Hakan AKSAY
Dün Mersin ve Adana’da bombalar patladı.
Onlarca insan ölebilirdi.
Siz bu yazıyı okumaya başladığınızda ülke iç savaş şartlarında olabilirdi.
Bu sefer de can kaybı olmadan atlattık, ucuz kurtulduk.
Sırada ne var?..
Bu böyle gitmeyecek.
Artık belli oldu.
Mert ve dürüst bir mücadele istenilen sonucu vermeyecek.
Demokratik bir seçim kampanyasıyla olmayacak.
Olursa iktidar kaybedecek.
Bu ayan beyan ortaya çıktı.

* * *
En fazla oyu alabilirler.
Birinci çıkabilirler.
Ama bu onlara yetmiyor.
Onların kendilerini güvence altına almaları için muhalefetinezilmesi gerekiyor.
Evet, ezilmesi. Bazılarının yok olması. Birçoğunun bir daha belinidoğrultamayacak kadar ağır darbe alması.
Kendilerinin - eski mesut günlerde olduğu gibi - açık ara önde ipi göğüslemeleri gerekiyor.
Ama böyle giderse sonuçlar pek öyle olmayacak, bu belli oldu.
* * *
İşler sarpa sardı.
Herkes oyunu artıracak.
Bir tek onların oyu azalacak.
Birinci olsalar da, seçimlerin kaybedeni olacaklar.
Gidişleri kötü.
Yüzde 52 artık uzak bir hayal.
Yüzde 48, yüzde 45 hayal.
Giderek yüzde 42, hatta 40 da hayale dönüşebilir.
Maazallah, böyle devam ederse yüzde 38'lere, hatta 35'lere kadar inilebilir...

* * *
Bu böyle gitmeyecek.
"Bir şeyler" yapmalı!
Ve o "bir şeyler" yapılıyor.
O "bir şeyler"den ne anlarsanız artık, her şey...
Çünkü her şey "mübah".
Ezici bir zafer kazanmaları zorunlu çünkü.
Dürüst bir mücadelede asla güçlerinin yetmeyeceği kadar ezici.
Dürüst olmayan, ama "mübah" olan "bir şeyler"...
* * *
Diktatör Evren'in ruhuyla kanatlanmak için dünyanın en adaletsiz seçim barajı olan "yüzde 10" duvarının arkasına sığındılar.
Olmadı!
Duvar sallanıyor, devrildi devrilecek.
Devletin bütün açık ve gizli imkânları seferber edildi.
Hükümet, Başbakan, bakanlar, valiler, kaymakamlar, iç işleri, uçaklar, arabalar, örtülü-örtüsüz ödenekler...
Yetmedi!
"Tarafsız" Cumhurbaşkanı şerefi üzerine ettiği yemini çiğnemeye başladı.
Hem de ne çiğneme!
Günde üç öğün, yemeklerden sonra, bütün dişleriyle ve çenesinin bütün gücüyle çiğniyor...
O da kâfi gelmedi!
Tuzaklar gündeme sokuluyor.
* * *

En büyük hedef HDP.
"En büyük baş belası" olan o!
Çünkü o son zamanlarda oylarını bu kadar yükseltip de duvarı sallamaya başlamasaydı, en az 50-60 milletvekili daha garantideydi. Tek başına iktidar garantideydi. Ve belki de “başkanlık sistemi”...
Ama o "kahrolası" HDP ve özellikle de lideri Selahattin Demirtaşbir türlü durdurulamıyor.
Bıraksan yüzde 13-15 "bandına doğru" koşacaklar...
"Bir şeyler" yapmalı...
HDP defalarca hedef gösterildi, kışkırtmalar yapıldı.
Kuran ellere alındı.
Kâbe tepsiye kondu. Bazen pasta olarak, bazen de silah...
"Zerdüştlük" piyasaya sürüldü, ateistlere karşı zehir saçıldı.
"Bunların seçim beyannamesinde 8 defa 'Kürt' geçiyor, 9 defa 'lezbiyenlik, gay, bilmem ne' kelimeler" dendi...
Ağızlardan köpükler saçıldı.
Yetmedi.
Olmayacak gibi hâlâ.
* * *
O zaman bu toprakların o malum kara yüzü çıktı ortaya, o puslu karanlıkta çakal gözler parladı.
"Daha etkili bir şeyler" yapılmalıydı.
En etkilisi "kan"dı...
Ağrı'da denenmişti ilk olarak. Ve can alınmıştı. Ama "yeteri kadar değil"...
HDP'ye 60 kadar saldırı düzenlendi.
Ülkücüler kışkırtıldı (ne güzel, bir taşla iki "kuş"; hem HDP hem MHP!)
"Ülkücü süsü verilmiş", "kurt işaretli" provokatörler sahneye çıkarıldı.
Olmadı.
HDP sabırla direndi, partili gençler - zor da olsa - şimdiye kadar saldırılara cevap vermemeyi, soğukkanlı davranmayı başardı.
HDP, MHP ve CHP yönetimi oyuna gelmemek için çok dikkatli davranıyor.
Çünkü biliyorlar ki, eğer tuzağa düşülürse sonuç tek bir yere yarayacak...
Öte yandan zaman geçiyor, seçimler giderek yaklaşıyor, sinirler geriliyor...
* * *
Dün Adana'da ve Mersin'de bombalar patlatıldı.
Kan döküldü.
7 kişi yaralı, 3’ünün durumu ciddi.
Bombalı saldırı mekânlarından ölü çıkmadı.
Çıkabilirdi. Çıkmadı.
Çıkmadı ama, korkunun karanlık bulutu iyice yayıldı ortalığa.
Aynı anda bir yerlerden "Goebbels'in vurgusuyla” bir ses yankılandı:
"Kendileri patlatmıştır!"
"Biz masumuz!"
"Biz tertemiziz!"
"Ne hırsızlık ve yolsuzluk biliriz biz, ne yalan ve iftira, ne de cinayet ve katliam!.."
Tehlike devam ediyor.
Yeni "Ağrılar", yeni "Adanalar", yeni "Mersinler" yolda mı?
Her zaman bu kadar ucuz atlatılabilir mi?
İktidar aşkına daha neler planlanabilir?..
* * *
Barış sürecinin devam ettiğini söylemek zor. AKP süreçten çıkmış görünüyor.
Bu ülkede 30 yıllık iç savaşta 45-50 bin kişi öldü.
İlk kez barışa bu kadar yaklaşılmıştı.
"Süreci biz başlattık" diye övünenler, önce görüşmeleri durdurdu, sonra süreci, masayı ve hatta Kürtlerin varlığını reddetti.
Şimdi sıra herhalde sürecin tümüyle gömülmesine, iç savaşın tekrar başlatılmasına geldi.
Tek bir öncelikleri var: İktidarı korumak! Koltuktan inmemek!
Varsın PKK ile savaş tekrar başlasın...
Varsın, Kürtlerin barışa ve yasal siyasete açılan kolu HDP kesilsin, yok olsun...
İç savaş tekrar başlarsa ne olur?
Bir 45-50 bin insanımızı daha feda etsek ne yazar?
Umurlarında mı?
Çatışmalar tekrar körüklenirse, bir daha "masa başına oturmak" ne zaman ve nasıl mümkün olabilir?
Umurlarında mı?
"Kan gerekiyorsa kan dökülecek!.."
Hem "içerde" iç savaşla, hem "dışarda" Suriye'de, belki Irak'ta girişilecek maceralarla!..
Binlerce, on binlerce insanımızı daha kurban edelim, öyle mi?
* * *
AKP 13 yıl önce "mağdur edebiyatı" ile başa gelmişti.
İktidara önce yaklaştı, ardından şöyle bir ilişti, sonra yerleşti, güvenle kök saldı, derken iyice yayıldı, dahası koltuğa yapıştı...
Zengin oldu, paraları yere göğe sığmaz oldu, 1000 küsur odalı saraylar yaptırdı.
Ama bakıyorsunuz...
O hâlâ "mağdur"!..
Bugün bile "beyaz kefen"den bahsedebiliyor.
Belki de haklı...
Kefen bizim siyasetimizin değişmez parçası maalesef.
Ama ortada bir "beyaz kefen" varsa...
Galiba bunların derdi onu giymek değil...
Giydirmek!..
@AksayHakan
Yazarlar
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları




















































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.08.2025
17.07.2025
26.06.2025
22.06.2025
11.05.2025
10.05.2025
13.04.2025
29.03.2025
20.03.2025
6.03.2025