Mehmet TIRAŞ
Yazının başına oturmadan kısa not aldığım konu başlıklar üzerine yorumlar yaparken bir taratanda yazının başlığı olarak ne atmalıyım,diye de bir beyin fırtınası yapıyorum..Ülkenin gündemi PKK’lıların başlattığı açlık grevlerinin 65.günü ve Başbakanın gereksiz idam tartışmaları gırla gidiyor.Ben de acaba yazının başlığını ne koysam diye,çeşitli,adlar üzerine turluyorum;”Tanrı akıl dağıtırken biz neredeydik,akıl deliliği içinde taşıyor, akıl su değil ki insana boğazından akıtasın” öfke beyindeki bütün ampuller patlatıyor” gibi başlıklar üzerinden dolaşırken birden aklıma “köprüden önce son çıkış” a karar kıldım.Ülkenin böyle bir sıkışıklık içerisinde yaşadığı siyaseti üzerine.
Köprüden önce son çıkışı sözünü İstanbul trafiğine yabancı olan sürücüler buna çok dikkat ederler, eğer köprüden önce son çıkışı kaçırılırsa bütün programınız alt-üst olur ve bir gününüz boşa gider,belki de boşa giden bir gün,yaşamınız boyu unutamayacağınız gün olarak ta tarihe geçer.
683 kişiyle başlayıp 10 bin PKK’lının katılımıyla kitlesel bir eyleme dönüşen açlık grevleri ve BDP’li bir grup milletvekilinin de katılmasıyla, ülkenin içte ve dışta gündeminin belirler oldu.Açlık grevleri de 65.gününe girmişti ben yazıya başladığımda.Bir de Suriye iç savaşının sınırımızda hissedilmesi de ayrı bir korku ve panik içinde taşıyor.
İlginç bir ülkeyiz tersini söylemeyi muhalefet sayan,siyasetin de güzel söz söyleme sanat olduğunu sanıyoruz.
Türkiye dışarıda Suriye iç savaşıyla etrafı ateş çemberiyle sarılırken,içeride de Kürt sorununu arasında sıkışmış ve orta doğunun çeperinde boğulma tehlikesi geçiriyor.
Suriye sınırında olan Nusaybin,Akçakale,Ceylanpınar ve Yayladağ gibi ilçelerinde, savaşı ensemizde hissetmeye başladık ve bu ilçelerde okullar tatil ediliyor,esnaf kepen kapatıyor,göçle başladı ama bizim iktidar bir şey olmamış gibi hamaset yapmaya devam ediyor.
Başbakan bu sorunları çözmek için çaba sarf edeceği yerde, toplumun duygularına ve kinine yönelik konuşmalar yapıyor..İdam getirilse Kürt sorunu çözülecekmiş gibi inandırıcı olmayan konuşmalar yapıyor.
Bir de yüzde bir bile oy almamış marjinal bir partinin genel başkanı mal bulmuş mağrip gibi,kanal kanal dolaşıp canlı yayınlarda öyle ballandıra balandır anlatıyor ki;elinde bir ip bir de minyatür dar ağacı yok bu şahsın..sanırsınız ki tıpta yeni bir ilaç veya deney bulmuş ağrıları kesiyor,insan ömrünü uzatan bir mucize yaratmışçasına.Söylediği de evrensel hukuktan uzak,temel hak ve özgürlüklerle alakası olmayan bir insanlık suçunu anlatıyor. Başbakan Erdoğan da bu siyasetçinin görüşlerine önem veriyormuş.
Hiçbir toplum sorunlarını baskıyla,şiddetle çözemez..Eğer idamla sorunlar çözülseydi dünyayı padişahlar,diktatörler,krallar ve sultanlar yönetir demokrasi ,diye bir sistemle tanışmazdık..
Başbakan ilk beş yılda çevreyi merkeze taşıyarak devleti vatandaşın hizmetkarı yapmayı vaat etmiş,gereken desteği de gördüğü halde birden,söylediklerini ve vaatlerini bir tarafa bırakarak geçmişte devleti kutsayanların geleneksel siyasetine sarıldı.
Nasıl olsa bu devlet imkanları ve ekonomik gücü elimde,artık askeri bir darbe de olmaz,askerlerle anlaşıyorum,Genelkurmay Başkanı bana evinde iftar verdi,askeri okullara seçmeli kuran dersi de getirildiğine göre..AB biz bozar, var olan siyasi gücümle devlet gücümüm birleştirip yoluma devam edeyim..Ekonomi de bir sıkıntı olmazsa; toplumunda öyle demokrasi talebi de yok,diye böyle bir çıkmaz yola girdiğini görüyoruz.
Demokratikleşmeyi ve saydamlığınolmadığını belgeleyen rakamlar,rakamlar yalan söylemez.
İşte örtülü ödenek ve kamudaki araba sayısı bunu kanıtlıyor.
Devlet harcamalarında en büyük sır örtülü ödenekte yatıyor.Örtülü ödeneği harcama yetkisine sadece ve sadece Başbakanlar sahip.Nereye,ne kadar,neden harcadığına hiç kimseye yargıya ve Parlamentoya bilgi vermek zorunda değil.Örtülü ödeneği sadece Başbakan kullanıyor ve devrederken de Başbakana devrediyor,nereye harcandığını soramıyor.Örtüklü ödeneğin harcamalarının hiçbir şartı yok..Başbakanların harcamaları içinde kendilerini en özgür hissettikleri alan örtülü ödenek harcamalarıdır.Bu örtülü ödeneği bir kuyumcu titizliğiyle ortaya çıkartan CHP Kocaeli Milletvekili Hurşit Güneşe de teşekkür ederiz.
2005 yılında 85 milyon,2006’da 207 milyon,2007’de 262 milyon,2008’de 280 milyon,2009’da 341 milyon,2010’da 383 milyon,2011’de 391 milyon,2012 yılında ise 869 milyon.Bir yıl öncesi harcamayla bir yıl sonrasının arasında tam 478 milyon fark var,bu uçurum düşündürücü değil mi?Bu keyfi bir harcama olmadığına göre bu parayı nasıl denetleyeceğiz.Hukukun evresel ilkeleriyleyönetilen bir ülkede böylesi denetimsiz bir harcama olur mu?
Onun için Başbakan demokrasiyi bir tramvay görüyor..Demokratik yoldan iktidara gel, demokratik olmayan bir harcamanın keyfini sür..
Ya bir de devletin araba sayısına bakalım.
Japonya da devletin 10 bin arabası var,Almanya’nın 11 bin,İngiltere’nin 12 bin,Fransa’nın ise 9 bin.. Ya bizim devletin elindeki araba sayısı tam 290 bin.Dört gelişmiş zengin ülkenin araba sayısının iki katından fazla.Böyle bir devlet saltanatının olduğu yerde neden demokratikleşmeye Başbakan’ın yanaşmadığı anlaşılıyor.
Eğer Başbakan Erdoğan Suriye iç savaşıyla köprüden önce son çıkış sapağına geldiği,ve içte de Kürt sorunun altından kalkamazsa; bu ülkenin mevcut haritası,Orta Doğuda yeniden çizilen haritaya ilave edilecek gibi gözüküyor.
Başbakan bu konjonktürde ya ülkenin bölünmesinin altına imza atacak, ya da bütünlüğünü koruyacak;bundan kaçış yok..Her ikisi de Ak Parti hükümetinin izleyeceği politikaya bağlı.. Ülke içten ve dıştan fokur fokur kaynıyor.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları











































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
22.12.2025
15.12.2025
8.12.2025
1.12.2025
24.11.2025
17.11.2025
11.11.2025
10.11.2025
3.11.2025
27.10.2025