Alper GÖRMÜŞ
Halen yürürlükte olan 2893 numaralı Türk Bayrağı Kanunu, bayrağın nerelere, ne surette asılacağını kesin kurallara bağlıyor. Madde 3:
“Bayrak, kamu kurum ve kuruluşlarıyla yurt dışı temsilciliklerine ve kamu kuruluşlarıyla gerçek ve tüzelkişilerin deniz vasıtalarına çekilir. Yurt içinde ve yurt dışında yetkililerin araçlarına takılır.”
Bayrak Kanunu’nun bu maddesinin fiilen ortadan kalkmasının ve bayrağı başta evler olmak üzere isteyenin istediği yere, istediği zamanda, istediği süreyle hem de kanun koyucunun özel müsamahasıyla asmasının başlangıcını 28 Şubat’a kadar uzatabiliriz.
Bayrak asma pratiğinin ilk olarak 28 Şubat’la birlikte değişmeye başlamasının bize ne söylediği açık: Bayrak artık, sevgisini bütün bir ulusun ortaklaşa paylaştığı bir sembol olmaktan çıkmaya ve onu sevmeye hakkı olmayanlara beslenen öfkenin ifadesi olmaya başlamıştı. Bayrak artık bir sopaydı.
Refah Partisi’nin defterinin dürülmesinden ve yerine askerlerin kontrolünde, laik hassasiyetleri temel alan üçlü bir koalisyonun kurulmasından sonra bayrak öforisi epeyce gevşedi, ta ki Adalet ve Kalkınma Partisi’nin (AK Parti) kuruluşuna kadar...
Bayrak yeniden sopa haline geliyor
Böylece, bayrağın sopa suretinde araçsallaştırılması yeniden gündeme geldi.
Artk basın da devredeydi ve bu yoldaki ittirmecenin başını “camilere bayrak” sloganıyla zamanın Hürriyet yazarı Emin Çölaşan çekiyordu. Çölaşan ilk “camilere bayrak” çağrısını 15 Mart 2002’de yapmış, sonraki yıllarda da aralıklarla bu çağrısını yinelemişti. (Bu çağrılara Diyanet bir süre camilerin millî mekânlar olmadığı gerekçesiyle uymamış, 2006-2007’den itibaren bu kararını yumuşatmıştı.)
Bilmiyorum Çölaşan yıllar içinde böyle kaç yazı yazdı, fakat bütün bu yazılara sinmiş temel motifin, talebin daha da yaygınlaşması ve muhtemel bir fiilî uygulama durumunda ortaya çıkabilecek itirazlar üzerinden, itirazcıların “gayri millî” özlerini ifşa etmek olduğu hususunda benim şahsen hiçbir kuşkum yok.
Cumhuriyet mitingleri: Yeni bir aşama
2007’ye gelindiğinde, bayrağın “muhafazakâr kafalara indirilen sopa” işlevi iyice kitleselleşti. Cumhuriyet mitinglerinin kırmızı rengi, “bayrak asın” çağrılarıyla birlikte büyük şehirlerin apatrmanlarının da rengi haline gelmeye başladı.
Bayrak artık birleştirici değil düpedüz bölücü bir rol oynamaya başlamıştı. Çünkü çağrıyı yapanların bunu hangi amaçla yaptıkları biliniyordu ve dolayısıyla AK Parti’ye oy veren ve bayrakla hiçbir sorunu olmayan milyonlarca insan, çağrıya uyup bayrak sayısını artırdıklarında bunun ne anlama geleceğini biliyorlardı. O kadar ki, AK parti mitinglerinde bile istisnai durumları saymazsak neredeyse hiç bayrak kullanılmıyordu.
Bu kıskaç ancak Cumhuriyet mitinglerinin ve 367 skandalının ardından düzenlenen 2007 genel seçimlerinde kırılabildi ve o tarihten sonra da bayrak, toplumun laik kesiminin tekelinde olmaktan çıktı, muhafazakârların tepesinde sopa olma özelliğini yitirdi.
“Yerli ve millî”den sonrası
Sonrası fena geldi ama... AK Parti, yıllardır yediği sopa sayesinde bayrağın nasıl kullanışlı bir araç olabileceğini öğrenmişti. Partinin lideri ve başbakan Erdoğan’ın rotayı “yerli ve millî”ye çevirmesinden itibaren, işler değişmeye başladı.
Bayrağın eski usul (yani sopa olarak) ve tabii bu defa roller tersine dönmüş olarak kullanılması mümkün değildi, çünkü laiklerin bayrak asma geleneği sürüyordu. Onların belirli günlerde evlerini bayraklarla donatmasının, muhafazakârların bayrağı sahiplenmesinin hanesine yazılması mümkün değildi.
Zaten buna gerek de yoktu, çünkü iktidar bayrağa artık bir sopa olarak değil, bazı şeylerin görülmemesini sağlayacak bir perde olarak ihtiyaç duyuyordu.
Bir ara özet yaparsak: Bayrak, 28 Şubat’tan sonra laik bir müdahaleyle birleştirici sembol olmaktan çıktı ve “onu sevmeye hakkı olmayan” muhafazakârlara beslenen bölücü öfkenin ifadesi oldu (sopa). Şimdi, muhafazakâr iktidarın yeni döneminde ise kâh “domates-biber-patlıcan”ın yarattığı rahatsızlığı, kâh çöken bir binada can verenler adına sorulacak soruları görünmez kılmak için kullanılıyor (perde).
Kadro isteyenlere bayrak perdesi
Bayrağın ya doğrudan nesne olarak ya da onun simgelediği duygular üzerinden bir perde olarak nasıl kullanıldığına, aynı gün gelen iki çarpıcı örnek üzerinden bakalım...
Birinci örnek, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın seçim kampanyasını başlattığı Sivas mitinginden... Erdoğan, tam seçimle “ülkenin bekası” arasındaki bağı bir kez daha ve etkili bir hitabetle hatırlatırken, mitinge katılanlar arasından birileri “kadro isteriz” diye bağırmaya başladılar. Erdoğan, bol keseden kadro talep edenlerle ucuz domates-biber-patlıcan isteyenlerin nefesini kesmek için bayrak ve onun simgelediği duyarlılığı bir perde olarak bakın nasıl kullandı:
"Cudi'de, Gabar'da, Tendürek'te, Kandil'de terörle mücadele ederken, sizin söylediklerinize bakın. Hala bu mücadele bütün ciddiyetiyle devam ediyor. Biz bunu yaparken, birileri, bizi farklı yerlerden vurmaya çalışıyor. Ne diyorlar? 'Domates, biber, patlıcan, sivri biber'. Yahu düşünün, bir merminin fiyatı nedir? Düşünün. Benim Mehmet'imin giyinip, kuşanması, bu teröre karşı verdiği mücadelenin bedeli nedir? Düşünün. Bunları bu iktidar yapıyor, başarıyorsa hala kalkıyor; patates, soğan sivri biber bunları konuşuyorlar. George da Hans da bizleri vurmak istiyor, bunlar da ön ayak oluyorlar.”
Doğrusu, bayrak perdesi işlevini o mitingde hakkıyla yerine getirdi, kadro isteyenler sustu, bundan sonraki mitinglerde de kimsenin böyle bir şeye cüret etmeyeceğini güvenle öne sürebiliriz.
Enkaz altındakilere karşı bayrak perdesi
İkinci örnek 21 insanın ölümüyle sonuçlanan Kartal’daki utanç verici çöküntünün enkazının arasından çıktı.
Enkazda arama kurtarma çalışması yapan bir görevli, bulduğu Türk bayrağını temizleyip cebine koyarken görüntülenmişti. İstanbul Büyükşehir Belediyesi, twitter sayfasından bu hareketi şöyle takdir etti:
“Kartal’da arama kurtarma çalışmaları sırasında enkazda bulduğu Bayrağımızı temizleyip cebine koyan kahraman itfaiye erimizi göstermiş olduğu hassasiyetten dolayı tebrik ediyoruz.”
Belediyeciler, enkazdan çıkan bayrağın temizlenmesini öne çıkarmanın, yirmi bir insanın cansız bedenine nasıl bir saygısızlık olduğunu bilmiyor olabilirler mi? Hiç kuşkusuz hayır, fakat belli ki bayrağın kullanışlı bir araç olarak rolünü onlar da anlamıştı ve muhtemelen takdir görecekleri duygusuyla atmışlardı o tweet’i...
Ulusal bayrakların, ulusların birliğinin başta gelen sembolü olduğu doğruysa, bayrağın Türkiye’deki son çeyrek yüzyıldaki kullanımının doğru olduğu söylenemez. Çünkü sopa olarak kullanıldığında da, perde olarak kullanıldığında da birleştirmiyor, bölüyor.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
19.06.2025
17.06.2025
8.06.2025
1.06.2025
11.05.2025
8.05.2025
4.05.2025
29.04.2025
25.04.2025
21.04.2025