, yine krallar gördükten sonra, ‘yarı başkanlık sistemi’ni bir daha aynı yanlışlıkları yaşamamak üzere tercih etmiştir.
Türkiye Cumhuriyeti’nin ‘parlamenter sisteme’ sahip oluşu da birilerine öykünerek veya tesadüfen olmamıştır.
Kurucu babalar, başta Mustafa Kemal, ABD’yi, İngiltere’yi ve elbette Fransa’yı ve sistemlerini biliyordu. Bugünden geriye baktığımızda, Mustafa Kemal kişiliğine ‘parlamenter sistem’den daha uygun değil midir ‘başkanlık’ veya ‘yarı başkanlık’?
Neden ‘parlamenter sistem’ oldu?
Çünkü, Cumhuriyet idaresine, bir bağımsızlık savaşı sonrasında ulaştı Türkiye; o savaşı da İstanbul’daki Mebusan Meclisi’nden Ankara’ya ulaşan milletvekillerinin oluşturduğu Millet Meclisi yönetti.
İstiklâl Savaşı’nı yönettiği için kendisine ‘Gazi’ unvanını veren Meclis…
Fransa’nın, ABD’nin sistemleri tarihlerinden aldıkları derslerle kurulmuştur ve sistem tercihinde ‘daha iyiyi yakalamak’ değil, ‘yanlışları daha iyi önlemek’ endişesi hâkimdir.
Aynı durum Türkiye Cumhuriyeti için de söz konusudur.
Her üç tercihte de ‘dizginleme’ arzusu ön plandadır.
MHP yolu açtı
Sistemler de değişebilir elbette. Nitekim, ABD’de de, Fransa’da da, günlük işleyişte sistem kaynaklı sorunlarla karşılaşıldığında değişiklik kampanyaları açıldığı, sistemleri inceleyen siyaset bilimcilerin farklı sistem önerileri seslendirdikleri olmuştur.
İki gün önce Prof. Juan Lintz’in “ABD için parlamenter sistem daha uygun” tezini ve bunun siyaset bilimciler arasında güçlü destekçileri olduğunu yazmıştım.
MHP’nin de destek vermesiyle AK Parti’nin nicedir arzuladığı, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın ise ‘en mükemmel’ bulduğu için şiddetle gerçekleşmesini istediği ‘başkanlık sistemi’ne gidilmesinin yolu açılmış gibi.
Ne diyeyim, hayırlı uğurlu olsundan başka?
Yazarlar
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR"Terörsüz Türkiye" süreci: Neden barışın vaatlerini değil de şiddetin risklerini önümüze koyuyorlar? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNSüveyde’den sonra: Eski çamlar bardak olurken… 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUYKU “ÖLÜMÜN OYUNBOZAN” KARDEŞİ. 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkan‘III. Dünya Savaşı ihtimali 50/50’ 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUDünya değişiyor, Suriye’nin Türkiye politikası da mı değişiyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHüseyin için matem, Gazze için ağıt 25.07.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl Boraİhtiyatlı İyimserlik 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayReel sosyalizm neden çöktü? 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımının toplumsal meşruiyeti nasıl artar? 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürtler, Türkler ve Araplar 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kahveciİşsizlik Vergisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANMuhalefetsiz muhalefet; medyasız medya!... 7.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.07.2025
24.07.2025
23.07.2025
21.07.2025
19.07.2025
17.07.2025
15.07.2025
13.07.2025
11.07.2025
10.07.2025