Cafer Solgun
Abdülkadir Selvi, malum, hadi “yandaş” demeyelim, Saray ve Saray Hükümetine yakın bir gazeteci. Gazetecilik faaliyeti, izlediğim kadarıyla, daha çok iktidar cenahından edindiği bilgileri duyurmak. Olabilir. Neticede, “kulis gazeteciliği” diye bir şey de var memlekette; ben ve benim gibilerin “alanı” olmasa da. Nasıl olsun ki; bunun için öncelikle iktidar çevrelerinden kaynaklarınız, “kuşlarınız” olacak, orada burada ıstakoz yiyen, rolex marka saatleriyle “millet” nutukları atan kişilerle ahbaplığınız olacak… Bir zamanlar, hatırlayanlar bilir, Hürriyet’in başında iken Ertuğrul Özkök’ün adı “Ertuğrul Özköşk”e çıkmıştı; sürekli köşkten bildirmesi nedeniyle. Onların devri biteli çok oldu, bunların devri ise henüz sürüyor… Neyse. Uzak olsun bizden. Konuyu daha fazla dağıtmadan sadede geleyim.
Haberlerden, gündemden haberdar olan herkes eminim biliyordur; MHP lideri Devlet Bahçeli ve kurmayları, Abdülkadir Selvi ne zaman kendilerine göre “aksi” bir laf etse, başlıyorlar Selvi’ye saydırmaya. Halbuki “hükümet yanlısı medya” saflarında ender de olsa ara sıra AKP’nin MHP ile kurduğu koalisyondan rahatsızlığını beyan eden başka gazeteciler, yorumcular da var. Ama MHP’li devletlûların ilgi ve dikkati esas olarak Abdülkadir Selvi üzerinde…
Selvi’nin, Bahçeli ve kurmaylarının bu denli “yakın” ilgisine mazhar olmasında hasbelkader Sivaslı bir Alevi ailenin evladı olmasının payı var mıdır acaba, diye düşünmeden edemiyor insan.
İnsanın bu kuşkuya kapılmasının bir başka nedeni de, Selvi’ye sıraladıkları hakaretamiz laflar içerisinde öne çıkan o söz: Kılıç artığı! Neredeyse Selvi’nin adını “kalem ve kılıç artığı” demeden anamıyorlar…
Geçtiğimiz 17 Nisan günü Hürriyet gazetesindeki köşesinde, Selvi, “Osman Kavala’nın hapiste tutulmasının, Gezicilerin yıllarca hapis yatacak olmasının Türkiye’ye ne yararı var? AK Parti’ye ne fayda sağlıyor?” demiş, AKP’nin yeniden “reformcu” çizgiye dönmesi gerektiğine dair görüşünü dile getirmişti.
Bu bir görüş, yorum, öngörü; adı her ne ise. Bunun, iktidar çevrelerine yakın birinin dile getirmiş olması itibarıyla “haber” değeri de var aslında. Kendisi ve görüşleri beğenilir beğenilmez, o ayrı bir konu, ama beğenmediğiniz bir görüş belirtiyor, hoşunuza gitmeyen bir yorum yapıyor, öngörüde bulunuyor diye kimse kimseye hakaret edemez. Etmemeli. (İç ses: Amma safsın! Neresi oluyor o bahsettiğin yer?)
Ya “kılıç artığı” diyebilir mi?
Bu, “hakaret” olmanın da ötesinde derin anlamlar içeren bir tehdit; evet, düpedüz tehdit!
28 Şubat 2017 günü Devlet Bahçeli partisinin grup toplantısında Selvi için; “Bu kalem ve kılıç artığı şahsın MHP’ye menfi tutumu hadi bellidir diyelim; peki AKP’ye dost mu, yoksa hasım mıdır? Bu sorunun cevabı ise belirsizdir… Biz Selvi’nin soy isim olduğunu düşünürken araştırıp at arabalarının yanlarındaki küçük direkler olduğunu da öğrenmiş olduk… Bu zatın şuursuz ve ucube sözleri bizim nezdimizde küçücük kalmaya, ufalanmaya, çiğnenmeye mecbur ve mahkûmdur” dedi.
2 Mart 2017 günü MHP yöneticilerinden Semih Yalçın, bir gün önce Selvi’nin “şerefime laf söyletmem” mealindeki cevabı üzerine, Selvi’yi soyadı üzerinden aşağılayan bir açıklama yaptı ve “Selvi soyadı sizin konumunuza, fıtratınıza, boyunuza posunuza ve tipolojinize uymuyor. Maki soyadı size daha çok yakışıyor” dedi.
3 Ağustos 2023 günü yine Semih Yalçın, Selvi’nin MHP ile ilgili bir yorumu üzerine, “sap yemiş saman çıkarmış, cambaz, çapsız, gözü küllü, hadsiz, yalaka, meddah, ‘CHP ve İyi Parti ajanı’, akılsız, tıynetsiz” gibi hakaretamiz ifadelerin peşpeşe sıralandığı bir açıklama yaptı…
Son olarak, 17 Nisan 2024 günü Selvi’nin yukarıda bahsettiğim Osman Kavala ve “Geziciler” konusundaki yorumu üzerine, MHP Sosyal Medya Sorumlusu Hüseyin Özkan, “Abdülkadir Selvi, yok hükmündedir. Çöptür. Kalem ve Kılıç artığıdır!” dedi. MHP Kayseri Milletvekili İsmail Özdemir, “Bu ve benzeri şahıslara misyon yüklendiği görüntüsü verenlerin Selvi’nin koskoca bir hiç olduğunu anlamaları gerekir. Türkiye lider ülke ve süper güç hedefinden asla dönmeyecek, yabancı başkentlerin güdümünde kalmayacaktır. Çapsız kalem ve kof kelam sahipleri bunu artık iyi anlamalıdır” dedi. MHP Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman ise Selvi’nin “zilletin kısık ateşinde ‘dem’lenmekte’ olduğunu” söyledi…
***
Diğer aşağılayıcı sözler, hakaretler sahibi ve muhatabı arasındadır; “bize ne” deyip geçebiliriz. Ama “kılıç artığı” dediğiniz zaman, Selvi’nin şahsında o lafın “tarif ettiği” başka yurttaşları da hedeflemiş, tehdit etmiş oluyorsunuz…
Bilenler zaten biliyor ve bilmeyenlere de Türk Dilinin Etimolojik Sözlüğü’nde yapılan açıklamayı ben hatırlatmış olayım.
Söz konusu sözlüğe göre “kılıç artığı” sözcüğünün iki anlamı var:
“1. Savaş sonrası sağ kalanlar, bir savaşta ölümden kurtulanlar, bakiye-i süyuf: Kılıç artığı erler. 2. Eskiden Müslümanlar tarafından ele geçirilen bir ülkede hayatları bağışlanan ve belli bir yere yerleştirilen, kendi gelenek ve göreneklerine göre yaşamalarına izin verilen azınlık.”
Bunun reel hayattaki karşılığı nedir derseniz… Alevi isen, kılıç artığısın… Ermeni isen kılıç artığısın… Kürtlerin durumu, şafii oluşları nedeniyle bu tabirle pek bağdaşmıyor. O yüzden kılıç sahipleri onları direkt ya da potansiyel olarak “bölücü” şeklinde nitelemeyi tercih ediyorlar. Madem yaşamana “izin” verilmiştir, madem “kılıç artığısın”, o halde yaşıyor olmana şükredip çok da konuşmayacaksın. Söylenen budur…
***
1 Mart 2017 günü Abdülkadir Selvi Hürriyet’teki köşesinde Bahçeli’nin hakaretlerine sessiz kalmayacağını yazmıştı:
“…televizyonların canlı yayınında MHP’nin Meclis grup toplantısında ismim verilerek yapılan ‘hakaretlere’ sessiz kalmayacağım. MHP gibi köklü bir partinin genel başkanına yakıştıramadığım ifadeleri yargıya taşıyacağım. MHP Genel Başkanı Sayın Bahçeli ile yüce Türk adaletinin önünde hesaplaşacağım. Kılıç artığı’ olduğumu söyleme nezaketsizliğinde bulunan Sayın Bahçeli’ye hatırlatmak isterim ki, Osman dedem bir cepheden diğerine koşmuş, Osmanlı-Rus savaşında esir düşmüş bir vatan evladıdır. Hasan ve Hüseyin dedelerim ise Yemen’de şehit düşmüş, vatana sadece şahadet haberi ulaşmış Oğuz Türklerinin torunuyum. O şeref bana yeter Sayın Bahçeli… Şerefin ne olduğunu Sayın Bahçeli’den öğrenecek değilim. Ben şerefli bir adamım. Bedeli ne olursa olsun şerefim üzerine kimseye söz söyletmem. MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli ile şahsımı hedef gösteren açıklaması ve yaptığı hakaretler için yüce Türk adaleti önünde hesaplaşacağım.”
Şerefli olmak için ne Oğuz Türklerinin torunu olmak ne de cepheden cepheye koşmuş dedelere sahip olmak gerekir. Bu sözleri, Selvi sonradan fark etmiş midir bilemiyorum ama, kılıcı elinde tutanlara karşı tipik bir “kılıç artığı” psikolojisini yansıtıyor.
Şerefli olmak, iyilik, güzellik, doğruluk değerlerine sahip olmakla ölçülür ve şerefli olanın kişiliği, karakteri, hayat pratiği dışında başka kanıtlara ihtiyacı yoktur.
Sayın Selvi bildiğim kadarıyla “Türk adaleti önünde” Bahçeli ile hesaplaşmadı. MHP’nin son sosyal medya lincini de sessizlikle geçiştirdi. Belki biraz ağır olacak ama Sayın Abdülkadir Selvi, ailesinin sahiplendiği Aleviliğini sahiplenecek, savunacak cesareti yoksa eğer, naçizane daha da şereften bahsetmesin…
Çünkü “Haksızlığa karşı susarsanız, hakkınızla birlikte şerefinizi de kaybedersiniz.” (Hz. Ali)
Yazarlar
-
Fehmi KORUEski bir anıdan günümüzde yaşananlara çıkartılacak ders 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağacı taşımanın suç olduğu ülke: Portekiz 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇ“İçerde Nutuk, dışarda Kur’an!” 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürtler, Türkler ve Araplar 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer Solgun“Geri zekalıya anlatır gibi” 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilÖtekileştirmek Ve Ötekileştirdiklerimizle Yüzleşmek – “Kürt Sorunu”na Alternatif Bir Bakış 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUİnsan hiç üzülmez mi… utanmaz mı hiç? 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasi meşruiyet ve matematik 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKardeşinin cenazesine gidememek 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURKutuplaşmanın son mağduru; CHP’nin ilk imam hatip müdürü Celal Hoca 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEKim bu Ümmet? 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRSiyaset çıkar, itibar, zenginleşme aracı olmadığında… 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuErdoğan’dan tarihi itiraf… 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kirasİslamcılık ve post-İslamcılık ve modernizm ve milliyetçilik 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR103 kişinin ölümündeki suçu sahte belgeyle gizlediler 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolOrta Doğu’da İsrail tehdidi 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZCumhurbaşkanı’nın ittifak çıkışı ve silahsızlanma sürecinin gölgesinde muhalefet 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Öcalan’ın Önerisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Kutup başı” 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kahveciİşsizlik Vergisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜRECE DOĞRU TUTUM 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYBırakın ömür boyu otursunlar o koltuklarda 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluCoğrafyanın kader olmadığı ülke... 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNGeri Dönüşsüz Yol 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATarihi Anlamak, Yargılamak Değil; TKP ve TBKP, Yasallık, Yenilenme ve Kürt Özgürlük Hareketi Üzerine 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHepiniz oradaydınız be-2 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanZenginin malı züğürdün çenesi: Bu tekneler neden yanıyor? 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞErdoğan’ın imkânsız hayali: Suriye’de Rojava’yı Türkiye’de CHP’yi kendi kaderine terk etmeye razı bi 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanSoykırım ekonomisini ifşanın bedeli 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKMutlular, kızgınlar, endişeliler: Kürt sorunu nasıl çözülecek? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞTARİHSEL “TKP’NİN TARİHİ” YAZILMALI… 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIK11 Temmuz’dan sonra sıra neye geldi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRYeni süreç, yeni stratejiler: İktidardaki çatlaklar ve çelişkiler muhalet için tuzak mı, yoksa fırsa 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünTürkiye kazandı… 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYüz yıllık düğümü çözme yolunda cesur adım Devlet Bahçeli’den geldi 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayDış borç ve sosyalist kemer sıkma 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNBundan sonra top devletin sahasına geçiyor 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİÖcalan’ın 7 dakikası 10.07.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçHalk TV ve Sözcü TV'nin karartılması hakkında 7.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANMuhalefetsiz muhalefet; medyasız medya!... 7.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANCHP operasyonlarında yeni eşik 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBir hegemonya diyarı olarak Türkiye… 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEButlan 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraAdalet ve Kalkınma Partisi’nin Ön Tarihinden 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.07.2025
6.07.2025
30.06.2025
20.06.2025
15.06.2025
1.06.2025
23.05.2025
10.05.2025
27.04.2025
19.04.2025