Mehmet TIRAŞ
Bu yazımda size yeni bitirdiğim bitmesini de istemediğim akıcı ve heyecanlı dramatik bir aşk romanından bahsedeceğim,kitap okurlarına ve okurlarıma hararetle bu Romanı okumalarını öneriyorum.
Gerçekten ağdalı ve klişe sözleri pek sevmem, benim yazılarımı ve kitaplarımı takip edenler bilir ama bu roman için,övgü dolu edebi sözleri esirgemeden ve içimden geldiği kadar fazlasıyla hak ediyor içimden geldiği gibi yazacağım.Çünkü bu romanın yazarı bunu fazlasıyla hak ediyor.
Bir asra yakın bir tarihi olan gerçekten başucu denilen bir roman bu.. Okuyanın baş ucuna koymadan, okuyanın uykusunu bertaraf eden bitireceği bir eser olduğunu da baştan söyleyeyim, adeta sayfaları çevirirken daha kaç sayfa var diye bir söz aklınıza gelmiyor.
Ben hızlı okuyan birisi değilim, fakat bu Roman bana hızlı okumaya teşvik etti ve iki günde bitirdim 208 sayfa olan bu eseri..
Önce kitabı kısa tanıtayım ondan sonra romanın hikayesini anlatacağım.
Romanın yazarı:Reşat Enis,aynı zamanda bir gazeteci ulusal basınında çok gazetelerde çalışmış birisi.
Yayın evi:Evrensel Basın Yayın.
Hikaye 1935 ile 1937 yılları arasında geçer ve yazar bu romanı 1937 yılında yayınlar.
Romanı okudunuz da ilk aklınıza şöyle bir şey geliyor, bende öyle oluştu diyeyim;bu romanın bir erkek değil de bir kadın yazarın kaleminden çıkmış gibi geldi bana..
Neden bir kadın yazarın kaleminden diye sorarsanız; bir kadın bu kadar yaşadığı aşkları ve mahremini bir erkeğe anlatır mı, bunu çok düşündüm; aynı zaman da naçizane piyasada altı kitabı olan, edebiyatla uğraşan iki tane de roman yazmış birisi olarak,okurken böylesi düşüncelere daldım.
Bir erkek yazar, bir kadının aşklarını,mahremini ve hayalleri üzerine ne kadar kurgu yapar veya hayal dünyasında dolaşır, empati yapar bunu kestirmek çok zor.Kolay da bir şey değildir kadın duygularını bir erkeğin yazması,edebiyatta her erkeğin içinde bir kadın var denilse de.. Erkek kadını çok iyi tanımlayamaz ama kadın hem erkeği hem de kadını çok iyi tanır ve analiz eder, çünkü erkeği de kadını da dünyaya getiren kadındır.Bu romanın yazarı bunu yapabildiyse,yapmış gözüküyor ve çok büyük bir başarıdır;yine de bir kadının kaleminden çıkmış gibi bir endişem olsa da, yazarın yeteneğini teslim etmekten başka yapacağımız bir şey yok.
Büyük bir edebi eser kazandıran yazarı bana tanıtan ve okumama vesile olan yazar Selim İleri’ye de çok teşekkür ediyorum. Bu dünyadan göç etmiş olsa da, yazarın toprağı bol olsun..Üretenler ve eser bırakanlar ölmüyor yıllar geçse de, bir yerde karşınıza çıkıyor işte yazar Reşat Enis’te seksen beş yıl sonra karşımıza çıkmış Romanı gibi.
Romanın baş karakteri bir kadın ve adı da YILDIZ.Yıldız çok güzel yoksullukla boğuşan bir ailenin kızı İstanbul varoşlarında yaşayan, sürekli iş arayan bir kadın.Hangi iş yerine baş vursa hemen patron tarafından işe alınması isteniyor ama bakışlarıyla da Yıldız’a erkekler seni işe alıyorum ama bilesin ki sadece işinle bana katkı vermeyeceksin, tenini de bana vereceksin mesajını veriyor.Yıldız da bunları biliyor.
Aslında Yıldız güzelliğini ve yaşayacağı aşkını sorumluluk taşıyan, evine bakan ve kendisine sahiplenen bir erkekle paylaşmak istiyor ve böyle bir arayış içinde.. Kısa sürede istediği gibi olmasa da kendisinden çok yaş farkı olan bir kişiyle fabrika işçisi Osman’la evleniyor Yıldız. İşin talihsizliği evlendiği erkeğin Osman’ın çalıştığı fabrikada bir patlama oluyor ve çok işçi ölüyor, Osman da bu kazada iki gözünde de çok yüksek geçici görme kaybı yaşıyor, hekimler geçici bir kayıp diyorlar ama en az sekiz yıl sonra görebileceği söyleniyor.
Yıldız Osman’dan hamile, artık Osman çalışamayacağına göre evin geçimi,kirası Yıldız’ın omuzlarına yüklenmiş durumda, kendisine ve kör kocasına birde karnındaki dünyaya gelmek için yola çıkmış bebeğinin geleceğini düşünmektedir.
Bütün yaşadıkları zorlukların ve güzelliğinin farkında olan Yıldız,kendisini zor günlerin beklediğini de bilen bir kadın.Yıldız hem güzelliğinin farkında hem de cinsiyetinin bilincinde ama yoksulluk ve açlık ona istemediği,tenini kocasından başka bir erkekle paylaşmayı aklına bile getirmek istemiyor ama işsizlik ve yoksulluk onu istemediği yere doğru hayat zorluyor.Yıldız nereye bir işe baş vursa daktilo kullanmasını da bilmesine rağmen, mesleğini bile sormuyorlar Yıldız’dan,baş vurduğu her yerde hemen işe alınıyor, Yıldız’ın güzelliği her şeyin önüne geçiyor. Bunların farkında olan güzel kadın bakmakla mükellef olduğu bir kör kocası bir birde canından kopup dünyaya gelecek olan bebeğini düşünüyor.
Bütün bunların bilincinde olan Yıldız iş bulana kadar kör olan kocası Osman’ın tanıdığı bir zengin arkadaşına yardım için Sirkeci de işyeri olan, arkadaşının ofisine gitmeye karar veriyor,korkusu kendisini uyarıyor ama yapabileceği de bir şey yok.Durumu zengin olan adam Osman’ın başına gelen faciayı açmasıyla adam,hiç dinlemeden Yıldız’ın dudaklarına yapışıyor ve kanadana kadar emerek işinin halledip kadını kapıya koyuyor.Aslında bu tecavüze bir gün uğrayacağını biliyordu Yıldız ama kocasının samimi gözüken bir arkadaşından geleceğini hesap edememişti.
Bu taciz ve tecavüz olaylarını sadece Yıldız yaşamıyor hemen hemen tekstil sektöründe ve diğer iş kollarında işe başlayan veya iş arayan bütün genç ve güzel kadınların sık yaşadığı bir uygulamadır.
Yıldız’dan dinliyoruz genç ve güzel bir kız hayatının baharında daha 16 yaşındaki nişanlı Zahide’nin hayat hikayesi insanın yüreğini dağlıyor.
Fabrikanın posta başı Zahide’ye göz kor ve Zahide’yi hafta sonu makinelerin bakımını yapacaksın diye mesaiye bırakır.Sonu bilinen hikaye Zahide’ye tecavüz eder, Zahide bu yaşadıklarını kaldıramaz, kirlendiğini düşünür ve nişanlısına bunu anlatmayacağı için bunalıma girer, denize atlayarak intihar eder. Bu tecavüz olayı hala günümüzde süren kadınların en çok mağdur olduğu ve korkularının gündem de yaşanır olması,kadınların yaşadıklarının çağ değişse de, değişmediğini hatta artarak devam ettiğini bu eserde de görüyoruz.
Roman’ın en vurgulayıcı ve çarpıcı bölümlerinden birisi, Yıldız’ın altı aylık bebeğini ve kör kocasını samimi arkadaşı Melek’e bırakıp fuhuş sektörünün en pahalı ve getirisi olan Ankara’ya gitme hikayesidir..Fuhuş sektöründe kadın pazarlayan bir kadın aracıyla Yıldız’ın yolu Ankara’ya düşer.
Yıldız ara sıra arkadaşı Melek’e mektup yazıp bebeğini ve kör kocasını sorsa da, Yıldız Ankara’nın üst düzey bürokratlarıyla yatıp kalkmaktadır,bilinen polis baskınları zor duruma düşürür ama ne kadar para kazandığından pek bahsetmemektedir.Çokta ilginç insanının rüyasında görse inanmayacağı bir olayla karşılaşır Yıldız.. Bir bürokratla basıldığı evde, polis tarafından hastaneye sevk edilir zührevi hastalığı için, işi tesadüfü ya bu kadar olmaz denilen bir kişiyle karşılaşır, çocukluk arkadaşı doktorun kendini muayene etmesi ve doktorun Yıldız’ı tanımazlıktan gelmesi bir yerde Yıldızı rahatlatır.
Yıldız sokakta gördüğü oğlu Engin’in yaşında olan güzel kızlardan birini, oğluna gelin etmeyi hayal eder,oturduğu parkın karşısında oynayan güzel bir kız çocuğuyla ilgilenir, ona kaşkol,bere, kazak örer ve sever.. Bir gün o güzel kız çocuğunun annesi gelir,Yıldız’a ördüklerini bir torbada verir benim kızım koton bir kadının ördüklerini giyemez,komşuların hepsi biliyor diye sitem eder ve torbayı bırakıp gider.
Yıldız aradan yıllar geçer İstanbul’a dönmeye karar verir, altı aylık iken bıraktığı bebeğini ve kör kocasını emanet ettiği samimi arkadaşı Melek’e mektup yazar, döneceği tarihi ve saatini belirtir trenle geleceğini söyler.
Tren Haydarpaşa garına girince birde Yıldız ne görsün kör kocası Osman’ın görür olması, altı aylık bıraktığı Engin kocaman bir çocuk olmuş elinden tutmuş ve babasıyl tet tek vagonlarda annesini aramakta ama Yıldız’ın hiç hesabında olmayan, beklemediği bu manzara karşısında gözü gören Osman’ın koynuna giremeyeceğini, bu vücutla nasıl gireyim, her tarafım morluk,kızarık ve diş izleri içinde, Osman’a nasıl anlatırım diye trenden inmez,trenin tüm vagonlarını dolaşan Osman ve Engin gardan uzaklaşınca,kompartımanında inmeyen Yıldız’ın yanına kondüktör gelir ve bavulunu eline verir ve inmesini ister Yıldız’dan, Yıldız da Haydarpaşa garından uzaklaşır..
Burada yazarın romanın kurgusundan kopardığı olay, Yıldız’ın, kocası Osman ile oğlunun nereye gittiğinden hiç bahsetmez, bu da bir kopukluk yaratıyor roman açısından.
Romanın son bölümüne yansıyan ve Zonguldak’ta geçen çokta bilinen ve rastlanmayan, inandırıcılığı zor olan bir aşk öyküsü yaşanır ki, okuyanın kanını donduran bir hikayedir.
Yıldız Zonguldak’ta maden işçileşirinin sık takıldığı bir gazinoda çalışmaya başlar. Yıldız’ı tanıyanlar siyah elbiseli kadın olarak bilinir.Yıldız güzel albenili bir kadın ve her erkeğin koyununa girmek istediği afili bir dişi olmasıdır. Yıldız adını Ayfer olarak söyler,yörede siyah elbiseli Ayfer derler.Siyah elbiseli Ayfer yörenin kabadayısı yol kesen, zenginden alıp fakire dağıtan birazda psikopat bir tip olan Aliço’nun manitasıdır onunla aşk yaşar Ayfer. Aliço azılı bir katildir aynı zamanda, zengin Rum’un kellesini keser, sebepte Rumun ağzındaki dişlerin hepsinin altın olmasıdır,Aliço sonra ölür.
Madende çalışan bir arkadaşı Kaya’yı gazinoya davet eder Kaya pek gitmek istemez,nedeni ise Kaya’nın sevgilisi genç yaşta ölür onun yasını tutar bir yerde.Arkadaşı bir müddet sonra Kaya’yı ikna eder ve gazinoya götürür.. Kaya atletik yapılı uzun boylu ve her kadının gördüğünde etkilendiği ve bakmadan geçemeyeceği yakışıklı bir delikanlıdır .Gazinoda siyah elbiseli Ayfer Kaya’yı görünce gözünü Kaya’dan kaçıramaz ama Kaya karşılık vermez, aklı yasını tuttuğu sevgilisindedir.O gece hiç eğlenmeden Kaya eve gelir aradan bir zaman geçer,gazinoya takılan madenci arkadaşı Kaya’ya siyah elbiseli meşhur güzel kadın dün,gazinoda seni sordu benden nerede diye.Kaya yok canım..vallahi kadın sana tutulmuş oğlum.. Bir erkeği baştan çıkartan güzel bir kadından gelen haber Kaya’yı gazinonun müdavimlerinden olur.
Siyah elbiseli kadın Kaya’nın gazinoya geldiğini görünce ona hoş geldin edip şarkı söyler ve aşkın ilk işaret fişeğini patlatılır kadın, Kaya’nın daa karşılık vermesiyle yakınlaşma başlar.
Kadın Kaya’nı kendisine aşık olmasından pek memnun olmaz, kendisine bağlanmasını istemez,Kaya’ya Ayfer beni çok seviyorsun, dudaklarıma yapışıp kanatana kadar emiyorsun ama aramızda çok yaş farkı var, ben yaşlanınca benden soğursun der ama Kaya hiç oralı olmaz ve kadınla çok sık bir araya gelirler bu ilişki tutkulu bir aşka dönüşür.Kaya’nın siyah elbiseli bir kadına tutulduğu ve onla yaşadığı babası Osman’ın kulağına gider, baba Osman gazinoya gidip oğlunun aşık olduğu kadını görmek ister, uzaktan bir bakar ki ne görsün,gözünü ovuşturur olamaz der ama maalesef gerçektir..Oğlunun öz annesi, kendisinin de karısı olan Kaya ile aşk yaşayan Yıldız’ın ta kendisidir...Maden ocağında işçi arkadaşları Engin’e güçlü kuvvetli olduğu için Kaya isminin verirler.
Baba Osman günden güne asabileşir,üzülür,Kaya babasında olan bu halleri fark eder ve sorar, baba neyin var,Osman bir şeyim yok deyip geçiştirir.
Bir gün Babası Kaya’ya sorar gazinodaki siyah elbiseli Ayfer denilen kadını seviyor muşun, doğru mu?Evet baba, sevemez miyim bunda ne var der Kaya.
Birkaç gün sonra Kaya babasını bir fundalığın dibinde avuçlarıyla yüzünü örterek hüngür hüngür ağlarken bulur.
-Yanına oturur babasının omuzlarını sıkar,baba ne oluyor?
-Bana darılmadın ya,baba?
-Osman,boğuk bir sesle konuşur;demek onu seviyorsun..
-Bu bir suç mu baba!.Evet doğru bu suç mu,sevmek bir suç olabilir mi,diyerek titrer baba oğlu Kaya’nın karşısında.
Oğluna bu ahlaksız farkına varmadan yaşadığı aşkın gerçeğini bir ara Kaya’ya söyleyeyim der, ama bu mümkün değil deyip başka planlar düşünür.
Osman çevresine oğlunun annesiyle yaşadığı ahlaksız aşkın ortaya çıkmadan kapanmasının planını devreye sokmaya karar verir..
Ve o korkunç planı uygulamaya kor Osman ,ilkönce Kaya’nın kafasına bir kurşun sıkar oğlu öldükten sonra da, kalan mermiyi de kendi kalbine sıkar ve baba oğul kucak kucağa babanın elinde suç aleti olan tabancayla ölürler.
Roman böyle sonlanırken,siyah elbiseli kadını bir şafak vakti sırtına geçirdiği siyah tül elbisesiyle Ayfer’i maden ocaklarının civarında görürler.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrtadoğu’nun ‘Yeni Dönemi’ 9.12.2021 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer F. GergerlioğluMuhafazakârlar çürümeye niye sessiz? 8.06.2021 Tüm Yazıları
-
Mustafa ÖztürkNiyet ve akıbet 29.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ayşe BöhürlerTarih büyük harflerle yazılmaz 28.05.2021 Tüm Yazıları
-
Gazi BAŞYURTBir zamanlar sayılamazdık parmak ile, şimdi eksiliyoruz birer birer… 25.05.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENİsrail’in sonu gelmez işgalciliği 15.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer Ahmet ÖZERENBİR 1 MAYIS Anekdotu… 10.05.2021 Tüm Yazıları
-
Osman CAN24 Nisan 1915: Kardeşimin Cenazesini Kaldıramadım Hala! 29.04.2021 Tüm Yazıları
-
Verda ÖZERBırak artık eski normali 28.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYAN24 Nisan’ı anmak 24.04.2021 Tüm Yazıları
-
Kurtuluş TAYİZPandemide Erdoğan'ı devirme planı çöktü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali Saydam23 Nisan ‘Çocuklara Hürmet’ Günü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Vedat BilginSistem değişti de ne oldu! 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali TarakçıZEVZEK'in asıl amacı Montrö değilmiş! 17.04.2021 Tüm Yazıları
-
Burak Bilgehan ÖzpekVesayet Nedir, Nasıl Kurulur, Niçin Çöker? 16.04.2021 Tüm Yazıları
-
Firuz TÜRKERDARBE GİRİŞİMİNE HAZIR OLMAK 4.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız RamazanoğluYeni metin ne söyleyecek? 25.03.2021 Tüm Yazıları
-
RAGIP DURAN'Bir tek kişinin otoritesi suçtur!' 22.03.2021 Tüm Yazıları
-
Sevilay YALMANMesele Gergerlioğlu meselesi değil! 19.03.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKBACAKİZMİT KÖRFEZİ YAKIN, DENİZ BİZE ÇOK UZAK! 17.03.2021 Tüm Yazıları
-
Ural ATEŞERANADİL... 21.02.2021 Tüm Yazıları
-
Demir Küçükaydınİki Devrimci – Türeci ve Şahin 4.01.2021 Tüm Yazıları
-
Perihan MAĞDENHayaller: ETHOS, Gerçekler: BİR BAŞKADIR BENİM MEMLEKETİM 18.11.2020 Tüm Yazıları
-
Talat ULUSOY9 Eylül 1922, İzmir’in “KURTULUŞ” Günü’nde… 9.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mahmut ÖVÜRAK Parti mi “İhvan’cı” siz mi operasyon çekiyorsunuz? 8.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mustafa Yurtsever2010 YILI REFERANDUMU’NUN BİTMEYEN HİKAYESİ 29.08.2020 Tüm Yazıları
-
Hilâl KAPLANİstanbul Sözleşmesi yaşatır mı? 7.08.2020 Tüm Yazıları
-
Eşref ÇAKARKonca Yazışmaları... 5.08.2020 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunOsmanlı Kudüs’ü 4.06.2020 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANÜmitliyim, çünkü… 26.05.2020 Tüm Yazıları
-
Kadri GÜRSELTürkiye’de darbe mi olacak gerçekten? 16.05.2020 Tüm Yazıları
-
Sinan ÇİFTYÜREKTürbülanstan mayın tarlasına dalış yapan AKP! 13.05.2020 Tüm Yazıları
-
Yaşar YAKIŞTürkiye’nin iktidar partisi yardımlaşmayı da tekeline almak istiyor 25.04.2020 Tüm Yazıları
-
Orhan PamukEski salgınlar ve bugün biz 24.04.2020 Tüm Yazıları
-
Bejan MATURÖlüm hangi boşluğu doldurur? 12.04.2020 Tüm Yazıları
-
Umut ÖZKIRIMLIKorona ve milliyetçilik 8.04.2020 Tüm Yazıları
-
Raffi Hermon Araks‘ARTSAX (Dağlık Karabağ) MESELESİ, NEDİR VE NE DEĞİLDİR? 1.04.2020 Tüm Yazıları
-
Serdar KAYAİslam, Bilim, Virüs, Kumaş 24.03.2020 Tüm Yazıları
-
Markar ESAYANKarantina günlerinde yalnızlık... 20.03.2020 Tüm Yazıları
-
Eyüphan KAYACorona Virüs bir musibettir 19.03.2020 Tüm Yazıları
-
Merve Şebnem OruçSürreel bir devrim: Gezi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Metehan DemirMoskovanın samimiyet testi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Tayfun AtayGoebbels korosu söylüyor: "Her şey mükemmel efendim!" 18.02.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın AKDOĞANBirilerini suçlama yarışı 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Hüseyin GÜLERCECHP, şimdi de İlker Başbuğu alet ediyor 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Ufuk COŞKUNCemevleri için Cumhurbaşkanı’na Çağrı! 20.01.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın ERGÜNDOĞANGökdelen hançeri tam İzmir’in kalbine saplanıyordu ki… 16.12.2019 Tüm Yazıları
-
Nihat Ali ÖzcanOrtadoğu’nun karmakarışık halleri 22.10.2019 Tüm Yazıları
-
İbrahim TenekeciDün ve bugün 11.09.2019 Tüm Yazıları
-
Haşmet BABAOĞLUİçerisini iyi anlamak için dışarıya bak! 9.09.2019 Tüm Yazıları
-
Esat KORKMAZYOLDAŞIM YAVUZ ÇANAK 29.08.2019 Tüm Yazıları
-
Ali KİREMİTCİDÜNYADA VE TÜRKİYE’DE SİYASET YENİDEN ŞEKİLLENİYOR 13.07.2019 Tüm Yazıları
-
Tayfun TURANAYILANA GAZOZ, BAYILANA LİMON. 11.07.2019 Tüm Yazıları
-
Mustafa DAĞCIÖTEKİLEŞTİRMENİN ÖTESİ= DÜŞMANLAŞTIRMAK 3.07.2019 Tüm Yazıları
-
Gürkan-Zengin23 Haziran seçimleri: Bir vak’ayi hayriyye 25.06.2019 Tüm Yazıları
-
Serdar ESEN"Herşey Çok Güzel Olacak" mı? 9.06.2019 Tüm Yazıları
-
Celal DENİZIRKÇILIĞIN TEDAVİSİ VAR MIDIR? 9.06.2019 Tüm Yazıları
-
Ahmet AY14 Mayıs güzellemelerinin anlamı 15.05.2019 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
18.06.2025
16.06.2025
9.06.2025
2.06.2025
26.05.2025
19.05.2025
16.05.2025
12.05.2025
5.05.2025
28.04.2025