Aydın ENGİN
Nazım Hikmet’in yazması cesaret isteyen dizeleridir:
"…Ve bu dünyada, bu zulüm
senin sayende.
Ve açsak, yorgunsak, alkan içindeysek eğer
ve hâlâ şarabımızı vermek için üzüm gibi eziliyorsak
kabahat senin,
- demeğe de dilim varmıyor ama -
kabahatın çoğu senin, canım kardeşim!..."
İzmir depreminde eşini, çoluğunu çocuğunu, evini yitirenlere seslenirken Nazım Hikmet’ten o dizeleri ödünç alacağım.
"…kabahat senin,
demeğe de dilim varmıyor ama -
kabahatın birazı da senin, canım kardeşim!..."
* * *
1999 depreminde, depremin ertesi günü başlayıp, çoğu kez arabanın arka koltuğunda uyuyarak, sadece iki kez yıkanmak ve üst baş değiştirmek için İstanbul’a gelerek, deprem bölgesinde dört döndüm, 26 zorlu gün geçirdim. Adapazarı’nda, İzmit’te, Gölcük’te, Yalova’da…
21 yıl sonra bugün bile içimi kanatan acılara tanık oldum.
21 yıl sonra bu gün bile öfkemi bastıramadığım ayıplara da…
Adapazarı’nda, Çark Caddesi’ndeydik. Beş, altı katlı, yan yana iki binanın önündeydik. Biri hem yan yatmış, hem bodrum, hem giriş katları yerin dibine batmış; yanıbaşındaki ikizi ise çatlaklarıyla ama dimdik duruyor. Foto muhabiri arkadaşım Kaan Sağanak dibe batmış binanın fotoğrafını çekerken sağlam görünen binanın karşısındaki bir apartmandan üç kişi çıktı. Patron olduğu anlaşılan, suratının rabbiyesini kalmamış bir herif hırladı:
- N’oluyor, niye çekiliyor bu fotoğraflar?
"Gazeteciyiz. İşimiz bu" diye cevapladım. Tınmadı bile:
- Bana bak kazatacı efendi, bu binaları ben yaptım, sattım. Hepsi sağlamdır onların. Bu yan yatıp aşağı çöken diyeceksin. Allahın işine karışılmaz. Vardır bir bildiği…
Bu altın dişli, bakır vicdanlı herifi cevapsız bırakacak değiliz ya:
- Bak efendi. Bu dibe batmış binanın giriş katını oto galerisi yapmışın. Kolonların hepsi kesilmiş. Öteki ikizinde ise o kat iki dairelik bir konut. O ayakta, bu batakta.
Yanındaki herifler üstümüze yürüyünce, zaten fotoğrafları da çektiğimiz için arabamıza atlayıp yürüdük (yani tüydük…)
O günlerden rastgele bir örnek seçtim. Hepsini saymaya kalksam sayfalar ve sayfalar dolar.
Gölcük’te tuttuğu işçilere binadaki çatlakları sıvatan bir başka herifin "Resim çekme, yazı yazma efendi. Reklam olursak bu dairelerin değeri kaça düşer biliyor musun sen? Yedi sülelen gelse kaybı önleyemez" diyecek kadar pişkinleştiğini…
Yalova’da iki ailenin tümüyle öldüğü yıkılan bir binanın kolanlarındaki çimentoyu eliyle ufalayan, içinden deniz kabukları çıkaran bir belediye teknik görevlisine silah çeken altın dişli ve yine bakır vicdanlı bina sahibini…
İzmit’te "Cıvık zeminde yapılmış bu bina deprem olmasa da ayakta kalamazdı" diyen inşaat mühendisini, "Mühendis olsan ne yazar be? Benim ömrüm bina yapmak, yapıp satmakla geçti. Cıvık zemin de ne s.kim oluyormuş" diye posta koyan bir başka yap-satçı herifi…
* * *
Çocukluğumda yeşilin her tonunu taşıyan makilerle süslü Bayraklı kıyı ve sırtlarını betonla sıvayan yapsatçılardan ehven fiyatlı, deniz manzaralı daire alırken fiyatta sıkı pazarlık eden, ama inşaatta "Zemin araştırması yapılmış mı, kolonlarda, duvarlarda çimentodan, demirden çalınmış mı" gibi yaşamsal soruları sormayı düşünemeyen kardeşim:
- Kabahatın hepsi değil ama birazı da sende…
O binalara imar ve iskan ruhsatı veren, kat iznini artıran, kaçak katları denetlemeyen yerel yönetimdeki sorumlular:
- Kabahatın hepsi sizde değil ama birazı da sizde…
İmar affı diye bir rezilliği icat edep uygulayan, böylece kaçak, çürük, binaları yasallık kazandığı için "Oyunu nasıl olsa bize verecek" diyen ve bundan çok az yanılacak kadar işini bilen ve iktidar olmayı keyfi nasıl isterse onu yapabilme olarak kabul etmiş kaşarlı siyaset esnafı:
- Kabahatın hepsi sende diyemem ama çoğu da sende…
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
31.01.2022
29.01.2022
28.01.2022
18.01.2022
17.01.2022
3.01.2022
24.12.2021
13.12.2021
6.12.2021
4.12.2021