Yüksel TAŞKIN
Karşılaştırmalı bir bakışla ele alındığında, Türkiye Solu’nun nispeten etkisiz olduğu açıktır. Sözkonusu etkisizliğin en temel nedenlerinden birisi, solun bir aydın hareketi olarak doğmuş olması. Aydın da öncelikle Osmanlı’nın Tercüme Odası’nda dünyaya getirildiği için, fazlasıyla “kitabi” veya kuramsal düşünme eğilimine sahip.
Kuram, sol için her zaman değerlidir. Kuramın çok fazla abartılıp adeta dinsel bir mahiyet kazanması ise, Osmanlı-Cumhuriyet tecrübesinin “yeni bilgi, aynı zamanda dönüştürücü bilgidir” inancıyla yakından alakalı. Aydın da bu yeni bilgiyi gün ışığına çıkaran, “toplumu aydınlatan öncü” olarak ayrıca önem kazanır.
Kurtarıcı, dönüştürücü bilgi ve kurama duyulan naifçe inancın, dinsel düşünme kalıplarından bütünüyle kurtulamamakla da ilgisi var. Sözgelimi Sol’un genişçe bir bölümünde ne olursa olsun Marksizm’i haklı çıkarma kaygısı var. Marksizm’e veya bir kurama dindarca bağlanma, ona inanmayı adeta seküler bir iman hâline getiriyor. Son derece birikimli aydınlar, adeta “Marksist kuramı kurtarma komitesi” gibi hareket edebiliyorlar.
Bu kurtarma çabasının arkasında ciddi bir bağlanma ihtiyacı var aslında. Başka ülkelerdeki Marksist çevrelerde de benzerini gördüğümüz bu tutumun, Türkiye’de daha abartılı biçimlerde yaşanması, Kemalizmin etkileriyle de alakalı. Türkiye’ye yabancı birisi, Kemalistlerin bugünkü pratiklerini incelese, onları Anıtkabir merkezli bir dinin mensupları sanabilir.
Kemalizm, aklı bir otoriteden kurtarabilmek adına başka bir otoriteye bağlanma yoluna gitti. OysaKant’ın Aydınlanma tanımı basittir: “Aklın hiçbir otoritenin gölgesinde kalmadan işleyebilmesi.” Kemalist modernleşme projesi, toplumda etkili olduğu sürece, Kemalistler nispeten akılcı, pragmatik de davranabiliyorlardı. 1970’lerin Sol Kemalizmi bu duruşa örnek sayılabilir.
Toplum, Kemalist vesayetçiliği aşma emareleri gösterdikçe, Kemalizm dinî reaksiyonerliğe benzeyen bir savrulma yaşadı. Dinsel bağlanma ve törensellik unsurlarını daha da öne çıkararak krizi aşabileceğine inandı. Bu krizin en temel nedenlerinden birisi de, Kemalist aydınların toplumsal itibarlarını yitirdiklerine dair derin endişeleriydi.
Sol’la ilgili bir yazıda Kemalizm bahsini fazlaca uzattığım düşünülebilir. Son dönemde bazı Marksist gurup ve aydınların, Kemalistlere daha da yakınlaştıkları görülüyor. Bu benzeşme, 70’lerin Sol Kemalizmi örneğinde olduğu gibi, nispeten özgüvenli ve pragmatik bir boyut da içermiyor. Kimi Marksistleri Kemalistleştiren temel etken de aynı: Özünde modernist aydınların toplumsal itibarlarının gerilediğini hissetmelerinden kaynaklanan bir reaksiyonerlik.
Sol’un bir bütün olarak, aydınların açık veya örtük biçimde ayrıcalıklı sayıldıkları döneme özgü reflekslerini aşması gerekiyor. Aydınların itibarlarını, “kuramın bekçileri” olmaktan aldıkları dönem sona erdi. Eşitlik, adalet ve özgürlük gibi evrensel değerlere ulaşmanın sabit, sihirli bir “Tek Yolu” veya kuramı yok. Toplumsal mücadelelerde ayrıcalık iddia etmeden, “demokratça” var olabilmenin yollarını bulmalıyız.
Yazarlar
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
























































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
20.04.2024
15.12.2019
26.07.2019
18.12.2017
27.09.2017
19.09.2017
10.08.2017
27.07.2017
10.07.2017
26.06.2017