Gülay GÖKTÜRK
Çözüm Süreci’nin 6-8 Ekim’de atlattığı tehlike bütün Türkiye’yi ve tabii sürecin iki tarafını da korkuttu.
Şimdi yeni bir evreye geçilirken, her kesimin birinci evrede yapılan hatalarla yüzleşmesi ve silahsızlanmaya giden yola daha gerçekçi beklentilerle girmesi gerekiyor.
Öcalan son açıklamasında, bu işi yıllara-aylara yaymak istemediğini; taraflar arasında kısa süreli bir görüşmeden sonra izlenecek yol haritasında bir anlaşma sağlanırsa mart - nisan aylarında bir kongre toplanabileceğini ve kendisinin de silahsızlanma çağrısı yapabileceğini söylemiş.
İyi güzel de, Kandil bu çağrıya uyacak mı?
Son dönemde süreçte yaşanan kırılmanın arka planında, hükümetle PKK’nın çözüm sürecini farklı tanımlamalarının ve farklı beklentiler içinde olmalarının yattığı artık anlaşıldı.
Bu beklenti farklılıkları bugün de aynen geçerli olduğuna göre, şimdi nasıl olacak da, Kandil (ya da KCK) İmralı’dan yapılacak silahsızlanma çağrısına uyacak?
Bana kalırsa burada ilk akla gelen ihtimal, Kandil’in Öcalan’dan gelen çağrıyı (tıpkı geçen defa olduğu gibi) kerhen ve lafzen kabul eder görünmesi ama bir yandan da uluslararası konjonktürü (özellikle ABD’nin tutumunu) kollayarak, bölgedeki “demokratik özerkliği inşa” faşizan faaliyetlere devam etmesi, silahları yeniden gündeme getirmek için her provokasyon imkânını kullanmasıdır.
Öcalan şimdiye kadar çoğu kez, “sahadaki” gücünü pazarlıkta elini güçlendirmek için kullanma, fazla ileri giderse frene basarak liderliğini bir kez daha ispatlama taktiğini uyguladı. Kimi zaman da sahanın önünde barikat görevi yapmanın liderliğini tehdit edeceğini gördüğünde sahadakilere yol vererek önderlik pozisyonunu korumayı seçti.
Ne var ki artık bu tür manevra imkânlarının son derece kısıtlandığı bir döneme giriyoruz.
Hükümet bu belirsizliğin ve oyalama taktiğinin farkında olduğu içindir ki, “kamu düzenini bozacak davranışların son bulması” şartını sürecin devamı için en hayati nokta olarak masada tutuyor. Ve bu koşul da Öcalan’ı fena halde sıkıştırıyor.
Görülüyor ki, bundan böyle bir yandan İmralı’da müzakere devam ederken, bir yandan da Güneydoğu’da KCK’nın paralel devlet kurma faaliyetlerine hiçbir şekilde müsaade edilmeyecek. Öcalan da, ya liderliğini kullanarak KCK’nın bu faaliyetlerine son vermesini sağlayacak ve süreç ilerleyecek; ya da sözünü geçiremeyecek ve PKK’da bir parçalanma yaşanacak.
Bu şıklardan hangisinin yaşanacağını belirleyecek iç ve dış koşullara gelince...
Dış şartları elbette kontrol edemeyiz. Kandil’in kimi ülkelerin yaktığı yeşil ışığın etkisiyle, Güneydoğu’da yeni bir Baas rejimi kurma ve yönetme hayallerini ne kadar sürdüreceğini bilemeyiz.
Ama iç koşullar noktasında söyleyeceklerimiz ve yapacaklarımız olmalı...
Öncelikle belirtelim ki, şimdiye kadarki dönemde Çözüm Süreci’nin yüzü suyu hürmetine PKK’nın bölgedeki yasadışı faaliyetlerine karşı aşırı toleranslı davranıldı. Bu eleştiri hem hükümet hem de sivil toplum için geçerlidir.
Müsaadenizle ben kendimi bu eleştirinin dışında tutuyorum. Çünkü defalarca yazdım, çizdim:
Çözüm Süreci’nin başından bu yana, çözümü destekleyen demokrat kanaat önderlerinin, yazarların, çizerlerin ağırlıklı çoğunluğu, PKK’yı koruyucu kollayıcı; eleştiri ve suçlamaları hep iktidara yönelten bir tutum takındılar. Geçmişte yaşanan kalekol eylemlerinde de, yol kesmelerde de, haraç toplamalarda da, adam kaçırmalarda da böyle oldu. PKK’nın Güneydoğu’da giriştiği şiddet eylemleri ya görmezden gelindi; ya meşru sebepler bulunmaya çalışılarak masum gösterildi. Ne zaman polis göstericileri engellemeye kalksa orantısız güç kullanımı” korosu harekete geçti.
Çözüm gerçekleşecek diye ödü kopan ve sabote etmek için elinden geleni ardına koymayan “demokrat” maskeli kişilerden bahsetmiyorum. Onlar rollerini oynadılar. Ama çözümü destekleyen aydınlardan, kanaat önderlerinden çok azının devletin o bölgede kamu güvenliğini sağlama görevini savunduğunu tespit edelim.
Aylarca bölgede esen PKK terörü, halka yapılan ağır baskı üzerine tek laf edilmedi. PKK’yı kayırmak, onun işlediği suçları, çözüm sürecine verdiği zararları örtbas etmek “demokrat” olmanın gereği sanıldı.
Şimdi girdiğimiz yeni evrede aynı hata tekrarlamamalıdır.
Silahların durmasının bedeli Güneydoğu’daki Kürtlerin PKK’nın demir bir pençesi altında yaşaması olamaz. Biz, Batı’ya cenazeler gelmesin diye, o bölgedeki vatandaşlarımızı PKK’nın zulmü altında yaşamaya terk edemeyiz; onları harcayamayız.
O zaman ilkeli davranmalıyız.
Suçla uzlaşma dönemi son bulmalı. Suçla uzlaşmanın barışa hizmet etmediği; tersine şahinler tarafından zaaf olarak algılandığı ve onları azdırdığı anlaşılmalı. PKK’nın yasadışı her davranışı, karşısında sadece hükümeti değil, bütün kamuoyunu bulmalı. Kandil, silahların gerçekten de miadını doldurduğunu ve tekrar eline almaya kalkanı güçlendirmek bir yana zayıflattığını somut olarak görmeli.
Yazarlar
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.01.2016
8.02.2016
3.02.2016
31.12.2015
29.12.2015
27.12.2015
25.12.2015
22.12.2015
21.12.2015
18.12.2015