Mehmet BARANSU
Balyoz Darbe Planı’yla ilgili son günlerde avukatların Amerika’dan aldığı bir rapor tartışılmaya başlandı. Rapora göre, Balyoz belgeleriyle ilgili bazı CD’lerin içeriğindeki belgelerin oluşturulma tarihi 2003 sonrasıydı ve “belgelerin sahte olduğu kanıtlanmıştı”.
İddia buydu ve Balyoz belgelerinin içeriğini hiç görmeyen, görmek istemeyen medyadaki bazı kalemler, bu rapor üzerine yazı yazıp, yorum yapmaya başladılar.
Öncelikle şu notu düşerek yazıma başlayayım. Balyoz Darbe Planı’nı ortaya çıkaran gazeteci olarak, yargılamanın devam ettiği bu süreçte sessiz kalmayı tercih ettim. Çünkü olayı ortaya çıkaran gazeteciydim ve davanın bir tarafı gibi görünmek istemiyordum. Yaptığım, 2003 yılında yapılan bir darbe planını, tüm belgeleriyle haberleştirmek ve kamuoyuna yansıtmaktan ibaretti. Davanın bir tarafı değildim.
Haberim üzerine herkesin bildiği gibi savcılık bir soruşturma açmış, belgeleri gazeteden istemiş ve ardından da konuyla ilgili bir iddianame hazırlamıştı. Hazırlanan iddianame de mahkeme tarafından kabul edilmişti. Bir süre sonra da Gölcük Donanma Komutanlığı İstihbarat Şubesi’nde yapılan bir aramada, savcılar karoların altına saklanan çuvallar dolusu belgeyi yakalamış ve bu çuvallar içerisinde Balyoz Darbe Planı’yla ilgili yeni ve eski belgeler ortaya çıkarılmıştı.
Olayın ilk gününden itibaren, davanın bir tarafı olmadığım hassasiyetini göstermeme rağmen ortaya çıkan raporlar ve bazı gazetecilerin Balyoz Darbe Planı’nı okumadan yaptıkları yorumlar, yargılama sürerken konuyla ilgili yazı yazmama neden oldu. Yazdıklarım ve yazacaklarımla “Adil yargılamayı etkileme” kastımın olmadığını öncelikle belirteyim. Bu notu düşerek “Balyoz ve gerçekler” başlıklı yazılarıma başlayayım.
Bugün konuya kısa bir giriş yapacağım. Yarından itibaren de her gün bu köşede konuyla ilgili iddialara, yapılan çarpıtmalara cevap vereceğim.
Balyoz belgeleriyle ilgili en kritik nokta, fişleme belgeleri ve ek planlarındaki bazı bölümlerin nasıl olup da 2003 sonrası bir tarihe ait olduğu sorusu. Bu konuyla ilgili daha önce bir yazı kaleme almıştım. Bu belgelerin bir bölümünün “güncellendiğini” belirtmiştim.
Balyoz Darbe Planı çok sayıda belgeden oluşuyor. Sadece fişleme belgelerinin sayısı binlerce. Ses kayıtları, el yazıları, fişleme notları, power point’ler ve daha fazlası yüz binlerce belgeden ibaret.Tartışmaya açılan notların sayısı ise asıl planların eklerinde yer alan yaklaşık yüz ayrı konu. Hastane, sokak vb. gibi isimlerin güncellenmesi gibi.
Öncelikle “güncellemeden” kastımın ne olduğunu açıklayayım. “Güncelleme” tabiri bana ait değil. Tamamen Balyoz Darbe Planı içerisinde yer alan bazı askerlerin itirafları. Balyoz ses kayıtlarında ve alınan bazı ifadelerde belgelerin zamanla “güncellendiği” itiraf ediliyor.Planlar ve fişleme belgeleri zaman içerisinde “güncellenerek”, Kozmik Oda’da tutulmuş. Ya da eski listeler güncellenerek “merkeze” gönderilmiş. Konunun daha iyi anlaşılabilmesi için yarın güncellemeyle ilgili “itiraflardan” bir bölümüne yer vereceğim.
Balyoz Darbe Planı’nın yapıldığı toplantıda üç isme daha önce dikkat çekmiştim. Bu isimlerden biri 2003 yılında 3. Kolordu Komutanı olarak darbe toplantısına katılan ve burada bir de sunum yapanKorgeneral Ergin Saygun. Saygun, 2005 yılında Orgeneralliğe terfi etti. 2006-2008 yılları arasında da Genelkurmay 2. Başkanlığı görevinde bulundu. Bir yıl sonra da 1. Ordu Komutanlığı’na atanarak, 2009 yılı ağustos ayında emekliye sevk edildi. Dikkat çektiğim bir diğer isim ise Süha Tanyeri’ydi. Balyoz Darbe Planı’nın yapıldığı dönemde Kurmay Albay rütbesiyle 1. Ordu Komutanlığı Harekât Başkanı olarak görev yapıyordu. Balyoz’un “beyni” olarak, tüm planları organize etmişti. 1980 darbesindeki Bayrak Harekât Planı’nı arşivlerden indirip, el yazısıyla güncelleyen de kendisiydi. Bir diğer isim ise Bertan Nogaylaroğlu’ydu.
Her üç ismin de 2007 yılında yolları Amerika’da kesişti. 2007 haziran ayında Hudson Enstitüsü’nde yapılan bir toplantı, bu üç ismi kamuoyunun gündemine taşıdı. Toplantıya katılan isimler Tuğgeneral rütbesiyle Süha Tanyeri ve Bertan Nogaylaroğlu’ydu. Burada dönemin Anayasa Mahkemesi Başkanı Tülay Tuğcu’ya suikast, Taksim’de bomba patlatılması gibi korkunç planlar konuşulmuştu. Bu toplantı da tıpkı Balyoz gibi o günlerde “jenerik” diyerek geçiştirilmeye çalışılmıştı. Ergin Saygun da 367 krizi öncesi özellikle Amerika’da “darbe yapılması halinde”, okyanus ötesinde nabız yokluyordu.
Bu toplantıdan önce de Hudson Enstitüsü uzmanlarından Zeyno Baran, Newsweek dergisine yazdığı bir makalede “2007 yılında Türkiye’de darbe olma ihtimalinin yüzde 50” olduğunu yazdı. Kilit cümle “darbe olma ihtimali” ve “ordu içerisinde bir grubun 2006 yılı sonrası bir darbe girişiminde bulunabileceğinin” kamuoyuna açıklanmasıydı. Bu bir anlamda itiraf da demekti. Zeyno Baran isim vermeden haber kaynağının bir subay olduğunu belirtse de, bugün herkes haber kaynağının Ergin Saygun olduğunu biliyor.
2003 yılında Balyoz Darbe Planı içerisinde bulunan bu üç kilit isimden Ergin Saygun, 2006 yılı ağustos ayında Genelkurmay 2. Başkanlığı görevine getirildi. Yaşar Büyükanıt’ın yardımcısı olarak bu görevde iki yıl kaldı. 367 krizi, Cumhurbaşkanlığı tartışması, Taraf’ın ortaya çıkardığı Lahika Darbe Planı’nda, Karargâh’ın göbeğindeki isimdi. Balyoz Darbe Planı’nda Harekât Başkanı olarak Albay rütbesiyle görev yapan Süha Tanyeri de daha sonra Tuğgeneralliğe terfi ederek, 2005-2008 yılları arasında Genelkurmay Stratejik Araştırma ve Etüd Merkezi (SAREM) Başkanlığı görevinde bulundu.
İşte bugün çok tartışılan bazı listeler, o günlerde bu üç isim tarafından arşivlerden tıpkı Bayrak Planı’nda olduğu gibi 2003 yılında indirilmiş, 2006 sonrası “ihtimal” olarak değerlendirilen darbe planları için “güncellenmişti”.
Bu listelerin nasıl güncellendiği, bu güncellemelerin ortaya çıkmasıyla Saygun’un bilgisayarlarını neden yaktığı, Lahika’nın darbe planı olarak değerlendirilip, 2007 yılında bu ve benzeri belgelerin kim tarafından nasıl imha edildiğiyle ilgili yazışmalar, güncelleme itirafları ve diğer iddialara ilişkin yazıma yarın devam edeceğim. Başta da belirttiğim gibi konunun anlaşılabilmesi için, bugün iddialarla ilgili küçük bir giriş yaptım. Detaylı açıklamaları ve Balyoz ve gerçekleri anlamak için 2007-2008 yılında yaşanan bazı olayları yarın sizlerle paylaşacağım.
Yazarlar
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTefessüh… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUAnayasa engeli olduğu halde yeniden seçilmek isteyen başkan ne yapar? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkanİktidar ülkeyi yönetebiliyor mu ki? Tek kişi ne kadar yönetebilirse o kadar işte… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçay2025’in kalanı nasıl geçecek? 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBüyük Aldatmaca: Popülizmin (Halkçılığın) Yolsuzluk Ve Eşitsizlik Konusundaki Yalanları 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNESiyasî kimlikler panayırı kapandı 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
29.01.2016
5.02.2016
28.12.2015
15.12.2015
9.02.2015
30.11.2015
23.11.2015
16.11.2015
9.01.2015
26.10.2015