Hüseyin ÇAKIR
24 Haziran seçimleri muhalefet açısında çok yönlü kritik. Çünkü iktidarın bugüne kadarki uygulamalarından rahatsız olan AKP ve MHP seçmenleri ve sosyolojisi Millet İttifakı'nın hayallerini ve bu hayalleriyle kendisinin çok yönlü hayallerinin çakışıp çakışmadığını görmek istiyor. Muhalefet ne kadar güven verici, ne kadar söylediklerini yapmaya ehil ve sözüyle özü birbirini tutuyor mu bunu görmek ve inanmak istiyor. Muhalefette bir yanda Millet İttifakı gibi tarihsel sayılacak ittifak oluştu. Kemalist milliyetçilikle MHP geleneğinden gelen Turancı-Kızılelmacı Türkçü milliyetçilik ve Milli Görüş ana damarının bugünkü devamcısı Saadet Partisi tek adam rejimine karşı demokrasi! için bir araya geldi.
Diğer yandan muhalefetin ikinci kanadı, ana omurgasını Kürtlerin oluşturduğu, sol gelenekten gelen bazı gruplar ve ikinci, üçüncü kuşak laik, cumhuriyetçi, Kemalist genç kuşağın, Gezi'de yer alanların önemli çoğunluğu HDP etrafında bir araya geldiler.
Millet İttifakı ve HDP muhalefet olarak seçim deklarasyonlarını ilan ettiler, seçim meydanlarında vaatlerini konuşuyorlar.
Bu seçimde en çok merak edilen muhalefet.
İktidar ve Cumhur İttifakı'nın nasıl yönetim oluşturacağını kabaca hemen herkes kafasında döndürüp dolaştırıp bir yere oturtuyor.
Cumhur İttifakı devleti, toplumu ve hayatın bütün alanlarını “yeniden” kurgulayıp ideolojik, siyasal mühendislikle kurmak istiyor. Erdoğan bu kurgu ve kuruluşu yönetme yönteminin nasıl olacağını bugünkü pratiği ile zaten gösteriyor. Cumhur İttifakı seçilirse bugünkü pratiğinden çok daha otoriter bir rejim kurulacağı kaçınılmaz görünüyor. Tasarlanan rejimi başka türlü kurmak mümkün görünmüyor. Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı skandal olacak bir açıklama yaptı, şöyle dedi: “26. Meclis 1. Meclis'ten sonraki ikinci kurucu meclistir.”
Meclis ne zaman böyle karar aldı, kamuoyuna ne zaman böyle bir duyuru yapıldı, kurucu meclis neyi yıkıp, neyi yeniden yaptı gibi soruları 26. Meclis'te yer alan partiler soru sorup tartışmaya bile açmadılar.
Çünkü: Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın otoriter liderliği kabul edilmiş, yaptığı hemen her şey normal karşılanır hale gelmiş durumda. “O zaten otoriter, zaten bunları yapacak” kabullenilmesine teslim olunmuş ruh hali içindeler.
Cumhur İttifakı sistem değişikliğini de aşan rejim değişikliği amaçladığını “kurucu meclis” açıklamasıyla ilan etmiş durumda. Bu projenin MHP’nin derin devletin milliyetçi/ulusalcı fraksiyonunun mutfağında hazırlanıp Erdoğan’a kabul ettirildiğini(!) Bahçeli’nin oldu bitti yaptırımlarından anlamak mümkün. Bahçeli’nin AKP ve Erdoğan üstündeki hegemonyasının AKP yönetimi ve seçmenlerde de tepkiye yol açtığı en bariz olarak Karar gazetesi yazarlarının yorumlarına sarih olarak yansıyor. Bahçeli’nin “af” meselesine karşı sert ret yanıtı Cumhur İttifakı çubuğunda bükülmenin işareti olarak yorumlanabilir.
Merkez veya kararsız seçmen olarak tanımlanan genellikle mütedeyyin, kemik partici olmayan muhafazakârlar Türkiye siyasetinin her zaman ana oyun kurucusu oldular.
Herkesi şaşırtan kırılmaları bu kesimin tercihi gerçekleştirdi. Çok derin ayrıntılara girmeye gerek yok. 12 Eylül darbesini meşrulaştıracak 6 Kasım 1983 seçimlerinde darbeciler ve devlet açık seçik desteğini ilan ettiği Milliyetçi Demokrasi Partisi (MDP) yerine, muhafazakâr, dini duyarlılığıyla bilinen Turgut Özal’ın Anavatan Partisi'ni (ANAP) tercih etti.
Özal’ın, 24 Ocak kararlarının altında imzası vardı, 12 Eylül’ün en azgın döneminde 22 ay Ekonomiden Sorumlu Başbakan Yardımcısı idi?.. Muhafazakarlar bunlara bakmadı, devletin dayatmacılığına karşı onun sivil söylemine inandılar.
AKP 2010’dan sonra sivil dili terk etti ve giderek sertleşen milliyetçi devlet dilini kullanmaya başladı. Zamanında Kemalistlerin devletle bütünleşmiş dili neyse AKP’nin dili de “devlet biziz o halde devlet etrafında kenetlenin” oldu. Bu mütedeyyin sosyolojiyi hafife almak hatta küçümsemek, "salak" yerine koymaktır. 200 yıllık modernleşme tarihinde İslami kesimin inişli çıkışlıda olsa çok değerli siyasal, sosyolojik, İslami-tasavvufi entelektüel, kültürel birikimini yok saymak olur. AKP etrafında toplanmış “Bakara, makara” diyen pragmatistler için her yol mubah olarak görüldüğü için mütedeyyin, muhafazakâr değerlere “kaç dolar ediyor” diye bakıyorlar. Mütedeyyin mahallede çok görünür olan her şeye dolarla bakma zihniyeti AKP’yi destekleyenlerde en önemli kırılma nedeni.
Bu kırılma, küskünlük ve hayal kırıklığı sorgusuz sualsiz muhalefete kayacak diye bir doğrusallık yok.
AKP iktidarını destekleyenler neyi desteklediklerini biliyorlardı. 24 Haziran seçimlerinde destekledikleri partinin mutasyona uğradığının farkındalar. Fakat merkezde yer alan kararsız mütedeyyin-muhafazakârların neyi ve kimi destekleyecekleri hala netleşmiş görünmüyor. Dar ideolojik kutuplaşma, şiddet dili ve politikası, milliyetçi-İslamcı-Kürt- Alevi gibi kimlik politikalarından bu kesim derin kaygı duyuyor. İçeride, bölgede ve uluslararası ilişkilerde normalleşme arzusu içindeler.
Bu seçim muhalefetin seçimi ama çantada keklik değil tabi
Bu seçimin kaderini HDP ve AKP’ye oy vermiş olan merkez sağ, mütedeyyinler belirleyecek. Her alandaki çatışmacılığa, kutuplaşmacılığa son verilerek normalleşmeye dönüşü kimde görürlerse onlara destek verecekler. Bu aynı zamanda Erdoğan’ın “otoriter rejime doğru kırılma” arzusunu ters yönde kırılmaya dönüştürmek olacak.
Millet İttifakı ve HDP’nin seçim stratejisi, seçim bildirgeleri kamuoyuna yaptıkları açıklamalar Cumhur İttifakı'nın milliyetçi, şoven, militarist kutuplaştırma ve çatışmacı balonunu patlattı. Milliyetçi kutuplaşmanın yoğunlaştırıldığı HDP’nin sistem dışı terörle eşleştirilmesi, CHP ve Saadet Partisi'nin Demirtaş’ın adaylarla eşit haklara sahip olması için özgürlüğünü talep etmeleri, iktidarın uzun zamandan beri HDP üstünden bütün muhalefeti terör örgütü ile işbirliğiyle suçlaması boşluğa düşerek oyun kısmen bozulmuş oldu.
Daha önceki bir yazıda H. Arent’in otoriter rejimler “boşluklar yaratır ve bu alanları doldururlar” belirlemesini "muhalefet boşluğu yaratarak AKP’nin bu alanı da doldurmak istediğini belirtmiş ve HDP’yi kriminalize ederek, CHP’yi itibarsızlaştırarak bu alanı ulusal güvenlik adına yönetmek" istiyor diye yazmıştım. Cumhur İittifakı ile “milliyetçi-militarist ve şovenizmi” yükselterek, korku, şiddet tehlikesi ile doldurmayı düşünmüşlerdi; 7 Haziran sonrası bu senaryo işe yaramıştı. Cumhur İttifakı'nın karşısında oluşan ittifak, çatışmacı, şiddet ve korku senaryosunu bozdu.
Bu seçimlerde iktidar ve muhalefet bloğu oluştu. Bu blok oluşturma yeni sisteme geçişte tıpkı 12 Eylülcülerin iki partili sistem kurma senaryosunun güncellenmesiydi. İktidar bloğu Cumhur İttifakı olarak şekillendirildi. Karşılarında “etkisiz muhalefet” olarak CHP olacaktı. CHP’yi PKK-HDP- FETÖ “işbirlikçisi” olarak kriminalize edecekler ve “muhalefet boşluğu yaratacaklardı. Öte yandan Kuzey Suriye’den bölücü tehdidi ve askeri müdahale ve 2. Kıbrıs kahramanlığı senaryosu…
Başkomutan, yedi düvele karşı çıkan “dünya lideri” ve Bahçeli'nin Turan-Kızılelma hayalini de bu kahramanlıklara ekledin mi, "salak" Müslüman-milliyetçi seçmenler koşa koşa Cumhur blokuna oy verecek mühendisliğini yapmışlar herhalde. Bu mühendisliğin derinlerinde başka pazarlıklar, çıkar amaçları da olabilir, kokusu uzun sürmez çıkar.
Seçim sözleşmeleri
Muhalefet seçmeni "salak" yerine koymazsa kazanır. Sigara paketi üstüne seçmen talebini yazar gibi vaat yazarsanız buna bu millet inanmaz. Şunları şunları yaparız vaadi önemli. Fakat daha önemlisi karakter, kişilik, ahlaki erdem sahibi olma güvenirliliği. Bir parantez açarak: Bu memleketin muhafazakârları hep hafife alındı, en kaba biçimiyle “gerici yobaz, modern karşıtı…” olarak gören radikal sol muhafazakâr bir kesim oldu. Bu kesim mesela şunu hiç sormadı. Zeki Müren’in giyimi ile ve muhafazakârlıkla hiç uyuşmayan Barış Manço, Erkin Koray, Cem Karaca, Ajda Pekkan, Sezen Aksu vb. ile muhafazakâr mütedeyyinlerin açığa vuran hiçbir sorunu olmadı. Üstelik siyasi, ideolojik kışkırtmalara rağmen.
İktidar önde gelenleri Selahattin Demirtaş’ın bağlama çalmasını küçümsediler. Bir zamanlar Ecevit’in şiir yazmasını küçümsedikleri gibi. Bu memlekette kaç kişi saz çalıyor, kaç kişi sazlı türkü dinliyor… Ama zihin arkasında saz, bağlama ile aklınıza Alevilerin Cem töreni geliyorsa ve Sünni-Alevi tarihsel kavgasında kendinizi taraf görüyorsanız Demirtaş’ın bağlama çalmasının kamuoyunda konuşulmasından tüyleriniz diken diken olur.
Parantezi kapatalım.
Muhalefet manifestosunu açıkladı. Vaatler kulağa hoş geliyor. Bir de bizim siyasal geleneğimizde “o bir verdiyse ben iki katı veririm” gibi sözlere bu memleketin seçmeni pek kulak asmıyor. Kulak assaydı, geçmişte Osman Bölükbaşı, bu zamanlarda Perinçek iktidar olurdu.
Verilen sözlerin gerçekleşmesine güvence verilmeli.
Sembolik de olsa siyasal, sosyal, ekonomik vaatler için SÖZLEŞME yapın. Bir kâğıda yazın ve imzalayarak meydanlarda toplananlara dağıtın, “bunları yapacağıma dair size söz veriyorum”u seçmenler de imzalasın ve seçildiğinizde imzanızın gereğini yerine getirmezseniz sizden hesap sorabilsinler.
Sıradan muhalefet ötesine geçerek ezber bozan bir muhalefet ortaya konulabilirse, hem tabular yıkılır hem de seçmenler "salak" yerine konmaz.
Yazarlar
-
Fehmi KORUAnayasa engeli olduğu halde yeniden seçilmek isteyen başkan ne yapar? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKimmiş bakalım devlete saldıran? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTefessüh… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkanİktidar ülkeyi yönetebiliyor mu ki? Tek kişi ne kadar yönetebilirse o kadar işte… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBüyük eşik atlandı, sıra mayınlı alanda… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasPara vermeden diploma alanlarımız da bunlar 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBüyük Aldatmaca: Popülizmin (Halkçılığın) Yolsuzluk Ve Eşitsizlik Konusundaki Yalanları 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçay2025’in kalanı nasıl geçecek? 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNESiyasî kimlikler panayırı kapandı 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHayır, bu Türklük Sözleşmesi değil! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSistem çürümüş ki nasıl çürümüş 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürtler, Türkler ve Araplar 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
21.05.2018
13.05.2018
6.02.2018
29.04.2018
22.04.2018
8.02.2018
1.02.2018
25.03.2018
19.03.2018
11.03.2018