Enver SEZGİN
Yıllarca TRT’de çalışmış duayen bir haber spikerinden duymuştum. Kürt peşmergeler ve Irak merkezî hükümeti arasında meydana gelen silahlı çatışma haberlerini nasıl sunacakları konusunda sürekli sıkıntılar yaşıyorlarmış. Haberin içinde hiç Kürt sözcüğü geçmemeliydi. Şöyle bir formül bulmuşlar: “Irakta belli bir etnik gruba mensup olan silahlı gruplar ile Irak ordusu arasında çatışmalar devam ediyor.”
1970 yılında Molla Mustafa Barzani liderliğindeki KDP ile Irak hükümeti arsında bir anlaşma yapılmış ve Kürtler için bir özerklik ilan edilmişti. Ancak bu anlaşma kısa sürede ihtilafa dönüşmüş ve çatışmalar yeniden başlamıştı.
TRT’nin, Kürt sözcüğünü kullanmadan sunduğu haber işte bu çatışmaları anlatıyordu.
Çatışmaların kaderi bir OPEC toplantında belirlendi.
6 Mart 1975 yılında Cezayir’de biraraya gelen Irak ve İran yetkilileri aralarında bir sınır anlaşması imzaladılar. Anlaşma İran’ın Kürtlere yaptığı silah desteğini kesmesini de içeriyordu.
Ardından diğer ülkelerin desteği de kesildi.
Uluslararası güçler Kürtleri savaş meydanında yalnız bırakmışlardı.
Anlaşmanın imzalanmasından kısa bir süre sonra Kürt peşmergeler art arda ağır darbeler alarak yenilgiye uğradılar.
KDP lideri Molla Mustafa Barzani mücadeleyi “bir dönem için” ertelediğini ilan etti.
Dahası Irak Kürdistanı bir iç çatışmaya sahne oldu.
Kürtler, 1946 yılında ilan edilen Mahabad Kürt Cumhuriyeti’nin yıkılmasından sonra ikinci kez büyük bir hayal kırıklığı yaşıyorlardı.
Kürt halkının özgürlük umudu büyük yara almıştı.
Hiçbir şey Kürtlerin istediği gibi gitmiyordu.
O günler çok geride kaldı.
Bugün durum farklıdır.
Kürtler artık “itilip kalkılacak” bir halk değildir.
En başta, Irak Kürdistanı bir federasyona kavuşmuştur.
Türkiye’ de Kürtler, ülkede değişimin önemli bir gücü hâline geldiler.
Hak ve eşitlik mücadelesi veriyorlar.
Suriye’de bir politik aktör hâline geldiler.
Dün birbirleri ile çatışan Kürt gruplar, bugün kalıcı bir işbirliği arayışı içindedirler.
Kürtlerin her hareketlenmesine “ateşle oynuyorsunuz” diyerek, onlarla sağlıklı diyalog kuramazsınız.
Yaşadıkları topraklarda kendilerine bir yaşam alanı yaratma girişimlerine karşılık, “Sınırlarımızda oldubitti ye izin vermeyiz” yönündeki açıklamaların hiçbir yararı yoktur.
Aksine bu tür açıklamalar Kürtler arasında tepkiye neden oluyor.
Artık “Kürt fobisi” para etmiyor.
Salt “telkinlerle” ilişkileri sağlıklı bir biçimde yürütemezsiniz.
Yepyeni bir politikaya ihtiyaç vardır.
Tüm Kürtlere karşı dostluk ve eşitlik temelinde bütünlüklü bir politika izlemekten başka akılcı bir yol gözükmüyor.
Mesud Barzani’nin şu konuşmasına dikkatleri çekmek istiyorum: “Biz hiçbir komşu ülkeye veya halka karşı düşmanlığı değil, belki tüm düşmanlıkları ortadan kaldıracak Kürt sorununun adil ve barışçı temelde çözümünü istiyoruz.”
Bu yaklaşıma kulak verilmelidir.
Çünkü hangi ülkede yaşıyor olursa olsunlar Kürtlerin ihtiyaç duydukları şey budur.
Türkiye’nin Irak Kürdistan Federasyonu ile yürüttüğü iyi ilişkiler, çözüm sürecinin geldiği aşama ve Kürt nüfusun bu ülkede hatırı sayılır bir ağırlık oluşturması...
Bütün bunlar Türkiye için bir avantaj sayılabilir.
Yeter ki buna uygun politikalar geliştirilebilsin.
Türkiye’nin atacağı her olumlu adım Kürtlerin işbirliğini ve sempatisini kazanabilir.
Bu bakımdan Rojava Kürtlerine karşı alınacak tutum önemlidir.
Şahin Alpay’ın dediği gibi “Kürtlerle beraber ya da Kürtlere karşı”.
Mesele budur.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.05.2016
13.04.2016
2.02.2016
16.02.2016
9.02.2016
26.01.2016
13.01.2016
30.12.2015
23.12.2015
8.02.2015