Sezin ÖNEY
Hayata düşen her yıldırım, aynı zamanda olan biteni bulunduğumuz yeri, yolu, yaptıklarımızı düşünmek için de bir fırsat.
Taraf’ta yazmaya başladığımdan beri, benim hayatımdan yıldırımlar eksik olmadı. Bazen tek bir değil, yıldırımlar demeti üzerime yağdı. Her darbeden sonra, insan önce devam edemeyeceğini düşünüyor, sonra sarsıntılar arasında, üzerinden tozları silkip kendine geliyor.
Başka çare var mı?
Her zaman beterin beteri var; çarpan yıldırım da, sonunda insana “ben ne yapıyorum, yaptığım doğru mu, kendime karşı dürüst müyüm, hayatı ‘gerçek’ mi yaşıyorum” sorularını sordurabiliyorsa, o zaman arkaya bakmadan yürümeye devam etmek de mümkün.
Taraf’ın bugün, hâlâ onlarca çalışanı var. Birçoğu da, sabah akşam gazeteye emek vermiş, yağmur kar çamur demeden gazeteyi, kendi yaşadıkları imkânsızlıklara rağmen, ne maddi ne de manevi bir karşılık alarak yaşatmaya çalışmışlar.
Bu dönüm noktasında, gazete için “bitti gitti” demek, onların emeklerine de büyük saygısızlıktır. Taraf, bir gün artık olmadığında, bu insanların önemli bir kısmının da, Türkiye’nin “kayıp gazeteciler” ordusuna katılacağını unutmamak gerek.
“Kayıp gazeteciler ordusu” diyerek, ben 1998’de gazete dünyasına adım attığımdan beri, yaprak dökümü gibi mesleklerini bırakmak zorunda kalan gazetecileri kastediyorum. Çok yetenekli ve işlerini çok seven birçok gazeteci, uzun süreli işsizlik dönemleri nedeniyle sonunda mesleklerinden uzaklaştı; sonuçta hep medya ve dolayısıyla “haber alma özgürlüğünden” uzaklaşan Türkiye kaybetti.
Taraf, bugün yoluna, geçmişten dersler çıkarak ve çalışanlarının artık emeğinin karşılığını vererek devam edebilirse, bu durum, sadece medyanın değil, Türkiye’nin kazancı olur.
Vicdan muhasebesi sadece, gazete olarak Taraf’a gerekli değil tabii.
Ben kendim de, durduğum yeri, yaptığım işi sorgular oldum.
Taraf’ta, “Yeni Avrupa” köşesine, dünyada olup bitenlerin bizim burada yaşadıklarımızla paralellikleri, karşılaştırmaları üzerine yazarak, özellikle de Avrupa ve Türkiye’yi karşılaştırarak başladım. Bunu uzun süre de yaptım; ancak Türkiye’ye döndükten sonra, kademe kademe ben de, eleştirdiğim bakış açısına saplanıp, sadece Türkiye’yi yazdığımı görüyorum şimdi.
Türkiye’nin, demokratikleşme sürecinde, bir kör noktaya geldik.
Nilüfer Göle gibi, uluslararası akademik dünyanın bir parçası olan, modernleşme üzerine yıllarca çalışmış bir akademisyen bile, “Tayyip Erdoğan büyük bir lider. Tarihle randevularının büyük kısmını kaçırmadı. Ancak Kürtlerle randevusunu kaçırırsa hepsi boşa gidecek” gibi sözler söylüyor.
Işın Çelebi’nin, Türkiye’nin Dönüşüm Yılları adlı yeni yayımlanan kitabının önsözünden alıntı Göle’nin bu sözleri. T24’te, Milliyet’te beraber (daha doğrusu yan yana) çalışma şansı bulduğumMurat Sabuncu da, Göle’den bu alıntıyı yapmış. Ben ondan farklı olarak bu sözlere çok takıldım.
Bir akademisyenin, “tarihle randevularını kaçırmayan büyük lider” yorumunu yapıyor olması, bu sözleri de, önceki gün ODTÜ’de binlerce polis, öğrencilerin üzerine yollanmışken okumanın da etkisiyle çok acıklı gözüktü bana.
“Tek adam” kültünden muaf değiliz hiçbirimiz, o nedenle hiç olmadığı kadar “isimsiz kahramanlara" ihtiyacımız var. Taraf’ın çalışanları da, “isimsiz kahramanlar” olarak desteklenmeyi hak ediyor.
ODTÜ’deki gösterilerde, hukuk öğrencisi, Barış Barışık’ın polisin attığı gaz bombasının başına isabet etmesi sonucu, beyin kanaması geçirdiği anlarda, “eski memleketim” Budapeşte’de de, öğrenciler gösteri yapıyordu. Macaristan’ın “derin ekonomik krizini” sebep gösteren Viktor Orbán liderliğindeki muhafazakâr sağ hükümet, üniversitelerde eğitimin paralı olması kararını almıştı; öğrenciler de bunu protesto ediyordu. Gösterilerin üçüncü gününde, hükümet; “Öğrencilerin mesajını aldık” diyerek geri adım attı. Üniversitelerin paralı olması kararı da geri alındı.
“Tarihle randevusunu” kaçıran, “çoğulcu bir demokrasi” olacağı zannına kapıldığımız Türkiye, kaçırmayansa, “tek adam” kültünü yeniden yaratan Erdoğan, kuşkusuz ki.
Sürekli rutini tekrar ederek, ne yaptığımızı, nasıl yaptığımızı hakkını vererek düşünmeyerek de, hepimiz, “hayatla randevumuzu” kaçırıyoruz aslında.
22 kasım, yazar Sevgi Soysal’ın ölüm yıldönümüydü. Teyzem Sevgi’yi anmak da, “yoğun gündem” arasında aklıma gelmedi bile. 2005’te yayımlanan Sevgi’nin Radyo Konuşmaları-Hoş Geldin Ölüm kitabında yer alan, “Zordur Düşmanlık” konuşması şöyle sonlanıyor;
“Eğer ölüm varsa, daha güzel bir hayatın, daha uygar insanların, daha insanca kuracakları bir hayatın gereği için var. Yoksa, ölüm, insanlar arasındaki kavgayı, bir insan ömrü içinde aşamadıkları sevgisizliği, çirkinliği daha kötü bir dünyaya aktarmak isteyenler için değildir.”
Sevgi, şöyle de demişti;
“Belirleyici olan, aslolan ölüm değil, hayattır. Bizim koğuş da geçmiş ve yakın ölümlerin acılı noktasına bir virgül ekleyip sürdürüyor yaşamı.”
Biz de, Taraf koğuşu olarak bir virgülle devam ediyoruz.
Yazarlar
-
Nevzat CİNGİRTKelbaşa Şimşir Tarak… 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanGenel Yapay Zeka aslında bir büyük yalanın mı adı? 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞFAİLİ MEÇHULLER BİR “DEVLET POLİTİKASI” MIYDI? 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciPahalılık turisti de vurdu... 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİran yeniden menzilde 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRDünyanın temel düzeni sarsılıyor: Yeni bir ütopya, krizlerden çıkışın anahtarı olabilir 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelTek adama alışmış bir ülkede CHP'de ‘çift lider’ stratejisi ne kadar çalışır? 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTuhaf yasa maddeleri 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKKM kalktı, müjde! 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur Akgün10 yıl sonra nasıl bir Türkiye? 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNENeler olacağını bilmek 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava Tümseği 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKIlımlılar, İslamcılar, Fundamentalistler: “Batı Türkiye’ye Nasıl Bakıyor?” meselesi 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENDiyanet iğneyi çuvaldızı kendisine batırırsa… 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAKürt Halkı: Barışın ve Demokratik Toplumun Evrensel Öncüsü... 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezKalıcı toplumsal barış: Engeller, imkanlar 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kirasİslamcı, sosyalist ve milliyetçi bir düşünür 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKGerçekten emperyalist güçler bölgede Kürdistan istiyor mu? Irak ve Suriye’de olanlar bu tezi yalanlı 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMete Tunçay mı yanılmıştı? 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNSuriye’de dahil olunacak bir ordu var mı? 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBir hâkim Caprio'muz niye yok? 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRİddia: Ziraat’te ‘Gizem B. skandalı’! “Günooo kızlar… Paralar sizin için yükleniyor” 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKeser döner sap döner… 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKardeşlik 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUAklını başına, vicdanı kalbine toplasan ya! 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluDemokratikleşme paketleri beklenirken hangi kanunlar gelecek? 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇKudüs, ey Kudüs! 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİller Bankası Genel Müdürü Recep Türk: Listemizde sadece Aydın yok 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNAK Parti’den yeni tarzı siyaset: seçmeni kazanamıyorsan seçileni kazan 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUMutlak kötülüğün mutlak zaferine doğru mu? 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBir Devletin ve Toplumun İçten İçe Çözülüşü 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Alevi Hakları… 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuYargı, Mafya ve Beyaz Toros… 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunBarışın gerekleri, Cumartesi Anneleri ve Ablam… 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. Yılmazİpe un serme komisyonu mu? 21.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu17 Ağustos ve 6 Şubat niye akılları başa getirmedi? 18.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan24 yıl sonra CHP’ye muhtaç hale gelmek… 18.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANBelediye başkanları ne yaptıklarının farkında mı? 18.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSeyfettin Çilesiz’in çilesi 18.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçDiyanet anayasaya aykırı bir hukuk rejimi öğütleyemez! 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayEnflasyon raporu: Faiz, fiyatlar, sofradan eksilen tabaklar 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANBitmeyen CHP tartışmaları (II): Yelin kayadan toz koparması 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.02.2025
29.01.2025
17.01.2025
7.11.2024
6.11.2024
24.10.2024
27.06.2024
7.06.2024
26.05.2024
20.05.2024