Halil BERKTAY
Ne Perşembe gününü bekleyebildim, ne de “Okuma Notları”nın normal boyutlarına sığdırabildim, burada diyeceklerimi.
Biri ölçülü, biri ölçüsüz,iki ayrı bildiri
Etyen Mahcupyan’ın, PKK’nın intiharı karşısında hükümetin “mukabil intiharı” adını verdiği, geniş, gerekçesiz ve açıklamasız KCK operasyonlarının neye malolduğu, her geçen gün yeni biçimlerde ortaya çıkıyor.
Büşra Ersanlı’nın tutuklanmasını protesto eden 700 küsur imzalı bir bildirinin ardından, (ben gördüğümde) 230 kişinin imzası olan bir bildiri daha çıktı. “Siyaset Akademisi’nde Ders Vermek İstiyoruz !” başlığını taşıyor. BDP Siyaset Akademisi’ni tanımlıyor : “Yasal bir siyasi partinin meşru faaliyetleri çerçevesinde oluşturulmuş...” Ersanlı, diyor, burada “ders verdiği için tutuklan”mıştır. Devamla, “Siyasi partilerin eğitim faaliyetleri siyaset kültürünü güçlendirmeye olduğu kadar, akademinin sözünü hayatla buluşturmaya olanak sağladığı için de vazgeçilmezdir” diyor: “Akademisyenler olarak birçok farklı kurum ve kuruluşta (...) ders verdik ve vermeye devam edeceğiz. Uzmanlık alanlarımız çerçevesinde yer aldığımız eğitim faaliyetlerinin terör faaliyeti olarak damgalanmasını kabul edemeyiz. Üniversite ve siyaset üzerindeki baskıya dur diyebilmek için BDP Siyaset Akademisi’nde ders vermek istiyoruz !”
Ben bu bildirilerin ilkini imzaladım ama ikincisini imzalamadım. İmzalamaya dâvet edilmedim gerçi, herhalde çağrıcılara da, bana da gayet aşikâr gelen nedenlerle. Kuşkusuz doğru, çünkü edilseydim de imzalamazdım. Gerçi nedenleri, Gerillaya oy vermeyeceğim ve Solun “haklı şiddet”i reddemeyişi yazılarımda açık-örtük mevcut (ikisi de Hertaraf’ta, 29 Mayıs 2011). Ama bir kere daha açıklamak istiyorum. Ve hiçbir yanlış anlama olmaması için, bütün diyeceklerimin hukukâ değil siyasî olduğunu; hukukun yasa içi-dışı kategorileri değil, siyasetin doğru-yanlış kategorileri içinde yer aldığını öncelikle belirtmeliyim.
İçeriğine bakmadan, koşulsuz destek olabilir mi?
Birincisi, eleştirdiğim bildiri, haksız gözaltı ve tutuklamalara karşı çıkmanın ötesinde, bir kuruma sahip çıkıyor ve kefil oluyor. Ama bunu yaptığının ya farkında değil, ya farkında değil gibi davranıyor. İkisini özdeşleştiriyor; KCK operasyonlarına muhalefetten, BDP Siyaset Akademisi’nin savunusuna sıçrıyor.
Çünkü ikincisi, ilginçtir, eleştirdiğim bildiride söz konusu parti okulunun içeriği hakkında; orada (daha çok) ne konuşulduğu ve öğretildiği, genel hava ve ortamın ne olduğu hakkında hiçbir şey yer almıyor. Herhalde bu önemsiz görülüyor olmalı. Nitekim bu yazının ön fikirlerini internette ortaya attığımda şöyle karşılıklar da aldım : “Ne dersi ya da semineri olursa olsun, nerede olmasına ve içeriğinin ne olduğuna bakılmaksızın fikirlerin açıklanması doğrudur; bundan yanayım.”
Öyle mi ? Bu kadar mutlak ve sınırsız bir fikir özgürlüğü var mı — olmalı mı ? O zaman “nefret söylemleri”nin suç sayılması talebimizi nereye koyacağız ? Irkçılığın genel teorisiyle de kalmayıp, “saf bir ırk” uğruna yeni soykırımlar önerenler (çıkarsa) ne yapacağız ? Onlar da parti okulu açsın, diyebiliyor muyuz ? Siyaset yöntemi olarak şiddet, savaş ve cinayet de savunulabilsin mi ? İnsanlar “haklı savaş”a çağrılabilsin, bu uğurda tahrik edilebilsin mi ? Tarihte ve bugün, çeşit çeşit “haklı savaş” tarifleri var. İslâmın cihad tarifi var, örneğin. Tabii çok tartışmalı, yoruma bağlı. Birçok Müslüman reddediyor. Ama bir kısım (fanatik, dogmatik, ne dersek diyelim) Müslüman da bunu kabul ediyor. Faraza El Kaide (veya legal cephe örgütü) bir siyaset akademisi açıp, Darülharb‘deki kâfirleri öldürmeyi Kuran’ın emrettiğine dair dersler koysa, devlet de bunu kapatmaya kalksa, biz içeriğinden tamamen bağımsız olarak, çok soyut bir “siyasî partilerin eğitim faaliyeti özgürlüğü” uğruna, göğsümüzü gere gere “bu parti okulunda da ders veririz” diyebilir miyiz ?
Suya sabuna dokunmayan “uzmanlık alanlarımız”
Büyük genellemelere gitmeden önce, bu tür örnekler üzerinde bir parça durup zihin egzersizleri yapmak yararlı olur(du) sanıyorum. Gelelim, üçüncüsü, BDP Siyaset Akademisi’nin somutluğuna. Sahi, nasıl bir yer orası ve ne konuşuluyor, nasıl bir hava teneffüs ediliyor acaba ? Bazı AKP’li bakanlar ile devletçi, milliyetçi karakteri giderek belirginleşen bir tür otoriter-cemaatçi basın, neredeyse kalaşinkof söküp takmayı ve bomba yapmayı içeren bir karikatür sunuyor. Geçelim. Orada radikal Kürt hareketinin temel programı ve ilkelerinin, ana çizgisinin, belirleyici aidiyet ve sadakatlerinin vurgulanmıyor olması mümkün mü ? Taraf‘ta bir yığın şey yazıldı, polisin neleri dinlediği ve kaydettiği hakkında. Bunlar olmasaydı bile, orada “ezilen millet”in “haklı savaşı”nın, ya da KCK’nın (hegemonik, despotik karakterine pek çok yorumcunun dikkat çektiği) programının en azından teorik esaslarının, veya son bir yılda attıkları — Meclis boykotu, Çukurca ve “yeniden savaş” dahil — bütün adımların “haklı”lığının altının çizilmediğini tasavvur etmemiz mümkün mü ?
Daha net konuşalım : BDP’nin de üzerinde ve arkasında, PKK ve KCK’nın maddî-manevî varlığının bütün atmosfere sinmiş olmadığına inanabilir miyiz ? Tersten de düşünebiliriz; bunlara aykırı şeylerin de serbestçe konuşulup tartışıldığına ikna olabilir miyiz ? Diyelim ki bu bildiriyi imzalayanlara buyrun gelin dediler; evet, gerçekten ders vermeye dâvet edildik BDP Siyaset Akademisi’nde. Ne yapacağız; bildiride kullanılan ifadeyle, sırf “uzmanlık alanları”mızla, meselâ feminizmle, anayasa hukukuyla, gazetecilikle, çağdaş kapitalizmin eleştirisiyle, genel siyaset bilimi ve katılımcı demokrasi teorisiyle mi sınırlanmayı kabul edeceğiz ? Tutun ki her nasılsa beni (bile) çağırdılar. Türk milliyetçiliği konuşacağım da Kürt milliyetçiliği konuşmayacağım; ya da Türk Tarih Tezi’yle dalga geçeceğim ama şurada burada rastladığım, (sadece) Kürtçenin bir “doğal dil ve doğa dili” olduğu cahillikleriyle, sahte-bilimiyle dalga geçmeyeceğim, öyle mi ?
Dürüst olalım; hepimiz biliyoruz ki “ev sahiplerimiz” açısından bunlar son tahlilde suya sabuna dokunmayan konular olacaktır; buna aldırmayabilir miyiz ? Bizi izzeti ikram ile ağırlar, onore ederler; “Hocam, ayağınıza, ağzınıza sağlık; sayenizde çok şey öğrendik, ufkumuzu açtınız; gene bekleriz” derler — ve sonra gene kendi bildiklerini okurlar. Gidip katıldığımız, içinde yer aldığımız şeyin diğer, aslâ, bizim dışımızdaki boyutlarının siyasal ve düşünsel sorumluluğu bize hiç ama hiç bulaşmayabilir mi ? “Görmedim, duymadım. Bilmiyordum. Beni ilgilendirmez.” Bir sol aydın, sol demokrat, böyle diyebilir mi ? Gelmiş geçmiş nice devlet görevlisinin “gözlerimi kaparım, vazifemi yaparım” tavrına kızarız, haklı olarak. Ya bizim siyasî ahlâk anlayışımız nicedir ?
BDP parti okulunda, Öcalan, PKK ve KCK eleştirilebilir mi?
Alternatifi, gidip ders vermek ve inadına, zülfiyâre dokunan konulara girmek. Doğrudan doğruya siyaset kültürlerini ve politikalarını eleştirmek. Evet, diyebiliriz ki biz imzaladık ama sırf özgürlük adına imzaladık; yoksa öyle gerçek, somut bir olasılık gibi düşünmedik (neden düşünmedik, pek açık değil ama haydi neyse). Yok, gerçekten çağrılırsak, tabii ki bu çizginin kuyruğuna takılmayız; ona göre ders teklif ederiz; “devrimci şiddet” ve “haklı savaş” kavramlarından başlayarak dümdüz, dosdoğru eleştiririz.
Öyle mi, yapabilir misiniz bunu gerçekten ? BDP Siyaset Akademisi öğrencilerine, Öcalan etrafındaki “kişiye tapma kültü”nün sakatlığını anlatabilir misiniz örneğin ? Ya da örgüt içi demokrasi ve şeffaflığın önemini ? “Devrimci halk savaşı”nın çağ dışı kaldığını; Anayasa referandumundaki boykotunda, Meclise girmemenin de felâket olduğunu ve savaşın yeniden başlaması stratejisine eşlik ettiğini; KCK’nın Kürt halkının kaderi üzerine tekel ilân etmesinin demokrasiye sığdırılamayacağını... (ve hattâ bunların zıddını) Taraf sayfalarında yazarız çizeriz de, çıkıp BDP parti okulunda dobra dobra söyleyebilir miyiz ?
Parti okulları nedir, ne değildir?
Söyletirler mi size ? Dalga mı geçiyor, bir an bile hayal edebiliyor musunuz, böyle bir şeyin gerçekten mümkün olabileceğini ? Sanki ben geçmişte hiç parti okulu yönetmedim, ders vermedim. Hangi sert çekirdekli kadro örgütü, kendi ana ilkeleri ve temel çizgisini kendi parti okulunda eleştiriye açar, açtırır ? Marksizm-Leninizmin ve ondan türeyen bütün diğer “devrimci şiddet” akımlarının teorisi hazırdır, bu konuda. “Burjuva demokrasisi” diye de horlanan legalite, “istismar” edilmek için vardır. Asıl “çelik çekirdek” doğası gereği illegaldir ama kitleselleşebilmek için “legal nefes alma boruları”na muhtaçtır. Onun için etrafına, “maalesef” bir yere kadar ihtiyacı olan saygın “yol arkadaşları” toplayabilmelidir. Ama tabii, bu “yol arkadaşları”ndan çok da çizmeyi aşmamaları beklenir.
Ben yokum bu işte
Bunları hep söyledik, yaşadık, uyguladık 1960’lar, 70’ler ve 80’lerde. Toptan unutmuş olabilir miyiz, kendi kendimize bile itiraf etmekten çekindiğimiz iç realitemizi ? Ya da, pekâlâ biliyoruz da, aslında her türlü şiddete çok da karşı olmadığımız; “devrimcilik” ve/ya her zaman (sırf) devlete karşı olmak uğruna bazı biçimlerine içten içe sempati duymaya devam ettiğimiz için mi, yukarıda verdiğim Cihadçı Siyaset Akademisi örneğine sahip çıkmak aklımızdan geçmeyeceği halde, BDP Siyaset Akademisi’nde ders veririz diye ortaya atlayabiliyoruz ?
Bilemeyeceğim, buna başkaları cevap versin. Ama özür dilerim, ben biraz fazla yaşlanmış, biraz fazla şey görmüş, hissetmiş, okumuş, düşünmüş olabilirim bu bahislerde. Özetle, böyle kafaya alınamam. Silâhlı bir örgütün gölgesinde, vesayeti altında siyaset yapmaya devam eden bir “ikinci kademe” partisinin vitrinindeki süs, entellektüel yol arkadaşı olmayı kabul edemem.
Yazarlar
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları




























































































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.03.2025
8.03.2025
8.03.2025
6.03.2025
10.02.2025
29.01.2025
25.01.2025
16.01.2025
24.12.2024
20.11.2024