Yıldıray OĞUR
Can Yayınları tarafından 1982 yılında Türkçesi basılan Vladimir Nabokov’un ünlü romanı 'Lolita'da, Almanca “inzest” (ensest) kelimesinin “kızılbaş” olarak çevrildiğinin ortaya çıkması ortalığı karıştırdı.
Eski CHP Dersim milletvekili Hüseyin Aygün’ün Twitter hesabından paylaştığı kitabın görselleri üzerine önce Can Yayınları’nın sahibi Can Öz bir açıklama yaptı:
"Hüseyin Bey, merhaba. kitap 1982 baskısı, dolayısıyla neredeyse 40 senedir piyasada yok; editörü de Erdal Öz. Can Yayınları'nın ismini dahi alevi kültürüne düşkünlüğünden yola çıkarak vermiş Erdal Öz'ün bunu bilinçli yapmış olması mümkün değil."
Daha sonra romanı Almanca’dan çeviren çevirmen Fatih Özgüven’den bir özür geldi:
“Hem bilgisizliğim, hem cahilliğim nedeniyle sosyal medyada gündeme gelen o affedilmez, vahim hatayı yaptım. Hemen bir sonraki baskılarda bu hatayı düzelttim. 1988'de İletişim Yayınları'ndaki 2. baskı ve sonraki 22 baskının hepsinde doğal olarak düzeltilmiş biçimiyle çıktı. Geçmişteki bu hatamdan dolayı halen çok utanırım. Yaklaşık 40 yıl önce yaptığım ve hiçbir mazereti olmayan bu vahim hatayı yazar dostlarımın uyarısı ile 2. baskıda düzeltmiştim. Can yayınları 1982’deki o ilk baskısından sonra bir daha eseri yayınlamamıştır. Geçmişte yapmış olduğum bu affedilmez bilgisizliğimden dolayı tüm Alevilerden ve demokrat tüm duyarlı Türkiye halkından tekrar tekrar özür diliyorum.”
Nobokov’un romanının çevirisinde sadece bir kere değil, farklı sayfalarda üç kez “ensest” kelimesi “kızılbaş” olarak çevrilmişti.
Yani ortada sehven yapılmış bir hata yoktu. Kasıtlı da diyemeyiz buna.
Nitekim başka kitaplarda da “ensest” kelimesinin “kızılbaş” olarak kullanıldığı ya da çevrildiğinin örnekleri çıkmaya başladı.
Örneğin Varlık Yayınevi tarafından 1966'da Türkçesi basılan Bertrand Russell'in “Neden Hıristiyan Değilim” kitabında da "ensest" kelimesi "kızılbaş" olarak çevrilmişti.
Hatta kitabın aynı yayınevi tarafından 1996'da yenilenen baskısında “kızılbaş” yerine bu kez "Alevi" yazılmıştı.
Alevileri haklı olarak öfkelendiren olayı daha da ilginç yapan iki yayınevinin yani Can ve Varlık Yayınları’nın sol-Kemalist yayınevleri olması.
Alevilerin hassasiyetlerine karşı duyarlı olmaları beklenecek yayınevleri bunlar.
Ama zaten mesele bir çevirmenin ya da yayınevinin hatasından ya da cehaletinden ibaret değil.
Ortada çok daha büyük bir sorun var.
Bu noktada sorulacak soru şu;
Nasıl oluyor da 1966 ve 1982 yıllarında yayınlanmış iki ayrı kitapta İngilizce ve Almanca’dan “ensest” kelimesi “kızılbaş” olarak çevrilebiliyor?
Aslında iki kitabın çevirmeni de bu kelimeyi görünce, çevirmenlerin sık sık yaptığı bir şeyi yapmışlar sadece...
Sözlükleri açmışlar...
Neredeyse her öğrencinin evine girmiş olan 1986 yılında İnkılap Yayınevi tarafından basılan Resuhi Akdikmen’in hazırladığı sarı kapaklı İngilizce sözlük “Langenscheidt New Standard Dictionary: Turkish-English/English-Turkish“in 200. sayfasında İngilizce “incest” yani “ensest” kelimesinin karşısında “Akraba ile zina, kızılbaşlık” yazılı.
En azından 2010 yılında sözlükteki bu madde fark edilip üzerine büyük tartışmalar kopana kadarki baskılar böyleydi.
Yine en popüler Fransızca-Türkçe sözlüklerden Aydın Karaahmetoğlu’nun Ali Bayram’ın danışmanlığında hazırladığı 1989 yılında Fono Yayınları’ndan çıkan Fransızca - Türkçe, Türkçe-Fransızca Sözlük’te de Fransızca “ensest” kelimesi olan "inceste" nin karşısında iki anlam yazılmış: "Akraba ile zina" ve Kızılbaşlık."
1993 Sivas Katliamı sonrası Alevilikle ilgili artan duyarlılıkla fark edilene kadarki sözlüğün baskıları böyleydi.
Muhtemelen 1980’lerin başında Nobokov’u Almanca’dan çeviren çevirmenin yanı başında olan sözlüklerden Prof. Cemal Köprülü-Dr. Karl Steuerwald'ın 1966 yılında çıkan ve Almanya’ya giden Türk işçiler için hazırlanmış Almanca-Türkçe Wörterbuch/Sözlük 'de Almanca “ensest” kelimesi “Bulutschande” şöyle tarif edilmiş: “Yakın akrabalarla zina, Kızılbaşlık."
Almanya’ya gitmiş Alevi vatandaşların tepkileri üzerine sözlüğün bu maddesi daha sonraki baskılarda revize edilmiş.
Baki Öz, 1996 yılında Can Yayınları’ndan çıkan Aleviliğe İftiralara Cevaplar kitabında başka pek çok sözlüğün ensest maddesinin de benzer olduğunu ortaya koymuştu.
Remzi Yayınevi tarafından 1973 yılında basılan İngilizce-Türkçe Sözlük’te İngilizce "incest" yani “ensest” kelimesinin karşısında “Aile içi zina ve Kızılbaşlık” yazıyordu.
Yine 1973’de Türkçe’nin en ünlü sözlükçülerinden Pars Tuğlacı'nın İnkilap ve Aka Kitabevi’nin bastığı "Büyük Türkçe-İngilizce Sözlük’ünde de "Kızılbaş: "Günahkâr bir Müslüman mezhebinin üyesi. Ahlaki değerli düşük olan. Geçmişte Şah İsmail'in ordusunda, düşük ahlaklı bir sınıf” diye geçiyordu.
A. Vahit Moran'ın Adam yayınları tarafından 1985 yılında yayınlanan "Türkçe-İngilizce Sözlük”:
“Kızılbaş: Günahkâr bir Müslüman mezhebinin üyesi. Ahlaki değerli zayıf kişi."
Türkçe’deki en eski İngilizce sözlük olan “Yeni Redhouse Türkçe-İngilizce Sözlük”:
“Kızılbaş: Cinsel yönden düşük ahlaklı kimse."
Yine Redhouse’un "Çağdaş Türkçe-İngilizce Sözlük”:
"Kızılbaş: Düşük ahlaki değere sahip.”
Turhan Kitabevi’nin “Türkçe Büyük Lügat”:
“Kızılbaş: Günahkâr bir Müslüman mezhebinin üyesi. Düşük ahlaklı kimse. Hafif meşrep, cinsel yönden zayıf davranan"
Yine Turhan Kitabevi’nin “Türkçe-İngilizce Büyük Lügat”:
“Kızılbaş: “Düşük ahlaki değere sahip kişi"
İlk baskısı 1943 yılında yapılan Vasıf Okçugil'in Kanaat Kitabevi'nden çıkan "İngilizce-Türkçe Büyük Lügat":
Incest (Ensest): "Kızılbaşlık, akraba ile zina"
Aynı yayınevinin 1955’de bastığı Arif Cemil Denker ve Dr. Bülent Davan tarafından hazırlanan "Almanca-Türkçe Büyük Lügat":
“Inzest: "Yakın kan hısımları arasında, yasak olan (memnu) cinsi mukavenet: Fücur, Kızılbaşlık, zina"
İlk baskısı 1972 yılında yapılan ama daha sonra gazetelerin kuponla verdiği, her eve giren Karl Steuerwald’ın “Almanca-Türkçe Sözlük”:
“Blutschande-Inzest: Yakın akrabalarla zina, Kızılbaşlık.”
Sadece sözlüklerde de kalmamış bu ayıp.
Gazeteler kuponla dağıttıkları için neredeyse her eve girmiş ünlü Larousse Ansiklopedi’sinde de bu ayıp tekrarlanmış.
Sabah gazetesinin "Meydan Larousse Ansiklopedisi" ve Milliyet gazetesinin “Yeni Büyük Larousse” unda "Antropoloji"
maddesinde Levi-Strauss’dan alıntı yapılırken de “ensest” kavramı yine herhalde bu sözlüklere bakılarak “kızılbaş” olarak çevrilmiş:
"Bağışların karşılığı olayını inceleyen Mauss, bunun en güzel örneğini kadınların alınıp verilişinde (evlilik) bulur. Mauss'un bir tabiat olayı olarak gördüğü Kızılbaşlık yasağı Levi-Strauss için ancak bir buyruğun karşıtı olarak açıklana-bilir. Yani sosyal bir olaydır. Bu 'anneyle, kız kardeşle veya kız evlatla evlenmeyi yasak eden bir kuraldan çok; anne, kızkardeş veya kız evlat vermeye zorlayan bir kural, yani tamanlamıyla bir bağış kuralıdır' denilmektedir."
Ama suçu sözlükleri hazırlayanlara atarak da işin içinden çıkamayız.
Nihayetinde sözlükleri hazırlayanlar da devrin edebiyatına bakmışlar.
Ömer Seyfettin’in Harem, , Yakup Kadri Karaosmanoğlu'nun Nur Baba, Reşat Nuri Güntekin'in Balıkesir Muhasebecisi-Tanrı Dağı Ziyafeti, Hüseyin Rahmi Gürpınar'ın Toraman ve Halit Ziya Uşaklıgil'in Aşk-ı Memnu’sunda da “kızılbaş” benzer anlamda kullanılıyor.
Hatta 1975’de Aşk-ı Memnu TRT’de ilk kez dizi olarak çekildiğinde, “kızılbaş” benzer bir anlamda kullanıldığında bir tepki oluşmuş ama o zamanlar daha çok taşrada ve köylerde yaşayan Alevilerin sesi duyulmamış.
Sadece edebiyatta değil, gazetelerde de bu kullanımın örneklerini bulmak mümkün.
1931 yılında Dersim’e giden gazeteci Naşit Hakkı Uluğ, Cumhuriyet’in vahşi ve ilkel olarak gördüğü ve medenileştirmeye karar verdiği Dersim’i anlatırken de benzer ifadeler kullanır:
"Kaçgöç yok... Sünnete bir ustura dokundurup biraz kançıkarmakla insan Müslüman olur mu? Aile hayatları bizim-kinden bambaşka... Bir kardeşin aldığı karıya diğeri pervasız-ca tasarruftan çekinmez; namus telakkileri bize uymaz."
Yani ortada bir çevirmen ve yayınevi hatasından fazlası var.
30’lar, 40’lar, 50’ler, 60’lar, 70’ler, 80’ler, 90’lar boyunca “ensest” kavramı büyük bir rahatlıkla “kızılbaş” olarak çevrilmiş ve kullanılmış.
1980 yılında sol bir yayınevinin yine sol menşeli çevirmeni bile çevirdiği romanda “ensest” kelimesini görünce sözlüğü açmış, “kızılbaş” kelimesini görüp, kullanmış.
Bunun ne büyük bir ayıp, nasıl bir hakaret olduğunun farkına bile varamamış.
Zaten esas mesele de bu.
Hakaret ettiğinin bile farkına varamayacak bir duyarsızlık ve cehalet var karşımızda.
Ama bu cehalet bilgisizlikten kaynaklanmıyor.
Bir zamanlar Türkiye’nin entelektüel ortamının, ana akımının ne kadar tek tip, steril ve toplumsal çeşitlilikten kopuk olduğunu gösteriyor.
Öyle ki çok uzun yıllar boyunca kimse bunlardan rahatsız olmamış, itiraz etmemiş, itiraz edenlerin sesleri duyulmamış.
Üstelik bu kitaplar, sözlükler, çeviriler Sünni dindarların elinden de çıkmış değil.
Bugün Alevilik konusunda aşırı duyarlı olan kesimlerin eserleri bunlar.
Ama işte o duyarlılık o kadar da eski değil.
Aleviler, 1993 Madımak Katliamı’na kadar seslerini çıkaramamış, dikkate alınmamış bir toplum.
90’lardan itibaren bu konulardaki duyarlılıklar arttıkça kitapların ve sözlüklerim yeni baskılarında bu ayıpların bazıları düzeltildi.
Televizyonda benzer bir ayıbı işleyen Güner Ümit’in 1995’de başına gelenler malum.
Ama Türkiye’nin kamusal alanı, entelektüel dünyası, edebiyatı, medyası çok uzak olmayan zamanlara kadar ülkedeki mevcut farklılıkların temsil edilmediği, dindarların, Kürtlerin, Alevilerin, Hıristiyanların, Yahudilerin görülmediği, onlara atışın serbest olduğu, onların hassasiyetlerinin dikkate alınmadığı tek tip ve steril mecralardı.
Bugün geçmişe doğru baktığımızda bu nasıl yapılabilmiş dediğimiz ayıplar o günlerin normaliydi.
Tıpkı Amerikalıların bugün 1939 yapımı Rüzgar Gibi Geçti filmini izlediklerinde oradaki ırkçılığı, köleciliği görüp utanması, filmi platformlardan kaldırması gibi bir vaka var karşımızda.
Bu çeviri krizi Türkiye hakkında anlamak isteyene o kadar çok şey söylüyor ki...
Yazarlar
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
4.08.2025
2.08.2025
28.07.2025
26.07.2025
23.07.2025
19.07.2025
16.07.2025
13.07.2025
11.07.2025
9.07.2025