Mehmet Ocaktan
Özellikle döviz kurlarındaki çılgın yükseliş ve yarattığı kriz algısı, hepimizin geleceğe ilişkin hayallerini flulaştırmış bulunuyor. Döviz meselesinin neredeyse ‘mahallede yangın var’ edasıyla değerlendirilmesinin ekonomik realitelerle çok da örtüştüğü kanaatinde değilim. Elbette bu ifade, dövizin ekonomiyle ilgisinin olmadığı anlamına gelmiyor.
Bir kere bu döviz krizinin içinde papaz var, demokrasi mahallesinin zombisi huysuz ihtiyar Trump’ın kaprisleri var ve de irili ufaklı küresel ayak oyunları var. En absürt, hatta en gereksiz olanı da bir papaz yüzünden cebimizdeki paranın eksilmesidir. Eğer devlet aklı düzgün işleseydi, herhalde böyle bir absürtlüğü yaşamak zorunda kalmazdık.
***
Neyse... Bütün bunlar aslında meselenin magazin boyutu. Çünkü Türkiye’nin esas meselesi, ekonomideki cazibesinin kaybolmasıdır. Hatırlayalım, AK Parti iktidarının ilk döneminden 2011 yılına kadar devam eden süreçte Türkiye, AB ile yaşanan bahar havasının da motivasyonuyla ekonomide müthiş bir kalkınma rüzgârı yakalamış, demokrasisinin kalitesini arttırmış ve dünyada parmakla gösterilen bir ülke haline gelmişti.
Maalesef şimdilerde böyle bir rüzgâr esmiyor, bölgemizdeki ülkeler dahil dış ticaretimizin ana eksenini oluşturan ülkelerle bile sorunlar yaşıyoruz. Hiç kuşkusuz ekonomik ve siyasi ilişkilerimizin olduğu ülkelerle zaman zaman krizler yaşayabiliriz. Uluslararası ilişkilerin çıkar odaklı olduğu dikkate alındığında, küçük çaplı krizlerin genel toplam içinde çok da fazla bir kıymeti harbiyesi yoktur. Ancak şimdiki durum biraz farklı, AB hikâyemiz her ne kadar tamamı bizden kaynaklanmasa da doğru bir rotada ilerlemiyor, dış ticaretimizin ana gövdesini oluşturan ülkelerle yaşadığımız sorunlar giderek kalıcı hale gelmeye başlıyor. Ve tabii ki bütün bunların toplamında, faizden para kazanmak için gelenlerin dışında, fiili yatırım amacıyla gelen yabancı sermayenin oranı giderek azalıyor. Esas mesele budur, Türkiye ekonomik cazibesini kaybetmiştir, yargı ve özgürlükler konusunda gerek dış dünyada, gerekse içeride negatif bir algı sözkonusudur. Ancak bütün bunlara rağmen Türk ekonomisinin temeli sağlamdır, dolayısıyla dolar-papaz ilişkisine bakarak kriz havası oluşturmak doğru değildir.
Aslında Türkiye’nin ihtiyacı olan güçlü bir rüzgârdır; bunun için de herkes için güven iklimi oluşturacak güçlü bir hukukun üstünlüğü vurgusuna, özgürlüklerin teminat altında olduğunu gösteren sağlam bir siyaset diline ihtiyaç vardır.
Eğer bu rüzgâr yakalanabilirse, şu anda üzerimize yapıştırılmaya çalışılan kriz algısından kurtulup bu durumu fırsata çevirmek işten bile değildir. Bu bağlamda Türkiye-Almanya ilişkilerini değerlendiren Frankfurter Allgemeine Zeitung gazetesindeki şu ifadeler dikkat çekicidir: “Türkiye, Avrupa’nın dibindeki istikrarsız bölgede bir çıpa haline dönüşüp, petrol çağının kapanmasından sonra ekonomik gücüyle bölgesinin parlak bir aktörü haline gelebilir. Para krizi kısa vadede Türkiye’de nefeslerin tutulmasına yol açtı. Krizi fırsata çevirmek Türkiye’nin elindedir.”
***
Bu konuda önceki gün Ankara’da Türkiye-AB ilişkilerine ivme kazandıracak ‘Dördüncü Reform Eylem Grubu’ toplantısının gerçekleştirilmiş olması umut vericidir. Toplantı sonrasında yapılan açıklamada Amerika’nın müttefiklik ruhunu zedeleyen hamleleri karşısında “Avrupa’dan müttefiklik ruhuna yakışır açıklamalar” geldiğine dikkat çekilmesi önemli bir ayrıntı olarak not edilmelidir. Dışişleri, Adalet, İçişleri, Maliye ve Hazine bakanlarının ortaklaşa yaptıkları açıklama, aslında Türkiye’nin nasıl bir başarı hikâyesine ihtiyacı olduğunu en net ifadelerle ortaya koymaktadır. Demek ki Avrupa düşmanlığı faydalı bir şey değilmiş... Açıklamaların özeti şöyle:
- Gümrük birliği görüşmelerinin yeniden başlaması çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Vize serbestisinde 7 kriter vardı altıya düştü.
-AB’den beklentilerimiz var. Bu çalışmalarımızın karşılığını almak istiyoruz. Önümüze siyasi engeller çıkarılmasını istemiyoruz.
- Evrensel norm ve standartları biz temel almaya devam edeceğiz. AB’ye üye olalım olmayalım reform, AK parti iktidarlarının önceliği olmuştur.
-İnsan hakları ve mahkemelerle ilgili önümüzde bir eylem planı var ve biz bunu önceleyeceğiz.
- Türkiye’nin bu konudaki eylem planı revize edilecek ve özellikle insan hakları konusunda adımlar atılması hususunda bir ev ödevimiz olacak.
- Önümüzdeki dönemde yargıya güven daha da artacak.
Yazarlar
-
Taha Akyol‘Azerbaycan Turan yolu’ 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur Akgün8 Ağustos mutabakatı… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURRojbaş İmamoğlu, geçmiş olsun Evre ve yeni YAE’cilere dostane uyarılar… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKomisyon'un çimentosu Bahçeli 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciDemokrasi işgal edilirse… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktanİktidar, Bahçeli’nin hukuk uyarılarını dikkate almalı 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
8.08.2025
4.08.2025
14.07.2025
7.07.2025
30.06.2025
2.06.2025
26.05.2025
14.04.2025
9.04.2025
4.04.2025