İbrahim Kiras

İbrahim Kiras
İbrahim Kiras
Karar Tüm Yazıları
Siyasetin insani boyutu unutulmamalı
5.04.2025
168

MHP lideri Devlet Bahçeli uzunca süredir sağlık sorunları yüzünden ortalıkta görünmüyordu, biliyorsunuz. Dün partisinin kurucu lideri merhum Türkeş’in kabrini ölüm yıldönümü dolayısıyla ziyaret ederek iki ay sonra ilk defa kamuoyu önüne çıktı. MHP’liler bunca zaman sonra ve birçok spekülasyonun ardından liderlerini karşılarında görmenin coşkulu sevincini yaşadılar.

Ancak Bahçeli’nin sağlığına kavuştuğunu haber veren görüntüler yalnızca kendi taraftarlarını değil MHP liderinin siyasi görüşlerine en uzak mesafede duran kişileri de sevindirdi. Bana sorarsanız siyasilerce yapılan açıklamalar da çoğunlukla nezaket veya protokol icabı olmayıp samimi duyguların ifadesiydi. Çünkü sağlık söz konusu olduğunda insanların çoğu empati kurarak bakar ilgili kişiye.

Unutmayalım ki bu memlekette bir dertten söz edilirken “Allah düşmanımın başına vermesin” diye dua edilir. Bir insanın hastalıkla kavgası bize siyasi kavgalarımızı unutturmuyorsa insanlığımızda bir eksiklik var demektir. Karşımızdaki insan bu moral tutumdan uzaksa bile bize düşen kendisine aynı şekilde davranmamak olmalıdır.

Siyasi tutumlarını ve yaklaşımlarını bu sütunlarda devamlı eleştirdiğim MHP lideri Devlet Bahçeli’ye ben de sağlık ve şifa diliyorum bu vesileyle.

****

Bugünlerde şifa dileğiyle andığımız ve sağlık haberlerine kulak kesildiğimiz biri daha var: İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’na yönelik “kent uzlaşması” soruşturması kapsamında tutuklu bulunan Mahir Polat.

İBB’de Genel Sekreter Yardımcısı olarak görev yapan Polat’ın ciddi sağlık sorunları var ve doktorlarının söylediğine göre cezaevinde kalması hayati riskler oluşturuyor. Bundan dolayı günlerdir birçok kesimden Polat’ın hiç değilse tutuksuz yargılanması yönünde çağrılar yapılıyor. Ancak, benim bu satırları yazdığım ana kadar, konuyla ilgili herhangi bir adım atılmış değil. Umarım kamuoyu vicdanından yükselen çağrılara yetkili makamlar bigane kalmaz. Unutmayalım ki insani haller siyasi yaklaşımlara bir sınır oluşturmak zorunda.

Kendisini tanıyan herkesin hakkında hüsnü şahadette bulunduğu Mahir Polat, aslında siyasetçi olmaktan ziyade bir kültür teknokratı. İstanbul’un tarihî kültür mirasına yeniden hayat verme çabalarını herkesin takdir ettiği bir şehir aşığı. Süleymaniye çevresinin ihyası, Müze Gazhane’nin şehre kazandırılması, Yerebatan Sarnıcı’nın yenilenmesi gibi birçok başarının altında imzası olan kültür insanı. Cezalandırılmayı değil, ödüllendirilmeyi hak eden bir yönetici.

Aslına bakarsanız Mahir Polat’ın, sağlık durumundan bağımsız olarak da tutuksuz olarak yargılanması gerekirdi, ille de yargılanacaksa. Aynı şey başta İmamoğlu olmak üzere diğer sanıklar için de geçerli. İBB Başkanının “kaçma şüphesi var” denilerek tutuklu yargılanmasına karar verilmesi ne akla ne mantığa ne de vicdanlara sığıyor. “CHP’nin cumhurbaşkanı adayı” nereye kaçacak acaba? İnsanların aklıyla alay etmemek lazım.

Aynı şekilde yıllar önce attığı tweetler gerekçe gösterilerek tutuklanan Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ da “Kaçma ve suç kanıtlarını gizleme ihtimali olduğu” için tutuklu yargılanıyor. Sevin ya da sevmeyin, bugün Türkiye’de ciddi oy oranlarına sahip bir partinin liderinin tutuksuz yargılanması durumunda kaçabileceğini iddia etmek akla hakaret olmaz mı? Kaldı ki Özdağ kendisine isnat eden suçlamadan en yüksek cezayı alsa bile şimdiye kadar cezasını tamamlamış olacakken hakkında iddianame tamamlanmadığı için cezaevinde tutuluyor.

****

Tutuklu yargılama usulüyle ilgili sorunlar aslında çoktan geride bırakılmış olmalıydı… FETÖ kontrolündeki özel yetkili mahkemelerin suistimal ederek siyasi silah olarak kullandıkları tutuklu yargılama rejimi bugün için hiç de olumlu hatıralar uyandırmıyor hafızalarda.

O yıllarda uzun tutukluluk sürelerinin “peşin cezalandırma” olduğunu, adalete sığmayacağını ve bu arada “tutuklu yargılama” rejiminin insani sakıncalarını anlatıp durduk. Gizli tanık usulünün sakıncalarına işaret ettik. Yargı süreçlerinin siyasi şov aracına dönüştürülmesine ve belli yerlere meydan okuma veya gözdağı verme amacıyla kullanılmasına itiraz ettik. Şimdi de itiraz etmeliyiz.

Siyasetin gölgesi yargının üstüne düşmemeli. Toplumun adalet duygusunu örseleyecek tutumlardan kaçınılmalı. Bu husustaki hoyratlıkların önüne geçilemezse oluşacak yıkımın telafisinin yarın bulunmayacağı unutulmamalı.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar