Metin Gürcan
Bab’taki mevcut durum:
170’nci gününü dolduran ve 11 Şubat 2017 itibarı ile toplamda 65 mehmetçiğimizi şehit verdiğimiz Fırat Kalkanı Operasyonu şu anda belki de en kritik aşamasında.[1]
Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) Özel Kuvvetler, tankçılar ve komandolardan oluşan yaklaşık 1500 personeli ile Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) güçlerinin (yaklaşık 2 bin savaşçı) ortak olarak Bab’ın batısından 8 Şubat gecesi başlattığı taarruzda 11 Şubat’a kadar 13 askerimiz şehit oldu. Bab ilçe merkezinde yaklaşık 800 civarı IŞİD militanı ile hala 10 bine yakın sivil bulunduğu ifade ediliyor. IŞİD’in bu sivilleri ‘canlı kalkan’ olarak kullandığı da bilinen bir gerçek. Güvenlik kaynakları şimdiye kadar Bab ilçe merkezinin 25%’inde kontrol sağlandığını ifade ediyor. Ancak çatışmalar Bab’ın batı ve kuzey mahallelerinde olanca hızıyla devam ediyor. Şimdi Ordumuzu ve ÖSO’yu Bab’ın merkezine doğru çetin geçeceği kesin gözüken bir meskun mahal muharebeleri (şehir çatışmaları) süreci bekliyor.
Diğer yandan Suriye ordusu ve ona bağlı milisler de Bab’ın yaklaşık 3 km. güneyindeki Ebu Taltal bölgesini ele geçirmiş durumda ve kararlı bir şekilde güneyden Bab’a doğru ilerliyor. Bu ilerleme sürerse 1-2 güne Bab’ın Suriye ordusu ve bağlı milislerin Bab’ın içine girmeye başlayacağını söylemek mümkün ki bu Suriye ordusu ile önce ÖSO sonra da Türk ordusunu karşı karşıya getirebilecek bir çatışmaya neden olabilir. Çünkü artık sahada Suriye ordusu ve ona bağlı milislerle TSK ve onunla hareket eden ÖSO arasında askerde ‘Temas ve Koordinasyon Hattı’ dediğimiz bir hat kalmadı. Her ne kadar Bab güneyindeki Tadef yolunun sınır hattı olduğu yorumları geçse de bu bilgi henüz teyitli değil. Aradaki bu emniyet mesafesinin ortadan kalkması ve sahada TSK unsurlarının, ÖSO’nun, IŞİD’in, YPG’nin, Suriye ordusunun, Suriye ordusuna bağlı milislerin birbirlerine giderek YAPIŞMASI çok riskli bir çatışma ortamına işaret ediyor. Zaten Bab’ın güneybatısında ÖSO ile Suriye ordusuna bağlı milislerle arasında yer yer karşılıklı roket atışları ve çatışmalar yaşandığı söyleniyor. Kısaca Bab’ta saha çok sıcak ve önümüzdeki 7-10 gün Türkiye’nin 24 Ağustos’ta başlayan Fırat Kalkanı Operasyonunun kaderini belirleyecek kadar kritik önemde.
Fırat Kalkanı’nın ilk aşaması olan Cerablus’un ele geçirilmesi ve 2. aşaması olan Cerablus-Çobanbey arasındaki sınır hattının temizlenmesi aşamalarında icra edilen harekât doğası gereği bir Özel Kuvvet harekatı idi. Çünkü biz sahada çok da direnmeyen IŞİD’a karşı asıl kara gücü olan ÖSO’ya Özel Kuvvet İrtibat timleri ile ateş desteği, yaralı tahliyesi ve lojistik destek gibi koordine hizmetleri sunuyorduk. Ama artık Bab’taki harekât çoğumuzun sandığının aksine bir Özel Kuvvet Harekâtı boyutunu çoktan aştı ve ciddi zırhlı birlik (tank ve mekanize) ve ciddi görmeyerek atış desteği (top ve roket) ve de Yakın Hava Desteği gerektiren konvansiyonel bir harekata evrildi.
Özel Kuvvetler harekatı: Doğrular ve yanlışlar
Burada bir noktaya da dikkat çekmem lazım çünkü özellikle 15 Temmuz sonrasında gerek şehidimiz Ömer Halisdemir gerekse Öz. Kuv. K. Korg. Zekai Aksakallı paşamızın gerçekten sonuna kadar hak ettiği kahramanlığı nedeniyle kamuoyunda büyük bir Özel Kuvvetler ‘Balonu’ yükseldi. Bazı ‘popüler güvenlik uzmanlarımızın’ belki iyi niyetli ama maksadını aşan yorumları bu balonun daha da şişmesine neden oldu. Özellikle geçtiğimiz haftalarda üst düzey sivil bürokratlarla bir araya geldiğim ortamlarda onların Özel Kuvvetler ve Fırat Kalkanı konusundaki ‘ABARTILI’ görüşleri bana karar alıcılar düzeyinde de Özel Kuvvetler’in imkân kabiliyetleri, yapabilecekleri ve yapamayacakları konusunda bir kafa karışıklığı olduğunu gösterdi. Direkt Görev (bir kritik tesisin, yerin imhası, kaçırma vb.), d+üşman hatları derin gerisinde Uzak Mesafeli Keşif, Kontr-terör operasyonları, Dost Ülke İç Savunması (Dost ülke ve müzahir unsurlara askeri eğitim) ve Gerilla Harbi gibi görevleri olan Özel Kuvvetlerin gerçekleştirdiği harekât doğası gereği asıl harekâtı destekleyen, kolaylaştıran tali, yani yardımcı roldedir.
Eğer ortada Bab gibi ciddi zırhlı birlik ve görmeyerek ateş desteği gerektiren ‘konvansiyonel’ bir cephede Özel Kuvvet Harekatı ancak ÖSO ile koordineyi sağlar, ancak harekatın kendisi nizami harp gibi yürütülür. Ama belki de ileride yazmam gereken bir yanılgı nedeniyle biz Özel Kuvvetlere ‘KALİTELİ KOMANDO’ muamelesi yaptıkça Bab’ta işler zorlaştı.
Sözün özü: Bab’ta sahada Özel Kuvvetler gereklidir ve mutlaka olmalıdır ama artık Bab’ta yapılacaklar çoktan Özel Kuvvet Harekat Planlamasının ötesine geçmiş, Özel Kuvvet Komutanı ve karargahıyla çözülebilecek durumun ötesindedir. Zekai Paşa’mın harekatı yönetmesi doğru olabilir ama Bab’taki operasyonu yürüten karargahtaki Özel Kuvvetçi, tankçı, mekanize piyade ve Komando oranı ile bu personel arasında kimlerin görüşlerinin dikkate alındığı önem kazanıyor.
Cerablus kolay alındı da Bab neden zor?
Bu sorunun cevabı basit. Çünkü Cerablus’u IŞİD zaten boşaltmıştı ama Bab’ta çok sıkı direneceği daha Kasım 2016’da açık kaynaklara düşen uydu görüntülerinden belliydi. Bab civarında IŞİD’ın kazdığı hendekler, tüneller, evlerde yaptığı tahkimat ve lojistik akışlar bunu gösteriyordu. Yani askeri planlayıcılarımız aslında daha Kasım 2016 sonundan itibaren IŞİD’ın Bab’ta sıkı direneceğini ve Bab’ta Fırat Kalkanı’nın bir özel kuvvet harekatından bir ‘konvansiyonel zırhlı birlik’ harekatına EVRİLECEĞİNİ hesaplaması gerekiyordu. Peki Bab’ta IŞİD nasıl bir savunma sistemi kurdu. Bu sistemin 5 boyutu var:
1. Araçlı intihar saldırıları: IŞİD bu intihar saldırıları ile şehrin etrafında her zırhlı birlik harekatında bakım, akaryakıt/mühimmat ikmali vb. sebeplerle kurmanız gereken geçici ve sabit toparlanma alanlarınızı, üs bölgelerinizi vuruyor, birliklerin kuşatma düzeninizi bozuyor ve psikolojik korku etkisi yaratıyor. Bu çok önemli bir şey. Zırhlı birlik harekatı yeniden toparlanmaya ihtiyaç duyar. Sürekli lojistik destek (ikmal, bakım vb.) çekmesi lazım. İşte IŞİD intihar saldırılarıyla bunu bozuyor.
2. IŞID’ın anti-tank füzeleri: IŞİD aynen Musul’da yaptığı gibi (ki ben Ankara’nın IŞID’ın savunmadaki yetenekleri konusunda Musul’u çok da analiz etmediği kanaatindeyim) başta Kornet, Fagot ve TOW gibi tel güdümlü anti tank füzeleri ile Bab ilçe merkezine tankların geçebileceği kritik yaklaşma güzergâhlarında ‘tank ölüm bölgeleri’ oluşturabildiğini gösteriyor. Bu nedenle Bab içinde yaya unsurların ihtiyacı olan zırh koruması ve ateş gücünü oluşturamıyorsunuz.
3. Tünel savaşları: IŞİD Bab'ın altını gergef gibi işlemiş. Siz havadan hedef tespiti yapmaya çalışıyorsunuz. Ama IŞID tüneller sayesinde görünmeden yer altından çok ciddi kuvvet kaydırabiliyor, mobiliteyi sağlıyor. Bir sokağın başından anti-tank füzesini ateşliyor. Adama yoğunlaşıyorsunuz ama o size farklı bir yerden ateş açıyor. Tünelleri kullanarak IŞİD aktif ‘vur-kaç’ saldırıları yapabiliyor.
4. İnsansız Hava Araçları (Drone’lar): Bab’ta IŞİD 400 dolarlık insansız hava araçlarıyla sağlam keşif ve gözetleme yapıyor. Sizin toparlanma faaliyetlerinizi takip ediyor. Bir sonraki hamlenizi kestiriyor, nereden saldıracağınızı hesaplıyor ve savunmasını değiştiriyor. Hatta silahlandırdığı bazı basit İHA’lar ile savunma hatlarının gerisinde toplu hedeflere korkutma/yıldırma amaçlı saldırılar dahi düzenliyor.
5. El Yapımı Patlayıcılar (EYP): Musul operasyonun bu kadar uzamasına neden olan EYP’ler Bab’ta da birliklerimizin en büyük belası. 65 şehidimizin büyük çoğunluğunun araçlı intihar saldırıları ile, daha sonra da EYP’lerle verdiğimizi hatırlatayım. Yani IŞİD savunmada iken doğrudan çatışmadan kaçınıyor. Bu nedenle IŞİD’la çatışarak şehit olan personelimizin sayısı çok az.
Bab’ta ne olur: Senaryolar?
Aslında sahaya ve hızlı diplomatik gelişmelere bakarsak 3 temel senaryo karşımıza çıkıyor.
1. Fırat Kalkanı’nın daha da gelişerek Rakka’ya doğru büyümesi ve TSK’nın Rakka’ya ilerlemesi (veya bana göre ittirilmesi),
2. Bab ele geçirildikten sonra TSK’nın Bab’ta uzun süreli (belki 2-3 yıl) bir ‘kalış için tutunmaya çalışması,
3. Bab ele geçirildikten ve bir süre elde tutulduktan sonra ya diplomasi ile masada ya da Suriye ordusunun çatışmaya başlaması ile Bab’ı Suriye ordusuna teslim edip Türkiye’ye geri çekilme.
İşte bu noktada beni korkutan olasılığı 1 Şubattaki ‘Ve Trump Fırtınası başladı...’ başlıklı yazımda[2] vurgulamıştım. 2017 yılı belki de Türkiye’nin Suriye’den çıkmak isteyip de çıkamadığı bir yıl olabilir. Çünkü yaklaşan Rakka’ya yönelik operasyonda ciddi zırhlı birlik (tank ve mekanize birlik) ile görmeyerek atış desteği (top ve roket) ihtiyacı var. Şimdi soru şu: Acaba maliyeti ve faturası büyük olasılıkla yüksek olacak bu ihtiyacı kim karşılayabilir?
Ben Ankara’nın Rakka konusundaki çelişkili açıklamalarından ABD ile sıkı pazarlıklar yürütüldüğünü anlıyorum. Ama bakın ABD bizim Rakka’ya bulaşmamamızı değil, tam tersine kulağımızdan tutup bizi Rakka’ya doğru götürmek istiyor.
Rus uçağının askerlerimizi vurması
Şimdi ilk kritik soru acaba CIA direktörü Pompeo’nun Ankara ziyaretine denk gelen bu ‘dost ateşi’ saldırı gerçekten de Rusya’nın dediği gibi kendisinin çok da suçlu olmadığı (Burada Rusya sahadan kendisine Suriye ordusu tarafından iletilen istihbaratla hedef listelerini oluşturduğunu bu istihbaratın da Türkiye ile koordine edildiğini bu nedenle bu dost ateşinde çok da hatası olmadığını vurguluyor) bir tesadüf mü yoksa Rusya bunu yüzünü ABD’ye dönmeye başladığını düşündüğü Türkiye’ye bir ders mi vermek istemişti?
İlginç şekilde saldırıyı yapan Rusya değil ama saldırıya uğrayan Türkiye olayın bir ‘kaza’ olduğunu ispatlama derdinde. Türkiye’de güç kazanan bir yoruma göre, Rusya’nın bu saldırısına neden olan şey Suriye ordusunun sahadaki istihbaratı manüple ederek Rus Hava Kuvvetlerine kasten yanlış hedef vermiş olabileceği.
Yani ‘Rusya’yı Esad kandırdı’ tezi Ankara’daki en popüler olan tez gibi.
Ama ben Rusya’nın şimdilerde Türkiye’yi cezalandırma gitme bir amaç güttüğü fikrinde olmadığını düşünüyorum. Çünkü Zaten halihazırda Türkiye, Suriye kuzeyindeki operasyonlarını zaten büyük ölçüde Rusya’nın çizdiği sınırlar dahilinde yürütüyor. Öte yandan, siyasi ve diplomatik planda “yeni Suriye” konusunda da Moskova, Ankara’yı kendi pozisyonuna önemli oranda yaklaştırmış durumda. Buna en güzel 2 örnek: Rusya’nın Astana zirvesinde sunduğu Suriye’nin yeni anayasası taslağındaki Kürtlere -kültürel de olsa- özerklik önerisinin Ankara’da tepkiyle karşılanmaması ve Türkiye’nin Esad’ın görevi bırakmaması konusundaki ısrarından vazgeçmiş görünmesi.
Ayrıca Türk askerlerine yönelik saldırısı Bab bölgesinde NATO üyesi Türkiye ile Rusya ve Suriye ordusunun gerçekleştirdiği askeri operasyonlardaki “istihbarat işbirliğinde” büyük sıkıntılar olduğunu gösteriyor. Has sözlerine şöyle devam ediyor: ‘Rusya bu hadisenin Türkiye açısından “acı sonuçlarını” Suriye’deki çıkarlarını maksimize etme amaçlı kullanarak Ankara’yla askeri ve özellikle istihbarat alanındaki işbirliğini derinleştirme yönünde değerlendirmek isteyecektir. Dolayısıyla bundan sonrası için Türkiye ile Rusya arasında Suriye’de sahadaki ilerleyişte askeri planlama noktasında daha yoğunluklu bir eşgüdümün ortaya çıkması şaşırtıcı olmayacak.’ Rusya ile daha sıkı askeri-istihbarat ilişkilerinin de ABD’yi pek de memnun etmeyeceği ortada.
Yine Rusya Türkiye’nin Suriye kuzeyindeki nüfuz alanının el-Bab’ın kontrolünü tamamen eline alabilecek ölçüde genişlemesine Rusya’nın razı olacağı kanaatinde değilim. Ayrıca Rusya’nın el-Bab sonrası Türk ordusunun Rakka’daki operasyona da katılmasına çok sıcak bakmayacağını düşünüyorum.
Ve Rakka: Dananın kuyruğunun kopacağı yer
Türkiye kamuoyunda Bab’a stratejik önem atfediliyor ve Bab’ın TSK tarafından ele geçirilip geçirilemeyeceği yaklaşan referandum sürecinde iç siyasi tüketim için açısından önemli. AKP hükümeti için Bab’ın 16 Nisan 2017’deki başkanlık düzenlemesine ilişkin anayasa referandumunda önce IŞİD’den kurtarılması bir ‘askeri zafer’ ve bir ‘başarı hikayesi’ olabilir. Ama Bab aslında Suriye’deki IŞİD ile mücadele açısından giderek stratejik önemini yitiriyor. Gözler giderek Rakka’ya doğru kayıyor.
Acaba IŞİD içinde 220 bine yakın sivilin yaşadığı ve 10 bine yakın militanının olduğu söylenen Rakka’yı aynen Musul ve Bab gibi sonuna kadar savunacak mı? IŞİD’in Rakka içinde ve civarında yaptığı tahkimattan böyle olduğu anlaşılıyor ve Rakka’daki çatışmaların da bir özel kuvvet harekatından ziyade aynen Bab’ta ve Musul’da olduğu gibi ağır zırhlı araçlarla tankların ön planda olduğu, top ve roketlerle görmeyerek atış ihtiyacı olan bir konvansiyonel şehir muharebesi gibi yaşanacağa benziyor. Yani IŞID yukarıda sıraladığım ve Bab’ta başarı ile uyguladığı 5’li savunma sisteminin belki de çok daha güçlü olanını Rakka’da uygulayacak.
Şimdi askeri açıdan Rakka’ya yönelen piyade gücünün çoğunluğunu PKK bağlantılı YPG güçlerinin oluşturduğu Suriye’nin Demokratik Güçleri (SDG)’nin olacağı görülüyor ki zaten bu güçlerin ‘Fırat Gazabı operasyonu kapsamındaki ilerlemesi Rakka’nın yaklaşık 10 km. kuzey ve kuzey batısına ulaşmış durumda.
Şimdi kritik soru şu: Rakka Operasyonu’nda şiddetle ihtiyaç duyulacak ağır zırhlı birlik (tank ve zırhlı araç) ile görmeyerek ateş desteği ihtiyacını kim karşılayacak? Gerçekten de SDG’nin şu anki askeri gücü ile ABD havadan destek verse bile yeterli zırhlı ve görmeyerek ateş desteği olmadan Rakka'yı temizleyemeyeceği ortada. Tam da bu yüzden ABD’nin Ankara eski büyükelçisi James F. Jeffrey’e göre Rakka konusunda ABD himayesinde bir Türk Ordusu-SDG kombinasyonu, yani aslında Türkiye ve PYD işbirliği olmazsa olmaz bir şart. [3]
Şimdi size Rakka operasyonu için olası kombinasyonları sıralayayım:
1. ABD himayesi/desteğinde bir Türkiye-ÖSO operasyonu:(Türkiye’nin en çok istediği ama ABD’yi ikna edemediği seçenek) Bu seçenek Türkiye’ye PYD’yi aradan çıkarmak ve bu sayede Fırat doğusunda bulunan ve Rakka’nın kuzeyindeki Kobane kantonunu da kontrol altına alması için büyük fırsat sunuyor. Ama SDG’nin dışlandığı bu teze ABD’nin sıcak bakmadığı biliniyor.
2. ABD himayesi/desteğinde Türkiye ve SDG operasyonu:(ABD’nin en çok istediği ancak Türkiye’nin PYD rezervi nedeniyle ayak dirediği seçenek) Bu seçenek için Washington’un ne yapıp edip Ankara’yı ikna etmesi gerekiyor. Tam da bu nedenle bizi ‘kulağımızdan tutup’ Rakka’ya doğru sürüklemesi gerekiyor. Bir de tabi en azından Suriye içinde bir Türkiye-PYD normalleşmesi. Bence Pompeo’nun Ankara ziyareti bu seçenekle çok ilgili idi. Bakalım görelim.
3. ABD ve Rusya himayesi/desteğinde Türkiye-FSA ve Suriye Ordusu operasyonu: Hem ABD ve Rusya arasındaki güç mücadelesi hem de Ankara ile Şam arasındaki ‘kan davası’ nedeniyle bu seçeneğin gerçekleşme ihtimali çok düşük.
4. ABD ve Rusya himayesi/desteğinde SDG ve Suriye Ordusu operasyonu: Bana göre ABD şayet 2 No’lu Kombinasyondan ümidini keserse Türkiye’yi dışlayarak kesinlikle bu kombinasyona yönelecek. Bu seçenek gerçekleşirse bir yandan Rakka’ya sürüklenmiyoruz diye rahatlarız ancak bu seçenek bizi aynen 24 Kasım 2015 Rus uçağının düşürülmesi gibi Suriye kuzeyinde oyun dışı bırakır.
5. Rusya himayesinde PYD ve Suriye ordusu operasyonu:ABD’nin kendisinin dışlanacağı bu teze ne kadar sıcak bakacağı belirsiz. Ama ben Rusya ile PYD arasında sıkı fıkı ilişki ve paralel süreçler nedeniyle olasılık dışı görmüyorum. Sahi Sn. Cumhurbaşkanın Rusya ziyareti esnasında Putin’i bilgilendirdiği ve Putin’in açık olduğundan haberi olmadığını kendisine ifade ettiği, sonra da Putin’in ‘bizzat ilgileneceğini’[4] söylediği Moskova’daki PYD ofisi hala açık mı acaba?
Tüm bu kombinasyonlar aslında esasta bir soruna işaret ediyor: Suriye kuzeyinin ABD ile Rusya arasında kimin ‘nüfuz bölgesi’ olacağı konusunda ABD ve Rusya arasındaki kafa karışıklığı.Zannımca Rusya Suriye kuzeyinin tamamını kendi nüfuz bölgesi olarak düşlerken ABD’nin kafasında Fırat doğusunun ABD’nin batısının ise Rusya’nın nüfuz bölgesi olması gerektiği tezi var.İşte ABD ve Rusya arasında Suriye kuzeyine ilişkin bu kafa karışıklığı da sahaya daha çok kan ve gözyaşı olarak yansıyor. Sanırım artık Washington ve Moskova’dakilerin artık karar verme ve kartlarını en azından şimdi dürüstçe ve açık oynama zamanı. Ama bunu beklemek büyük güç ilişkilerinde biraz naiflik. Ankara’ya düşen mi? İki şey:
1. Suriye’de sıkışıp kalmamak için Rusya ile ABD arasındaki ilişkinin yeni doğası, karakteristikleri ve evrimini iyi analiz etmek.
2. Başta Kürt meselesi olmak üzere kendi sorunlarını çok da bölgesele ve küresele taşırmadan kendi içinde çözebilmek becerisini güçlendirmek. Çünkü ‘2017’ye Girerken Riskler ve Fırsatlar’ başlıklı yazımda da[5] dediğim gibi bu ‘kaotik fırtınada’ kendi sorunlarını kendi içinde çözebilecek bir kapasite geliştiremeyen, bu sorunları Trump’ın ve Putin’in insafına bırakmış bir Türkiye’nin ödeyeceği bedel ağır olabilir.
[1] Bu yazıda yazarın Al Monitor sitesinde yazdığı bir kaç yazıdan alıntılar mevcuttur.
[2] Lütfen bakınız: http://t24.com.tr/yazarlar/metin-gurcan/ve-trump-firtinasi-basladi,16481 (erişim Şubat 11, 2017)
[3] Bakınız: http://www.washingtoninstitute.org/policy-analysis/view/the-plan-to-defeat-isis-key-decisions-and-considerations (erişim Şubat 11, 2017)
[4] Lütfen bakınız: http://www.turkiyegazetesi.com.tr/dunya/393792.aspx (erişim Şubat 11, 2017)
[5] Lütfen bakınız: http://t24.com.tr/yazarlar/metin-gurcan/2017ye-girerken-riskler-ve-firsatlar,16186 (erişim Şubat 11, 2017)
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrtadoğu’nun ‘Yeni Dönemi’ 9.12.2021 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer F. GergerlioğluMuhafazakârlar çürümeye niye sessiz? 8.06.2021 Tüm Yazıları
-
Mustafa ÖztürkNiyet ve akıbet 29.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ayşe BöhürlerTarih büyük harflerle yazılmaz 28.05.2021 Tüm Yazıları
-
Gazi BAŞYURTBir zamanlar sayılamazdık parmak ile, şimdi eksiliyoruz birer birer… 25.05.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENİsrail’in sonu gelmez işgalciliği 15.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer Ahmet ÖZERENBİR 1 MAYIS Anekdotu… 10.05.2021 Tüm Yazıları
-
Osman CAN24 Nisan 1915: Kardeşimin Cenazesini Kaldıramadım Hala! 29.04.2021 Tüm Yazıları
-
Verda ÖZERBırak artık eski normali 28.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYAN24 Nisan’ı anmak 24.04.2021 Tüm Yazıları
-
Kurtuluş TAYİZPandemide Erdoğan'ı devirme planı çöktü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali Saydam23 Nisan ‘Çocuklara Hürmet’ Günü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Vedat BilginSistem değişti de ne oldu! 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali TarakçıZEVZEK'in asıl amacı Montrö değilmiş! 17.04.2021 Tüm Yazıları
-
Burak Bilgehan ÖzpekVesayet Nedir, Nasıl Kurulur, Niçin Çöker? 16.04.2021 Tüm Yazıları
-
Firuz TÜRKERDARBE GİRİŞİMİNE HAZIR OLMAK 4.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız RamazanoğluYeni metin ne söyleyecek? 25.03.2021 Tüm Yazıları
-
RAGIP DURAN'Bir tek kişinin otoritesi suçtur!' 22.03.2021 Tüm Yazıları
-
Sevilay YALMANMesele Gergerlioğlu meselesi değil! 19.03.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKBACAKİZMİT KÖRFEZİ YAKIN, DENİZ BİZE ÇOK UZAK! 17.03.2021 Tüm Yazıları
-
Ural ATEŞERANADİL... 21.02.2021 Tüm Yazıları
-
Demir Küçükaydınİki Devrimci – Türeci ve Şahin 4.01.2021 Tüm Yazıları
-
Perihan MAĞDENHayaller: ETHOS, Gerçekler: BİR BAŞKADIR BENİM MEMLEKETİM 18.11.2020 Tüm Yazıları
-
Talat ULUSOY9 Eylül 1922, İzmir’in “KURTULUŞ” Günü’nde… 9.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mahmut ÖVÜRAK Parti mi “İhvan’cı” siz mi operasyon çekiyorsunuz? 8.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mustafa Yurtsever2010 YILI REFERANDUMU’NUN BİTMEYEN HİKAYESİ 29.08.2020 Tüm Yazıları
-
Hilâl KAPLANİstanbul Sözleşmesi yaşatır mı? 7.08.2020 Tüm Yazıları
-
Eşref ÇAKARKonca Yazışmaları... 5.08.2020 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunOsmanlı Kudüs’ü 4.06.2020 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANÜmitliyim, çünkü… 26.05.2020 Tüm Yazıları
-
Kadri GÜRSELTürkiye’de darbe mi olacak gerçekten? 16.05.2020 Tüm Yazıları
-
Sinan ÇİFTYÜREKTürbülanstan mayın tarlasına dalış yapan AKP! 13.05.2020 Tüm Yazıları
-
Yaşar YAKIŞTürkiye’nin iktidar partisi yardımlaşmayı da tekeline almak istiyor 25.04.2020 Tüm Yazıları
-
Orhan PamukEski salgınlar ve bugün biz 24.04.2020 Tüm Yazıları
-
Bejan MATURÖlüm hangi boşluğu doldurur? 12.04.2020 Tüm Yazıları
-
Umut ÖZKIRIMLIKorona ve milliyetçilik 8.04.2020 Tüm Yazıları
-
Raffi Hermon Araks‘ARTSAX (Dağlık Karabağ) MESELESİ, NEDİR VE NE DEĞİLDİR? 1.04.2020 Tüm Yazıları
-
Serdar KAYAİslam, Bilim, Virüs, Kumaş 24.03.2020 Tüm Yazıları
-
Markar ESAYANKarantina günlerinde yalnızlık... 20.03.2020 Tüm Yazıları
-
Eyüphan KAYACorona Virüs bir musibettir 19.03.2020 Tüm Yazıları
-
Merve Şebnem OruçSürreel bir devrim: Gezi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Metehan DemirMoskovanın samimiyet testi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Tayfun AtayGoebbels korosu söylüyor: "Her şey mükemmel efendim!" 18.02.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın AKDOĞANBirilerini suçlama yarışı 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Hüseyin GÜLERCECHP, şimdi de İlker Başbuğu alet ediyor 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Ufuk COŞKUNCemevleri için Cumhurbaşkanı’na Çağrı! 20.01.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın ERGÜNDOĞANGökdelen hançeri tam İzmir’in kalbine saplanıyordu ki… 16.12.2019 Tüm Yazıları
-
Nihat Ali ÖzcanOrtadoğu’nun karmakarışık halleri 22.10.2019 Tüm Yazıları
-
İbrahim TenekeciDün ve bugün 11.09.2019 Tüm Yazıları
-
Haşmet BABAOĞLUİçerisini iyi anlamak için dışarıya bak! 9.09.2019 Tüm Yazıları
-
Esat KORKMAZYOLDAŞIM YAVUZ ÇANAK 29.08.2019 Tüm Yazıları
-
Ali KİREMİTCİDÜNYADA VE TÜRKİYE’DE SİYASET YENİDEN ŞEKİLLENİYOR 13.07.2019 Tüm Yazıları
-
Tayfun TURANAYILANA GAZOZ, BAYILANA LİMON. 11.07.2019 Tüm Yazıları
-
Mustafa DAĞCIÖTEKİLEŞTİRMENİN ÖTESİ= DÜŞMANLAŞTIRMAK 3.07.2019 Tüm Yazıları
-
Gürkan-Zengin23 Haziran seçimleri: Bir vak’ayi hayriyye 25.06.2019 Tüm Yazıları
-
Serdar ESEN"Herşey Çok Güzel Olacak" mı? 9.06.2019 Tüm Yazıları
-
Celal DENİZIRKÇILIĞIN TEDAVİSİ VAR MIDIR? 9.06.2019 Tüm Yazıları
-
Ahmet AY14 Mayıs güzellemelerinin anlamı 15.05.2019 Tüm Yazıları
-
Salih TunaZincir sesleri 23.04.2019 Tüm Yazıları
-
Beril DEDEOĞLUİflas eden tüccar, eski defterleri karıştırırmış 27.02.2019 Tüm Yazıları
-
İbrahim TığlıBu ne iki yüzlülük!... 26.02.2019 Tüm Yazıları
-
Nermin ALPAYİNSAN VE EKONOMİK DEĞERİ 8.02.2019 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKSUUDİLER UNUTMAK İSTİYOR AMA OLMUYOR 8.02.2019 Tüm Yazıları
-
Ümit FıratBir mahalli seçim hatırası 15.01.2019 Tüm Yazıları
-
Murat AKSOYUnutmayalım yerel seçime gidiyoruz 11.01.2019 Tüm Yazıları
-
Ekin GÜNBİR… İKİ… İZMİR MARŞIYLA KOŞ! 4.01.2019 Tüm Yazıları
-
Ahmet SeverTürkiye bu kadar tehdit ve hakaret eden bir Cumhurbaşkanı görmedi 18.12.2018 Tüm Yazıları
-
İbrahim SEDİYANİKirletme 15.12.2018 Tüm Yazıları
-
Nadi ÖZTÜFEKÇİUlusal mı Ulusalcılık mı? 15.12.2018 Tüm Yazıları
-
M.Şükrü HANİOĞLUDünya “biz”i parçalamak için mi savaştı? 26.11.2018 Tüm Yazıları
-
Cemil ERTEMEkonominin geleceğini simgeler anlatır! 31.10.2018 Tüm Yazıları
-
Amberin ZAMANCemal Kaşıkçı ve Türkiye’nin itibarı 10.10.2018 Tüm Yazıları
-
Mete YararCastle International 28.09.2018 Tüm Yazıları
-
Mehmet CANFilistin ulusal sorunu-II 25.09.2018 Tüm Yazıları
-
Leyla İPEKCİAile içi eğitimin maneviyatı (1) 18.09.2018 Tüm Yazıları
-
Ümit KurtTarihçi Kieser: Modern Türkiye'nin eş kurucusu Talat Paşa 17.09.2018 Tüm Yazıları
-
Güngör UrasABD’DE BORÇ KRİZİ 10.08.2018 Tüm Yazıları
-
Serpil Çevikcan24 Haziran sonrasındaki şema 30.05.2018 Tüm Yazıları
-
Hüseyin ÇAKIRVaatlerinizi sözleşme olarak imzalayın… 27.05.2018 Tüm Yazıları
-
Kürşat BUMİNLGS Türkçe: Çocuklarla dalga mı geçiyorsunuz? 7.02.2018 Tüm Yazıları
-
Yusuf Ziya DÖGERTürkiye Seçimlerinin Kilidi Kürdler 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Aslı AydıntaşbaşYaklaşan facia 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Özgür MumcuTutuklu yargı 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Arife KÖSEHawaii’den sonra nükleer savaş tehdidini yeniden düşünmek 1.02.2018 Tüm Yazıları
-
Güldalı COŞKUNSeçim kritiği desem de…. 1.02.2018 Tüm Yazıları
-
Ergün Diler23 gizli toplantı. 8.01.2018 Tüm Yazıları
-
Ceren KENARMusul sonrası DEAŞ 14.07.2017 Tüm Yazıları
-
Okay GÖNENSİNSertleşme mi normalleşme mi? 11.07.2017 Tüm Yazıları
-
İhsan ELİAÇIKDini çoğulculuk gereği kadından imam olabilir 23.06.2017 Tüm Yazıları
-
Adil GÜRHay Allah yine çenemi tutamadım! 16.04.2017 Tüm Yazıları
-
Hüseyin SARIBAŞHAYIR, YETER ARTIK! 18.02.2017 Tüm Yazıları
-
İlhan ÇETİNFiliz 22 gündür hayata tutunmaya çalışıyor... 7.02.2017 Tüm Yazıları
-
Mustafa ARMAGANÇankaya’nın karakutusu Latife Hanım mı? 7.02.2017 Tüm Yazıları
-
Süleyman YAŞARVatandaşın dövizini devlete dört katı faizle satıyorlar 26.07.2016 Tüm Yazıları
-
A.Turan ALKAN40 $, hem de ‘döge döge’ 15.07.2016 Tüm Yazıları
-
İhsan YILMAZÜmmetin ortak dili: İngilizce 13.07.2016 Tüm Yazıları
-
Bülent KORUCUÖzel haber bayramı 11.07.2016 Tüm Yazıları
-
Gökhan ÖZGÜNBen HDP’ye oy veriyorum… 28.06.2016 Tüm Yazıları
-
Orhan MİROĞLUYazmaya kısa bir mola veriyorum 17.04.2016 Tüm Yazıları
-
Cemil KOÇAKVe Türkiye ‘hayır’ diyor! 16.04.2016 Tüm Yazıları
-
Sema İZOLCennette de hendek var mı anne? 15.02.2016 Tüm Yazıları
-
Lale KEMALMİT-Mossad kırılganlığı, Rusya ile IŞİD gerilimi 9.02.2016 Tüm Yazıları
-
Birgül HAKANAli Demirsoy 9.02.2016 Tüm Yazıları
-
Sanem ALTANAcılar usta, bizler çırağız.. 6.02.2016 Tüm Yazıları
-
Hadi ULUENGİNOtoriterlik yükselirken 4.02.2016 Tüm Yazıları
-
Demiray ORAL‘Serbest kötülük ortamı’nı icat ettik / Hep birlikte - Tev bi hev re* 2.02.2016 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARANSUYasadışı dinleme suç değilmiş! 1.02.2016 Tüm Yazıları
-
Enver SEZGİNEkrem Sezgin 1.02.2016 Tüm Yazıları
-
Gülay GÖKTÜRKAYM’den AİHM’e cevap 12.01.2016 Tüm Yazıları
-
Yasemin YILDIRIMSayın Kılıçdaroğlu elinizi yükseltin ve “Demirtaş 15 Temmuz gecesi neredeydi?” diye sorun 5.01.2016 Tüm Yazıları
-
Ayhan BİLGENYalanın gücü tükenir, onur kavgası tükenmez 30.12.2015 Tüm Yazıları
-
Zeliha AKPINARNefretiniz elektriğe dönüştürülebilseydi bütün dünyayı aydınlatırdı 29.12.2015 Tüm Yazıları
-
Umur COŞKUNSöz Geçmez, Top Mermisi İşlemez 28.12.2015 Tüm Yazıları
-
Abdülkadir Küçükbayrak“Analar ağlamasın”dan “Analarını ağlatacağız”a nasıl gelindi! 28.12.2015 Tüm Yazıları
-
Ekrem DUMANLIGeç kaldın ey Müslüman 17.11.2015 Tüm Yazıları
-
Semra POLATFransa'nın mülteci ayarlı bombaları 14.11.2015 Tüm Yazıları
-
Ferdan ERGUTHDP içi bir PKK eleştirisi mümkün müdür? 12.11.2015 Tüm Yazıları
-
Nejat ERDİMIŞİD,KÜRTLER VE KAPIMIZDAKİ TEHLİKE! 22.07.2015 Tüm Yazıları
-
Mazlum ÇETİNKAYAEşitlik yoksa kardeşlik de yok! 26.06.2015 Tüm Yazıları
-
Hakan DEMİRCANKoalisyon hava durumu 3 21.06.2015 Tüm Yazıları
-
Tuncay TOPCamide propaganda ve ucuz taşra siyasetçiliği 27.05.2015 Tüm Yazıları
-
Mithat SANCARİnkarın bedeli 30.04.2015 Tüm Yazıları
-
Bülent KARATAŞBirol Başören 28.03.2015 Tüm Yazıları
-
Hasan ÖZTÜRKİLMİK İLMİK 26.02.2015 Tüm Yazıları
-
Kelemet Çiğdem TÜRKMUNZUR’UN ŞİFASI 6.02.2015 Tüm Yazıları
-
Gürbüz Çimen2 Dil 1 Bavul 2.02.2015 Tüm Yazıları
-
Kerem ALTANHayaller duşakabin 20.01.2015 Tüm Yazıları
-
Mehmet YILDIZEnseyi karartmamalı ama nasıl? 8.01.2015 Tüm Yazıları
-
Eylem YILMAZDemokratı az olan toplumlar az demokrasi ile yönetilirler! 3.01.2015 Tüm Yazıları
-
Muhteşem ÖZDAMARHDP'yi BEKLEYEN TEHLIKE 29.12.2014 Tüm Yazıları
-
Mehmet DOĞANHADİ KALK 7.08.2014 Tüm Yazıları
-
Haydar TOPAYSevgili Yoldaşımız, ağabeyimiz Burhanettin Çetinkaya... 13.07.2014 Tüm Yazıları
-
Erdal TALUPolitikada Yeni Paradigmanın Doğuşu 7.06.2014 Tüm Yazıları
-
Mehmet KIRARSLANHalklar nasıl karar verir? 20.04.2014 Tüm Yazıları
-
Yasemin ÇONGARKiev’den notlar: Avrupalılaşmak ile güdülmek arasında… 4.02.2014 Tüm Yazıları
-
Zülfikar ÖZDOĞANTarih, Tarih Olalı... 2.01.2014 Tüm Yazıları
-
Neşe DüzelHata ve devlet gazetecileri 11.12.2013 Tüm Yazıları
-
Selçuk UZUN1915/16´da Erzurum Vilayeti Valisi Tahsin Uzer (1) 25.07.2013 Tüm Yazıları
-
Dr.Sivilay GENÇSibirya ablası 2.05.2013 Tüm Yazıları
-
Nihat TAŞTANBU GÜNÜN MÜŞRİKLERİ MEKKE MÜŞRİKLERİNİ ARATMIYOR 16.03.2013 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCI-Taraf YazılarıBelirsizlikler zamanı ve ütopya zamanı 21.10.2012 Tüm Yazıları
-
Orhan MİROĞLU-Taraf yazılarıESAT’IN YENİ HAMLESİ.. 8.10.2012 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜR-Taraf yazıları1922’de Güzelim İzmir’e Kimler Kıydı? 9.09.2012 Tüm Yazıları
-
Cevdet AŞKINŞiddetli çatışma dönemi başladı 22.05.2012 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtTüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
23.09.2021
9.09.2021
11.08.2021
5.04.2021
2.01.2021
16.03.2020
23.11.2019
31.08.2017
12.08.2017