Gökhan BACIK
Tarihe “Johnson Mektubu” olarak geçen hadise şudur: ABD Başkanı Lyndon B. Johnson, 1964 yılında dönemin Türkiye Başbakanı İsmet İnönü’ye üslubu kaba sayılabilecek bir mektup yollar.
Mektup, bir yandan Türkiye’nin Kıbrıs’a müdahalesini engellemeye yöneliktir diğer yandan ise Türkiye’nin Amerikan askeri teçhizatlarını adaya olası bir müdahalede kullanmaması istenmektedir.
Johnson Mektubu hakkında pek çok yorum yapılmıştır ancak özünde bu mektup ile ABD, Türkiye’ye uyarılarda bulunmakta ve hatta “benim dediğimi yapmazsan ve başkaları tarafından işgale uğrarsan sana yardım etmem” demektedir.
Mektup bir bakıma Türkiye’ye “benim müttefikimsen benim ile ortak karar almadan bazı işlere girişirsen bana güvenme” demektedir.
Bu mektubu yeniden hatırlamamızın sebebi şudur: 6 Haziran 2019 günü ABD Savunma Bakanlığı’ndan, Türkiye Savunma Bakanı Hulusi Akar’a yazılan mektup, Türk-Amerikan ilişkilerinde bir açıdan ikinci bir Johnson Mektubu hadisesi olarak görülebilir.
İlk olarak gazeteci İlhan Tanır’ın yayımladığı mektupta ABD tarafı, eğer Türkiye, S-400 savunma sistemlerini alırsa ABD ile ortak yürütülen F-35 savaş uçakları projesinden çıkarılacağı ifade edilmektedir. Ayrıca, Türk savunma personelinin eğitimine son verileceği belirtiliyor.
Mektup öte yandan “hala S-400 konusunda tavır değiştirme imkanınız var” demektedir.
Mektupta ABD açıkça F-35 konusu ile ilgili kararların S-400’lerin Türkiye’de konuşlanmasının doğurduğu riskler nedeni ile alındığını ifade ediyor. ABD bir bakıma müttefiki Türkiye’ye benim güvenliğime halel getirecek bir şey yapıyorsun demektedir. Yine CAATSA kapsamında Türkiye’ye yönelik yaptırımların da söz konusu olduğu vurgulanıyor.
Mektup, ABD Savunma Bakanlığı tarafından yazılmış ve savunma işbirliği konusunda teknik bir alana yönelik olsa bile Türk dış politikasının genel durumu ile ilgili bazı değerlendirmeler de içeriyor.
Örneğin, ABD tarafı, Türkiye’nin Rusya’ya stratejik ve ekonomik konularda aşırı bağımlı olduğunu ifade ediyor. ABD’ye göre bu aşırı bağımlılık, Türkiye’nin iddialı ekonomik kalkınma hedefleri ile uyumlu değil. Belli ki bu cümleler ile ABD tarafı Türkiye’ye ekonomik olarak büyük oranda Batı ile olan ilişkilerini hatırlatıyor.
Başka bir ifade ile ABD tarafı S-400’ler üzerinden esasen Türkiye’nin Rusya yanlısı mı ABD yanlısı mı kalıp kalmayacağını tartıştığımızı ima ediyor. Çünkü mektup, Türkiye’nin dış politik yönelimi bu şekilde giderse bunun maliyetinin “büyük çaplı işsizlik, milli hasılada büyük kayıplar ve uluslararası ticarette daralma” şeklinde gerçekleşeceğini söylüyor.
Kanaatimce mektubun en önemli yeri “F 35’leri vermiyoruz” kısmından ziyade Türkiye’ye hatırlatılan bu olası ekonomik kayıplar kısmıdır!
Yani, ABD, ekonomik ve diğer alanlarda Batılı sistemin nimetlerini kullanıp savunma gibi kritik bazı konularda Rusya ile yakınlaşmak mümkün değildir demektedir. Dolayısı ile mektup, Türkiye’nin bir süredir “dış politikada her çiçekten bal alırım” tavrının tahammül sınırına ulaştığını belirtiyor.
Diplomatik söylem taraflarından arındırırsak bu ifadeler Türkiye’ye bir anlamda tarafını seç demektedir.
Esasen tam bu açıdan 1964 Johnson Mektubu ile 6 Haziran 2019 tarihli mektup aynı öze sahiptir: ABD, Türkiye’ye savunma siyasetinde ve dış politikada aldığı kararlarda kendisi ile olan ittifak sistemine göre davranmasını istiyor.
1964 yılında Johnson Mektubu kamuoyu tarafından öğrenilince büyük bir tepki oluşmuştu. Türkiye, o zaman ABD’ye bağlı olmayan bir ulusal savunma doktrini geliştireceğini ilan etmişti.
Kanaatimce bugün de aynı şeyler olacak: Kamuoyu, ABD’ye karşı köpürtülecektir. Nitekim, hükümetin görüşünü temsil eden Burhanettin Duran konu ile ilgili son yazısında, eğer ABD Türkiye’ye yönelik tavrını değiştirmezse, “kalıcı ve çok güçlü bir anti-Amerikancı milliyetçiliğin Türkiye’de” belirleyici hale geleceğini iddia etmiştir.
Diğer yandan “kendi milli savunma sanayimizi kurmalıyız” şeklinde bir söylem de kısa sürede piyasaya sürülecektir.
6 Haziran 2019 tarihli mektup, bir süredir gelişen olayların sonucudur. Bu olayları özetleyerek bakınca şunları görüyoruz:
1. Türk dış politikası pek çok temel konuda artık klasik Batıcı yöneliminden kopmuştur.
2. Türkiye’nin bugün dış politikasının günlük işleyişi Rusya merkezlidir. Türkiye için artık Rusya etkisi altında bir ülkedir denebilir.
3. Türk dış politikasında yaşanan değişimin temel kaynağı iç politikadaki rejim değişikliğidir. Mevcut rejimin bu özellikleri ile Batılı kalması imkanı yoktur, doğası itibari ile yeni Türkiye, Rusya gibi bir ülkedir. Hal böyle olunca Türkiye’nin politik rejimi kendi gibi olan Rusya, Venezuela gibi ülkelerle yakın olmayı istemesi doğaldır.
Türkiye’nin dış politikada hangi yolu izleyeceği konusunda önemli bir konu da devleti meydana getiren koalisyonun ideolojik özellikleridir.
Türkiye’yi halen yöneten ve farklı ideolojik çizgilerden gelen (İslamcı, milliyetçi, ulusalcı, Kemalist vb.) grupları “15 Temmuz Koalisyonu” olarak tanımlamak mümkündür.
15 Temmuz koalisyonunu meydana getiren grupları birleştiren noktalar ise Batı karşıtlığı ve aşırı milliyetçiliktir.
15 Temmuz koalisyonu, kısa sürede Türkiye’nin AB defterini dürdü. Kişisel kanaatim bu koalisyonun, ABD ve daha geniş kapsamda NATO ile olan angajmanlardan da kopmayı istediğidir.
Ne var ki, böyle bir kopmanın siyasi, güvenlik ve ekonomik maliyeti herkesi ürkütmektedir.
Yazarlar
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları






















































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
24.12.2025
21.12.2025
7.12.2025
16.11.2025
8.11.2025
1.11.2025
26.10.2025
19.10.2025
14.10.2025
4.10.2025