Kurtuluş TAYİZ
Kandil’in masadan kalkmak için gerilimi tırmandırdığı günlerde İmralı’da önemli gelişmeler yaşanıyordu. Devlet, Öcalan’ın önüne bir sayfalık yol haritası koydu ve düşüncesini belirtmesini istedi. Öcalan, eline aldığı metne kaçamak bir bakış attıktan sonra “Evet, olur” anlamında bir şeyler söyledi. Bu metin, çözüm sürecini bir an evvel sonuca taşımayı içeriyordu. En başta da Öcalan’ı “artık bir karar vermeye” zorluyordu. Öcalan bir kaç gün içinde yeni bir metin kaleme aldı ve ortaya “müzakere taslağı” çıktı. Kandil, çözüm sürecini bitirmek için Öcalan’dan yeşil ışık beklerken, bir anda “müzakere taslağını” elinde buldu.
Devlet, çözüm sürecinde ayak direyen, verdiği sözleri yerine getirmeyen, Kobani krizi sırasında olduğu gibi işi çözüm sürecini sabote etmeye kadar vardıran Kürt hareketini netleştirmek için önemli bir hamle yaptı ve masada somut konuşmaya davet etti. Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan ile görüşen HDP’li heyetin “Çözüm sürecinde yeni bir döneme girildi” açıklamasının perde arkasında işte Ankara’nın bu hamlesi bulunuyor; son aylarda Ankara-İmralı-Kandil arasındaki görüşme trafiği sonuç verdi ve çözüm sürecinde bahsedilen “yeni döneme” girildi. Birkaç ayda masadaki konu başlıkları müzakere edilerek çözüm süreci kesin bir sonuca bağlanacak.
Çözüm sürecinde dört beş ay gibi bir nispeten kısa bir sürede sonuç alma isteğinin iki önemli sebebi bulunuyor; birincisi, sürecin uzaması boşlukların oluşmasına ve bu boşlukları “üst aklın” ve Kandil’in doldurmasına yol açması. Kobani krizi, bu zaaftan kaynaklanan bir provokasyondu ve çözüm sürecini tehlikeli bir mecraya sürükledi. İkincisi ise, Kandil’in yaşadığı kafa karışıklığının netleştirilmesi. Hızlı bir görüşme trafiğiyle Kandil’in amaç ve hedeflerini netleştirmesi hedefleniyor. Zira Kandil, Suriye’deki konjonktürün örgüte yeni bir fırsatlar sunduğunu değerlendirerek kendisine yeni bir yol haritası belirleme eğilimi taşıyor. Devlet, yoğunlaştırılmış müzakere süreciyle çözüm sürecini belirsizlikten kurtarmayı ve bir sonuca bağlamayı amaçlıyor.
Görüşmeler kesilmediği takdirde dört beş ay gibi bir sürede çözüm sürecinde önemli bir noktaya gelinecek. Öcalan’ın ağırlığını koyması halinde, örgütün Türkiye’ye karşı silahlı faaliyetlerine tümden son vermesi de mümkün.
Kandil, inisiyatifi Ankara ve İmralı’ya kaptırdığı için derin bir huzursuzluk içinde; son günlerde Kandil’den yeniden tehdit dolu açıklamaların gelmesinin sebebi bu. Ancak bu süreç bir kere başladı ve bu sürecin sonunda PKK kendini netleştirmek zorunda kalacak. İmralı’da müzakere edilen metin, demokratik çözüm modeli çerçevesinde yürüyor; sürecin olağan gidişatı içinde büyük ihtimalle iki taraf bir uzlaşmaya varacak. Görüşmeler İmralı’da sürecek ama asıl netleşme Kandil’de yaşanacak. Kandil birkaç ay içinde bir karar vermek zorunda kalacak; ya Öcalan’ın müzakere ettiği çözüm çerçevesini kabul edecek ya da bir bahane veya provokasyonla masadan kaçarak kendi yol haritasını uygulamaya geçecek. Demokratik çözüm modelinde uzlaşmaya varmak iki tarafı da güçlendirerek Türkiye için yeni bir sayfanın açılmasını sağlayacaktır; fakat Kandil, Ortadoğu’nun bu aldatıcı konjonktürüne kanıp Türkiye karşı cephe almaya kalkarsa kaybeden kendisi olacaktır.
Yazarlar
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları




























Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
15.05.2019
10.05.2019
1.05.2019
22.04.2019
19.04.2019
17.04.2019
15.04.2019
12.04.2019
11.04.2019
8.02.2019