İbrahim Kahveci
Türkiye’nin 2017 yılı ekonomik büyüme oranı ilk iki çeyrek için yüzde 5,2 ve 5,1 olarak açıklandı.
Ekonomi Güven Endeksi bu yılın başında 85,9’a kadar düşmesinin ardından, Ağustos ayında 106,0’ya kadar yükseldi.
Ek: Ekonomi Güven Endeksi en düşük seviyesini, Kasım 2008’de 62,0 seviyesine düşerek görmüştür. Küresel kriz ardından ise, (2009 sonrası) en düşük seviye Ocak 2017’de görülen 85,9 oranı olmuştur. Oysa Ağustos ayında görülen 106,0 düzeyi Temmuz 2012 sonrası en üst seviye olarak dikkat çekmektedir.
Kısaca;
Büyüme gayet iyi
Ekonomiye güven yeniden zirvede
Ama ülkede ekonomik iyileşmenin temel göstergesi olarak üretim ayağını destekleyecek fabrika yatırımları son 1 yıldır sürekli geriliyor.
İş dünyası fabrika yatırımı yapmıyor...
***
İşin bir başka ayağı daha var. Evet, herkesi yatırım için ekonomik şartlar yanında adalet gibi, demokrasi gibi beklentiler içerisinde sanabilirsiniz.
Veya yatırımlar için faizlerin düşmesi gerektiği bir teze inandırılmış olabilirsiniz. Oysa göstergeler hiç de öyle söylemiyor.
Türkiye, yüksek faiz ile de büyüyebilir
Türkiye, hukuk ve demokrasi şikayetlerine rağmen yabancı sermaye de çekebilir.
Bunları yılın ilk yarısı verilerinden görüyoruz.
Merkez Bankası ve Kamu Bankaları (ki, bu bankaların yönetimlerini ülkemizin hükümeti belirliyor) son 6 yılın en yüksek faizlerini uyguluyorlar. Hatta Merkez Bankası hem yüksek faiz uyguluyor, hem de yüksek faizde uzun süredir ısrar ediyor.
Ve işin en hassas noktası: Türkiye yüksek faiz verdikçe dış açığı (veya cari açığı), bu faize gelen yabancı sermaye ile kapatıyor.
Daha da düşündürücü noktayı mı istiyorsunuz? Türkiye’de hukuk gibi, demokrasi gibi riskler arttıkça bu yabancı sermayenin işine yarıyor. Düşük riskli ülkemize yüzde 3,5-4,0 aralığından döviz yollamak yerine, yeni dengede yüzde 6,0-6,5 faizle borç veriyorlar.
Kısa vadeli ekonomik tablonun aslında özeti bu. Uzun vadeyi soracak olursanız; bence sormayalım daha iyi. ‘Millet uçmayı bekliyor’ diye söylemiştim. Ve de uçuyoruz... Nasıl konacağımızı sonra düşünürüz.
TÜRKİYE FIRSAT ÜLKESİDİR
Defalarca tekrar ediyorum. Lakin hala bu temel yapıyı anlatmakta çok zorlandığımın farkındayım. İşte o yüzden tekrar edeceğim:
Türkiye, “Orta Yaş Fırsat” ülkesidir.
Nüfusumuzun büyük kısmı orta yaşta yığılmıştır. 15- yaş nüfus (çocuk yaş) oranı en aşağıdadır. Yaşlı nüfus oranımız ise hala yüzde 9,0 altında kalarak tarihi fırsat vermektedir. Her yıl iş dünyasına 1 milyondan fazla kimse katılmaktadır.
Bir tarihi bir demografik fırsat eşiğindeyiz. Bu eşiğin temelini 80’li yıllarda yüzde 20-25 kamu yatırım oranı ile rahmetli Turgut Özal liderliğinde ANAP gerçekleştirdi. Hem de yüzde 10,0-11,0 gibi çok düşük vergi toplama oranı ile.
Bizim benzer çağımızı yaşayan ülkeler hep bir kademe sıçramıştır. Yıllık büyüme serilerini çift hanelere taşımışlardır. Oysa biz bu dinamizme ilk olarak erken emeklilik ile set çektik. Ardından ise bir türlü bu enerjiyi yatırım ve kalkınmaya çeviremedik.
Türkiye şu anda bölgemizin olduğu kadar küresel ekonomik yapının da en makul demografik fırsat eşiğini sunmaktadır. Buna rağmen ülkeye yatırıma gelen yabancı sermayeyi artıramıyoruz. Oysa fırsat eşiğimiz 2030-2040 yıllarında bitecek.
Bu günlerde yüzde 4,0-5,0 gibi büyümeler (ki, önemli kısmı tüketim ve dış borçlanmaya dayalı) bizi kısmen memnun edebilir. Oysa 20-30 yıl sonrasını düşündüğümüzde aslında tarihi fırsatları kaçırdığımızı anlayacağız.
Yaşlandığımızda;
fakir ve borçlu olmak istemiyorsak eğer, bugün çok ama çok çalışıp kazanmamız gerekiyor. Ama iş kanunlarımız çok çalıştıkça az kazanmayı bize emrediyor. Uzun süre çalıştıkça daha az emekli maaşı almayı emrediyor.
Sistemi yeni baştan ele almak için neden hala bekliyoruz? İşte ben bunu bir türlü anlamıyorum. Ak Parti hala neden 2001 krizinde IMF-Kemal Derviş’in yazdığı ekonomi programını uyguluyor? Çözemiyorum. Neden yeni baştan kalkınmacı bir ekonomi programı yazılmıyor?
Ah bir anlasam!
Not: Bugün geleceğe birik yapmamız gereken en makul zaman. Oysa bir çok büyük-çılgın projeleri gelecek kuşakların gelirlerini ipotek ettirerek yaptırıyoruz. Sadece bir kaç şehir hastanesine verilen Hazine garantisinin 25 yıl için 30 milyar dolar olduğunu biliyor musunuz?
İyi o zaman... Devam edelim.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
20.06.2025
19.06.2025
18.06.2025
10.06.2025
9.06.2025
4.06.2025
2.06.2025
29.05.2025
26.05.2025
22.05.2025