Mehmet TIRAŞ
Yaşadığımız çağın adı farklı kavramlarla adlandırıldı;sanayi ötesi kapitalist toplum,bilgi toplumu,ucu açık toplum gibi çeşitli paradigmalarla değerlendirildi ama bu çağın eylemleri ise ilk defa demek ne kadar doğru olur ama ben öyle yorumluyorum;Gezi olayları ilk defa bu çağı farklı okutan bire eylem olarak karşımıza çıktı.Geziye katılanlar üretimden gelen gücünü değil, bireysel haklarından yola çıktılar.
Sadece bizde değil tüm demokratik yeryüzünde Gezi olayları çok farklı destek gören bir eylem biçimi olarak sosyolojik analizlere neden oldu.
Gezi eylemi Küreselleşmenin eylemi olduğu ortak bir görüşü öne çıkartırken Gezi olaylarını okuyamayan ve kimyası bozulan hala da kendine gelemeyen ise Başbakan Erdoğan ve AKP’liler ile onun dalkavuk medyası oldu.Bu direnişi komplo teorileriyle kendilerini teselli etmeye çalıştılar.Gezi olaylarından en çok baskıdan nasibini alan ise medya oldu.
Başbakan ekonomiye küresel bakarken, sosyal olayları,temel hak ve özgürlükleri ise milli görmenin ötesine bir türlü akıl edemiyor veya görmek istemiyor.
Sanayi toplumunun içinden çıkan adına bilgi çağı dediğimiz ve ömrüne tarih koyamadığımız bu çağ sınırları delerken,tüm insanlığı da birbirine yakınlaştırıyor,sorunlarına da ortak ediyor.Aktif olarak dünya da sosyal medyada yedi yüz milyon insan pijamalı gazetecilik yapıyor..Sosyal medya temel hak ve özgürlükleri öne çıkartarak çoğunluk baskısının karşısına, çoğulculuk kavramını iktidar- muhalefet gibi meşru zeminler oluşturuyor..
Küresel çağın eylemleri bir başka zihniyeti ters yüz ederken, insan odaklı bir siyaseti ilke olarak öne çıkartıp bireysel özgürlüklerin çoğunluk baskısına karşı da; evrensel hukukla güvence altına alınmasını dayatıyor.
Küreselleşme bireysel özgürlükleri önemserken insanlar kimliklerini ve aidiyetlerini da öğrenmiş oluyorlar.Tekçi ve homojen yapıları yerinden oynatırken insanın tek kimlikli olmadığını çok kimlik bir hayatın içinde cebelleştiğini de görüyoruz; bu çoğulculuğu boğan ulus-devlet modeli ise miadını tamamlamış görünürken;bizde bu devlet modelini değiştireceği yerde siyasiler kutsallaştırmaya devam ediyor.
Çağ dönüşümlerini okuyamamanın sonucudur bahar eylemleri..
Bu dönüşümün tüm Orta Doğu coğrafyasını kapsamasıyla bir bütünsellik içinde değil de sınırları çerçevesinde bakınca Erdoğan;dış politikada duvara toslaması ve yalnızlaşmasına neden olurken,bu yalnızlığın adı “değerli yalnızlık” olarak söylenirken, kof gurur meselesine döndü.
Gezi olayları yeni çağın bir eylemi olarak karşımıza çıkarken; Erdoğan kendine bir başkaldırı olarak anladı ve bu masum eylemi, ne kadar komplo teorisi varsa onun içine alarak her türlü yaftalamayı yaptı dalkavuk medyasının eşliğinde.
Başbakan Gezi olaylarını aşağıladıkça kamuoyu bu eylem desteğini beklenenden daha fazla vermeye başlarken; demokratik dünya kamuoyundan da hiç kimsenin beklemediği dayanışma çığ gibi büyüdü,AB parlamentosunda karar alıp AKP hükümetini eylemcilere polis şiddetini kınarken;ABD 19 defa tam Gezi üzerine açıklamalar yaparak Erdoğan’ı ve hükümetini uyardı ve Gezi direnişine de destek verdi.Bu demokratik bir haktır her vatandaşın hak arama ve ifade etme özgürlüğü kutsaldır diye..
Gezi olaylarının fitilini ateşleyen özel hayata Erdoğan’ın müdahale etmesidir;dini bir otoriterleşmeye yönelmesinin getirdiği kitlesel bir ayaklanma olduğu gibi;aynı zaman da bilgi çağının eylemi olarak okunmalı.Bu düşüncelerimizi teyit eden bir bilim adamının görüşlerine göz atalım..
İnternette dolaşırken T24 ‘de 5 Eylül 2013 tarihinde Prof.Dr.Çağlar Keyder ile yapılmış bir röportaja rastladım; Gezi olaylarını analiz ediyordu Çağlar hoca:Gezi olaylarını Yeni Orta Sınıf(YOS) eylemi olarak yorumluyordu.Tabi Çağlar hoca toplumsal olaylardan TOKİ’ye kadar geniş bir sosyolojik analiz yapıyordu biz Gezi olayları bölümünü ele aldık yazının konusu olduğu için.
Çağlar Hocanın Gezi olaylarına bakışı:”Yeni orta sınıf mensuplarının toplumdaki konumlarının öncelikle eğitimli olmalarının getirdiği statülerden kaynaklandığını söyleyebiliriz.Tabii bu kesimin kendi içinde ayrıştığını tahmin etmek zor değil,daha iyi okullara gitmiş olanlar,daha çok dil bilenler,yurtdışı tecrübesi daha zengin olanların statüsü de daha yükse k oluyor.Yüksek statüye izin veren kültürel sermayelerini koruyabilmek için global düzeyde kendileriyle aynı konumda olan lifestiyle’larını tüketim ve eğlence/tatil alışkanlıklarını takip ediyor.
Türkiye özelinde YOS aidiyetinin çoğunlukla seküler bir tutulmada çakışacağını söylemek mümkün.Tabiki bu sadece ideolojik bir seçim olamaz;adı geçen gruptaki insanlar –özellikle de daha üst tabakada olanlar ve bu konumu arzulayanlar –nüfusun geri kalanlarına nazaran daha modern sektörlerde ve daha iş ortamlarında çalışıyorlar.Küreselleşmeden daha çok etkileniyorlar,yaşam pratikleirnde da bu maddi koşullara uygun seçimler yapıyorlar.Görüldüğü gibi YOS olarak tanımladığımız kesimin AKP’nin esas oy tabanıyla kesiştiğini söylemek zor.Bu oy tabanı içinde eski orta sınıfta var,ve herhalde objektif olarak işçi sınıfı olarak düşündüğümüz kesimlerde.Kanımca Gezi olaylarının başını çeken ve esas rengini belirleyen İstanbul’da özellikle mevcudiyeti hissedilen yeni orta sınıftı.Yani insanlar toplumu oluşturan kuralların saptanmasında rol oynayabilecekleri bir platform arayışındalar;devletin kamusal olanı istediği gibi tanımlayıp yine istediğinde kuralları değiştirmesine karşılar.Onu yap bunu yapma diyen,babalarının kanunu altında kamusallık mümkün değil.Bu tavrı yenmek ancak kamusallığı güvence altına alan yeni bir toplumsal sözleşme için mücadele ederek mümkün olur..”
Gezi olaylarına katılanlar bireyim burada yaşıyorum ve dünya vatandaşıyım,özelime karışma diyen kamusal alanı bireyin özgürlüğü içinde gören bir zihniyeti ortaya çıkartırken; yeni çağın kavramlarını ve argümanlarını da sergiledi Geziye katılanlar ..Gezi olaylarında ekonomik talepler pek ortaya çıkmadı,en çok öne çıkan temel hak ve özgürlükler ile çoğulculuk kavramı birebir tartışıldı.Gezi de çoğunluk değil bireyim, beni yok mu sayacaksın diye haykırdı insanlar.
Demokrasi, zengin,gelişmiş,eğitim düzeyi yüksek,sosyal, örgütlü hukuk toplumlarının sistemi olduğunu akıldan çıkartmayalım.
Gezi olayları tarihe küresel çağın eylemi olarak yerini aldı ama daha kat edilecek çok yol var.
Başbakan Erdoğan boşuna her konuşmasını Gezi olaylarına bağlamadan sonlandırmıyor.
Gezi olayları Küresel hareketin Türkiye ayağını bir reaksiyonudur.
Gezi olaylarını okuyamayan Arap baharını hiç okuyamaz.
Yazarlar
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBağımlı finansallaşmanın anatomisi ve Türkiye’nin bitmeyen kırılganlığı 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman dünyada yeni bir fıkhi yaklaşımın önü açılabilir mi? 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEÇıkış yolu 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞAYM BAŞKANI AĞLIYORSA… 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNStratejik illüzyon! 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTahmin ediyordum, artık netleşiyor galiba (Transfermarkt, karapara) 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçTürk ve Kürt yalnızca seçmen değil aynı zamanda insan ve yurttaş 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTeostrateji yahut Din ve Dünya ilişkisinde kalibrasyon sorunu 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünMonroe Doktrini gibi bir Trump Doktrini… 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımı hangi barışı getirecek? Üç barış teorisi 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselIMF’in siyaseten can sıkıcı tavsiyeleri 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSürecin “kritik eşikleri” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye siyasetinin hastalığı: İmralı tartışmasında serinkanlılık ihtiyacı ve CHP'nin kararı 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi (7): Simit 27.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
















































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.12.2025
24.11.2025
17.11.2025
11.11.2025
10.11.2025
3.11.2025
27.10.2025
20.10.2025
13.10.2025
6.10.2025