Gürbüz ÖZALTINLI
Bugünleri de görecekmişim. Sabaha kadar ekranlarını siyasilere açan tv kanalları; halkı meydanlara çağıran liderler; Meclis’te buluşan vekiller; tankların üzerinde siviller; kelepçeli subaylar… Püskürtülen bir darbe girişimi…
Oğlum ve eşiyle birlikte Ankara Çankaya’da Kumsal lokantasındaydık. Saat 22.00 sıralarında askeri uçaklar alçak uçuşa başladılar. Tıklım tıklım lokantada bütün cep telefonları işlemeye başladı. Ülkenin her köşesinden “ne oluyor” soruları geliyordu. Çatal bıçak sesleri, gürültülü konuşmalar, kahkahalar kesildi. Hava ağırlaştı… Şaşkın, endişeli yüzler. “Hesap” siparişleri… Bir saat içinde restoranda kalan son üç beş kişiydik…
Eve gittim. Televizyonu açtım. Her zaman büyük sempatiyle izlediğim Oğuz Haksever karşımdaydı. Erdoğan’a bağlandılar, Abdullah Gül’e bağlandılar, Davutoğlu’na bağlandılar. Ulaştıkları komutanları konuşturdular. Diğer siyasileri ses vermeye çağırdılar. Dışarıda bombalar patlarken; TRT’de darbe bildirisi okunurken; CNN Türk basılırken, cesaretle habercilik yaptılar.
* * *
Sabaha kadar telefonla konuştuğum arkadaşlarıma söyledim. Ekran karşısına çıkıp kendi bildirisini okuma cesareti olmayan; rütbesi belirsiz; maskesiz var olamayan, şimdi de sahte Kemalist sloganlarla “yurtta sulh” çuluk zokasından medet umanlar mı tutacak sokakları, yoksa Sultanbeyli’nin, Avcılar’ın, Ümraniye’nin “makarnacıları”, “kömürcüleri” mi? Tanklar Bağdat caddesinden, Barbaros bulvarından geçerler de, dış mahallelerden gelenleri durdurabilirler mi? 27 Mayıs’ta alt rütbelilerin Menderes’e yaptıklarını, darbenin üstüne yürüyen, İstanbul meydanlarının yolunu tutan Erdoğan’a yapabilirler mi?
Bence soru buydu. Türkiye’nin sınavıydı bu.
Ne yazık ki kan döküldü. Meclis defalarca bombalandı. Komutanlar rehin alındı. Fakat öyle gözüküyor ki Türkiye bu sınavı geçti.
* * *
Girişimi Talat Aydemir olayına benzetenler oldu. Oysa hiç öyle değil. Bu, çok daha güçlü, profesyonel bir organizasyondu. Evet, komuta zinciri dışındaydı. Fakat iyi planlanmış bir baskın olduğu anlaşılıyordu.
Komuta kademesinin rehin alınması, Jandarma Komutanlığı, Genel Kurmay Başkanlığı, Özel Kuvvetler Komutanlığı, MİT, Türksat gibi stratejik kurumların ele geçirilmeye çalışılması ve bir kısmında başarı elde edilmesi… Bütün bunlar, hazırlıksız yakalanan büyük güç karşısında, iyi örgütlenmiş nispeten küçük bir organizasyonun ne kadar etkili olabileceğini gösteriyor bize. Oyunu bozan, sivil siyasetin kararlılığı ve temsilcilerine sahip çıkan halkın cesaretidir. Hiç kimse tankların üzerindeki askerleri alkışlamadı. İzmir’de de meydanları protestocular doldurdu. Muhalefet partileri açık tutum aldılar. Bu, Türkiye’nin aydınlık yüzüdür.
27 Mayısçılar askeri bakımdan daha güçlü değillerdi. Fakat toplumsal siyasi koşullar farklıydı ve direniş görmediler. Kısacası “iyi planlanmamış” olduğu için değil, sosyolojik ve politik bir karşılığı olmadığı için püskürtüldü darbeciler.
Çok daha fazla kan dökülebilirdi. Kalkışma uzayabilir; hatta başarılı da olabilirdi. Akıl almaz bir kaosa, kitlesel sivil ölümlere, bölünmüş çatışan bir orduya, şehir savaşlarına tanık olabilirdik.
Sonuç olarak, hiç küçümsenmeyecek bir tehlike yaşadığımız anlaşılıyor.
Artık iyice hastalanmış olduğu açık olan kafalardan “Erdoğan’ın komplosu” tahlilleri gelmesi ise doğrusu beni hiç şaşırtmıyor. Ya da bu alçaklığın faturasını da sivil siyasete çıkartanlar… Bu girişimi “kötü yönetime” bağlayanlar… Halkı sokağa çağırdığı için Erdoğan’a öfkelenenler… Meşru hükümete, seçilmiş parlamentoya meydan okuyan, sivillere ateş açan darbecilere değil de Camilerden yapılan direniş çağrılarına kafayı takanlar…
İşte bunlar da Türkiye’nin karanlık yüzü.
Yazarlar
-
İbrahim KirasOrtada aslında bir ‘plan’ yok 2.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTrump kuzulara şah olunca… 2.10.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanTrump’ın Gazze Planının Ak Parti çevresinde yarattığı derin çatlak 2.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsıl sorunumuz TL değil dolar enflasyonu 2.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplumun İnşası İçin Meclis Adım Atmalı: Yasa Çıkarmalı, Komisyon Öcalan’ı Dinle 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
28.04.2024
14.04.2024
8.04.2024
5.04.2024
25.11.2023
16.11.2023
12.11.2023
9.05.2023
7.05.2023
2.05.2023