Cemil KOÇAK
2012’nin yeni anayasa yılı olacağını söyleyenler de var gerçi, ama bu söylemin gerçekçi olmayıp, daha çok gönüllere seslendiğini de kabul etmeliyiz galiba. Bu konjonktürde yeni anayasa yapımı bir hayli zor görünüyor.
Yeni anayasa yapımı projesi seçimlerden önce, hele geçen anayasa referandumu civarında bayağı heyecan yaratmıştı; seçim gecesi alınan sonuçlarla birlikte bu heyecanın hızla söndüğüne tanık olduk. Tam bir yıl önce yazdığım bir yazıda; anayasa yapmanın siyasî bir süreç olduğunu ve siyasî güç dengeleriyle siyasî mücadelenin bileşkesinde kendisine yol açabileceğini belirtmiştim. Dahası, yeni anayasanın yapım sürecinde farklı grupların alacakları pozisyonların 12 Eylül referandumunda zaten belirlenmiş olduğunu da yazmıştım. Önümüzdeki yakın süreçte bu konumların değişeceğini ummanın da doğru bir beklenti olmayacağını öngörmüştüm. İşin aslı diye yazmıştım, Türkiye’de seçmen kitlesi içinde en az üçte birlik bir kısım, anayasa yapma süreci ile hiç ilgili değildir; üstelik önümüzdeki dönemin temel siyasal mücadelesini bu alanda vermeye hazırlanmaktadır. Bu geniş seçmen kitlesine ulaşmak ve seslenmek imkânı bugünkü siyasal pozisyonlar değişmeden olanaksızdır. Dahası hayaldir. Hayallerle siyaset olmaz.
Herkes farklı şeyler istiyor
Geriye kalan ve en iyi ihtimalle üçte iki oranını kapsayacak seçmen kitlesi açısından anayasa projesi belki üzerinde konuşulabilir bir meseledir. Bir an için iyimser olanlara hak versem dahi, bu geniş yığının içinde de daha en başında çok farklı anayasalar öngörüldüğünü ve görüleceğini hesap etmek için kâhin olmak gerekmez. Bu bakımdan bu geniş kitle içinde de hızlı bir ayrışma söz konusu olacaktır. Yakın gelecekte bir anayasa projesi ortaya koyabilecek ve siyasal temsil bakımından da göreli olarak kuvvetli gruplar, somut olarak AKP ve BDP’dir. Bunun dışında 12 Eylül referandumunda evetçi kanatta yer almayı tercih edenler nispeten marjinal konumdadır. Yani çok farklı projelerden söz ediyoruz. Bu farklı projelerin bir araya gelmesi de sorunlu bir sürece işaret etmektedir. Diğer yandan, tek başına BDP’nin maksimalist talepleri, anayasa yapımı sürecinin ne denli çetrefil olacağının bir başka işareti olarak kabul edilmelidir. AK Parti’nin de gündemindeki projenin tam olarak ne olacağı henüz belirsizdir. Eğer bir süre sonra anayasa projesinden tamamen vazgeçilmezse (siyasette bazen böyle “küçük” sürprizlerle karşılaşmak da mümkündür), nihayet bu mevzun görüşülmesi, yine AK Parti’nin tutumundan bağımsız ele alınamaz.
Rakamlar siyaseti tayin eder genellikle
Seçim sonuçları maalesef iktidar partisinin tek başına bir anayasa yapabilme imkânını elinden aldı. Bu sonuç aslında Ergenekon sevdalılarının seçimdeki yegane başarısı olarak kaydedilmelidir; AK Parti’nin seçimlerde birazcık törpülenmesinden yana olan Ergenekon karşıtı grupların da beklentisi meclisteki üyelikler açısından gerçekleşmiş oldu; ancak bunun sonucu yeni bir anayasa projesine elveda demekti. Nitekim öyle de oldu ve olacak. AK Parti, anayasa meselesinde sıkıştı kaldı; burada bir ilerleme olmadan da başkaca çetrefilli alanlarda hamle yapma inisiyatifi daralmış olduğundan, siyasette ileri adım atması güçleşti; sanırım seçimler sonrasında görülen siyasî zaaflar ve hareketsizlik bunun da bir sonucudur. Tek başına anayasa yapılamıyorsa, hep birlikte hiç yapılamayacak demektir. Fakat AK Parti yeni anayasaya o kadar angaje oldu ki, bir hamlede bundan vazgeçmesi de mümkün değil. Bu bakımdan mecliste özel bir komisyon kurarak bütün partilerin veto hakkını elinde tuttuğu orta sahada top dolaştırmayı tercih etti. Buradan karar çıkması BM güvenlik konseyinden hassas bir konuda karar çıkması kadar olasıdır. Mesela İsrail’i kınayan ve yaptırım uygulayan bir kararın çıkması ne kadar olası ise o kadar. Diğer partiler de, işin başında oyun bozan konumuna sürüklenmemek için ve zaten orta sahadaki topun gol olma imkanı da bulunmadığından bu sahnede rol almayı reddetmek için neden bulamadılar.
Orta saha mücadelesinde TOP NEREDE?
AK Parti, yeni anayasa için bütün partilerin onayını alma koşulunu kabullenmekle, zaten bu projeden feragat ettiğini açığa vurmuş oldu; lâkin siyasette yapılamayanların sorumluluğunu karşı tarafa atabilmek de gerekir. Şimdi bütün partiler, ellerine geçen ilk fırsatta, kamuoyu gözünde kendilerini aklayabilecek bir uygun anda, karşı tarafın uzlaşmaz tutumunu gerekçe göstererek, kendilerini bir süre sonra yeniden savunma konumuna geri çekilecekler. İktidar partisi açısından sorun basit, seçmen kitlesine dönerek, muhalefetin kendisini engellediğinden şikâyetçi olacak; muhalefet iktidarın samimiyetsizliğinden dem vururken, bu sefer de anayasa meselesinin raftan indirilmesini kutlayacak.
Toplumdan yeterince ses de gelmeyebilir!
Tek başına toplumdan yeni öneriler talep edilmesi bile komik; sanki otuz yıldan beri seslendirilmiş olandan daha farklı bir ses çıkacakmış gibi. Belki de bu çağrıya yeterince yanıt gelmediğine bakarak komisyon, toplumda yeni bir anayasa talep edilmediği gibi bir sonuca da varabilir! Sanki toplumun bütün eğilimleri hiç bilinmiyormuş da, ilk kez anlaşılacakmış gibi alınan tutumlar, işin ciddiyetini zaten daha başından torpilledi bile. Aslında çağrının heyecansız karşılığı, bunca zamandır seslendirilen ve dillendirilen taleplerin kör kuyuda cansız yatmasından kaynaklanıyor. Şimdi çok kez bunların yeniden seslendirilmesi talebi, insanlarda genellikle can sıkıntısı yaratmaktan öteye geçemeyebilir. Komisyon, bunu yapmak yerine, bunca zamandır seslendirilmiş olan talepleri internet ortamında saptamayı tercih etmiş olsaydı, hem vakit kazanmış olurdu, hem de gereksiz yere kimseyi meşgul etmemiş olurdu. Zaten komisyonun her adımının yavaş çekim misali atılıyor olması, hiçbir heyecan verici açıklamada bulunmamış olması, bizzat kendisinin bir metin hazırlamaya kalkışmaması, en azından bir ilkeler bütünü konusunda dahi görüşmelerini yoğunlaştırmaması, evet bütün bunlar, durumun umutsuzluğunu açıkça gösteriyor; tabiî sadece görmek isteyenlere. Gerçeği görmenin zamanıdır; AK Parti, iki kez 2002 ve 2007 seçimlerinden sonra yeni bir anayasa yapımı için rakamsal üstünlüğü yakalamıştı; fakat bu imkândan siyasal koşulların elvermemesi yüzünden yararlanamadı; son anda 12 Eylül referandumu bu imkânın küçük bir kısmının kullanılmasıyla son buldu. Paradoksa bakınız ki, artık siyasal koşullar uygun, ne var ki rakamsal çoğunluk bulunmadığından, bu imkândan yararlanmak imkânsız. Tarih böyledir işte, olmadık zamanda paradokslar yaratır ve çözüm çok kez imkânsızdır.
Eski metinde restorasyon olabilir
MADEM öyle; AKP 1982 anayasasını her maddesi için ayrı bir siyasî ittifak kurarak değiştirme imkânını neden kullanmasın? Bu daha güç bir yol değil, belki de uzaktan bakıldığında öyle gelebilir. AKP, bazı maddelerin kaldırılmasında, bazılarının da değiştirilmesinde bazen CHP’yi, bazen MHP’yi, bazen her ikisini de yanına alarak bir yeni düzenleme imkânı bulabilir; en azından bu yolu denemelidir. Evet biliyorum, anayasanın pek çok hükmü her iki parti tarafından da saklı tutulmak istenecektir; her parti ayrı bir hükmü savunacaktır; fakat buna rağmen bazı maddeler için uzlaşma sağlanabilir. Mesela, genelkurmay başkanlığının milli savunmaya bağlanmasında CHP de, MHP de destek verebilir. MGK’nın tamamen lağvedilmesine ve güvenlikle ilgili konuların hükûmetin inisiyatifine bırakılmasına MHP de, CHP de ses çıkarmayabilir. Yine yüksek öğretim kurumlarıyla ilgili hükümler, özellikle YÖK anayasa hükmü olmaktan kolayca çıkarılabilir. Atatürk Dil Kültür Tarih Kurumu anayasadan çıkarlabilir. Askerî yargı ile ilgili yeni düzenleme gündeme getirilebilir. Ekonomik ve sosyal konsey gibi korporatist yapılar tamamen kaldırılabilir. Bu değişiklikler muhalefet partilerinin tamamını ya da bir kısmını zaman zaman içine alarak gerçekleştirilebilir, referanduma gitme zorunluluğu da doğurmayacağından siyasette dalgalanma riski de içermez. CHP de, MHP de zamanında bu konularda kendilerini bağlayacak sözler vermişlerdi, şimdi bu sözlerin yerine getirilmesi istenebilir. Hatta AK Parti’nin bir anayasa değişikliğinde tek başına desteğini almayı asla tercih etmeyeceği BDP bile bazı hükümlerin değiştirilmesine katılabilir; ama bundan emin değilim, çünkü genel politikası onun iktidarın inisiyatifini desteklemesine tamamen engel olacaktır; tıpkı 12 Eylül referandumunda olduğu gibi.
Gönül kırıklıklarını bir kenara bırakma zamanı
OLMAYACAK işlerin peşinde koşmaktansa, daha küçük yapılabilir işlerin peşine düşmek evlâdır diye düşünürüm. Gönül kırıklıklarını bir yana bırakmanın zamanıdır artık; siyaset yapılabilir olanı yapabilmenin sanatıysa eğer, bazı projeleri daha uygun zamana terk etmenin de günü gelmiş demektir. AK Parti, bunca söylemden sonra elbette anayasa yapımı projesinden tek başına cayamaz; yapabileceği tek siyasî gösteri, kendisinden kaynaklanmayan nedenlerle sonunda başarısız kılındığını seçmen tabanına izah edebileceği bir sonuç yakalamaktan ibarettir. Anlayacağınız bu orta saha maçta herkes kendi tribününe, kendi seçmenine oynamaktadır; ikna çabaları bu bakımdan hayli kolaydır. Bu koşullarda AK Parti’den beklenti çıtası kendiliğinden düşecektir kaçınılmaz olarak; fakat hiç olmazsa bütün oyun boyunca sıkıntıdan patlayan izleyicilere, oyunun sona ermesinden sonra, uzatmalarda olsun, iktidarın yeni bir öneride bulunmasını beklemek hakkımız olmalıdır. AK Parti, bu aşamada diğer partilerin bu süreçte belki de telâffuz edecekleri noktalarda mevcut anayasanın üzerinden geçmeyi önerebilir. Bu öneriden kaçınmak artık bu aşamada muhalefet partileri açısından güç olacağından; nihayet bazı hükümlerin kaldırılmasında, bazılarının yeniden düzenlenmesinde mutabakat hâsıl olabilir. Bu sonuç, sadece iktidarın başarısı sayılmayacağından, bütün partiler açısından kendi seçmen tabanlarına karşı kullanabilecekleri önemli bir siyasî yatırım da olabilir.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer F. GergerlioğluMuhafazakârlar çürümeye niye sessiz? 8.06.2021 Tüm Yazıları
-
Mustafa ÖztürkNiyet ve akıbet 29.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ayşe BöhürlerTarih büyük harflerle yazılmaz 28.05.2021 Tüm Yazıları
-
Gazi BAŞYURTBir zamanlar sayılamazdık parmak ile, şimdi eksiliyoruz birer birer… 25.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer Ahmet ÖZERENBİR 1 MAYIS Anekdotu… 10.05.2021 Tüm Yazıları
-
Osman CAN24 Nisan 1915: Kardeşimin Cenazesini Kaldıramadım Hala! 29.04.2021 Tüm Yazıları
-
Verda ÖZERBırak artık eski normali 28.04.2021 Tüm Yazıları
-
Kurtuluş TAYİZPandemide Erdoğan'ı devirme planı çöktü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Vedat BilginSistem değişti de ne oldu! 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali Saydam23 Nisan ‘Çocuklara Hürmet’ Günü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali TarakçıZEVZEK'in asıl amacı Montrö değilmiş! 17.04.2021 Tüm Yazıları
-
Burak Bilgehan ÖzpekVesayet Nedir, Nasıl Kurulur, Niçin Çöker? 16.04.2021 Tüm Yazıları
















































































































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.02.2016
3.02.2016
26.03.2016
19.03.2016
13.03.2016
5.02.2016
28.02.2016
20.02.2016
13.02.2016
7.02.2016