A.Turan ALKAN
Vatan kahramanlığı veya hainlik edebiyatı yine gündemde. Bazıları, gerçek ağırlığını ve vebâlini bilmeden bu iki kolay kelimeye sığınmaya başladı. Bugün sizleri kahraman-hain sıfatlarının övünç madalyası veya yağlı kurşun gibi dağıtıldığı eski günlere götüreceğim. Bazen bir hâtıra parçası, sayfalarca izahtan daha anlatıcı olabilir. Böyle şeyler, destanlaştırılmış resmi tarih metinlerinde yer almıyor çünkü...
SALMA: HARAÇ VEYA TEKÂLİF-İ MİLLİYE!
Yer Antep. Anteb'in henüz ‘Gazi' sıfatı almadığı ama o unvanı hak ettiği günler. Sene 1919'un sonu, 1920'nin ilk ayları. Antep, Fransız işgali altında. Olayları anlatan Mitat Enç. ‘Uzun Çarşının Uluları' kitabıyla edebiyat klasiklerimiz arasındaki haklı yerini alan Enç, ‘Selâmlık Sohbetleri' (Ötüken-2007) başlıklı diğer eserinde, Antep müdafaası dekoru önünde geçen çocukluk günlerini anlatıyor.
Küçük Mitat, on yaşlarındadır. Anteb'in vâriyetli ve köklü ailelerinden birine mensub olan yazarın dedesi ünlü bir avukat, babası ise tüccardır. İşgal başlayınca Antep, şehrin içinden geçen bir hatla ikiye bölünür. Antepliler mevzi gerisinde silahlanarak Fransızların mahallelerine girmesini engellerler.
Siper çatışmaları devam ederken, savunmayı yürüten ‘Heyet-i Merkeziye', Yunan Savaşı'na destek maksadıyla şehrin varlıklı ailelerinden –güçlerine göre- ‘salma' adı altında maddi destek talep eder. Hikâyenin devamını yer yer yazarın ifadeleriyle özetliyorum.
“Babam ticarethanesini kapatmış, kent içindeki taşınmazlardan gelen kiraların kökü kurumuştu... Buna rağmen babam kenarda köşede ne varsa toplayıp salmasını ödedi. Çok geçmeden salmayı veren veya veremeyenlerin toparlanıp Belediye hanına tıkıldığı, gömülerin yerini söyletmek için sopa ve dipçikle zorlandıkları anlatılmaya başlandı. Tam rahat bir nefes alacağımız sırada ikinci bir salma buyruğu daha geldi. Babamın, gelir kaynaklarının hepsinin kuruduğu yolundaki yakınması kimseyi yumuşatmaya yetmedi. Anlaşılan salmacılar Mazlum Efendi'nin (yazarın babası) altın küplerinin tıklım tıklım dolu olduğunu sanmaktaydı. Sağdan soldan borç, harç eksikler tamamlanıp bu da ödendi.” (s. 69)
SİZİN BAĞ EVİ DE BİZE DÜŞÜYMÜŞ
Aileye yüklenen bu ağır maddi külfetin yanında küçük Mitat'ın derdi daha farklıdır. Yıllarca birlikte oyun oynadığı arkadaş çevresinde garip bir çözülme, uzak durma eğilimi başlamıştır. Bu soğukluğun sebebi bir oyun esnasında su yüzüne çıkar. Oyunda elebaşı olan çocuklardan biri küçük Mitat'ın yüzüne tükürür gibi artık onunla oynamayacaklarını, çünkü dedesinin işgalcilerle anlaşarak ‘Sakın ola bizim eve dop atmıyasağız' diye tembih ettiğini haykırır.
Küçük Mitat donup kalır bu suçlama üzerine; sonra evlerine birkaç kurşun sekmesi dışında niçin hiç kurşun, gülle değmediğini hatırlar; suçlanır. İçini şüphe kemirmeye başlar. Acaba dedesi, eski komşu ve müşterisi Hıristiyanlarla böyle bir anlaşma yapmış mıdır? Kimselere soramaz ama derinden etkilenmiştir.
Derken küçük Mitat için çok ‘sevindirici' bir gelişme yaşanır. Ev ahalisi öğle yemeği için sofra başındayken 7.5'luk top bataryaları gümbürdemeye başlar. İnsanlar canını kurtarmak için evin mağara denilen bodrum katına kaçışırlar. Ev, küçük Mitat'a ‘iftihar' verecek derecede isabet almış, kapı pencere birbirine girmiştir. Herkes ağlaşıp inlerken o mutludur, çünkü evleri bombalanmıştır, çünkü hain olmadıkları anlaşılmıştır!
Ateş dindikten sonra sokağa çıkan Mitat, az ilerde ailesini hainlikle suçlayan Kebapçı'nın oğlu Ökkeş'i görünce kollarını kabartarak bağırmaya başlar,
-Ulan Ökkeş, hani dedem gâvurlardan söz almıştı? Mahallede kimin evine bu kadar çok top düştü?
Ökkeş'in cevabı daha zâlimdir, der ki:
-Gâvurlar o mermilerin içinde size altın atmış. Sonra evi yeni baştan onarın diye...
Çocuklardan bir diğeri Ökkeş'i destekler, ‘Harp bitince sizin ev bize geçiciymiş' diye ekler; bir başkası, ‘sizin bağ evi de bize düşüymüş' diye eksiği tamamlar.
“Kolum kanadım kırılmıştı” diyor yazar. “Savaş öncesi Selamlık sofrasında bir fincan kahve için yaltaklananlar, savaş karışıklığında varımızı yoğumuzu hayallerinde paylaşmaya girişmişlerdi bile...”
VATAN MEVZUBAHİSSE ALTINLAR TEFERRUAT MIDIR?
Enkaz altından kalkmaya çalışan ev ahalisi, az sonra bir başka haberle altüst olur. Çarşıdan gelen Mazlum Efendi yıkılmıştır adeta. Millici cephenin yöneticisi Heyet-i Merkeziye aileye 500 altın daha salma yollamıştır. İtirazlara cevaben ‘Mazlum Efendi'nin altınları öyle kolay kolay suyunu çekmez; biz de parayı cebimize indirecek değiliz ya, vatanı kurtarmak için harcıyoruz! diye dayatırlar.
Vatan mevzubahisse gerisi teferruattır vecizesi böyle günlerin eseri olmalı! Annesi, durumun vahametini görünce bilezik, takı cinsinden neyi varsa kocasına verir ancak ‘Salmacılar' ziynet değil, nakit ve çil Reşat Altını peşindedir. Akşam aile meclisi toplanır, kimlerden ne kadar borç istenebileceği düşünülür ancak verilen mehilin sonunda miktarın yarısı bile denkleştirilememiştir çünkü borç verebilecek durumdakiler de aynı baskı altındadır. Toplanabilen para götürülüp heyete teslim edilirse de Salmacılar getirileni hışımla alıp bir makbuz bile vermeden “Gerisini herhal, mehil bitmeden getirmeli, yoksa deliğe tıkarız” tehdidi savururlar.
Aradan çok geçmeden bir gece annesinin hıçkırıklarına uyanan küçük Mitat, babasının çeteler tarafından götürüldüğünü öğrenir. Yazarın çete diye adlandırdığı milli kuvvetler eve baskın verip para edebilecek ne varsa el koyup çıkınlamış, ev sahibini de rehin götürmüştür. Telâşla mahpus tutulan babasına yiyecek ve tütün çıkını götüren Mitat, handa Antep müdafaasının kahramanlar listesinde olduğunu imâ ettiği ‘pos bıyıklı reis'ten okkalı bir dayak yiyerek boş bir çuval gibi dışarı fırlatılır. Yazar, bu esnada hissettiği derin sarsıntıyı şöyle anlatıyor:
“Sonraki yıllarda Antep Savaşı üzerine yazılmış kitapları okurken kurtarıcı kahramanlar arasında onun da fotoğrafını görmüş ama şehit Şahin'e, Söylemezoğlu'na ve Karayılan'a duyduğum hayranlık ve sevgiyi bir türlü ona duyamamıştım (...) Çocuk tokatlayan o pos bıyıklı adam azmanı, belki de sırmalı fişekliklerinde dizili parıldak şarjörlerden bir tekini bile mazgallardan boşaltmadan, onu bunu itip kakarak hort zort etmişti (...) Yüzümde patlayan tokatlarla içine düştüğüm ezici utanç duygusundan bugün bile kurtulamadım desem yalan olmaz.” (s. 81)
VATAN BORCU KAÇ ALTINLA ÖDENİR?
Velâkin tokat yemekle borç ödenmiş sayılmamaktadır; bütün aracılık teşebbüsleri, rica ve yakarmalar sonuçsuz kalır. Ailenin direği Mazlum Efendi'yi rehinden ve hapisten kurtarmak için borç arayışlarına girişilir. Baskın gecesi evden götürülen takılar bile borç yekunundan düşülmez. İşte böyle dar bir günde, Mazlum Efendi'nin tüccar arkadaşlarından Harputlu bir tanıdığı elinde çıkınıyla gelir, ‘Elimdeki işte bu kadar, sağ kalır eli değerse, ne zaman isterse öder' diyerek üç yüz altını aileye teslim eder.
Altın, Heyet-i Merkeziye'ye teslim edilmeden tutukluların konulduğu han bombardımana uğrar. Enkaza dönen handa nöbetçiler dahil herkes canını kurtarmak için dağılınca mahpuslar da fırsat bulup evlerinin yolunu tutarlar.
Toz duman yatıştıktan sonra aile büyükleri altınları yine de götürüp Heyet-i Merkeziye'ye teslim ederek karşılığında şehirden çıkış izni koparmaya çalışırlar. Zira artık evde barınma imkânı kalmamış, harabeye dönmüştür. Yine de istenen çıkış izni verilmez. Aile dostu bir doktor, “Evleri yıkıldı, elde avuçta metelik kalmadı. Ya bırakın çoluk çocuğu alıp çıksınlar ya da kafamı kesseniz tek yaralıya bile el sürmem.” diye dayatınca çıkış iznini almayı başarır.
Peki ya sonrası? Sonrası Anteplilerin ‘Kaçkaç' diye adlandırdığı meşakkat günleri.
BİR ARPA BOYU
Birisini hainlikle, düşmanla işbirliği yapmakla suçladığınızda o kişi ister istemez kendini savunma pozisyonuna geçer ve bir şeyleri isbatlama lüzumu duyar; ithamı yönelten ise üstün durumdadır çünkü onun vatanperver biri olduğu varsayılır.
Bu adaletsiz bir mekanizma çünkü içinde büyük yalanlar, hatta iftiralar barındıracak kadar tehlikeli bir yapı. Bundan yüz sene önce Mitat Enç ve ailesinin başına gelenlerin bir asır sonra yeniden aynı topraklarda tekrarlanması ise insana ümitsizlik veriyor.
Dönüp bakıyoruz ki bir arpa boyu yol gitmişiz!
Yazarlar
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR"Terörsüz Türkiye" süreci: Neden barışın vaatlerini değil de şiddetin risklerini önümüze koyuyorlar? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNSüveyde’den sonra: Eski çamlar bardak olurken… 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUYKU “ÖLÜMÜN OYUNBOZAN” KARDEŞİ. 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkan‘III. Dünya Savaşı ihtimali 50/50’ 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUDünya değişiyor, Suriye’nin Türkiye politikası da mı değişiyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHüseyin için matem, Gazze için ağıt 25.07.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl Boraİhtiyatlı İyimserlik 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayReel sosyalizm neden çöktü? 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımının toplumsal meşruiyeti nasıl artar? 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürtler, Türkler ve Araplar 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kahveciİşsizlik Vergisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANMuhalefetsiz muhalefet; medyasız medya!... 7.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
14.07.2016
13.07.2016
11.07.2016
10.07.2016
8.02.2016
7.02.2016
6.02.2016
4.02.2016
3.02.2016
2.02.2016