Hilâl KAPLAN
Önce son aylarda Mısır'da olanlara bir göz atalım:
Sina'da klasik bir provokasyon sonucu 16 Mısırlı asker öldürüldü.
Cumhurbaşkanı Mursi, bunun otoritesine yapılan bir saldırı olduğu fark edip Genelkurmay Başkanı ve Savunma Bakanı'nı, yani eski rejimin demirbaşlarını görevlerinden aldı, gasp edilen yetkilerine sahip çıktı.
Tahrir Meydanı'nda Cumhuriyet Mitingleri'ne benzeyen "Anti-Müslüman Kardeşler" mitingleri yapıldı. Ancak katılımcı sayısı Cumhuriyet Mitingleri kadar başarılı değildi, birkaç binde kaldı. Ayrıca meydanda toplanan Müslüman Kardeşler ve Mursi destekçilerinin sayısı da zamanla protestocuları alt etti.
Mursi, basın özgürlüğüne ilişkin önemli bir adım atarak, gazetecilerin gazetecilik faaliyetlerinden ötürü tutuklanmalarını engelleyen bir kararname yayınladı.
Kendisine dört yardımcı atayan Mursi'nin ekibini salt kimliklerine bakarak kategorize etmek gerekirse –ki keşke gerekmese- bir Hristiyan, bir kadın, bir Selefi lider ve bir İhvan üyesi olması, seçimlerde %25 oyla ilk turu atlatan Mursi'nin halkı kucaklama çabasının bir yansıması olarak görüldü.
Ayrıca Mursi'nin yakın zamanda, 'rejim artığı' emekli generallerin atanma sistemiyle valilik yaptığı 28 vilayetin de valilerini değiştirmesi bekleniyor. Seçilmiş belediye başkanlarının da olmadığı düşünülürse bu devrimin yerel yönetimlerde de derinlemesine hissedilmesini sağlayacak bir atılım olabilir.
Enver Sedat yönetimindeki Mısır'ın İsrail'le yaptığı Camp David Anlaşması'na sadık kalacaklarını açıklayan Mursi'nin ilk resmî ziyareti Suudi Arabistan'a olmuştu. Açıkçası Mısır'da bin yıllardır ilk defa demokratik seçimlerle iş başına gelmiş bir liderin gideceği ilk kişinin bir Kral olması tuhaf gelmişti. Ancak İslâm ülkeleri içinden ziyaret ettiği ikinci ülkenin, otuz yıldır diplomatik ilişkilerin askıya alındığı İran olması, bu ilk ziyarete de ayrı bir mana kazandırmış oldu.
Mursi'nin Bağlantısızlar Hareketi'nin liderliğini İran'a devretmek için geldiği Tahran'da yaptığı konuşma oldukça etkileyiciydi. Hz. Muhammed (s.a.v.) ve Ehli Beyt'ine saygılarını sunarak başladığı konuşmaya, "önderlerimiz" dediği dört halifeye dua ederek devam etti. İran devlet televizyonunun da canlı olarak yayınladığı konuşmada Hz. Ali'den (r.a.) önceki halifeleri de saymasının önemi sanırım malumdur.
Mursi, Suriye meselesine geldiğindeyse Esed rejimi yetkililerinin salonu terk etmesine sebep oldu. Zira, Suriye direnişini Filistin direnişine benzeten Mursi, ümmeti Muhammed için Şam'ın izzetinin Kudüs kadar kıymetli olduğunu belirtti. Mursi, İranlı yetkililere bakarak "Suriye'de dökülen kanların vebali boynumuzdadır. Yeni, özgür bir Suriye istiyoruz" diyerek devam etti.
Amerika'nın yaptığı uyarılara rağmen İran'ı ziyaret eden Mursi, Suriye'de kan akmaya başladığından beri krizin de facto iki tarafında yer almak zorunda kalan Türkiye ve İran arasında üçüncü bir yolu temsil edebilir. Mısır, Sünni ve Arap ağırlıklı bir siyaset izlemek yerine, iç politikada yapmaya çalıştığı gibi dış politikada da birleştirici bir üçüncü yol öne sürebilirse umutlanmak için sebep var demektir. Ümmetin selâmeti için Tahran, İstanbul ve Kahire arasında ittifak kurulması elzemdir. Mursi'nin Suriye'ye dış müdahaleye kesin bir dille karşı olduğunu ve sadece Müslüman ülkelerin müdahale etmesinin bir yol olabileceğini vurgulaması böylesi bir çabanın ürünü olarak görülebilir.
Son olarak, eğer Mursi üçüncü ziyaretini Tel Aviv'e yapmış olsaydı başlıktaki soruyu sormayacak olanların, Tahran'ı ziyaret etti diye bu soruyu sormalarına işkillenmemiz gerekir.
Yazarlar
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları




































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.06.2019
27.05.2019
6.05.2019
1.05.2019
29.04.2019
24.04.2019
16.04.2019
15.04.2019
12.04.2019
8.02.2019