Orhan MİROĞLU-Taraf yazıları
Sol ve Kemalizm hakkında okuduğum kayda değer bir yazı Sosyalist Ürün dergisinde çıkmıştı ve yanlış hatırlamıyorsam “Sol ile Kemalizm arasında aşılmaz duvarlar var mı” sorusuna cevap arayan bir yazıydı.
Bu dergiyi, galiba TKP’liler çıkarıyordu.
Doğrusu sosyalistlerin o yıllarda bu meseleye ilgileri ve merakları bugünküyle kıyaslanmayacak ölçüdeydi ve olumluydu. Sol basın ve sol entelektüeller geçmişlerine bugünkü gibi, kayıtsız değillerdi ve bu geçmişi tartışıyorlardı.
Sonra içe kapanmak, geçmişle yüzleşmeyi ertelemek, günahları, kabahatleri örtmek anlayışı geldi, sosyalist saflara yerleşti.
Sözünü ettiğim ve kırk yıl önce kaleme alınan o yazıların sahibi uyarıyordu sosyalistleri ve demek istiyordu ki, ey solcular, Türkiye’ye özgü nedenlerle sosyalizm ve Kemalizm arasında aşılmaz duvarlar yok, aman dikkat edin, duvarın bir tarafından öbür tarafına geçmek, o kadar zor değil!
Bu türden yazılara biz Kürt gençleri çok meraklıydık. Çünkü hem sosyalizme inanıyorduk, hem sosyalist ideolojinin, Kemalizm’in Kürt sorununda hayata geçirdiği inkâr politikalarıyla mücadele edebilmek için ideal bir fikir olduğunu düşünüyorduk. Bir Kürt’ün de Kemalist olması bu durumda imkânsız gibi görünüyordu bize, ama o da oldu maalesef.
Halkların kurtuluş mücadelesini madem ki beraber yürüteceğiz, o halde Türk sosyalistlerinin Kemalizm’den etkilenmemesi, onu aşması gerekir diye umuyorduk.
Ama hiç bir şey düşündüğümüz ve tasarladığımız gibi olmadı.
Aradan geçmiş kırk küsur yıl.
Sosyalizm ve Kemalizm arsındaki duvarlar birer birer yıkıldı.
Yıkılmakla kalmadı, ulus-devletin kuruluşunda İttihatçılığın Pan-Türkizmini ve Anadolu’da giriştiği etnisite mühendisliğini onaylamadığı için değil, bütün bunları dünyaya bir meydan okuma olarak gördüğü ve bu meydan okumanın zamansız olduğuna inandığı için; imparatorlukların kendi sınırlarına çekildiği ve uluslaşma süreçlerinin kendini dayattığı bir çağda İttihatçılığı bir hayli maceracı bulup, Anadolu topraklarını kurtarmanın peşine düşmüş, doğrusu bunu da başarmış Kemalistlerin kendileri de zamanla İttihatçılarla aradaki buzları erittiler..
İttihatçılık ve Kemalizm arasındaki o belli belirsiz, ama yine de ulus-devletin kuruluş aşamasında epey işe yaramış ideolojik duvarlar da aşıldı.
Kürtlerin son isyanıyla başlayan sürecin en dikkatli takipçileri de Kemalistler ve İttihatçılardı. Bugün bu dikkat ve tecrübe, siyasi bir ittifaka dönüşüyor ve bu ittifakın inşası yavaş yavaş gerçekleşiyor.
Kemalistler ve İttihatçılar, çalıştılar, çabaladılar, Kürt siyasetini de az çok kendilerine benzettiler.
Doğrusu Almanlardan ne öğrendilerse, gidip bunu Bekaa’da Kürtlere de öğrettiler.
Kürdistan’ı Kemalistlerden kurtarmak için dağın yolunu tutmuş Kürt gençleri, bir de baktık ki, silahlarını birbirlerine doğrultmaya başlamışlar..
Ölen öldü, sağ kalanlar kendilerini yeni bir Kürt Kemalizm’inin içinde buldular. Adına iç infaz denen yüzlerce olayda, Kürdistan için hayatını feda etmeye hazır o Kürt gençlerinin binlercesi can verdi.
Türk Kemalizm’inin yanına Kürt Kemalizm’i de eklendi.
Şimdi oturmuş bu koşullarda ve bu siyasi iklimde 1 Mayıs’ı tartışıyoruz.
Tartışmalara kayıtsız kalamadım ve yazıyorum, ama bu tartışma, bana biraz da nafile bir çaba gibi görünmüyor değil.
Halil Berktay, devletin; solun ve Kürtlerin mücadelesine karşı Özel Harp Daireleri, Kontr-gerilla, JİTEM ve benzeri örgütlerin marifetiyle hayata geçirdiği “taammüdü” görmezlikten gelmiyor, inkâr da etmiyor. Ama bu devlet taammüdünün bir strateji olarak, katliamlar tarihi olarak başarıya ulaşmasında, solun rolünü sorguluyorsa, bu öfkenin sebebi nedir?
Eğer bir gün sosyalizmin ve sosyalist mücadelelerin tarihi yazılacak olsa, o tarihe yazdıklarıyla, düşünceleriyle en büyük katkıyı sağlayacak birkaç kişiden biri olan Halil Berktay’a sırf farklı düşündüğü için bu kadar saldırmanın anlamı var mı?
Ben sorunun 1 Mayıs 1977 katliamından ibaret olduğunu sanmıyorum.
Kanaatimce her şey daha derinde duruyor.
Bir insan sizin gibi düşünmüyor diye, yazdığınız gazeteden istifa edebiliyorsanız, ne olduğu kim olduğu belirsiz okurlarınızın, yazdığınız gazeteye ve yazarlarına hakaret dolu ifadelerini köşenize taşımakta bir beis, ahlaki bir sorun görmüyorsanız, elinizdeki tek protesto ve mücadele “imkânı” bunlar ise ve siz bu imkânı gözünüzü kırpmadan kullanabiliyorsanız; kusura bakmayın, ama insanları, temsil ettiğiniz düşüncenin, daha büyük bir “imkânı” elde etmesinden ve bu imkânın toplumsal bir güce, hele silahlı kuvvetleri de olan bir güce dönüşmesinden korkutmuş olursunuz.
Sizin azaldıkça azalan bir cemaate dönüşmüş olmanızın asıl sebebi belki de, kendi elinizle yarattığınız bu korkularda gizlidir.
1 Mayıs’a daha fazla takılmayıp, tarihe bakarsanız eğer, bu korkunun yersiz olmadığını anlayabilir, tarihte bu gücü elde etmiş “sosyalistlerin” muhaliflere nasıl davrandığını görebilirsiniz.
Gulag’dan başlayın mesela. Kamboçya’ya, Çavuşesku’nun Romanya’sına, Kore’ye bakın sonra.
Bu arada, Bekaa’ya ve Kürdistan’ın dağlarına mücadele arkadaşlarının marifetiyle gömülen, bir mezar hakkı bile olmamış Kürt gençlerinin trajedisini de hatırlayın derim.
Cesaretiniz ve yüreğiniz yetiyorsa tabii..
Yazarlar
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları




































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
7.10.2012
3.09.2012
1.09.2012
30.08.2012
27.08.2012
25.08.2012
23.08.2012
20.08.2012
18.08.2012
16.08.2012