Nuray MERT
Anayasa Mahkemesi üzerine süren tartışma kuşkusuz önemli ama hiçbir şey, ülkemizin bir bölgesinde yaşanan savaş benzeri görüntüleri, oralarda yaşananları unutturmamalı. İktidar makamlarından gelen, bazı ilçelerin, mahallelerin“temizlenmesi”(!) haberlerine kan dondurucu manzaralar eşlik ediyor. İnsansızlaştırılmış, harabeye dönmüş evler, sokaklar, mahalleler veya koskoca bir ilçe, evinden kaçan veya operasyon sonrası evine dönmeye çalışan çaresiz insanlar. Sonra savaş muhabiri kılığında, yıkım içindeki insanlara musallat olup haber çıkarmaya çalışan gazeteciler, düzmece “teslim ol-teslim olduk” sahneleri, özel harekâtçılara güzelleme yazan iktidar Kürtleri...
Neyin mutabakatı
Kürt siyasetçileri, ne amaçla, ne akılla silahlı isyan stratejisine karar verdiler anlamak imkânsız, ama sonuç ortada; eğer amaçladıkları o ise, söz konusu olan geniş katılımlı bir “halk isyanı” değil. Buna karşın, hiçbir iktidar, ülkesinin bir bölgesini savaş bölgesine döndüren gelişmelerdeki sorumluluğundan, daha fazla askeri tedbir ve ona eşlik eden karartma, susturma tedbirleri ile sıyrılamaz. Oysa sadece bir yıl önce, bu zamanlarda, Dolmabahçe’de İmralı’dan gelen bir mektup çerçevesinde güya bir“mutabakat” sağlanmıştı. O nedenle, en iyisi filmi tekrar geri sarıp, ondan sonra neler olduğuna oradan bakmak. Sahi, neyin mutabakatıydı o, kim ile kim arasında idi, Parlamento dışında bir zeminde meşruiyeti ne idi? Gerçi hemen ardından, iktidar geri adım attı, ama anlamı neydi o fotoğrafın? Bu mutabakata fazlaca bel bağlayan Kürt siyasetçileri kusura bakmasınlar, ama olan biten bir tiyatro oyunundan farksızdı.
İki dudak arası
Ama zaten barış süreci, başından itibaren bu çerçevede gelişmedi mi? Bu süreç başladıktan sonra, bırakın Türkiye’nin demokratikleşmesini, Kürtlerin hak ve özgürlük talepleri konusunda hiçbir hukuki adım atılmadı, ama nedense bu sorun edilmedi. Kürt tarafı demokratik-hukuki altyapı ile güvenceye alınmış adımlar yerine, kulaktan kulağa verilen sözler, MİT ile görüşmeler, iktidar ile varıldığı iddia edilen anlaşmaları esas almakta sakınca görmedi. Zira çözüm siyasetini, demokratik zeminde atılacak adımlardan ziyade liderinin en doğru kararı vereceğine ve dahası iktidarı dize getireceği inancı üzerine kurmuştu. Elbette, PKK ve Öcalan ile müzakere olmadan barış ve çözüm olmayacağını bilmek gerek, o nedenle iktidarın bu yöndeki siyaseti isabetliydi, ama takdir edersiniz ki, demokratik bir ülkede çözüm, barış, demokrasi, iki liderin dudakları arasına sıkıştırılamaz. Dahası, sadece silahlı kanat ile yürütülen müzakereler, hukuki-demokratik zemine yansımadığı sürece hiçbir anlam taşımaz, nitekim böyle olduğu artık anlaşıldı. Dahası, iktidar partisi 7 Haziran seçimleri öncesi, mutabakatı yalanlayıp, fazladan milliyetçi hatta çekildikten, HDP’yi hedefe oturttuktan sonra dahi, bazı Kürt siyasetçiler hâlâ durumu “seçim stratejisi” ile açıklamaya devam ettiler. Belli ki, bir adım sonrasında dahi, biraz karşılıklı güç göstergesinden sonra müzakere masasına dönüleceğini hesap ediyorlardı, şimdi “feryat” ediyor, Sri Lanka modelinden bahsediyorlar. Oysa o model hep kafalardaydı.
Zemin erimedi
İktidar partisi, belli ki, ta başından beri, Öcalan’ı ikna edip, PKK’ye silah bıraktırmak dışında bir ufka sahip değildi. Tüm o Öcalan güzellemelerinin esbabı mucibesi de buydu, zaten gizleme ihtiyacı da duymuyorlardı. Ama Kürtler bu hikâyeyi çok sevdiler, ardından Hakan Fidan efsanesi, iktidar partisi ile yakın muhataplık, hatta ahbaplık, tarih yazan adam rolleri, İmralı seferlerine dahil olma şerefi, “Başkan” ile fotoğraf, her şey çok güzel gibiydi. Onun ötesinde, en iddialı tezler de, Özaldöneminden sonra tekrar ısıtılıp ortaya çıkarılan “Türk-Kürt ittifakı” ve daha da bayat bir İslam (Sünni) kardeşliğinden ibaretti.
Yine de silahlar sustuğu, insanlar ölmediği sürece, sonu sarpa saracağı belli olduğu halde hepsine razıydık. Dahası, hakkını yemeyelim, bu süreç içinde, Türkiye’de ilk kez kamuoyu, Kürtler ile barış fikrine ısınmış görünüyordu, doğrusu ben hâlâ hiç olmazsa bu zeminin tamamen erimediğini düşünmek istiyorum.
Şimdi, hiç olmazsa hükmü bir hafta dahi sürmeyen (ve dahi süremeyecek olan)“Dolmabahçe mutabakatı”nın birinci yıldönümünde, yaşanan manzaraya bakın, bırakın “tarihi müzakere” güzellemesini! Artık kabul edin, ortada tarihi olan bir şey yoktu. “İktidar sizi kandırdı” demiyorum, siz kanmaya o kadar hevesli idiniz ki! “Siz kaybettiniz, iktidar kazandı” hiç demiyorum, baskı ile zulüm ile gidilecek yol uzun olamaz, olmayacak. Ama sonuçta her iki tarafın da siyaset hesabı tutmadığı için, daha doğrusu siyasi ufku, barış ve çözüme yetmediği için bu ülkede yaşayan herkes kaybetti. Oturup ağlayalım demiyorum, oturup şu olan biteni bir daha düşünelim diyorum.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.03.2025
23.02.2025
16.02.2025
11.11.2024
14.06.2024
5.05.2024
6.11.2023
14.10.2023
2.10.2023
24.09.2023