Murat BELGE
Başbakan Tayyip Erdoğan’ın iktidarın kazanıldığı 2002’den bugüne nasıl bir “kişilik değişimi” geçirdiğinden bir şaşkınlık dile getirerek söz etmeyen kalmadı. Değişim “kişilik”le o kadar ilgili olmayabilir, şudur budur, o tarihte değil de bu tarihte önemli sinyallerini vermiştir ya da bunların hepsi boş laftır, çünkü Tayyip Erdoğan başından beri “takiye” yapmaktadır. Bunlar hepsi söyleniyor, söylenebilir. Ama ortada açıklaması “takiye” de olsa ciddi bir değişiklik olduğu konusunda bir tartışma, sanırım, yok; orada herkes anlaşıyor.
Şimdi peşine düştüğü “Cemaat” için, şimdi kanlı bıçaklı olduğu, sözgelişi Zekeriya Öz hakkında neler söylediği arşivden çıkarılıp kamuya sunulabilir sunulsa iyi de olur. Ergenekon- Balyoz hükümlüleri için “haksız ceza aldılar” diye üzüm üzüm üzüldüğünü şimdi görüyoruz. O hükümlerin verildiği günlerde (Başbuğ hakkında bir şüphe izharı dışında) bu üzüntüsü belli olmuyordu. Bunun gibi bir yığın veriye ulaşabilir, “Tayyip Erdoğan nasıl değişti?” katalogu hazırlayabiliriz.
Göz yaşartıcı özeleştirisi, “HSYK hakkında yanlış yapmışız” diyerek “hatasını kabul etme” büyüklüğü göstermesi de bunlardan biri zaten. Partisi de onunla aynı zamanda aynı büyüklükleri göstermeye kararlı. Onun için şimdi yıldırım hızıyla yeni HSYK yasası çıkarıyor, bu uğurda yumruklaşıyorlar. Yasa çıkacak, sonra Anayasa Mahkemesi ya da Cumhurbaşkanı’ndan dönse de, kazanılan süre içinde “Yargı mekanizmasında yuvalanmış düşman kuvvetler” ayıklanacak, temizlenecek, böylece, yeni yolsuzluk iddiaları çıktığında (ya da çıkmış olanların kovuşturulmasında) hükümetin münasip gördüğü sınırların dışına çıkacak kimse kalmayacak. Benzer bir süreç Emniyet’te de işletilecek. Bunun sonucunda hükümet adına layık bir şekilde “ak”lanacak. Hep birden göreceğiz ki AKP, “ak pak” demektir.
Oysa gizli kalma miadı dolmuş, “çıkacağı gelmiş” bir “sır” varsa, sen ne kadar savcı değiştirsen de, o “sır” çıkar. Bin küsur yıl önce hayata ilişkin her şeyi açıklayan mitolojide berber dayanamaz, Kral’ın sırrını dere boyundaki sazlara söyler; sazlar dile gelip sırrın içyüzünü dünyaya ilân ederler.
Her neyse, asıl söylemek istediğim şey bu değil.
O “değişim” konusunu açmak istiyorum.
AKP’nin bugün geldiği yerin, şaşmaz bir “determinizm”in sonucu olmadığını söylemek istiyorum. Birkaç gün önce de yazdığım gibi tarihin ilerleyişinde, olayların yapısal nedenleri vardır; ama “konjonktür” de vardır. Ezelî tartışma konusu: “tarihte bireyin rolü nedir, ne kadardır?” “Bireyin rolü” diye bir şey vardır, belirli konjonktürlerde bu rol bayağı öne de çıkabilir.
Şu sırada böyle bir konjonktürdeyiz ve Başbakan Tayyip Erdoğan’ın ortamı belirleme imkânları maksimum düzeye ulaşmış gibi görünüyor. Partisinin her şeyi onun eline bırakmış olması, “yapısal” dediğim koşulların bir sonucu: Türkiye’nin ve sözkonusu siyasetin taraflarının “önder/ kadro” ilişkisi konusundaki, tarihten gelen koşullanmalarının sonucu. Aynı zamanda, o kesimle Kemalist kesim arasındaki son derece antagonist çatışma ve düşmanlığın, yani bir başka “yapısal nedenler zinciri”nin sonucu. “Yedirmeyiz” edebiyatının temlinde yatan bu. Bu aynı kitle, Erdoğan şimdi söylediklerinin tersini söylerken de onun çevresinde kenetlenmişti, aynı coşkuyla, o gün söylenenleri de tekrarlıyordu. İşin püf noktası burada.
Değişen, şu ya da bu nedenle, Başbakan oldu. O nedenler nelerdir, bilemiyorum; ama varolan durumda “konjonktür”le, dolayısıyla “tarihte bireyin rolü”yle ilgili olanlar onlar. Değişmeyebilirdi. Aynı “yapısal” nedenlerle, partisi gene çevresinde kenetlenirdi.
Ancak, şimdi bu toplumun tarihinde kritik bir dönemece geldik. Burada ne olduğunu, yapılanların ne tür işler olduğunu, bu işler yapıldıkça bu toplumun nerelere savrulabileceğini herkesten önce ve herkesten daha büyük bir ciddiyetle, AKP’lilerin düşünmesi gerekiyor.
Şu anda Tayyip Erdoğan AKP’nin “önder”i. Ama Türkiye’de İslâmcı siyasetin “kaderi” olmak zorunda değil.
http://www.taraf.com.tr/murat-belge/makale-determinizm-ve-rastlanti.htm
Yazarlar
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları




























































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
8.12.2025
1.12.2025
24.11.2025
25.08.2025
6.08.2025
1.08.2025
28.07.2025
22.07.2025
30.06.2025
16.06.2025