Cafer Solgun
Hâlâ bilmeyen varsa öğrenmiş, unutan da hatırlamış olmalı: Siyaset ve diplomasinin bir görünen bir de ‘görünmeyen’ yüzü var.
Görünen yüzünde karşılıklı çıkar ve dostluklardan bahsedilir, yuvarlak, klişe laflar edilir, bazen de meramını ancak uzmanının tercüme edebileceği tumturaklı cümleler.
Görünmeyen yüzünde ise istihbarat örgütlerinin ilişkileri, faaliyetleri, doğrudan ya da dolaylı rol oynadıkları ‘operasyonel’ planları vardır. Söz konusu olan grift ilişki ve dengeleri, değişken hesap ve senaryoları, taktik ve stratejik amaçlı operasyon ve manipülasyonları ile sürekli tetikte olmayı gerektiren Ortadoğu ise, siyaset ve diplomasinin görünmeyen, karanlık yüzü çoğu zaman daha önemlidir.
Siyasetle ilgili herkes bilir; muhatabınız herhangi bir güce, hele ki küresel bir güce kendi görüşünüzü empoze ederken “Ya dostumsun ya düşmanım” dercesine bir tutum içinde olamaz, bu üslupla konuşamazsınız. Sayın Recep Tayyip Erdoğan diplomasiye de kendi ‘tarzını’ hakim kılmış durumda. Bir süredir neredeyse her gün ABD’ye “Eyy Amerika! Benimle misin PYD ile mi?” diye sesleniyor. Seslendirdiğiniz görüşün doğruluğu yanlışlığı bir yana, bu üslubun kendisi ‘faul’.
‘Görünen’, yani bildiğimiz boyutuyla Türkiye’nin dış politikası bu örneğin de özetlediği şekilde ciddi hatalar içeriyor. İsrail ve Mısır örneklerindeki zig zagları da düşünecek olursanız özellikle Ortadoğu eksenli dış politika yanlışlarını sonuçlarıyla birlikte daha iyi görebilirsiniz.
Bir stratejik vizyonunuz olur ve attığınız adımlar, kurduğunuz ilişkiler bu vizyonun hayata geçmesine hizmet eder. Mesela AKP iktidarının ilk iki döneminde AB’ye tam üyelik temel bir öncelikti ve eksikleriyle birlikte buna uygun bir yolda yürünüyordu. Son yıllarda Türkiye’nin stratejik vizyonunda büyük bir muğlaklık var. Yanlış hesap, beklenti ve öngörüler ülkeyi tehlikeli belirsizliklerle dolu bir doğrultuya soktu. Bana birisi anlaşılır bir dille Türkiye’nin Ortadoğu’da -veya genel olarak dış politikada- ne tür bir vizyonla, ne tür taktik ve stratejik beklentilerle hareket ettiğini söyleyebilir mi? Mesela Suudi Arabistan ne zaman ve neden Türkiye’nin ‘stratejik ortağı’ oldu? Suriye’de dünyanın dört bir yanından ithal cihatçılarla çuvallayan Esad’ı devirme hesapları bu tabirin (stratejik ortak) ‘karşılığı’ olabilir mi?
Yürütülen siyasetin ‘görünmeyen’ boyutunda da büyük ve artık gizlenemeyen bir ‘fiyasko’ var. “Kuş uçsa haberimiz olur” denilen Ortadoğu’da AKP ve Erdoğan’ın ‘emperyal’ heveslerini karşılayan bir gelişme ve gidişat yok; Osmanlı fantezileri sadece acı acı gülümsetiyor. Suriye yeniden kurgulanıyor ve Türkiye ‘etkisiz eleman’. Suriye politikası, boşa çıkan kırmızı çizgilere hapsedilmek istenen PYD-YPG yüksek hassasiyetine indirgendi. Bir de “Suudilerle operasyon yapabilir miyiz?” planları var. Suudilerin kiralık askerleri ve kumandası ABD’nin elinde savaş uçakları üzerinden hesap yapmak, çöken Suriye politikasında sefaletin son perdesi...
Ankara katliamının faili olarak YPG’yi ilan etmek nedense (!) kimseyi ikna etmedi. Ama saldırının arkasında envai çeşit istihbarat örgütlerinin bulunduğu teorilerinde haklılık payı var. Asıl soru şu: Türkiye neden kaynağı çok çeşitli olabilecek terör saldırılarının açık hedefi haline geldi?
Nedenini biraz da ‘kendimizde’ aramamız gerekmiyor mu? Çünkü maalesef belli ki bu ‘son’ saldırı olmayabilir. Koltukları insan hayatından daha ‘kıymetli’ ilgili ve yetkililerimiz de görüyordur herhalde. Görüyor mudur?
Yazarlar
-
Ali BULAÇ“İçerde Nutuk, dışarda Kur’an!” 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürtler, Türkler ve Araplar 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuErdoğan’dan tarihi itiraf… 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR103 kişinin ölümündeki suçu sahte belgeyle gizlediler 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKardeşinin cenazesine gidememek 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolOrta Doğu’da İsrail tehdidi 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasi meşruiyet ve matematik 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEKim bu Ümmet? 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUEski bir anıdan günümüzde yaşananlara çıkartılacak ders 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kirasİslamcılık ve post-İslamcılık ve modernizm ve milliyetçilik 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZCumhurbaşkanı’nın ittifak çıkışı ve silahsızlanma sürecinin gölgesinde muhalefet 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağacı taşımanın suç olduğu ülke: Portekiz 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURKutuplaşmanın son mağduru; CHP’nin ilk imam hatip müdürü Celal Hoca 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUİnsan hiç üzülmez mi… utanmaz mı hiç? 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilÖtekileştirmek Ve Ötekileştirdiklerimizle Yüzleşmek – “Kürt Sorunu”na Alternatif Bir Bakış 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRSiyaset çıkar, itibar, zenginleşme aracı olmadığında… 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer Solgun“Geri zekalıya anlatır gibi” 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜRECE DOĞRU TUTUM 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYBırakın ömür boyu otursunlar o koltuklarda 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Kutup başı” 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluCoğrafyanın kader olmadığı ülke... 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Öcalan’ın Önerisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kahveciİşsizlik Vergisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHepiniz oradaydınız be-2 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanZenginin malı züğürdün çenesi: Bu tekneler neden yanıyor? 15.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.07.2025
6.07.2025
30.06.2025
20.06.2025
15.06.2025
1.06.2025
23.05.2025
10.05.2025
27.04.2025
19.04.2025