Tuncer KÖSEOĞLU
“İnsanın, ne derece büyük olursa olsun, her türlü felakete alışıvermesi, ürkütüyor beni.” Dostoyevski
“301 rakamı size ne ifade ediyor” diye sorsam büyük bir çoğunluk “kanun maddesi” olarak cevap verir. Ya da başka bir şey. Çok az insan tarihimizin en büyük işçi katliamında ölen madencilerin sayısı olduğunu söyler. Soma’da yüzyılın en büyük işçi katliamının yarın üçüncü yıldönümü olacak. Toplumsal belleğimizden bir anda uçup gitti, hiç olmamış, yaşanmamış gibi.
Ölen madencilerin aileleri tarafından açılan davalar, yaygın medyada kısa haberlerde bile yer bulmuyor artık. Manisa Akhisar’da bu katliamdan sorumlu oldukları iddiasıyla yargılananlar, günümüzün moda deyimiyle olayı FETÖ komplosuna bağlayarak mahkeme heyetini baskı altına almaya çalışıyor. Can Gürkan (faciadan sonra tutuklanan Soma Kömür İşletmeleri A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı), mahkeme başkanını ‘’FETÖ sabotaj yapmış olabilir, sen neden araştırmadın’’ diyerek tehdit ediyor. Ölen madencilerin yakınları, işte böyle bir ortamda, gözlerden ırak, ağır aksak şekilde ilerleyen davada adalet bekliyor.
Kazanın olduğu günlerde Başbakan olarak Soma’ya giden Erdoğan, “Madencilerin fıtratında göçük altında kalmak var” demiş; büyük tepki çekmişti. Aradan üç yıl gibi kısa bir süre geçmesine karşın bu katliamın unutulması, bu memleketin fıtratında çok çabuk unutmanın olduğunu düşündürdü bana. Öyle ya; yakın tarihimize baktığımda büyük felaketler, katliamlar gördük ve hepsini unuttuk gitti. Yeni katliamlar, felaketler yaşayana kadar unutacağız da…
Soma’daki maden faciasından sonra Boğaziçi Üniversitesi’nde akademisyenler ve öğrencilerin girişimleriyle oluşturulan Boğaziçi Üniversitesi Soma Araştırma Grubu ve Boğaziçi Soma Dayanışması, her yıl olduğu gibi bu yıl da rapor yayınladı. Böyle oluşumlar sayesinde, toplumsal belleğimizden silinenleri anımsıyoruz. Grubun yayınladığı son raporda, 2016 yılında Türkiye’de iş kazalarında ölen işçiler de var. İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi verilerine göre 2016 yılında Türkiye’de 1970 işçi hayatını kazalarda kaybetmiş. Bu rakam, Türkiye’de bir yıl içinde en fazla işçi ölümünün 2016 yılında gerçekleştiği anlamına geliyor. Soma’daki gibi toplu olarak katledilmedikleri için kimsenin haberi olmadan teker teker öldüler ve sadece istatistiklere giren veri olarak kaldılar…
Geçtiğimiz yıl yaşanan kazalardaki işçi ölümlerinde birinci sırayı inşaat sektörü aldı. Nerdeyse göğü delen binaların işçilerin kanları üzerinde dikildiğini bilmek sizi rahatsız etmiyor mu? Büyük projelerle, görkemli yapılarla övünelim övünmesine de (gerçi ben bunda övünecek bir taraf bulamadım) bunları işçileri öldürmeden yapamaz mıyız? Dün sabah bir grup arkadaşla iş kazalarını konuşuyorduk. Ben en çok ölümlerin inşaat sektöründe olduğunu söyleyince gruptaki arkadaşlardan biri; başka bir arkadaşının çok büyük bir inşaat firmasında mühendis olduğunu söyleyerek, “Arkadaşım hazırladığı bir projede inşaat süresinde kaç işçinin ölebileceğini raporuna yazmış. Dört işçinin ölebileceğini belirtmiş projesinde. İnşaat bitene kadar dört öngörüsü yerine beş işçi ölmüş.” Bunu dinleyince dehşete kapıldım. İki nedenle. Birincisi dinleyenlerden kimse şaşırmadı bu söylenene. İşçilerin ölmesi, yemek, içmek kadar doğal geldi onlara. İkincisi ise daha vahim; bu ölümler inşaat şirketlerinin projelerinde bile yer alıyorsa önlenebilir kazalar anlamına geliyor. Eğer önlenebilirse niye ölüyor bu işçiler? Bizler memleketimiz nasıl da kalkınıyor, övünelim diye mi?
Vakti zamanında söylemiş ya Atatürk; “ Türk, övün, çalış, güven” diye. Bence buna “unut”mayı da eklemeliyiz. Övünmemiz gereken tek bir şey var fıtratımızda var olan, çok çabuk unutuyoruz. Sanki hiç yaşanmamış gibi…
Son sözü katliamda birçok arkadaşını kaybeden o gün ocakta olmadığı için hayatta kalan ve sonrasında işsiz kalan madenci Arif’e bırakalım. Kazadan sonra Soma’da tanıştığım Arif, sendika mücadelesi verdiği için işsizlikle cezalandırıldı, ekmeği elinden alındı. Arif şöyle yazmış facebook hesabına: “… şimdilerde 13 Mayıs çağrıları yapılıyor ve çok değerli buluyorum bu çağrıları. Ama 13 Mayıs’tan sonra 14 Mayıs geliyor. O gün unutulacak Soma. Çünkü hep böyle oldu, içimi acıtan bu…”
Yazarlar
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
14.12.2023
20.05.2023
7.03.2022
1.03.2022
14.02.2022
28.01.2022
24.01.2022
12.01.2022
29.12.2021
20.12.2021