Ural ATEŞER

SİLAHLA DOLAŞAN SİLAHLA KARŞILAŞIR...
28.12.2015
1923

 Yine kapkara haberler, yine ölümler, virane hale gelmiş kültür merkezleri, okullar, evler... Yine bebek ölümleri... Tarıyorum bütün haberleri ve sosyal medyada paylaşılanları... Her haberin, her fotoğrafın en az iki versiyonu var... Herkes meşrebine göre atlıyor haberin üzerine... Kimin kurşunuyla kimin vurulduğu hükmüyle uğraşıyor millet... Oysa, orada savaş sürüyorsa, ne önemi var hangi tarafın kurşunu olduğunun...

Köprüler atılmış ve devletle devlete karşı sivil siyaset yerine silahı seçenler arasında amansız, acımasız ve vahşi bir çatışma sürüyor... Tevil götürmeyecek derecede PKK ve onun bissürü üçharfli yan örgütleri kararlı... "Devlet bizim topraklarımızı işgal etmiştir, bu topraklarda biz karar veririz, ve devleti buradan atıp kendi toprağımızda egemen oluncaya kadar sürecek bu savaş" diyorlar...

Devlet ise, bu "direnişi" kırıp hakimiyetini sürdürmek üzere elindeki bütün silahlarla operasyon yapmakta... Her devletin olduğu gibi, devlet egemenliğinin gereği olarak...

Bu tespite bir itirazı olan var mı... Var... Hemen "ama"larla, "fakat"larla başlıyor itiraz... Oysa zurnanın zaaart dediği konu bu... Rahat koltuklarında "barış" diye bağıranlar şunu deseler aklım alacak: "Evet PKK ve yan örgütleri haklıdır. Devlet orada işgalcidir... Hemen pılısını pırtısını toplayıp oradan çekilmelidir... " Bunu demiyorlar... Diyemiyorlar açıkça... "Barış" diye bağırıp duruyorlar... Ölümlerden bahsediyorlar...

Yayınlanan haberlerdeki yanlı tespitlerin hiç birine itibar etmiyorum... Kimin kurşunuyla kimin öldürüldüğü yerine orada çoluk çocuk demeden insanların ölmesi ilgilendiriyor beni... Ve 6 milyonun üzerinde seçmen desteği ve 80 milletvekiliyle parlamentoya gelenlerin sivil siyaset yerine PKK baronlarının silahlı ayaklanma kararlarının arkasına takılmalarını SUÇ olarak görüyorum... Bunları SORUMLU ilan ediyorum... Bu silahlı çetelerin yaptıklarının ülkede barışı dinamitlediğine, Kürt halkına hiç bir yararı olmadığına inanıyorum... Bu sebeple de "barış" derken, Elçi'nin dediği gibi, bu "yasadışı silahlı güçlerin" bir an önce ülkeyi terk etmesi gerektiğine inanıyorum...

Öte yandan devletin Demirtaş'ın ifadesiyle, "kendini savunma hakkını" uygularken sivil halkı gözetmesini, sorumlu hareket etmesini, bir an önce tüm vatandaşların ihtiyacı olan demokratik adımları atmasını ve böylece silahlı haydutların gerekçelerini ortadan kaldırmasını talep ediyorum...

Bunları söylerken de kimseye şirin gözükmek, kimsenin benim bu ifadelerimi beğenmesini beklemek, kimseyi ikna etmek gibi bir kaygımın ve mecburiyetimin olmadığını da ifade etmek istiyorum... Vicdanımın sesini dinleyerek, düşünen bir vatandaş olarak düşüncelerimi ifade etmenin dışında bir amacım yok... Nefesim yettiğince de bu düşüncelerimi açıklayacağım...

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar