Yıldıray OĞUR
Türkiye’nin 68 yıllık çok partili demokrasi tarihinde en yüksek oy oranı yüzde 57 ile 1954 seçimlerinde Menderes’e ait. Onu 1950 seçimlerinde 1965 seçimlerinde yüzde 52.8 ile Demirel, ardından 1950 seçimlerinde yüzde 52.6 ile Bayar izliyor. Ondan sonraki iki sıra Erdoğan’ın. 10 Ağustos 2014 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde aldığı yüzde 51.8’lik oy oranı hem 12 yıllık AK Parti tarihinin rekoru hem de Türkiye seçim tarihinin en yüksek dördüncü oyu, hem de ikinci oya küsurat farkıyla...
“Bu yetmez, daha iyi yen beni” artık mazoşizme girer…
Ama yine de acımadı ki, yine de o kazanmadı, biz kaybettik, yine yetmez, bu bir zafer değil, balkon konuşmasını o yapsın, o adım atsın.
Seçim analizlerinde en popüler birkaç klişeye yakından bakalım:
En pespayesinden başlayalım; “Ah o tatilde şezlonglarından kalkmayan sorumsuz vatandaşlar, Şeriat gelirse son tatiliniz olur tehditlerine bile aldırış etmeyip sere serpe yatanlar” analizlerine…
Sadece birkaç rakam yeterli…
Son seçime katılım oranı yüzde 73.8. Ekmeleddin İhsanoğlu’nun birinci çıktığı illerdeki katılım oranlarına bakalım: Edirne 81, Kırklareli 83, Tekirdağ 80, Çanakkale 84, Balıkesir 84, Manisa 85, İzmir 79, Aydın 80, Denizli 83, Muğla 79, Antalya, 73.3, Mersin, 77, Adana 75, Hatay 82. Katılım, Türkiye ortalamasının üstünde. Ekmeleddin Bey lehine farkın daha çok olduğu illerde çok çok üstünde. Aynı katılım oranları Erdoğan’ın çok yüksek oylar aldığı Ordu’da yüzde 70, Trabzon’da 71, Rize’de 76, Konya’da 80...
Tatile gittiği söylenen CHP’li seçmenlerin daha çok olduğu ilçelere bakalım biraz da. Önce İstanbul. Katılım oranı: Yüzde 71. Beşiktaş yüzde 72, Kadıköy yüzde 72.5. Bakırköy yüzde 70, Şişli 68, Fatih 68, Güngören 70, Bağcılar 72, Gaziosmanpaşa 71. Katılım oranının yüzde 77 olduğu Ankara’da Çankaya 74. Katılım oranının yüzde 79 olduğu İzmir’de Karşıyaka'da katılım yüzde 79.
Yani CHP’li seçmenin tatilde olduğunu söyleyen herhangi bir rakam yok, hatta CHP’li tatilci seçmenin sandığa ilgisinin Türkiye ortalamasında ve pek çok yerde üstünde olduğu bile söylenebilir.
Bu rakamları IPSOS’un seçim sonrası araştırması da doğruluyor. IPSOS’a göre seçime HDP seçmeninin yüzde 87’si, CHP seçmeninin yüzde 79’u, AKP seçmeninin yüzde 73’ü ve MHP seçmeninin yüzde 72’si katılmış. Seçime katılmayan yüzde 27’nin tamamının katıldığı bir seçim zaten yok. Son belediye seçimlerindeki yüzde 90 katılımla kıyasla katılmayan yüzde 17’nin içinde Erdoğan’a oy vereceklerinin oranı açık ki daha yüksek. Yani özetle; tatilcileri şezlonglarından zaten kaldırmışsınız, bari bırakın da tatillerinin geri kalanını huzurla bitirsinler…
İkinci ezber Demirtaş’ın oyları hakkında söylenenler. Laikler, solcular buradan kendilerine bir zafer çıkardı, çıkaracaklar. Yakından bakalım.
Erdoğan için en sürpriz sonuç İstanbul olmalı. Katılımın yüzde 90 olduğu son belediye seçiminden, katılımın yüzde 71 olduğu cumhurbaşkanlığı seçimine AK Parti 500 bin oy kaybetmiş. Oy kaybettiği ilçeler oy deposu olan ilçeler. Fatih 20 bin, Esenler 20 bin, Bahçelievler 20 bin, Kağıthane 20 bin, Küçükçekmece 20 bin, Güngören’de 10 bin diye gidiyor. Kadıköy, Beşiktaş gibi düşük oylar aldığı ilçelerde ise oyunu genelde korumuş.
Oy kaybının birinci sebebinin yazın memleketlerine giden AK Partili seçmenler olduğu görülüyor. İkinci neden de başka bir ezberi bozacak: AK Parti’den Demirtaş’a giden Kürt oylar.
Yine birkaç rakama bakalım.
İstanbul’dan başlayalım. Demirtaş yerel seçimlerde Sırrı Süreyya Önder’den 237 bin daha fazla oy almış. Büyük bir başarı. Peki bu olaylar kimden gelmiş? 5 ay önceki seçimde tatava yapmayıp Sırrı Süreyya yerine Sarıgül’e basanlardan mı? Evet, bir kısmı onlardan. Demirtaş Beşiktaş’tan 6.682, Kadıköy’den 17.169, Beyoğlu’ndan 15.275, Şişli’den 14.714 oy almış. Evet bu ilçelerde tatavacıları ikna edip, oylarını almış ama abartıldığı kadar yüksek oranlarda değil bu kayış.
Bu ilçelerdeki Demirtaş’ın oyları İstanbul’daki genel oyunun (yüzde 9) epey altında. Beşiktaş’ta İhsanoğlu yüzde 75, Demirtaş yüzde 6, Kadıköy’de İhsanoğlu 72, Demirtaş yüzde 6.
Demirtaş’ın esas oylarını artırdığı ilçeler Kürt nüfusun kalabalık olduğu ilçeler. Küçükçekmece’den 40 bin, Bahçelievler’den 30 bin, Bağcılar’dan 50 bin, Esenyurt’tan 50 bin oy almış Demirtaş. Oy oranı bu ilçelerde yüzde 15’in üstünde, 20’ye yaklaştığı yerler var. Ermeni nüfusunun yoğun olduğu Adalar’da oylarını üçe katladığını da not düşelim.
İstanbul’dan çıkmadan iki not daha. Demirtaş’a Bebek’in merkezindeki Tevfik Fikret İlkokulu’ndan yüzde 2, Cihangir’in merkezindeki Firuzağa İlköğretim Okulu’ndan sadece yüzde 9 oy çıkmış. İkisi de İstanbul ortalamasında ya da çok altında. Beyaz Türklerden ve Cihangir’den Demirtaş’a çok özel bir ilgi yok.
Demirtaş, doğu ve güneydoğuda 23 ilin 21’inde Erdoğan da 19’unda oylarını artırmış. Diyarbakır’da Erdoğan eski oyunu korumuş. İlginç kaymalar da olmuş. Örneğin muhafazakâr Kürt tabanı olan Erzurum’un Kürt ilçeleri Tekman, Hınıs’ta. Erdoğan genel ve yerel seçimlerde aldığı oyların bir kısmını Demirtaş’a kaptırmış görünüyor. Ankara’nın yerlisi Kürtlerin yaşadığı, AK Parti’nin yüzde 70’lerde oy aldığı Haymana’da mesela Demirtaş’a yüzde 14 oy çıkmış.
Peki Alevi oyları Demirtaş’a gitmiş mi? Hem evet hem hayır. Sembolik birkaç rakama bakalım: Alevi Türklerin yaşadığı Sivas’ta Demirtaş’ın oyu, 1.22, Arap Alevilerinin yaşadığı Samandağ’da 3.47. Eski seçimlere göre dramatik bir artış yok. Ama Kürt Alevilerinin yaşadığı Dersim’de 10 binden 20 bine çıkmış oylar.
Yani Demirtaş’ın oylarını yükselten Beyaz Türkleri dansa kaldırmak, solla ittifak kurup, Erdoğan’a en çok hırsız demek olmamış. Esas olarak silah bırakmış, barışına yönelmiş Kürt siyaseti, AK Parti’ye kaymış Kürtlerin oyunu çekmeyi başarmış. Belki daha az anti-Erdoğan, anti-AKP siyasetiyle, AK Partili dindar Kürtlerin aklını daha da çelebilirmiş. AK Parti dindarlığı merkeze taşıdığı gibi, HDP de Kürtlüğü ayıpmış gibi geriye iterek değil, tam tersine toplumun merkezine taşıyarak Türkiyeleşebilir ve böylece Türkiye’nin normalleşmesine büyük bir katkı yapabilir.
Notlar şimdilik bu kadar. Zaten artık seçimden konuşan yok. Ama tekrar hatırlatalım; büyük bir galibiyetti bu. Muhalefet için de ağır bir yenilgi.
Erdoğan, Matrix’in kontrol odasına, “statükonun inine” girmiş oldu. Birinci saatinde de “Türkiyeli” diyerek herkese “gerçeğin çölüne hoş geldiniz” dedi. Birazcık da olsa acıtmış olmalı…
Yazarlar
-
İsmet BerkanHukuk devletinden uzaklaşmak boşuna değildi, tam da bugünler içindi 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUMerkeziyetçilik bütün kötülüklerin anasıdır! 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURErbil’deki tartışma: Zor yakalanan mı zor olan mı? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERGeri Çağırma Hakkı 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVer elini kayyumokrasi 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ1 Eylül Dünya Barış Günü ve toplumsal sorumluluk 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciPiyasaları kim hazırladı? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolSuriye’de haberler kötü 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNYıkıcı korku değil kurucu cesaret 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNYargı İstanbul Yönetimini Görevden Alınca CHP Direniş Kararı Aldı 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAUmut Hakkı, Özgürlük ve Demokratik Gelecek: Toplumun Vicdanına, İktidara ve Halklara Çağrı 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRT20 Yılda Ne Değişti? 2.09.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilMillî mi, Evrensel mi? Muhafazakâr Savunma Sözlüğünün Anatomisi 2.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBarış Umudu 2.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluKim demiş İslam ülkeleri bir araya gelemiyor diye 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞAnayasa Madde 66: Türk vatandaşlığı 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazRüşvetçileri merak eden bir savcı var mı? 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKMalazgirt ruhu: Sultan Alpaslan ve Cevdet Sunay yeni Türkiye’ye el sallıyordu 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBir Demokrasi Kurultayı hikâyesi 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: İtalya-Güney Tirol Özerk Bölgesi 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNLevant’taki İsrail düşü Türkiye için kâbus mu? 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞDİYANET NE ZAMAN ”KENTLİ” OLACAK? 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Kusursuz fırtına’nın tam ortasında: Türkiye krizler kavşağında hangi yola sapacak? 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKızışan Ortadoğu ve Amerikan sağında ihtilaflar 30.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRAktaş serbest, Özer niye tutuklu? İşte skandalın kanıtı 3 rapor 30.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİPlazma Toplumu: Bir sinyal okyanusunda yüzen balıklar gibiyiz 30.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan çok beğenmiştir… 30.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasLiderleri neden ‘insan üstü’ gibi görüyoruz 30.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBüyük hesaplaşmaya doğru 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRCezaevinden yükselen çığlık: Yaşamak istiyorum! 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuAnkara neden huzursuz? 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANSiyaset kulislerinde konuşulan baskın seçim senaryosu… 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunBarışın kaçınılmazlığı… 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYATürk futbolunun acı gerçeği: Kendimiz çalıp kendimiz oynuyoruz 29.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
2.09.2025
30.08.2025
27.08.2025
23.08.2025
20.08.2025
18.08.2025
16.08.2025
13.08.2025
11.08.2025
9.08.2025