Ergun BABAHAN

İttihatçı zihniyet NATO duvarına çarptı, sonuç iflas ve yıkım olacak
23.05.2019
1343

 AKP Genel Başkanı Erdoğan’ın Washington ile Moskova’yı birbirine kırdırıp içine düştüğü Suriye batağında kendine alan açma çabası herkesin uyardığı gibi gelip duvara çarptı.

Trump yönetimine bağlı Amerikan Dışişleri Bakanlığı, Ankara’ya bir ültimatom vererek S-400 konusundaki nihai kararını iki hafta içinde açıklamasını istedi.

Amerikan Dışişleri Bakanlığı’nda “Birden fazla” kaynakla konuşan Amerikan CNBC Televizyonu, Ankara’ya verilen ültimatomla ilgili şu bilgiyi verdi:

“Türkiye, ilk haftanın sonunda Rusya’yla milyarlarca dolarlık anlaşmayı iptal etmeli ve bunun yerine ABD’de Raytheon şirketi tarafından üretilen Patriot füze savunma sistemini almalı, yoksa Lockheed Martin’in F-35 programından ihraç edilme, vaat edilen 100 adet F-35’i kaybetme, yaptırım uygulama ve NATO’nun olası tepkisi ile karşılaşacak”.

Yani sadece Türkiye’ye 12 milyar dolar kaynak sağlayacağı belirtilen F-35 programından çıkarılmayacak, Rusya’nın yasaklı şirketleriyle iş yaptığı için ambargoya maruz kalacak, NATO’dan da dışlanacak. Ortadoğu’da kartların yeniden dağıldığı bir dönemde NATO çıpasını kaybetmek sadece bir güvenlik riski yaratmayacak Erdoğan’ı tamamen Putin’in taleplerinin esiri haline getirecek.

Stratejik konumunu veya Trump ile damatlar üzerinden sağladığı kişisel ilişkilere aşırı güvenin ülkeyi getirdiği durum bu. BBC Türkçe servisinin de vurguladığı gibi:

“Bu yaptımı engellemek için Trump'ın, S-400 alımının "’önemli bir alışveriş olmadığını’, NATO'nun ya da ABD'nin askeri operasyonlarını etkilemeyeceğini deklare etmesi gerekiyor.

Aynı zamanda Trump'ın Kongre'nin çeşitli komitelerine bu anlaşmanın ABD-Türkiye ilişkilerine zarar vermeyeceğini anlatan bir mektup göndermesi gerek.”

Amerikan medyası ve Kongresi tarafından kendisine “Rus casusu” veya “Putin’in adamı” muamelesi yapılan Trump’ın böyle bir adım atması görevden alınma sürecini hızlandıracak bir işlem olur ancak. Amerikan marka ve şirketlerini korumak için en gözü kara adımları atan Trump’ın böyle bir karar vermesini beklemek en hafif deyimle aşırı iyimserlik.

Haber yandaş medyada yer bulmadı. Yani, 23 Haziran’da İstanbul seçiminde oy kullanacak olan ve sadece Sabah-Hürriyet veya A Haber-CNN izleyen milyonlarca insanın bu gelişmeden haberi yok ama haberin etkisi anında piyasada hissedildi ve dolar 6.10 bandını aştı.

Piyasa uzmanları “S-400 ile ilgili haber akışı TL’de görünümü tekrar bozdu. Kurun 6.10’un üzerinde ne kadar kalıcı olacağı önemli. Bu hafta tekrar 6.12-6.13 seviyelerine hareket görürsek, TL için pozitif olmayacaktır’’ yorumu yaptı.

Türkiye ekonomisinin hali ortada. Beceriksiz ve dünya gerçeğinden habersiz bir gencin sadece Erdoğan’ın kızıyla evli olma marifeti nedeniyle geldiği koltuğu dolduramadığı ve aldığı kararlarla ekonomiyi her geçen gün daha da kötüye götürdüğü uluslararası piyasa yapıcıların da kabul ettiği bir gerçek. Atilla Yeşilada’nın Amerikalı yatırımcıların Albayrak hakkında söylediklerini dinlemek iyi bir fikir sahibi olmanızı sağlar.

Özetle gelinen nokta tam bir köşeye sıkışmışlık. Üstelik bu Amerikan yönetimiyle Suriye’de “Güvenli Bölge” anlaşması yürütüyor, Kürtlere karşı Türkiye’ye alan açmasını bekliyoruz. Silahlı Kuvvetlerin yapısını derinden etkileyecek böyle bir yaptırımdan kaçmanın yolu S-400’den vazgeçmek ama bu durumda da Putin’in gazabından korkuluyor.

Putin’in gazabı ise İdlib’de cehennem kapılarını açarak milyonlarca insanı Türkiye’ye sürmek, başta Afrin olmak üzere Suriye topraklarından çıkmayı talep etmek şeklinde tezahür edecek.

Erdoğan hangi tarafı seçerse seçsin Türkiye’nin büyük bir kaos ve çalkantıya girmesi, ekonomisinin ağır bedeller ödemesi kaçınılmaz. Emevi Cami’nde cuma namazı kılma hayaliyle çıkılan, yolsuzlukları örtme çabasıyla daha da kabartılan Yeni-Osmanlıcı, eski İttihatçı politikanın ülkeyi getirdiği nokta bu. 200 yılı aşkın bir zaman önce Osmanlı’nın başlattığı Batı serüveninden koparmak ve varlığını ciddi riske sokmak.

Osmanlı’yı Birinci Dünya Savaşı’na sokan zihniyetin benzeri bugün işbaşında. Ermeni politikası ile Kürt politikası aynı, ekonomik koşullar, keyfi yönetim, hukukun askıya alınması, Meclis’in devre dışı bırakılması, farklı her sesin susturulması aynı. Umarım ve dilerim ki, sonucu aynı olmaz...

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar