Murat AKSOY
Bir önceki yazı bayram yazısı olmadı ama bu biraz -en azından girişi- öyle olacak.
Bayram tatilinin yarattığı boş zamanda bir yandan cezaevi notlarının kalan kısımlarını bilgisayara aktarırken -ki daha var- , diğer yandan genç arkadaşların teşviki ile alternatif medya kanalları uğraşı içine girdik.
İnsan, gençlerin bilgileri ve bakış açılarının yaratıcılığı karşısında şaşkına dönüyor.
Önerdikleri şey, alternatif medyada kendi kimliğini kalıcı getirme, içerik üreterek zaman içinde gelir üretme üzerine. Bu amaçla, youtube, periscope, patreon ve daha pek çok mecranın kullanıldığını anlattılar, örnekler gösterdiler.
Elbette bu çabaların hedefe ulaşmasının bir koşulu var: “Sıradan” insanların yani bizlerin bu çabalara ilgi göstermesi ve desteklemesi.
Yani bir okuyucumun dediğinin tersine, “sıradan” vatandaş olarak yapacak hala bir şeyimiz var. Sizlerin ilgi ve katkısı olmazsa bu çabalar, boşluğa giden uğraş olarak kalır.
Gençlerin anlattıklarını dinledikçe, onlarla sohbet ederken içinde olduğumuz medyadaki değişimi düşünmeden edemedim.
Böylece yazının bayram bölümü bitti.
MEDYA DEĞİŞMEDİ, DÖNÜŞTÜ
Türkiye’de son yıllarda kamusal alanda yaşanan değişimin en somut görünürlüğünden birisi kuşkusuz medya.
Medyada 2007’den itibaren el değiştirme ile başlayan süreç, bugün medyanın yüzde 90-95 oranında iktidara yakın, yakınlıktan ziyade ekonomik ve siyasi bağımlı hale gelmesiyle sonuçlanmıştır.
Gerek görsel gerekse yazılı medyada durum budur.
Bu haliyle medya, bir bütün olarak iktidarın ideolojik aygıtı haline dönüşmüş ve bir propaganda aracı olarak çalışmakta ve başarılı olmaktadır.
Buna karşın, iktidara, iktidar uygulamalarına eleştirel bakan görsel ve yazılı medya organı sayısı bir elin parmaklarını geçmez durumda.
3-4 gazete, TV kanalı ve biraz daha fazla sayıda internet haber sitesi. Hepsi bu.
Dahası bu medya kanalları da, ekonomik olarak da güç durumda olduğu için ya az elemanla çalışmak durumunda ya da ücretler, telifler çok düşük durumda.
Nitekim medyadaki bu boşluğu gören yabancı TV kanalları, İstanbul ve Ankara merkezi habercilik yapmaya başlamışlardır.
ALTERNATİF HABER MECRALARI
Bu yüzden başta Facebook ve Twitter olmak üzere çeşitli sosyal medya mecraları birer alternatif haber sitesine dönüşmüş durumda.
Bugün sosyal medya platformlarını birer haber kaynağına dönüştürenler ise çoğunlukla “vatandaş gazeteciliği” örneği gösterenler ile; işi, mesleği gazetecilik olan mevcut koşullarda iş imkanı bulamayan ya da küçük gelirlerle çalışmak durumunda olan gazeteciler.
Bu insanlar, kendi imkânlarıyla evlerinde ya da arkadaş ofislerinde küçük stüdyolar kurarak, halkın bilgi alma hakkı için mücadelelerini sınırlı imkânlarla sürdürüyorlar. Aklıma ilk gelenler, Gökhan Özbek, ŞükrüKüçükşahin, Ünsal Ünlü.
PEKİ YA SİZ?
Yakın zamanda Doğan Medya Grubu’nun Demirören Grubu’na satılması döneminde çevremizdeki tepki genel olarak; “nasıl olur?”, “bu kadar da olmaz”, “izlenecek bir yer kalmadı” vs. şeklindeydi.
Peki bu tepkilerin bir anlamı var mı?
O günlerde yazdığım bir yazıda şunu sormuştum: Bu medya düzeninden her fırsatta şikayet edenler bunun karşılığında ne yapıyorlar?
Mesela alternatif medyayı ne kadar destekliyorlar?
Mesela Evrensel, Cumhuriyet, Birgün Gazeteleri’ne aboneler mi ya da düzenli alıyorlar mı?
Ne kadarı, alternatif TV kanallarının ayakta kalmak için başlattıkları kampanyalara destek veriyorlar?
Biliyoruz ki, bu sayı çok sınırlı.
YAPACAK ÇOK ŞEY VAR
O yüzden, evet sıradan vatandaşların şikayet etmeye hakkı var ama şikayet edebilmenin asgari koşulu da, bizatihi o mücadelenin içinde olmak, onun parçası olmak.
Türkiye’de eksik olan kısmen bu.
Düşünün ki, hala yüzde 13-14 civarında seçmen oy kullanmaya dahi gitmiyor. Bunu duyarsızlık mı, sorumluluktan kaçış olarak mı tanımlamak gerek bilmiyorum.
Bir önceki yazıda ifade ettim, seçmen olarak yorgun, kırgın, üzgün hatta kızgın da olabiliriz ama umutsuz olmaya hakkımız yok.
Siyasete daha çok sahip çıkmalı, alternatif medyayı (gazete, Tv, sosyal medya kanallarını) daha çok desteklemeliyiz. Elimizi oy verme dışında da taşın altına koymalıyız.
Bugün, siyasete de, medyaya da, hayatımıza da sahip çıkmamız her zamankinden daha değerli.
Unutmayın siz varsanız biz varız.
Yazarlar
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları












































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
8.02.2019
23.11.2018
20.11.2018
16.11.2018
13.11.2018
10.11.2018
6.01.2018
3.01.2018
30.10.2018
26.10.2018