M.Şükrü HANİOĞLU
Yeniden canlanan "sistem" tartışmasının uzun süre ana gündem maddesi olacağı şüphesizdir. Bu geçmişi oldukça eskilere giden, gerçekte ise hiç gündemden inmeyen bir tartışmadır. Ancak bu süreklilik nedeniyle "sistem"in Türkiye'nin "öncelikli sorunu" olduğunu varsaymak yanıltıcı olabilir.
Saray-Bâb-ı Âlî tahterevallisi "
Vak'a-i Hayriye" olarak kavramsallaştırılan Yeniçeri Ocağı'nın ilgası (1826), Osmanlı siyasetinin geleneksel denge ve fren mekanizmalarını darmadağın etmiştir. Yeni ordunun bürokrasi kontrolü altına girmesi ile vurucu gücünü kaybeden ulemânın sistem dışı kalması sonrasında iktidar mücadelesi "Saray-Bâb-ı Âlî tahterevallisi"ne dönüşmüştür.
II. Mahmud sonrasında Bâb-ı Âlî güçlenerek, genişleyen bürokratik örgütlenme ve Şûra-yı Devlet gibi idarî kaza müessesesi olmanın ötesinde kanun yapıcılık niteliği kazanan bir yapı üzerinden Saray'ı kuşatmış ve diktatörlüğünü hayata geçirmiştir.
Saray 1871 sonrasında iktidarı tedricen geri almaya başladığında, Said Halim Paşa'nın ileride vurgulayacağı gibi bürokrasi, evvelce şiddetle karşı çıktığı, anayasacılığı sahiplenerek "millet"i tahterevallinin kendi tarafındaki ağırlığı artıracak bir unsur olarak kullanma girişiminde bulunmuştur.
1876 sonunda tahterevallinin dengelendiği ve "millet" adına hareket eden istişarî bir temsil kurumunun da katkısıyla Saray'ın etkinliğinin yeniden sınırlandığı düşünülmüşse de II. Abdülhamid kısa sürede "neo-patrimonyal" bir yapılanma inşa ederek iktidarı Saray'a taşımış ve Bâb-ı Âlî'yi "iş takipçisi" konumuna indirgemiştir.
Önemli kararların nezaretler ve sadarette değil, Yıldız Sarayı'nda toplanan komisyonlarda alındığı, bir kısmı istizan olmadan re'sen sudûr eden, değişik konulardaki iradelerin doğrudan uygulandığı bir yapıda Bâb-ı Âlî cılız protestolar dışında direniş gösterememiştir.
1895 Krizi'nin en kritik günlerinde Sadrâzâm Kâmil Paşa'nın İngiliz ve Fransız desteği ile iktidarı yeniden Bâb-ı Âlî'ye transfer edecek "sorumlu hükûmet" projesiyle ortaya çıkması bürokrasinin son karşı hamlesi olmuştur.
Kâmil Paşa'yı Aydın valiliğine başlamak üzere "muhafaza altında" İzmir'e götüren vapur, Bâb-ı Âlî'nin iktidarı paylaşma hayâllerini taşıyan bir tabut işlevi görmüştür.
Cemiyet tekeli
"İnkılâb-ı Azîm" sonrasında siyaset yeniden düzenlendiğinde çok kutuplu bir dengenin oluşacağını bekleyenler yanılmışlardır. Oyuna iki yeni aktör, iktidarı millet adına kullanmak isteyen yasama meclisi ve denkleme girmeye çalışan ordu katılmış, böylece 1826 öncesindekine benzer bir dengenin oluştuğu düşünülmüştür.
Ancak bir kurum daha siyasete ağırlığını koymuştur. Osmanlı İttihad ve Terakki Cemiyeti Saray'dan Bâb-ı Âlî'ye, ordudan meclise tüm yapıları ikinci plana iterek "yasama-yürütme" dengesiyle dilediğince oynamıştır.
İhtilâl sonrasında Saray'ın yeniden güç kazanabileceği korkusuyla Meclis'i alabildiğince güçlendiren Cemiyet, 1909 Kanun-i Esasî değişiklikleri ile konvansiyonel karaktere yaklaşan bir yasama yaratmıştır. Bunu tetikleyen Saray'ın II. Abdülhamid benzeri bir sultan elindeki gücünden duyulan korku olmuştur. Daha sonra kolayca yönlendirilebilecek bir sultanla çalışma durumunda kalan Cemiyet, bu kez, ne yapacağı belli olmayan meclise karşı Saray'ı güçlendirmeyi hedeflemiştir.
Kanun-i Esasî'nin 7 ve 35. maddelerinde bu çerçevede yapılacak değişiklikler kapsamlı bir çatışmanın başlamasına neden olmuş, 1911'de başlayan girişimler ancak 1914'te neticelendirilebilmiştir.
Bu tarihte tek parti iktidarını kurmuş ve "yok kanun, yap kanun" hizmeti sunan meclisi de tamamen kontrolü altına almış olan Cemiyet'in güçlü Saray'a ihtiyacı kalmamıştır.
Çankaya egemenliğinden vesayete
İstiklâl Harbi, konvansiyonel karakterli, tüm erkleri tekeline alan bir meclis ile onun yetkilerini şahsen kullanmak isteyen bir lider arasındaki mücadeleye sahne olmuştur. Askerî zafer sonrasında Mustafa Kemal (Atatürk) karizmasına dayanarak iktidarı Çankaya'ya nakletmiş ve süreç içinde hükûmet ve göstermelik seçimlerle göreve getirilen meclisi "iş takipçisi" ve "gerekli görülen düzenlemelerin yapıcısı" statüsüne indirgemiştir. Bu düzen, Çankaya'nın sınırlı güç kaybı dışında, İsmet İnönü'nün Millî Şefliği süresince de devam etmiştir.
Çok partili yaşama geçiş fiilî başkanlık sisteminin de sonunu getirmiş ve parlamenter sistem tecrübesine dönülmüştür. On yıllık bir parantez sonrasında ise Tanzimat dönemi Bâb-ı Âlî'sinin rolünü oynamak isteyen bürokratik vesayet örgütlenmesi ile yasama ve yürütmeyi kontrol altında alan siyaset çatışması gündeme gelmiştir. Bu dönemde Çankaya bir vesayet kurumu işlevini görmüştür.
Son dönemde vesayetin geriletilmesi ve cumhurbaşkanının halkoyu ile seçilmesi hiç gündemimizden çıkmayan "sistem" tartışmasını yeniden canlandırmıştır.
Sorun nedir?
Toplumumuz iki asra yaklaşan bir süredir iktidarın nasıl paylaşılacağı ve kullanılacağı alanında kıyasıya bir çatışmaya sahne olmuş ve düşünülebilecek her türlü "sistem"i tecrübe etmiştir.
Saray ve cumhurbaşkanının siyaseti tamamen kontrol ettiği II. Abdülhamid (1878-1908) ve Egemen Tek Parti (1925-1945) rejimleri dönemlerinde lider yönetimi, Tanzimat'ın büyük bölümünde ise Bâb-ı Âlî diktatörlüğü yaşanmıştır. Parlamentarizm tecrübeleri 1908-1912, 1950-1960 ve 2007-2014 dönemlerinde gerçekleşmiştir. 1871-1876 döneminde Bâb-ı Âlî-Saray, 1960 sonrasında ise siyaset-vesayet arasında paylaşılan iktidar, 1913-1918 arasında tüm kurumları ikinci plana iten bir örgütlenme tarafından tasarruf olunmuştur.
Burada farklı lider ve siyasal örgütlerin aynı kanunlara tabi olmalarına karşılık fiilen değişik rejimler geliştirmiş olmalarının öneminin altı çizilmelidir.
Örneğin, 1924 Anayasası altında de facto başkanlık ve parlamenter rejimler uygulanmıştır.
İlginç olan değişik sistemlerin uygulandığı bu dönemlerin hepsinde kısa aralar dışında "otokratik siyaset" üretilmiş olması ve hukuk devleti idealine erişilememesidir. Bu açıdan bakıldığında toplumumuzun öncelikli sorununun "sistem" meselesi olmadığı yorumu yapılabilir.
Bu, değişik sistemlerin alternatifler olarak tartışılmaması anlamına gelmez. Ancak Türkiye'nin öncelikli sorunu kuvvetler ayrılığı ile hukukun üstünlüğünü gerçek anlamda hayata geçirmek, otonom yapıları güçlendirmek ve siyasal alanın hegemonik kontrolünün önüne geçmektir. Dolayısıyla yeni anayasa "sistem"den ziyade bu öncelikler üzerine odaklanmalıdır. Geçmiş deneyimler bunlar gerçekleşmedikçe "sistem" ne olursa olsun demokrasi ve hukuk devleti alanlarında arzulanan hedeflere ulaşılamadığını göstermektedir.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
19.11.2018
12.11.2018
5.01.2018
29.10.2018
22.10.2018
15.10.2018
24.09.2018
16.09.2018