Ahmet TAŞGETİREN
Olay HDP olayı değil. HDP evet, ama ötesi de var. Ve onu görmemek, Türkiye için biriken bir sorun – biriken bir bedel olmaya doğru gidiyor.
Evet, her şeye rağmen HDP’ye verilen 6 milyon civarında bir oy var. Bu sökülemiyor. Bu sökülemediği gibi, özellikle iktidarın MHP ile iş birliği içinde ve İyi Parti’ye yüklenme süreci ile paralel şekilde sürdürdüğü şeytanlaştırma söylemi ile HDP oyları kemikleşiyor, bilinç eğitiminden geçiyor ve aidiyet duyguları tahrip ediliyor. Yani açık söylemek gerekirse Ak Parti – MHP ortak dili, HDP tabanında “aidiyet karşıtı” bir anlamda negatif bir eğitime dönüşüyor.
Ama ben bu yazımda, Kürtler’le ilgili meselenin HDP ile sınırlı olmadığını yazacağım.
Sorun, aynı zamanda doğrudan Ak Parti’nin ulaştığı Kürtler’le, muhafazakâr diye tanımlanan Kürtlerle ilgili. Evet, HDP çizgisi benimsenmiyor ama soruna bakışta Cumhur İttifakı ile gelinen nokta da onaylanmıyor.
İhsan Arslan’ın bir süre önce benim de alıntılar yaptığım anılarını bu açıdan inceleyen bir kimse bu sancıyı açık – seçik görür. “Aklımda kalan” başlığı ile yayınlanan anılar, benim yazımda da Ak Parti bünyesinin “Ortak Akıldan kutsal akıla” doğru nasıl evrildiğine ilişkin boyutu ile ele alındı, tartışıldı. Arslan da o tür değerlendirmeleri sebebiyle parti disiplin kuruluna verildi.
Ama Arslan Diyarbakır milletvekilliği yaptı. Kürt. “Çözüm süreci” ve “Açılım”da etkili oldu. Bir Kürt duyarlılığı var. Olması normal, olmazsa yadırganır. Bu yüzden parti içinde zaman zaman bütün Doğu – Güneydoğulu Kürt milletvekilleri gibi “Kürtçü” damgası vurulmasından ve bu damgayı yememek için sorunu gündeme getirememe psikolojisine sürüklenmiş olmaktan rahatsız. İşin ilginç yanı Arslan’ı vaktiyle ağır biçimde “Kürtçülük”le suçlayan MHP lideri Bahçeli, bugün iktidarın en etkin ortağı durumunda.
İhsan Arslan’dan bahsedişimiz halen gündemde olması dolayısıyladır yoksa onun tek olmadığını görmek gerekiyor asıl. Ne diyor Arslan, şöyle kabataslak bakarsak;
-İçerde çözülemediği için Kürt sorunu uluslararası boyut kazandı, diyor öncelikle.
-İktidarın Kuzey Irak ve Suriye Kürtlerine yönelik politikalarını yanlış buluyor. Oralardaki yapılanmaların Türkiye tarafından “düşman” olarak görülmesini eleştiriyor ve şöyle diyor: “Bundan Türkiye’deki Kürtler’in hiç etkilenmeyeceğini, Türkiye’de yaşayan Kürtler arasında bu tutumun bir kırgınlığa, duygusal kopuşa sebep olmayacağını düşündüler. Siz gözünüzü kapatınca herkesi kör sanabilirsiniz. Türkiye böyle bir politika izledi.” (s. 475) “Türkiye’nin içinde ve dışında yaşayan Kürtler arasında ortak aidiyet bilinci oluştu” diyor. (s .483)
-Korucu politikasını “Kürdü Kürde kırdırmak” olarak niteliyor. (s. 425)
-“Yaranın kangrene dönüşmesi durumunda kol bacak keserek hastayı kurtarmak gerekeceğinden” söz ediyor. (s. 426)
-“Terörü kaldırsanız bile Kürt sorununu çözemeyebilirsiniz”, diyor. (s. 436)
-“…altı milyon seçmeni arkasına almış, -bu 20 milyonluk sivil halk demektir.- bir hareketi terörist diye suçlayarak veya adam öldürerek bitiremezsiniz” diyor. (s. 488)
-Dağlara bomba atılmasını eleştiriyor ve “… bu sorunun devamı, kendi toplumunu ayrıştırmak demek, o çok korktuğunuz bölünmenin hızlandırılması demek” diyor. (s. 489)
Son olarak şunu alayım İhsan Arslan’ın kitabından:
-…artık şu anda verdiğimiz kararlar, dökülen kan, MHP ile yaptığımız ve kısa zamanda değiştirilmesi kolay olmayacak ittifak ve sorunun uluslararası hal alması, bizim çözüme tekrar dönme şansımızı elimizden alıyor gibi geliyor bana.” (s. 494)
Bunları söylemek kolay değil, biliyorum. İhsan Arslan yazdıklarıyla tartışılacağını da biliyor olmalı. Ben bu alıntıları yer yer katılmadığım düşünceleri olmasına rağmen “İhsan Arslan tartışılsın” diye veriyor değilim.
“Biriken, ağırlaşan daha ağır ifadesiyle kangrenleşen bir sorun” var, ona işaret etmek istiyorum. İhsan Arslan HDP’li değil. Ak Parti’nin içindeki Kürtler’den. Tayyip Erdoğan’a çok yakın Kürtler’den. Onun değerlendirmeleri muhafazakâr, dindar… her ne denirse “HDPli olmayan Kürtler”in “malum mesele”ye bakışlarını ortaya koyuyor. Anlaşılması gereken o.
10 yıl sonrasını düşünebiliyor musunuz?
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA“Masada Milyonlar Var” 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
5.06.2025
22.05.2025
18.05.2025
13.05.2025
10.05.2025
8.05.2025
1.05.2025
29.04.2025
25.04.2025
19.04.2025