Mesut YEĞEN
İktidarını muhafaza etti, Suriye’nin geleceğini onsuz düşünmek mümkün değil derken 10 gün içinde ne Esad kaldı Suriye’de ne de Baas. Birkaç on bin kişiden oluştuğu anlaşılan HTŞ çok az çatışarak ve çok kısa bir süre içerisinde önce Halep’i, ardından başkent Şam’ı ele geçirdi. Suriye iç savaşı nihayet bitti mi yoksa uzatmaları da oynar mı henüz meçhul görünmekle beraber Baas barbarlığı Suriye’de de tarihe karıştı.
Akıbeti meçhul olmakla beraber Suriye’de rejim değişikliğinin Ortadoğu’da işlerin seyrini, bu arada Kürt meselesinin bölgesel gidişatını etkilemesi kaçınılmaz. Bunlar vesilesiyle iç siyaseti de. İktidarın tepelerindekiler daha itidalli ve temkinliyken, iktidara yakın kalem erbabına kalırsa işler tam da Türkiye’nin ve tabii ki iktidarın arzu ettiği istikamette ilerliyor. Bu akla göre Suriye’de rejimi HTŞ devirdiğinden Suriye’de ve onun vesilesiyle bölgede “buraların sosyolojisiyle” mütenasip güçlerin, dolayısıyla Türkiye’nin gücü artacak, SDG ve Kürtler de Suriye’nin ve bölgenin bu etkili güçlerinin onlar için reva gördüklerine razı olacak. Bu akla ve çıkarımlarına dair diyeceklerim çok değil: 2011’dekiler kadar doğru görünüyorlar.
Suriye’de rejimin bildiğimiz, gördüğümüz biçimde devrilmesinin bölgeye, Türkiye’nin bölgedeki nüfuzuna, Kürt meselesinin seyrine ve iç siyasete etkisi olacağı muhakkak. Ancak bu müstakbel etkiyi hakkınca değerlendirebilmek için en az birkaç şeyi yerli yerine oturtan bir perspektife ihtiyaç var. Bir de buralarda her şeyin hızla yeniden değişebileceğini unutmamaya.
Esad’ı Kim, Nasıl Devirdi?
İdlib’deki birkaç on bin kişilik HTŞ kuvvetinin aman aman bir çatışmaya girmeden, önce Halep’e ardından da Şam’a yürümesiyle devrilmesi, Esad rejimini kimin ve nasıl devirdiğiyle ve HTŞ’yle ilgili epey bir şey söylüyor. Rejimin Astana mutabakatının ardından geçen seneler boyunca karşısında sapasağlam durduğu HTŞ’nin ha demesiyle yıkılması şunu gösteriyor: Ukrayna Savaşı Rusya’yı yormasa, daha mühimi İsrail Hizbullah’ı ve İran’ı hırpalamasaydı HTŞ’nin rejimi yıkabileceği yoktu.
Herkesin bildiği bu sır Suriye’nin akıbeti açısından şuna işaret ediyor: İsrail’in ve Batı’nın oluşturduğu yeni Suriye bağlamı içerisinde rejimi yıkan HTŞ en fazla yıktığı rejim kadar güçlü. Yani çok güçlü değil. Bugünkü gücüyle de bugünden yarına Suriye’ye nüfuz etmesi, Suriye’yi iktidar destekçilerinin arzuladığı gibi bir yer yapması biraz zor olabilir.
Özetle yerli yerine oturtulması gereken ilk olgu şu: Suriye’de rejimi HTŞ’den çok İsrail yıktı ve HTŞ’nin kendi suretinde bir Suriye yaratacak kudreti yok. En azından bugün için. İran’ın Direniş Eksenini çökertmiş İsrail, İhvan’ın çökmesinden memnun Körfez ve HTŞ’nin evrildiği köklere karşı alarm halinde olan Batı tarafından nezaret edilecek olması HTŞ’nin kendi suretinde bir Suriye kurmasının yarın da zor olabileceğine işaret ediyor.
Esad Ne Zaman Devrildi?
Yerli yerine oturtulması gereken diğer bir olgu da rejim değişikliğinin tarihine dair. Suriye’de rejim değişikliğinin muhtemel sonuçlarını değerlendiren bir kısım medya erbabı Esad sanki 2011’de devrilmiş gibi ya da Esad’ın devrildiği 8 Aralık 2024’te 2011’in şartları varmış gibi bir ruh halinde. Esad 2011’de devrilseydi söz konusu medya erbabını heyecanlandıracak türden bir bölge vasatı oluşabilir, bugünkü iktidarıyla Türkiye bölgenin efendilerinden biri olabilirdi gerçekten. Lakin, malum olmadı, olamadı.
Olmadığı gibi aradan geçen 15 senede birkaç önemli şey birden gerçekleşti: Önce İhvan bölgeden silindi, ardından selefiliğin bir dönem sponsoru olmuş Körfez ülkeleri başka türden bir İslam dünyası fikrinin peşine düştü, şimdi de Direniş Ekseni çöktü. Başka deyişle, geride kalan on beş senede bölgede İslamcılığın 3 büyük formu birden kuvvetten düştü. Demem o ki, Suriye’de rejim İhvan’ın, selefiliğin ve Direniş Ekseni’nin güçlü zamanlarında ortaya çıkmış HTŞ tarafından devrildi lakin İhvan artık neredeyse yok, Selefilik eski cazibesinde değil, Direniş Ekseni de İran’a doğru geriliyor.
Bizim medya erbabı farkında görünmese de bütün bu hal Suriye’de “devrimin” biraz geciktiğini gösteriyor. HTŞ’nin Esad’ı devirmesi bütün bu filmi geriye sarabilecek çapta bir vaka olmadığından muhtemelen HTŞ bu yeni duruma ayak uyduracaktır. Bu olduğunda, bölgenin yeniden şekilleniyor olmasından büyük heyecan duyan bizim kalem erbabı da bölgenin 2011’dekilerden başka şartlarda ve başka dertlerin peşindeki başka aktörler tarafından yeniden şekillendirildiğini idrak edecektir muhtemelen.
Kürtler Buharlaşır mı?
HTŞ’nin Esad’ı devirmesi, hemen ardından da SMO’nun önce Tel Rıfat’a, ardından da Mınbiç’e girmesi yine bir kısım kalem erbabına kalırsa Kürtlerin Suriye’de senelerdir tecrübe ettikleri özerkliğin sonunun yaklaştığını gösteriyor. Esad yerine Colani’nin, Baas yerine HTŞ’nin hükümran olduğu bir tür 2010 öncesi Suriye’nin ihdas edilmesi sevdalısı bu kalem erbabına kalırsa birkaç haftaya kalmaz Afrin’de olan Kobani’de ve Haseke’de tekrar eder.
Halbuki hem gidişat hem aktörler arası güç dengesi ama daha mühimi Hakan Fidan ve Cevdet Yılmaz gibi iktidarın önemli isimlerinin itidalli açıklamaları Suriye Kürtlerinin akıbeti söz konusu olduğunda işlerin başka türlü seyredebileceğini gösteriyor. İsrail’in ortada yeni rejimin eline geçebilecek bir Suriye Ordusu bırakmaması, HTŞ’nin merkezi otoriteyi Suriye’nin her bir tarafında yeniden tesis edebilecek kudretten mahrum olması ve en azından şimdilik bunun peşinde olmayacağını beyan etmiş olması, ABD’nin Kürtlerin Suriye’deki özerkliğinin zor yoluyla ortadan kaldırılmasına razı olacak görünmemesi ama daha mühimi Bahçeli’nin iki ay önce başlattığı girişimde vaz edilen Kürtlerle barışmanın başka şeyleri gerektirmesi, Suriye’deki Kürt özerkliğinin buharlaşmaktansa daralıp form değiştirmesinin daha muhtemel olduğunu gösteriyor. Suriye’deki ana aktörler arasındaki güç dağılımı ve Fidan’ın Doha’da ve Meclis’te yaptığı açıklamalar Fırat’ın doğusuna çekilmiş, Arap aşiretlerinden ayrışmış, ağır silahlarını Türkiye sınırlarından uzaklaştırmış ve sadece Suriye Kürtlerinden oluşan bir özerk idarenin herkes tarafından hazmedilebileceğini ve Bahçeli’nin başlattığı girişimin anahtarı olabileceğini gösteriyor.
Özetle, Suriye’de rejimin devrilmesi bölgeyi, Türkiye’nin bölgedeki rolünü, Kürtlerin bölgedeki ve Türkiye’deki yerini değiştirecek, burası kesin. Ancak bizdeki iktidar muhibbi kalem erbabının arzuladığı biçimde mi, orası o kadar kesin görünmüyor.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları





















































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
13.12.2025
17.10.2025
7.10.2025
5.09.2025
24.08.2025
9.08.2025
19.07.2025
13.07.2025
29.06.2025
15.06.2025