Elif ÇAKIR
AK Parti iktidar olup da muktedir olmadığı dönemlerde de kamu kurumlarına atamalar yaparken bütün iktidarlar gibi “kendi adamlarını” tercih ediyordu.
Sorun bir iktidar partisinin devlet kurumlarına siyasi atamalar yapması değil. Sonuçta seçimleri kazanıp iktidara gelen siyasal güçler, yönetimde başarı sağlayabilmek için uyumlu bir şekilde çalışacakları ve politikalarını başarıyla yürüttürecekleri kadrolarla çalışmak isterler.
Nitekim iktidardaki siyasal kadro ile yüksek kamu görevlileri arasında doğal olarak görüş yakınlığı aranır.
AK Partide 2002’de iktidara geldiğinde yüksek bürokrasiye bu anlamda “kendi adamlarını” getirdi.
***
AK Parti dün, kamu kurumlarına yaptığı atamalarda çok iyi eğitimli, yetenekli, kurumlarda tecrübe kazanmış, getirildiği yere artı değer katacak isimleri tercih ediyordu. Nitekim yüksek bürokrasinin başına getirdiği her bir isim AK Parti iktidarına güç ve itibar kattılar. İyi işleyen bürokrasi sayesinde ülkede siyasi istikrar ve ekonomik gelişme sağlandı. Bundan dolayıdır ki o dönem yapılan atamalar toplumdaki adalet duygusunu zedelemedi. Toplumda AK Parti iktidarının kamu kurumlarını arpalık yaptığı algısı oluşmadı.
Ama iktidarda güçlendikçe durum değişti…
***
Başarılarda imzası olan üst kademe yöneticilerinden biri hiç kuşkusuz önce Türk Hava Yolları’nın yönetim kurulu üyeliğine ardından da yönetim kurulu başkanlığı görevine getirilen Hamdi Topçu’dur.
Bugün Türkiye’de Hamdi Topçu’nun ismi kime sorulsa, hiç kuşkusuz ki verilecek cevap, THY’nin dünya çapında bir marka olmasını sağlayan isimlerden biri olacaktır.
Uçakla yolculuk yapanlar da Türk Hava Yolları’nda çalışanlar da Hamdi Topçu ve arkadaşlarının yönetimde olduğu döneminin mukayesesini yapıyorlardır.
Geriye muazzam bir başarı hikayesi bırakan Sayın Topçu bu başarı hikayesini “Yerel’den Global’e, THY’nin Yükseliş Dönemi” adıyla kitaplaştırdı.
Kitap üçüncü baskısını yaptı.
Milli güreşçi Hamza Yerlikaya’nın akıllara Bekri Mustafa’nın meşhur fıkrasını getiren Vakıfbank yönetim kurulu üyeliğine atanma hadisesi üzerine Sayın Topçu’nun ilaveler yaptığı kitabının üçüncü baskısını okudum.
THY gibi bir kurumun yönetimine gelip, THY’yi Türkiye’nin gurur duyduğu bir şirkete dönüştürmek, görevde bulunduğu 12 yıl boyunca başarı sağlamak, üstelik on yıllar sonra bile hayırla yad edilecek bir başarı hikayesi, bir iz bırakmak kolay değil. Ama diyor Topçu “Başarının hazzı dünyaya değerdi.”
***
Topçu, Türk Hava Yolları’na “küresel rekabet gücü” kazandıran, Türkiye’ye örnek olacak bir döneme imzasını attıran başarısının sırrını saklamıyor: “Liyakat her şeyin üstünde tutulmalı”
Topçu, yönetime geldiği günden itibaren canla başla çalıştığını, işinde yükselmek isteyenlere fırsatlar verdiğini, personelin inisiyatif kullanmasının önünü açtığını yazıyor:
“Herkesten yetkisini tam kullanmasını istiyordum. Özellikle yeni gelen uzmanlar eski yöneticiler üstünde nüfuzlarını kullanıyorlardı. Bunlara müsaade etmemelerini söylüyordum. ‘Kim bir makama atanmışsa, yönetim hakkı onundur, hakkınızı örseletmeyin’ diye destek veriyordum. Eski yöneticilerden kimileri de ‘bu benim yerinme adaya olacak’ diye yenileri etkisizleştirmeye çalışıyordu. Buna da müsaade etmiyorduk. Her yönetici yerine en az iki kişi önerebilmeliydi. Liyakatin her şeyin önünde olması lazımdı.” (sh. 125)
Hele kendisine yönetim kurulu başkanlığı görevini teklif eden ve “Ne düşünüyorsun?” diye soran dönemin başbakanı Erdoğan’a verdiği şu yanıt:
“Sayın Erdoğan’a ‘baştan söyleseniz ‘olmaz’ derdim; ama artık bu işi biliyorum yapabilirim, dedim.’ ‘Devam’ dedi.” (Sh. 84)
***
Görüyor musunuz tavrı, yaklaşımı?
Bugün bir aylık profesöre üniversite rektörlüğü teklif edildiğinde “Ben uygun değilim, o tecrübeye sahip değilim” diyemiyor. “Benim için kanun değiştirmeyin, kanuna uygun tecrübeli arkadaşlarımız vardır” diyemiyor.
Kamu kurumları böyle, böyle çöküyor işte. Açıklanan reform paketlerine rağmen ülkemizde ekonomi neden düzelmiyor? Uçuracağı söylenen hükümet sistemi ülkeyi neden uçuruma götürüyor?
AK Parti geçmişte başarılı fakat bugün başarısız olmasının, bürokrasinin çalışamaz hale gelmesinin sebebi ortada değil mi?
Hamdi Topçu THY’nin başına geldiğinde iç hat yolcu sayısı 5.5 milyonmuş. 43 milyona çıkartmış. Transfer yolsu sayısı 900 binmiş, 14.4 milyona yükseltmiş.
Uçak sayısını 65’ten 269’a yükseltmiş. 2020 yılındayız demek ki bugün hala THY Hamdi Topçu’nun siparişini verdiği 253 uçağı teslim alıyor.
Topçu göreve geldiğinde 54 ülkeye uçan THY’nin uçuş ülke sayısını 110’a, uçuş noktasını 102’den 268’e yükseltmiş. Görev yaptığı 12 yıl boyunca THY bütün bilançoları karla kapatmış.
***
Kitabın en ilgi çekici bölümlerinden biri de bütün dünyayı kasıp kavuran, dünyanın devasa şirketlerinin, markalarının küçülme kararları aldıkları 2008 ekonomik krizini nasıl fırsata çevirdiklerini anlattığı kısım.
Şöyle diyor Topçu:
“Herkes sipariş edilmiş uçakların ya iptali ya da teslimatının ötelenmesi peşindeydi. Arkadaşlar ‘bu kriz gerçekten ciddi’ diyorlardı. Yönetim kurulunda söz aldım, uzun bir konuşma yaptım ve ‘Bu küçülmelerden bir potansiyel çıkacak; biz büyüme kararı alalım” dedim… Ve biz o toplantıda tersine hat açmaya karar verdik” (Sh. 79-80)
***
Şunu söyleyebilirim, keyifle okuyacağınız bir kitap. Bir döneme ışık tutması açısından tarihi bir öneme de sahip.
Kitabı okuduğunuzda elbette içinizde buruk bir tat da bırakmıyor değil. Özellikle AK Parti’nin başarıyla başlayan hikayesinin bugün geldiği noktaya önemseyenler için…
AK Parti bugün, istediği makamı istediği yakınına, akrabasına, yeğenine, eşine, dostuna, partilisine hediye gibi dağıtıyor. Hem de hoyratça. Toplumdaki adalet duygusunu yok ede, yok ede… Liyakat, uzmanlık, tecrübe, yetenek gibi objektif kıstaslar tamamen sümenaltı edilmiş durumda.
DTP’de müsteşar yardımcılığı, SGK Başkanlığı, TÜİK başkanlığı yapan, DEVA Partisinin kurucularından Birol Aydemir’in söylediği gibi “Bizler canlı olarak bir devletin çöküşüne şahit oluyoruz. Kurumların önce gelenekleri sonra da kurumsallıkları yok edildi. Kör topal işleyen bir liyakat sistemi vardı, o tamamıyla bitirildi. Kamu kurumlarının çalışmadığı bir ülkede düzenin olması imkansızdır.” (18 Temmuz 2020, İndependet Türçe)
Topçu’nun kitabı meselenin siyasi iktidarların kamu kurumlarına “kendinden adamları” getirmek olmadığını, meselenin liyakat ve ehliyet ilkesi olduğunu ortaya koyması açısından da önemli.
Yazarlar
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları

























































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
30.11.2025
19.11.2025
11.11.2025
5.11.2025
17.10.2025
8.10.2025
7.10.2025
4.10.2025
30.09.2025
24.09.2025