Murat BELGE
Ortadoğu gene darma duman. Burada, bizim hükümet, Musul olayından sonra, gene zor durumda. Yanlış teşhisler, yanlış politikalar, elbet sonuçlarını verecek. Dış politika, hele Ortadoğu’ya yönelikse, sonuçlarını daha da çabuk verir. Epey süreceği tahmin edilebilir yeni bir kapana girdik sanırım bölgede. Günlerce, aylarca, konuşacağız; neyin “yeni” olduğunu anlamaya çalışacağız.
Onun için, şimdilik bu konularda yorum yapmak, hüküm vermek gelmiyor içimden.
Gazeteye yazı yetiştiremediğim günlerde Britanya’da --“Britanya” mı dedim? “Britanya” var mı? İngiltere’deydim. Birkaç kere şu minval üzere yazdığımı hatırlıyorum: “İngiltere demek çok zaman yanlış oluyor. ‘Birleşik Krallık’ ya da ‘Britanya’ demek gerek. Buna dilimizi alıştırmamışız, ama alıştırmalıyız.”
Bu gidişimde oralarda önemli sorun İskoçya’ydı. İskoçya ne yapacak? Oylama yaklaşıyor. “Birleşik Krallık” içinde kalmak üzere mi oy verecek İskoç halkı? Yoksa ayrılmak için mi? İkincisi olacaksa, bütün o “Britanya” edebiyatı boşuna demektir. Bu kararla İskoçlar, bizi dilimiz dönmeyen bu adı telaffuz etme zahmetinden kurtarmış olurlar. Britanya’nın bayrağından (“Union Jack”, yani “birlik flaması”) lacivert zemin rengini çıkarmak gerekecektir ve daha neler, neler gerekecektir!
Peki, olur mu? “Hoşça kalın, dostlar; biz kararımızı verdik, gidiyoruz,” der mi İskoçyalılar’ın çoğunluğu? Dememe ihtimalleri daha ağır basıyor. Ama öyle deme ihtimalleri yok değil. En azından şunu söyleyebiliriz: yaklaşık 400 yıllık tarih içinde İskoçlar’ın bunu deme noktasına en fazla yaklaşmış olduğu andayız.
Demeyeceklerini sanıyorum, çünkü muhafazakârlığın ağır basacağı kanısındayım. “Bağımsızlık” deyince, şimdi böyle durup dururken, kolları sıvayıp bir işe girişmek, “devlet kurmak” gerekecek! Şu anda varolan devlet ve yapı içinde bulunmak, İskoçlar’a böyle yorucu bir işe girişmeyi göze aldıracak kadar büyük bir sıkıntı çıkarıyor mu? İster istemez üstünkörü olan gözlemlerimle, İskoçya’da çoğunluğun duygularının böyle biçimlenmediği sonucunu çıkarıyorum. “Üstünkörü gözlem” diyorum ya, orada dolanırken havada böyle bir sorunun olduğunu da görmedim. Londra Hayvanat Bahçesi’nde orang-utan grip olsa, metroda, şurada burada, daha çok sayıda insanın “sorun”u tartıştığını görebilirsiniz. Bu derecede önemli siyasî olay, tabii tartışılması beklenen her yerde tartışılıyor, ama toplumun tepesine çökmüş bir şey yok. 1990’da Belgrad geliyor aklıma, örneğin. Dilini bilmediğim bir toplumda, büyük felâketlerin kapıya dayanmış olduğunu haber veren yığınla sinyal alıyordum --zaten arkası da öyle geldi.
Dünyanın burasında böyle oluyor, orasında öyle. Britanya tarihinde, 17. yüzyılın başında, İskoç Kralı’nın gelip aynı zamanda İngiltere Kralı olmasıyla başlamıştı hikâye. Yani dünyada bir İskoçya vardı, sınırının nereden geçtiği belliydi. Bu tarihin herhangi bir döneminde “İskoçlar aslında İngiliz’dir” denmedi. İngiliz memurlar terfi edebilmek için İskoçya’da “Şimal Hizmeti”ne tayin edilmedi. Böyle şeyler olsaydı ne olurdu? Şimdi “Olur mu? Olursa nasıl olur?” diye soruşturduğumuz şeyler çoktan olmuş bitmiş olurdu.
İskoçya’nın bir Parlamentosu var. İlginç: bir İngiltere Parlamentosu yok. Bir “Gal Parlamentosu” da yok. Ama İskoçya’nın var.
İskoçya’nın Ulusal (Merkez) Bankası para da basıyor. Bu para İngiltere’de de --gayrı resmî biçimde-- yer yer geçer.
Dolayısıyla “Birleşik Krallık” içinde, ayrı bir devlet olmaya en yakın duran, hep İskoçya olmuştur. Demin, “ulusal devlet” kurmanın zahmetine değindim. Demek ki, bu zahmetli işin bir kısmı yapılmış, gerekli kurumlar kurulmuş. Şöyle yedi sekiz milyonluk, hali vakti yerinde bir toplum var ortada. Bu toplum şimdi karar arifesinde: “tamam mı, devam mı?” da diyebilirsiniz.
Her şeyin bu kadar rahat ve medeni olduğu bir ortamda da böyle sorunların olması, ayrıca ilginç.
Yarın da buna devam edeceğim.
Yazarlar
-
Taha Akyol‘Azerbaycan Turan yolu’ 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur Akgün8 Ağustos mutabakatı… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURRojbaş İmamoğlu, geçmiş olsun Evre ve yeni YAE’cilere dostane uyarılar… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKomisyon'un çimentosu Bahçeli 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciDemokrasi işgal edilirse… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktanİktidar, Bahçeli’nin hukuk uyarılarını dikkate almalı 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.08.2025
28.07.2025
22.07.2025
30.06.2025
16.06.2025
9.06.2025
23.05.2025
21.05.2025
12.05.2025
5.05.2025