Murat BELGE
Donald Trump, çeşitli nesnel ölçütlere göre "sır" sayılacak bir şeyleri Lavrov'un kulağına fısıldadı mı?
Böyle bir şey söylendi ve "vaka mahalli"nde bulunan Rus veya Amerikalı herkes "Yok canım! Ne münasebet! Olur mu öyle şey?" demeye başladı ki Trump kendisi "Ne olurmuş söylersem?" yollu bir çıkış yaptı. Olay devam ediyor. bakalım nereye varacak.
Niçin öyle dedi Trump? Ben Amerika'nın yeni başkanı Trump ile Türkiye'nin epeydir başkanı arasında bazı benzerlikler bulanlardan biriyim. Şöyle bir aklınızdan geçirince, Tayyip Erdoğan'ın da, onun normal olarak söylememesi gereken bir sözünü tevil etmeye çalışanları tersleyiverdiğini hatırlarsınız. "Şöyle demek istedi" derlerken paldır küldür, "Hayır, dediğimi demek istedim" diye müdahale etmişliği çoktur.
Trump olsun, Erdoğan olsun, sayıları artmakta olan bu "liderler" yaptıklarını, söylediklerini beğenerek yapan ve söyleyen kişiler. Onun için de böyle yorumlara uğramaktan uğratılmaktan hoşlanmıyorlar.
Örneğin referandumdan bu yana, Tayyip Erdoğan'ın "yeniden kucaklayıcı politikalara döneceği" yorumunda ya da tahmininde bulunanlar var. Buna göre Erdoğan birkaç güne kadar partisinin kongresine katılıp başkan seçilecek, ondan sonra da "yumuşayacak!"
Böyle bir şey olacağını hiç düşünmüyorum. Olup olmamasına gelmeden, zaten bu kelimeye yüklenen anlam konusunda bir fikir birliği olduğunu da sanmıyorum. Bu yorumu yapanlar siyasette yumuşak olmanın iyi bir şey olduğuna inandıkları için söylüyorlar bunu. Yalnız "karşı cephe"dekiler değil, kendi taraflarında olup gene de bu kadar gerilimden rahatsız olanlara bir "müjde" olarak, "kucaklayıcı olmak" gibi erdemlerden söz ediyorlar. Oysa orada, tepede, böyle şeylerin "erdem" olarak görüldüğü kanısında değilim. Orada erdem, sertlik. "Sert konuştu" falan denmesi bir sevinç yaratıyor.
Bazı şeyler bir kere salındı mı, yeniden zapturapt altına alınması çok güç, belki düpedüz imkânsızdır. Tayyip Erdoğan bir "tarz" getirdi. Bunu yoktan var ettiğini herhalde söyleyemeyiz. Bu vardı, yaşadığımız "yakın çağ tarihi"nin aslî bir ögesiydi. Ama bastırılmış bir şekilde duruyordu. Hattâ şimdi olanın tam tersi bir siyasî hatt-ı harekât tutturulursa giderilebilecek bir şey de olabilirdi. "Gelin, birbirimizi anlayamaya çalışalım," "Bakın, aslında paylaşacağımız çok şey var; konuştukça bunları keşfedeceğiz" anlayışı üstüne oturtulan bir politika ile bu olumsuz birikimler "patlayıcı" olmaktan çıkarılabilirdi. Ama, hayır, bu yol tutulmadı. Şişeden çıkan cin mecazına uygun bir üslûpla, her türlü olumsuz birikim, anı vb. üstü kaşınarak şişeden çıkarıldı. Bunun somut örgütlenmesi bile yapıldı.
AKP'nin seçim zaferleri dizisi yürürlüğe gireli beri, Tayyip Erdoğan birkaç kere kadro değiştirdi; şimdi istediği yetkilerle başkanlık yolu açıldığına göre, değişimin de devam edeceğini varsayabiliriz. Şimdiye kadar gerçekleşen değişimin yönüne baktığımızda, bundan böyle izlenecek yön hakkında da bir fikir edinebiliyor insan. Şimdiye kadar sürekli ılımlı unsurların tasfiyeye uğradığını görüyoruz. Kavga ortamını kendileri için oksijen gibi gören kadrolar bütün kilit noktaları, stratejik yerleri tutmuşlar.
Tayyip Erdoğan gibi bir "tek adam" dahi son kertede bir örgüte ihtiyaç duyar. Tayyip Erdoğan'ın bugüne kadarki seçmeleri, bunun nasıl bir örgüt olduğunun ve olacağının ana hatlarını çizmiş durumda. Bu çizili çizgilerde varolan bir örgütle "kucaklayıcı" bir "reis..." Bunlar olacak şeyler gibi görünmüyor.
Zaten sadece bu tür haberler arasında yaşıyoruz. Ahmet Şık'tan sonra Sözcü gazetesindeki birilerinin de "FETÖ"cü olarak tutuklanabildiği bir ülke burası.
Kısacası, belirli düğmelere basıldı, belirli enerjiler salındı. Bu dinamikleri tersine döndürmek bir yana, durdurmanın, hattâ yavaşlatmanın bile imkânı olduğunu sanmıyorum. Bunun adı birilerinin pek sevdiği o kelimeyle "bölücülük"se, evet, bölücülük. Bu kelime üzerinden şimdiye kadar kıyamet gibi edebiyat yapılmasına rağmen, bu kadar etkili olanına rastlamamıştık.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKParti kapatma! Kayyum veya emanetçi ata yeter… 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
6.08.2025
1.08.2025
28.07.2025
22.07.2025
30.06.2025
16.06.2025
9.06.2025
23.05.2025
21.05.2025
12.05.2025