Nejat ERDİM
Çocukları dağa çıkan bazı ailelerin Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi önünde başlattığı eylem üzerinden yürüyen polemik hükümet ile Kürt siyaseti arasında giderek büyük bir gerilime doğru sürükleniyor.
Son günler de gerek Öcalan’ın ve gerekse hükümet çevrelerinin çözüm sürecinde yeni bir evreye geçildiğini ve iki taraf için de müspet sonuçların beklendiği böylesi bir dönemde annelerin bu eylemi BDP-HDP cephesinde “provokatif” bir eylem olarak algılanırken iktidar cephesindeki yaklaşım ise “teröre karşı annelerin çığlığı” olarak topluma yansıtılmak istenmekte.
Kuşku yok ki yeryüzünde hiçbir siyasi düşünce, hiçbir değer annelerin gözyaşından değerli ve öncelikli olamaz.
Bu perspektiften bakıldığında hükümetin bu konudaki sabıkasının hiçte iç açıcı olmadığını görebilmek mümkün.
AKP iktidarının 12 yıllık döneminde kolluk kuvvetlerinin şiddeti ile yaşamını yitiren onlarca çocuğun faillerinin hiçbirinin bulunup yargı önüne çıkartılmadığını bilmeyenimiz yok.
Bu anlamda Uğur Kaymaz’ın, Ceylan Önkol’un, Medeni Yıldırım’ın, Berkin Elvan’ın ve Roboski’de çocuk sayılabilecek tam 17 çocuğun nasıl öldürüldüğünü sorgulamayan iktidarın açıkçası bugün Diyarbakır’daki annelere gösterdiği ilgi ve şefkatin(!) samimiyeti konusunda birçok kesimde derin kuşkular var.
Hiç kuşku yok ki iktidarın geçmişteki bu kötü sicilini dayanak gösterip çocukların dağa çıkıp, ellerine silah almalarını meşru görmekte kabul edilebilir bir durum değil.
Açıkçası bazı annelerin tamamen annelik içgüdüsü ile başlattığı bu eylem ne acıdır ki bugün çok çirkin bir şekilde taraflar arasında politik malzeme yapılmış durumda.
İktidar bu olayı PKK ve onun etrafında gelişen siyasi akıma karşı bir psikolojik savaş silahı olarak kullanırken, Kürt siyaseti de adeta iktidarın dümen suyuna girerek bu oyuna alet olmuş durumda.
Annelerin çığlığı etrafında birleşip çocuklarımıza dağın yolunu açan faktörleri görüp ona göre önlem almak yerine tabiri caizse özellikle iktidar cephesinin adeta “karanlığa taş atma” çabasına anlam vermek mümkün değil.
İnsanoğlunun var oluş hikâyesinin başlangıcından bu güne değin; “dağ” hep direnişin, başkaldırının ve baskıcı otoriteye karşı isyanların sembolü olmuştur.
Eğer bir ülkede binlerce insan silah kuşanıp dağlara çekilip otorite ile savaşıyorsa o ülke de ters giden ve ivedilikle düzeltilmesi gereken bir şeylerin olduğunu kabul etmek lazım.
Türkiye’deki iktidarlar tam otuz yıldır bu geçeği görmediler, bu gerçeğe gözlerini kapattılar.
AKP iktidarı, çoğu kesimce tepki ile karşılansa da bu yaraya çözüm bulmak adına somut ve makul bir takım adımlar attı.
Özellikle bu anlamda iktidarın hakkını yememek gerekir, lakin barış sürecinin merkezinde olan iktidar bir yandan çözüm odaklı politikalara karşı Öcalan ile diyalog içinde olurken, aynı iktidarın dağa çıkan çocuklar üzerinden Kürt siyasetine karşı “psikolojik savaş” başlatma çabasını anlamak mümkün değil.
Çözüm sürecinde, bölge de gerek yapımına tüm hızı ile devam edilen kale-kollar ve gerekse iktidarın bu çabalarına karşı PKK’nin gösterdiği refleks ve bu refleks çerçevesinde özellikle Diyarbakır-Bingöl arasındaki bölgede yaşananlar açıkçası istenmeyen sonuçlar doğurabilir.
Taraflar arasındaki güvensizlik bu güne kadar hep sözler üzerinden dillendirilirken bugün itibari ile bu güvensizlik “eylemlilik” kazanmış durumda ve bu çok tehlikeli bir yöne doğru bizi sürükleyebilir.
Bu çerçeve de bugün Diyarbakır’da çözüm sürecine yönelik iktidar cephesince başlatılacak çalıştay’da umulur ki yaşanan sıkıntıların ve tıkanmanın giderilmesi yönünde olumlu ve yapıcı adımlar atılır.
Yazarlar
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA“Masada Milyonlar Var” 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.06.2015
4.02.2015
19.05.2015
14.05.2015
9.02.2015
8.02.2015
4.04.2015
28.03.2015
24.03.2015
23.03.2015