Hadi ULUENGİN
KUTSALI istismar ederek ve mabette tapınmak yaygarası kopartarak gerçekleştirilen son 29 Ekim provokasyonu tabii ki 2007 Cumhuriyet mitinglerinin uzantısını oluşturuyordu.
“Müşteriler” yine klasik Atatürkçü ve laiklere; partizanlaşmış Alevi derneklere ve neo-Nazi Maoculardan kalpazan komünistlere uzanan “ulusalcı öncüler”e (!) tekabül etti.
Gerçi bire bin katan şişirmelere boş verin. Zira Ankara’daki kalabalık geçmişe kıyasla çok daha tenhaydı. Fakat bunu o “müşteriler”in azalmasına bağlamak da gerçeği yansıtmaz.
Bir; toplanmanın yasaklanmış olması “seferberliği” (!) belirli ölçüde sekteye uğrattı.
İki; önceki mitingleri henüz hâlâ su başlarını tutan müteveffa statüko düzenlemişti.
Oysa Silivri’den sonra iş kılıç artıklarına kaldı. Eh, onlar da bu kadarını becerebildiler.
Dolayısıyla Ulus Meydanı’ndaki göreceli sayıya bakarak Erol Katırcıoğlu’nun güzel tabiriyle “eski Cumhuriyetçiler”de niceliksel bir gerileme yaşandığı zehabına kapılmayalım.
Hayır, ne uzar, ne kısalır cinsen bu kesimin oranında bir değişim sözkonusu değildir.
Ama bizzat iç bünyede kısmi nicelik dönüşümü olduğu doğrudur ki buna değineceğim.
***
BİRİNCİ saptama şudur: Aynı “eski Cumhuriyetçiler”in yabana atılmayacak bir bölümü bugün dünkünden daha g-e-r-i bir konumdadır. Daha ilkel saflaşmalara temayüllüdür.
Yani, zaten ebedi söylemle şartlanmış olan ama yine de öz itibariyle laik hayat tarzını benimsedikleri için kendilerini Cumhuriyetçi, Atatürkçü veya Kemalist sayan; fakat fanatik bir “öteki” husumetine, Batı düşmanlığına, emperyalizm lafazanlığına da pek fazla itibar etmeyen sosyal katmanların ciddi bir kesimi giderek “ulusalcılaşma” sürecine girmektedir.
Eğilimi “artçı radikalleşme” veya “anakronik atılım” diye de tanımlayabiliriz.
***
ŞÜPHESİZ, bu vahim ve tehlikeli gelişmenin kökeni yukarıdaki şartlanmada yatıyor.
Ayrıntıya girecek değilim, eski statüko her ulus-devletin inşasıyla at başı gitmiş efsane üretimini Türkiye’de cinnet raddesine vardırdığı için beyin yıkamada dev bir zafer kazandı.
Eh, böylesine bir “benlik şırıngası”ndan sonra “ne mutlu Türküm diyene” şiarından “Kürt bakkala gitme” sloganına yatay geçiş gayet de kolay gerçekleşir. Bir çırpıda oluverir.
Nitekim aynı Kürt meselesi bam telini oluşturduğu içindir ki gericilikte başı çeken neo-Nazi “solcular”(!) daima bu noktayı gıdıklayarak müşteri avına çıkıyorlar.
***
ANCAK ikinci bir olgu daha var ve o da şudur: Bir bölüm “eski Cumhuriyetçi”nin “ulusalcılaşma”sürecine girmesi hâlâ esas olarak hayat tarzı endişesinden kaynaklanıyor.
Doğru, 29 Ekim Ankara’sında yaygara kopartanlar en ilkel, en bağnaz, en komik anti-emperyalist ve anti-Batı yaftaların peşine takıldılar. En gariban statükoculuğu sahiplendiler.
Oysa o Batı’nın müziğini dinliyorlar ve dinleyecekler. O emperyalist ülkelerde tura gidiyorlar ve gidecekler. O küreselleşmenin nimetleriyle zenginleşiyorlar ve zenginleşecekler.
Başka bir deyişle, hayat tarzı kaygısı nicelik olarak ne uzayan ne kısalan “eski Cumhuriyetçiler”de insiyaki refleksi tetikliyor ve bir kesimini “ulusalcı” girdaba sürüklüyor ama, iç bünyede gerçekleşen bu nitelik dönüşümü dahi büyük ölçüde zahiri kalıyor.
***
KALSIN, vakıa vakıadır! Bir dizi “eski Cumhuriyetçi”nin “arkaik atılım” sürecinde daha da g-e-r-ibir konuma kaydığı nesnel gerçeği oluşturuyor. Tehlike küçümsenemez!
Oysa onlar toplumsal açıdan böyle bir ilkelliğe terk edilemezler. Heba edilemezler.
Ve kazanmak değilse bile “normalleştirmenin” ilk reçetesi de iktidar açısından, haklı veya haksız, hayat tarzına ilişkin kaygıları azami güvenceyle asgariye indirgemekten geçiyor.
Bizim açısından ise hem “ulusalcı” karargâhları fikren bombalamayı, hem de ciddi bir kesimi tereddüt içindeki “eski Cumhuriyetçiler”i yenisine ikna etmeyi sürdürmekten geçiyor.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları






































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
26.02.2016
12.02.2016
6.02.2016
29.01.2016
22.01.2016
18.01.2016
15.01.2016
8.02.2016
1.02.2016
25.12.2015