Hilâl KAPLAN
'Her şey üzerinde anlaşılmamışsa, hiçbir şey üzerinde anlaşılmamıştır.'
Süreç, ilk kazanımını verdi. Sekiz vatandaşımız, ailelerine kavuştu. Aranan 'Habur sendromu'na bu kez de ulaşılamadı.
Âkil adamların en çok Yeniçağ ve Sözcü yazarları tarafından alıntılandığı bu ilginç günlerde, öne çıkan iki argüman var. Ya 'Öcalan, Başbakan'ı kandırdı; devleti tasfiye decekler' deniyor ya da 'Devlet, Öcalan'ı kandırdı; PKK'yı tasfiye edecekler' deniyor. İki uçtaymış gibi görünenlerin ortaklaştığı nokta masanın devrilmesi, her gün ölüm haberleri alsak da her şey yolundaymış gibi devam edilmesi...
İşin doğrusu gelinen noktada ne devlet ne de PKK çaresizdi. Sadece çatışmanın iki tarafa da zarar verdiği görüldü. Ancak ilk adımın 'devrimci halk savaşı' diye tutturan PKK'dan gelmesi gerekiyordu ve Öcalan da bu noktada devreye girdi.
Devletin, Öcalan'ı siyasî bir aktör olarak muhatap alması için ikna edilmesi gerekiyordu. Silvan saldırısıyla ve demokratik özerklik ilanı zorlamasıyla gerilen toplumsal iklime geri dönmek, önünde üç kritik seçim olan hükümetin kaldırabileceği bir risk değildi. Bu yüzden, üzerinde anlaşılmış, çerçevesi çizilmiş bir çözüm planı olmadan hükümet bu yola girmezdi. Peki, Öcalan devleti nasıl ikna etti?
Sızan İmralı notlarında, Öcalan'ın öne sürdüğü çerçeve, Ak Parti'nin 2011 seçimlerinden önce sunduğuyla aynıdır. Ancak yıllar sonra Öcalan'ın çıkıp, bayrağını Ak Parti'nin durduğu noktaya yakın bir yere dikmesi, AK Parti'nin Öcalan'a yaklaştığı anlamına gelmez. Bilakis, Öcalan'ın Ak Parti'yi ikna için ona yaklaştığı anlamına gelir. Ve sırf birileri Ak Parti'yi Öcalan'a yaklaşmakla itham edecek diye, Ak Parti de kendi vizyonundan taviz vermeyeceğine göre, ajitatörlerin işi oldukça zor görünüyor. Gelin sırayla bakalım:
Silahlara veda
İmralı'da, Öcalan ilkin neden silahlı mücadelenin miadının dolduğunu anlatıyor.
'Radikal demokrasi, tam demokrasi, Anadolu ve Mezopotamya'nın tam demokratikleşmesi, hazırlığım bu yönde. Şimdiye kadar olanlar ısınma hareketi idi. Bütün felsefi ve örgütsel birikimimi bu yönde PKK'yi hazırlamak ve dönüştürmek için kullanıyorum.'
Ayrıca, PKK'ya ve kamuoyuna 'Dostlarımızın ve halkımızın eski kalıp mücadeleyi bir kenara atması lazım' derken silahı aradan çıkartacak ve hükümeti şeytanlaştırmadan hak mücadelesi yapılacak bir vasattan bahsediyor. Ve bu vasat, maksimalist taleplerle ve şiddet üzerinden siyasal alanı zorlayarak değil, amaca ulaşılacaksa bile şiddetten uzak ve tedricen hareket etmeyi gerektiren bir anlayışı içeriyor.
Demokratik özerklik, sabote eder
Notlarda, Sırrı Süreyya Önder'in itirazına rağmen, Öcalan, 'Kürtler, kendi kendilerini yönetecektir. Şu anda yasa dayatırsak büyük alerji yaratır. İleride olabilir. AB Yerel Yönetim Özerklik Şartı'na şerh kaldırılırsa mesele önemli ölçüde çözülür' diyor. Üstelik siyasî iklimi, seçilmiş siyasetçiden daha çok düşünerek ekliyor: 'Biz demokratik özerklikte ısrar edersek, bu sabote olur.'
Yeni anayasada Kürtler
Görüşmede Kandil'den getirilen öneriler listesindeki, 'Yeni Anayasa'da Kürtlerin halk olarak varlığını kabul eden bir ibarenin olması iyi olacaktır' önerisine Öcalan şöyle yanıt veriyor: 'Anayasada devlet öyle tanımlanamaz. Devletin etnisitesi ve dini olmaz. Hukuki bir realitedir anayasa. Bu konuda Habermas'ın görüşlerine ihtiyacımız var.' Yani, aynı Ak Parti gibi, hiçbir etnik vurgu olmayan anayasal yurttaşlık zeminini sorunun çözümü için yeterli gören bir anlayışı savunuyor.
Yola 'Bağımsız Kürdistan' hedefiyle çıkıp, nihayetinde Avrupa Birliği Yerel Yönetimler Özerklik Şartı'ndaki çekincelerin kaldırılmasına razı olmuş, öz savunma güçleri veya anayasada Kürt kimliğinin tanınması gibi taleplerden vazgeçmiş; bu şartlar altında silahı bırakıp gerisini siyasal alanda mücadeleyle elde etmeye gönüllü bir Öcalan portresi var.
Öcalan'ın, Ak Parti'nin 'Büyük Türkiye' projesine ikna olması, Ak Parti'ye hiçbir şey kaybettirmez. Aksine, Türkiye'ye çok şey kazandırabilir. En nihayetinde gün gelip, PKK'lıların 'Ne mutlu Türküm diyene' nidalarıyla MHP'nin Türkçü anlayışına ikna olabileceğini sanmıyorsak, ortalığı 'PKK'ya ne veriyorsunuz da barış olacak?' sorularıyla bulandırmaya gerek yok. Görmek isteyen için cevap gayet açık.
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- Her şey güzel olur tabii!
17.06.2019 - Mazlum Başbakanım
27.05.2019 - Sağa sola T.C. yazmakla olsaydı...
6.05.2019 - Kılıçdaroğlu’na YPG için ‘terörist’ dedirttik
1.05.2019 - Havalimanı canavarı, metrobüs sapığı ve diğerleri
29.04.2019 - Papa ve 1915
24.04.2019 - Mundar seçim!
16.04.2019 - Assange’a karakol, Dündar’a saraylar
15.04.2019 - Akdeniz’den geliyorlar
12.04.2019 - Belediyelerde yeni dönem: Koalisyon yönetimi
8.02.2019
Yazarlar
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları



































Hérve Toum
Çok güzel bir yazı olmuş....